hesabın var mı? giriş yap

  • bir kaç hafta sonra kendi evlilik yıldönümü yaklaşan evli bir algı yönetimi uzmanı olarak yahu bu erkekler neden evlenir veya evlenmek iyi bir şey midir gibi sorulara bir kaç cevap vermek istedim. cevaplarımız tamamen bilimseldir efendim. sonra neden böyle hocam demeyin.

    1) duygusal bağ ve destek ihtiyacı

    abd'deki clark university tarafından yapılan bir araştırma, erkeklerin çoğunun evliliği, duygusal destek ve bağlılık sağlayan bir partner bulmanın bir yolu olarak gördüğünü bulmuştur. evlilik, duygusal güvenlik ve sadakat arzusunu karşılar ve aynı zamanda kişinin hayatındaki diğer önemli ilişkilere de destek olur. yani bekar arkadaşım duygusal güvenlik arıyorsan öyle çıkmayla falan o işler olmaz takacaksın yüzüğü parmağına rahat edeceksin.

    2 ) aile kurma isteği

    sosyal psikoloji ve evrimsel biyolojiye göre, birçok erkek aile kurma ve çocuk sahibi olma isteğine sahiptir. erkekler genellikle çocuklarının güvende ve iyi bakıldığından emin olmak için evlilik yapmayı tercih ederler. bazı evrimsel biyologlar olur mu öyle yahu deseler de insan sosyal bir varlık ve bir erkek için ufakta olsa bir sosyal birime ait olmak önemli. ancak burada kafalar karışık. genelde özgür yaşamak isteyen erkekler evrimsel biyolojinin çok eşli tezlerini beğenirken evlilik kafasına olanlar monogamik yaşayan hayvanları örnek gösterir. mesela, monogami seven hayvanlara bakalım.

    kurtlar, monogamiye benzer bir yapı gösterirler. bir erkek ve bir dişi genellikle bir ömür boyu birlikte kalır ve birlikte yavrularını yetiştirirler. bu, kurtların karmaşık sosyal yapılarını ve başarılı avlanma stratejilerini destekler.

    kutup penguenleri genellikle aynı eşle her yıl çiftleşirler. erkekler, dişinin döndüğünü ve onları tanıdığını umarak, her yıl aynı yuva alanına dönerler.

    kırlangıçlar, aynı eşle tekrar tekrar çiftleşen ve aynı yuvayı kullanan bir başka örnektir.

    albatroslar özellikle dikkate değerdir çünkü bu kuşlar, çiftler halinde ömür boyu bir arada kalır ve ayrıca karmaşık çiftleşme dansları sergilerler.

    gibbonlar, insanlara benzer bir eşleşme ve aile yapısına sahip olan birkaç primat türünden biridir. bir erkek ve bir dişi genellikle birlikte kalır ve yavrularını birlikte yetiştirirler.

    tabi bu hayvanların her biri, insanlarla benzer şekillerde eşleşme ve çift oluşturma davranışları sergiler, ancak bu davranışların sebepleri ve sonuçları türden türe değişir. örneğin, bazı türlerde, monogami daha başarılı yavru yetiştirme stratejilerini desteklerken, diğer türlerde, bu sadece sosyal bağları ve topluluk dayanışmasını güçlendirir.

    3) sosyal statü ve toplumsal kabul: birçok toplumda evlilik, erişkinlik, sorumluluk ve bağımsızlık simgesidir. michigan üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, evli erkeklerin sosyal statü ve toplumsal kabul açısından daha yüksek bir seviyede olduğunu bulmuştur. yani dostum sen olur mu öyle şey desen de evli erkeklerin statüsü ve toplumsal kabulü yüksektir hele bizim buralarda. evli bir arkadaşa ev misafirliğine bile gitmen zor olur bazı durumlarda. hatta bazen terfi ve atamalarda bile bu evli olma işi avantaj olabilir benden söylemesi

    4. ekonomik güvence: cornell üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma, erkeklerin ekonomik güvence elde etmek için evlendiğini göstermiştir. evlilik, maddi kaynakların birleştirilmesi ve ekonomik belirsizliklerin paylaşılması ile daha fazla ekonomik istikrar sağlar. kısacası dostum hayat zor, bekar yaşam masraflı bu sebeple akıllı bir erkek şöyle güzel maaşlı bir kadınla yuvasını kurar ve kredi kartı ekstrelerini daha rahat ödeyebilir.

    5. yaşam süresinin uzaması: bilimsel araştırmalar, evli erkeklerin bekarlara göre daha uzun yaşadığını göstermiştir. bu durum, evliliğin sağladığı duygusal destek, sağlık davranışlarını teşvik etme ve sağlıkla ilgili sorunları hızlı bir şekilde ele alma konularında rol oynar. tabi bunu kısaltan evlilik türleri de yok değildir ama bilim insanları böyle bir veriye ulaşmışlar ben bilmem yorum sizin.

    evet umarım bu yazım kafası karışık bekarlara yardımcı olur ve yahu ben neden evlendim diyen erkek arkadaşlara da iç ferahlığı verir.

    hocam böyle psikolojik konular hoşuma gidiyor dersen bak bu konuda bir ton bedava eğitim videosu yüklediğim bir de kanalım var. dilersen bir incele.

    işte burada efendim :

    https://www.youtube.com/c/aydınserdarkuru

    sevgilerimle

  • bir menekse kokusunda seni aramak var ya, bu hep boyle boyle gider mi...

    ---------------

    soytarılık etmeden güldürebilmek seni
    ekmek çalmadan
    doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün
    aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu
    arasıra biliyorsun....

    kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
    beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü
    bütün saatleri öylece dondurabilmek için
    çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun...

    edit: imla

  • arkadaşlar burada bir noktaya değinmek istiyorum. ihtiyaç sahibi insanlara duyarsız kalamayan, gelirinin ciddi sayılabilecek bir kısmını bu tip durumlara yardım amaçlı gönderen bir insanım. öncelikle bunu belirteyim.

    ancak ne kadar çabalasak da bu tip yardım kampanyaları ile kalıcı bir çözüm getiremiyoruz. asıl yapmamız gereken bu felçten kurtarma ve buna benzer durumların 30 bin liraya mal olmamasını sağlamak olmalı. sonuçta bu çözümü getirecek ameliyatı uzaylılar yapmıyor ve ilaçlar uzaydan getirilen maddelerle üretilmiyor. bu arkadaşlarımızın sorununu çözmek çok zor olmayan süreçlerle sağlanıyor. neden 30 bin lira? birileri bu işten zengin olduğu için 30 bin lira. bu tip kampanyalara destek verdiğimiz kadar, fırsatçı tıp sektörüne karşı da savaş vermeliyiz. bu konudaki isyanları da desteklemek yerinde olacaktır.

  • kimse tatile, gezmeye, sosyal aktivitelere gitmez herkes evde oturur trafik olmaz. kitap satışları düşer yazarlar aç kalır. direksiyon hikayesi atılamayacağı için araba satışları düşer.

  • ilaçla tatmin edici sonuç vermeyendir. anladığım kadarıyla yani. kremler falan da etki etmiyormuş suna dumankaya nın kitabında bir formül ve öneriler buldum kutsal bilgi kaynağında kendi yorumlarımla birlikte paylaşmak isterim.

    öncelikle suna ablamız diyor ki;

    selülit kremlerini alım gücü yüksek olanlar alabilir. (bkz: zengin). ama evde ucuza da formüller hazırlayabilirsiniz.

    malzemeler: (üşenmeyin gidin alın aktardan. bacaklar gamzeli gamzeli gezmekten iyidir.)

    1 kase deniz tuzu (selülitle ilgili her soru sorulduğunda bunu illa söylüyor o konuya da geleceğim.)
    1 kase susam yağı
    10 damla biberiye yağı
    10 damla okaliptüs yağı
    10 damla funda yağı

    yağları karıştırıyorsunuz. elinizi önce yağ karışımına sonra tuza batırıp peeling yapıyorsunuz. 15 dakika sıcak havluya sarıp bekledikten sonra duş alıyorsunuz bu kadar.

    bunu her gün her gün yapmaya gerek yok. haftada bir - iki kez yapsanız yeterli.

    ancak tuz tüketimine dikkat. günde 2-3 litre su için. aklınıza ne zaman gelse için. sigarayı bırakın. sağlığınız için bırakamıyorsanız selülit için bırakın, sararan dişler için bırakın, pis kokusu için bırakın ama bırakın yani. hayvansal yağı azaltın.

    yok aga ben bunlarla uğraşamam kebap yer, tuzu döker üstüne sigara içerim diyorsanız siz bilirsiniz

    ama bu işin yaz'ı da var. siz selülitlerinizi saklamaya çalışırken sevgiliniz havuz kenarında taş gibi kızlara bakarsa bozulmayın. ben diyim de.

    neyse soru cevap kısmına geliyim bir arkadaş suna dumankaya'ya sormuş:

    + deniz tuzunun selülite iyi geldiğini duydum peki nasıl kullanılır?
    - elin önce susam yağına batırıyorsun sonra tuza. masaj yapıyorsun. verdiği cevabın özeti bu. bence haftada 2 iyidir.

    + gazetede susam yağı ve deniz tuzu ile çözümü okudum. bebe yağı ve limon suyu olan reçete de gördüm. hangisini uygulayacağımı şaşırdım.yardımcı olursanız sevinirim.
    - beslenmenize dikkat etmelisiniz. bol bol limonlu su için. mümkün olduğunca açık havada yürüyüş yapın . masajın faydaları da büyüktür. keselenmek dekan dolaşımını hızlandırdığından selülitle savaşta etkili bir yöntemdir.( bunu bir kaç yerde daha okumuştum. keselenin.iyi fikir.) tariflerin de hangisini yaparsanız yapın faydasını görürsünüz.

    + deniz tuzunu sürdüm. düzenli yürüyüş yapıyorum faydasını göremedim. ne yapmalıyım?
    - bol bol sebze meyve tüketin, bitki çayları için, yürüyüşlere devam edin, kese yapın, imkanınız varsa masaj yaptırın, bir de formül önereceğim: 1 su bardağı susam yağına yarım su bardağı limon suyu, 30 gr. kafur, 10 adet dövülmüş asprin, 10 damla öküzgözü esansı (?!), 10 damla biberiye, 5 damla servi ağacı yağı ekleyip karıştırın. bu karışımı masajla selülitli bölgeye yedirin. sıkmadan streç filme sarın. 2 saat bekleyin.

    bunu yaparsanız çabanıza hayran kalırım. ben üşenirim, denemek isteyen deneyebilir. bu extreme artık yani. ilk denilenler işe yaramazsa yapabilirsiniz.

    ben bugün mağazanın kabininde kendi durumumu farkettim. zayıf bir insanım nerden de çıkmışlar anlamadım. çok kötü değil ama çözülmesi lazım. 1 aya kalmaz sorunu çözerim. ben bisiklet sürmeyi seviyorum. spor olarak bunu yapacağım. hem bisiklet sürdüğüm dönemlerde hiç selülitim olmamıştı. su içme taktiği güzel. bir sürü yerde bunu okudum. çay-kahve kola tüketimini azaltıyorum. tek sıkıntım tuz. onu kesinlikle kesmeliyim. bitkisel yağ olayı da bana uyar. sigara alkol hiç tüketmedim. o açıdan rahatım yani. masaj konusunda da en basit masaj tekniği herhangi nemlendirici kremle masaj yapmak gibi geldi bana (bunu da birkaç yerde okudum.) baktım geçmiyor. ağır ağır deniz tuzu, masaj yağı deneyeceğim.

    siz de spor konusunda kararsızsanız ebru şallı ne güne duruyor? 1 2

    yok ebru şallı izlemem diyorsanız bu da sizin için bir seçenek olabilir.

    bu spor videolarına her gün yarım saat ayırsanız yarım saat de yürüseniz var yaa fıssstık gibi olursunuz kanımca.

  • bence ilgili yasa şu şekilde değiştirilmeli;

    "reis-i cumhur adaylarından sayın recep tayyip erdoğan beyefendi hazretleri, ilk turda ne kadar oy alırsa, alınan o oy miktarı seçilmek için yeterlidir.
    diğer adaylardan biri sayın recep tayyip erdoğan beyefendi hazretlerinden daha fazla oy almış ise, seçim iptal edilir.
    akabinde yapılacak seçimlerde 2. maddenin tekrarı halinde, seçimler sayın recep tayyip erdoğan beyefendi hazretlerinin belirleyeceği bir tarihe kadar ertelenir.
    bu sürede cumhurbaşkanlığını vekaleten kendisi yürütür."

  • kendisine ait olmayan, kirasını ödemediği için üst kullanım hakkını bile kaybetmiş olması gereken araziyi devlete hibe ettiğini zanneden galatasaraylı arkadaşım, gel sana bir çift sözüm var;

    "biliyorum ki senin sıkıntın aslında stadı kimin yaptığı falan değil. sen basiretsiz yönetimler yüzünden stadının mecidiyeköy'den allahın dağına gitmesine çok üzülüyorsun. türkiye'de 2 takım kendi stadını kendi gücüyle, kendi yerinde yenileyebildi; beşiktaş ve fenerbahçe. diğer bütün takımlar yerinden yurdundan olup stat sahibi oldu. sen beşiktaş ve fenerbahçe ile aynı kefeye giremedin. eskişehirspor, antalyaspor, bursaspor, konyaspor vs.. ile aynı kefedesin. senin gücün, stadını mecidiyeköy'de yapmaya yetmedi.

    yıllar geçecek, beşiktaş boğaz kenarında, fenerbahçe bağdat caddesinde, kendi semtlerinde maça çıkarken, sen seyrantepe'ye gideceksin. beşiktaş ve fenerbahçe köklerinin olduğu yerde, kendi semtinde kendi taraftarı ile büyürken, sen otoban kenarında ruhsuz beton yığını stadında olacaksın. 50 sene sonra bile bu gerçekle yaşıyor olacaksın.

    seni anlıyor ve sana hak veriyorum. ben de olsam çok üzülürdüm."