hesabın var mı? giriş yap

  • eğer tc hazinesinin çıkardığı eurobondlara bakarsanız, vadesine göre dolar bazında %7, hatta %11 getiri sağlayan bondlar olduğunu dahi görebilirsiniz.

    şimdi eurobondların ve diğer alternatif yatırım araçlarının getirilerini bir örnek üzerinden incelemeden önce, eurobondların ne olduğuna bazı muhtemel avantaj ve dezavantajlarına kısaca bakalım:

    eurobondlar, devletlerin yabancı para cinsinden çıkardıkları, yılda 1-2 kez belirli bir oran üzerinden getiri sağlayan uzun vadeli devlet/özel sektör borçlanma senetleridir. türkiye açısından düşünürsek, tc dolar ya da euro üzerinden uzun vadeli borç senedi çıkartır ve siz dolar ya da euro ödeyerek bunlardan satın alır, vade boyunca yılda genellikle 2 kez, yatırdığınız ana paranın belirli bir yüzdesi kadar getiri sağlarsınız. vade sonunda da, diyelim 15 sene sonra, ana paranızı gene satın aldığınız gün ne kadar döviz ödediyseniz, o meblağda geri alırsınız. (işi fazla karıştırmamak için temiz değer, kirli değer, nominal değer, ödenen tutar, ikinci el piyasaları vs işlerine hiç girmiyorum)

    eurobondların avantajları:

    1- eurondlar genellikle en güvenilir yatırım araçlarından sayılırlar. arkasında %100 devlet güvencesi olduğundan, devlet iflas etmediği sürece getirileriniz ve anaparanız güvence altındadır. borsa, mevduat faizi, vs ile kıyas bile kabul etmez. ev sahibi olmaya kıyasla ise hemen hemen aynı riske sahiptir. çünkü evin de depremde yıkılma, istimlak edilme vs riskleri mevcuttur. (ayrıca, geçmişe bakarsak, devletlerin borçlarına morotoryum ilan edip ödemeyi tümden reddetme ihtimali, devletin ya da birilerinin evlerinize el koyma riskinden daha düşüktür. böyle bir durum ancak topyekün bir savaşla ülkenin tümden yıkılması halinde mümkün olabilir ki, bu durum osmanlı’nın başına geldiği halde, gene de tc osmanlı’nın dahi bütün borçlarını ödemiştir.)

    2- eurobondların getirileri ve anaparaları dolar ya da euro cinsinden olduğundan, bizim gibi ülkelerde sık sık yaşanan krizlerde kazançlarınızın erimesine engel olur, hatta zaman içerisinde kazançlarınız önemli ölçüde reel olarak artar. çünkü, tl'nin dolar ve euro karşısındaki uzun dönemli reel değerine bakarsak (reel efektif döviz kuru), enflasyondan arındırsak dahi, dolar ve euronun tl karşısında alım gücünün sürekli olarak arttığını görüyoruz. yani sizin eurobond yatırımınız karşısında elde ettiğiniz yıllık getiri ile 5 sene sonra satın alabilecekleriniz, bugün satın alabileceklerinizden daha fazla olacaktır.

    3- eurobondlar döviz bazında, sabit getirili ve düşük riskli olduklarından, diğer yatırımlarınız gibi, enflasyon karşısında erimesin diye sürekli olarak yatırımınızı takip etmeniz, bunun için risklere girmeniz ve yüksek kayıp ihtimallerini göze almanız gerekmez.

    4- spesifik olarak ev alıp kira getirisi ile karşılaştıracak olursak, ev sahibi olup kiraya vermeye kıyasla, eurobondda, kiracı ile uğraşmak, kirayı toplama riski, evin zamanla yıpranması, ev kirasını her sene enflasyon üzerinde artırıp artıramayacağınızın belirsiz olması, istendiğinde evi hemen satıp satamayacağınız belli olmaması gibi riskler eurobondda yoktur.

    eurobondların dezavantajları:

    1- tc garantisi ile dolar ya da euro üzerinden getiri elde edeceğinizden, tc morotoryum ilan edip borçlarını ödemekten vaz geçebilir, ya da abd doları tl karşısında sürekli ve reel olarak değer kaybedebilir (bu durumda reel kazancınız azalacaktır.)
    ancak, şu ana kadar tc'nin, hatta osmanlı devletinin dahi borçlarını reddetme gibi bir yola girmediğini göz önüne alırsak ve türk lirasının görünebilir herhangi bir vadede abd doları karşısında reel olarak değer kazanması ihtimali çok düşük olduğundan, diğer yatırım araçlarına kıyasla eurobond hala en güvenlisi olarak kalmaktadır.

    2- eğer eurobondunuzu vadesinden önce bozmak isterseniz ve bu esnada da türkiye cds'leri, ilk aldığınız döneme kıyasla daha da yükselmiş ise, ikinci el piyasada satarken bir miktar zarar edebilirsiniz. ancak bu tür piyasa dalgalanmaları diğer bütün yatırım araçlarında da olduğundan, bu da ihmal edilebilir bir risktir.

    şimdi yukarıdaki bir arkadaşın ev alıp kiraya vermenin daha avantajlı olduğunu ispatlamak için verdiği örneğe geri dönerek bir hesaplama yapalım. (bkz: #129758748)

    bu örnekte, arkadaşımız 600-700 bine bir ev alıyor ve evi kiraya veriyor. aylık kira kazancı da 3.800 tl.

    600-700 bin liralık evin aylık 3800 tl’lik kira getirisi sağlayacağına inanmamakla birlikte, şimdi, alınan evin kira getirisi ile, bu para ile eurobond alsaydık kazancımız kaybımız ne olurdu, ona bakalım:

    2040 vadeli eurobondun yıllık dolar cinsinden getirisi %6,75'dir. yani, 700 bine ev almayıp da eurobond alsaydık, bugünkü kurla, 700.000/9,73=71.942 dolarlık eurobondumuz olacaktı. bu eurobond da, yılda 2 kez ödemeli olduğundan, bize bileşik olarak yılda %7, yani 5.036 dolar getiri sağlayacaktı.

    şimdi...hesaplamaları yaparken evin yıpranma payını saymasak, evin değerinin ve kira getirisini her sene döviz kurları kadar arttığını varsaysak dahi, yani reel olarak, evin yılda 3800*12=45.600 tl kira geliri getirdiğini görecektik. (600-700 binlik evin aylık 3800 lira kira getirisi sağlayacağını varsaysak dahi!)

    aynı şekilde, ev almak yerine eurobond alsaydık, 71.942 dolarlık eurobondumuz bize 71.942*0,07= 5.036 dolar kazanç sağlayacağını hesaplamıştık. bu da, doların bir sene içinde reel olarak aynı kalacağını düşünsek dahi, bize 5.035 dolar*9,73= 48.999,6 tl getiri sağlayacaktı.

    üstelik bu kazançta; çok bonkör düşünülmüş kira geliri, evin eskime payı, kiracı ile uğraşmak, evin eurobondun aksine kolayca satılıp satılmayacağının belli olmaması, deprem vs riskler, evin değerinin ve kira getirisinin enflasyon karşısında reel olarak artıp artmayacağının belli olmaması gibi riskler dahi hesaba katılmıyor.

    dolayısıyla, eurobond almaya kıyasla ev alıp kiraya vermenin daha kazançlı olabileceği bir tek seçenek kalıyor, o da çok öngörülü ve şanslı bir yatırım yapmanız ve alacağınız evin, doların tl karşısındaki reel değer kazancını+yıllık %7'lik ekstra dolar kazancını da aşacak şekilde artması olacaktır ki, bu da hiç kolay bir ihtimal değil.

    bunun neden kolay olmadığını da şu şekilde açıklayalım. diyelim 1 ocak 2021 de 4 milyon liranız var ve;
    - bunun 1 milyon lirasıyla, 1 ocak 2021 de 1 milyon tl karşılığı dolarla eurobond,
    - 1 milyon lirasıyla gram altın,
    - 1 milyon lirasıyla bist 100 hissesi,
    - ve 1 milyon lirasıyla da 10 ayda değeri mb tarafından yayınlanan türkiye emlak endeksi kadar artacak olan bir daire aldınız.
    (dolar alıp kenarda tutmayı saymıyorum, çünkü zaten her halükarda eurobondun dolar faizi de olduğundan, cari hesapta duran dolar, eurobond karşısında en baştan kaybediyor).

    şimdi, bugün yani 8 11 2021'de bunların getirilerinin ne olduğuna bir bakalım:

    1- 1 ocak 2021'de dolar/tl kuru: 7,44 tl. bununla 134.408 dolarlık eurobond alıyoruz. bu bond da bize yılda %7'lik dolar kazancı sağlıyor. yani 134.408 doların on aylık eurobond getirisini 134.408*0,07*10/12 olarak düşünebiliriz ki, bu da 7.840 dolar eder. bu meblağ, bugünkü kurla 7.840*9,73=76.288 tl eder. bu esnada, 1 milyon karşılığı aldığımız eurobonun tl karşılığı da 1.307.789 tl olduğundan, toplam birikimimiz bugün 1.384.076 tl'ye ulaşmış oluyor.

    2- 1 ocak 2021'de gram altın, 452 tl imiş, bugün ise gram altın 569 tl. dolayısıyla, uzatmıyorum, 1 ocak 2021'de aldığımız 2.212 gram altını bugün satarsak, 1.258.000 tl edecek. yani, gram altın, ilk on ayda eurobonda kıyasla hatırı sayılır ölçüde az kazanç sağlamış oluyor. (eurobond getirisi: 1.384.076 tl idi).

    3- şimdi de, 1 ocak 2021 de 1 milyon liramız ile bist 100 hissesi aldığımız ve kazancımızın da, bist 100 endeksi kadar arttığını varsayalım. 1 ocak 2021 de bist 100 1489 seviyesinde imiş, bugün ise 1580 seviyesinde. yani endeks, bugünlerdeki hızlı çıkışı neticesinde ilk 10 ayda %6,11 artmış gözüküyor. eğer 1 milyon liramız ile bist 100 hissesi alsaydık, paramız bugün 1.061.000 tl olacaktı. yani eurobond karşısında her şekilde kaybetmiş. (eurobond getirisi: 1.384.076 tl idi).
    (eğer her gün borsada alıp satıp yüksek risklere girip çok kazanacak şanslı azınlıktaysanız bilemem tabii. burada ortalama değerler üzerinden gitmek zorundayız)

    4- son olarak, 1 ocak 2021'de 1 milyon liraya bir daire aldığımızı ve sene başında bunu aylık 3500 liraya kiraya verdiğimizi varsayalım. merkez bankasına göre,10 ay içinde türkiye emlak endeksi 160 seviyesinden, 192,6 seviyesine gelmiş (bkz: https://www.tcmb.gov.tr/…-8b0c-e7e55c35ec2d-nojac86). bu da, %20,3'lük bir artış demektir. yani 1 milyon liralık dairemizin fiyatı bugün itibarıyla 1,203 milyon tl olmuş. buna şimdi kira getirilerimiz de eklememiz lazım. 3.500*10=35.000 lira da kira gelirimiz olmuş. toplarsak, 10 aylık kazancımızla birlikte 1 milyon liramız 1.238.000 tl eder hale gelmiş. (eurobond getirisi: 1.384.076 tl idi).

    kıssadan hisse, eğer borsadan köşeyi dönmüş, coin marketlerde voliyi vurmuş, hipodromda altılıyı tutturmuş ya da ucuz yerden “kupon” daire alıp zengin olmuşların hikayelerine kanmazsanız, ortalama olarak, türkiye'de eurobond, sadece kazanç bazında dahi düşünsek, belli başlı bütün yatırım araçlarından daha avantajlı gözüküyor.

  • limuzinsiz adım atmayan chuck bass'ın neden ilk bölümde okula belediye otobüsüyle gittiğini çözemediğim dizi. limuzin sanayideydi heralde o sırada.

    2013 editi: gossip girl'ün çözülemeyen yegane gizemi sıfatını koruyor.

  • standartlar iyidir, buna karşı çıktığım yok ancak açık peynir satışına yasak getirmek nedir? bırakın kardeşim, iyi olan yenilsin! buna da halk karar versin.

    bu ülkede köylüler tarafından yapılan çok güzel peynirler var. her ne kadar biz 10-15 çeşit peyniri bilip tüketsek de artun ünsal'ın süt uyuyunca kitabına göre ülkemizde 200'den fazla çeşit peynir üretiliyor. kimi bölgelerde 50'ye yakın peynir çeşidi var. ancak köylünün durumu ortada -ne yazık ki- bu insanların sizin getirdiğiniz fabrika standartlarına uyması mümkün değil. bunu da çok iyi bildiklerini biliyorum.

    bu yöresel tatlar bizim ülkemizin zenginliği, önemli bir değeri. yeni getirilen düzenlemelerle bu ülkenin zenginliği, çeşitliliği öldürülüyor ve hatta ormanları gibi bilinçli olarak katlediliyor. renkler, tatlar, desenler tekelleştiriliyor; devlet özelleştiriliyor ve birilerine peşkeş çekiliyor. bunu nereden anlıyoruz? konuyla ilgili 19 yıl ülker'de çalışmış ve şimdilerde ambalaj sanayicileri derneği başkanlığını yapan kişinin açıklama yapmasından anlıyoruz.

    diren köy peyniri! direne direne yenileceksin!

    haber

  • amazon'da indirimde görünce alayım dedim. çünkü bu devirde bir şeyi aldın aldın, alamadın haftaya 2 kat fiyata ulaşır ki benim ürün de 1.5 katına ulaştı. ne zaman kullanırım bilmiyorum maksat yatırım.

    ürünü şöyle bir sudan geçireyim kaldırım dedim ardından. suda gezdirip koydum kenara. sularını silmedim. ardından döküm uzmanı bir arkadaşım geldi. tava aldım falan derken şöyle bir inceledi. sen bunu kurulamadan mı koydun dedi.

    he dedim. ıslak ıslak bıraktım tezgahın üzerinde.

    olmaz dedi. bak asma yeri paslanmış.

    what dedim, alıp elime baktım hakikaten öyle olmuş.

    sonra döküm uzmanı arkadaşım tavayı ilk kullanımdan önce yağlayıp fırınlamak lazım, refika'yı aç izle dedi.

    açtım izledim. ardından başka bir teyzenin videosu otomatik olarak başladı. o kadını da izledim.

    sonra dediklerini harfiyen yaptım. tavaya zeytin yağı döktüm. sonra fark ettim ki yemek yapmıyorum sadece yağlayacağım. ama yemek yapar gibi yağ dökmüşüm.

    döktüm bir kere diyerek tavayı pasta fırçası gibi fırçayla güzelce yağlıyorum. 40 pınar yağlı güreşçisi gibi oldu tava. ellerim kollarım sıçrayan yağlarla dolu bu arada.
    altını üstünü deliklerini bir güzel yağladım. sonra fırına attım.

    pişirdim tavayı. fırından yanık dumanlar çıkmaya başladı. teyzenin videoda duman çıkar camı kapıyı açın diyordu.dediklerini yaptım. 20 dakika yağlanmış boş tavayı pişirdim bir güzelce. çıkardım bir saat sonra fırından elim yanmasın diye korkarak tutuyorum.

    tava bir parlamış ama nasıl. fırının da içine sıçmış tabi bu arada. her tarafı yağ.

    aldım sonra tavayı yıyakayım dedim biraz. çok da yıkamamak lazımmış çünkü. mutfak malzemesi değil sanırsın tapılacak bir nesne gibi anlatıyor herkes videolarda vs.

    fazla incitmeden yıkamaya çalışıyorum tavayı. ama yağ o kadar çok ki. ne kadar suya tutsam durulanmıyor. detarjana geçtim. haldur huldur yıkıyorum. en sonunda ağır yağ katmanı çıktı. elime o mat demir gelir gibi oldu. hah dedim yeter bu kadar yıkama. güzelce kuruladım artından kağıt havluyla. koydum kenara.

    bundan sonra ne zaman bir şey pişireceğim bilmiyorum ama tavaya verdiğim o emek, akan giden o sular, kollarımın tavayı kaldırıp indirirken gereksizce yorulup kas yapması, deterjan tüketimi, elektrik sarfiyatı, fırının içinin batırması derken kendimi bilgisayarın başına zor attım.

    özetle o kadar uğraştım ki (yemeği ihtiyaç olarak görenlerdenim diyebiliriz) artık tavanın ormanda bir ceylan avlayıp pişirip baharatını osunu busunu atıp bana yedirmesini bekleyeceğim.

  • kastamonu' nun cide ilçesine 12 kilometre mesafede bulunan küçük ve doğa harikası bir koy. yeşille mavinin buluştuğu muhteşem ve sakin "gizli liman". zamanında korsan gemileri bu noktada demirlerlermiş, cide ilçesi de adını bu gideros' tan aldı diye düşünüyorum.

    gideros koyu, ağzının çok dar olması sebebiyle neredeyse bir göl kadar dingindir, suyu zümrüt rengine yakın olup çam, selvi vs. gibi ağaçlar suyun dibine kadar büyümüşlerdir. vakti zamanında salaş bir balık restorantı vardı bu koyda, orada palamut+rakı kombinasyonu sonucu kendimizi denizde bulurduk gün batımlarında. gerçekten görülmesi ve korunulması gereken bir nadide yerdir gideros.

    bir de önemli nokta: kimi kaynaklarda burasının adı "gideros koyu" olarak geçmekteyse de resmi olarak da adı "gideros"dur.

    şuraya bakın yahu;
    http://www.sihirlitur.com/…deros_koyu/images/03.jpg

    http://img319.imageshack.us/i/gideros19uv.jpg/

  • aynen arkadaşlar erkeğin aldatmasının konuyla hiçbir ilgisi yoktur erkek nezaketen aldatır. erkeğin aldatması yaşama ve canlılığa minik bir veda busesi, allah'ın yarattığı bunca güzelliğe bir takdir gibidir... kadının aldatması ise bir milli güvenlik sorunudur, bir pekakadır, bir çocuk katlidir, pogromdur, bir uluderedir. lütfen amınızı bilin kadınlar ülkemizin sınır güvenliği ve dünya barışı söz konusu.

  • hepsi fetöyle kucak kucağayken üstümüze saldırttığı polislerine 'fettullahın p*çleri, yıldıramaz bizleri' diye bağırmak..

  • çocuk sahibi olunca kendilerini kutsal bir varlık olarak görmeye başlayanların isteği.
    çocuğu yaparken bekarlara mı danıştınız sayın yazar?