hesabın var mı? giriş yap

  • tanıyorum ben bunu. adı erdal. kireçburnunda bakkal işletiyor. paraya karşı inanılmaz bir sempatisi var.

  • haliyle ilgi gormemis sözlükçülerin en etkili 10 müzik parçası listesi basligini okurken aklima dustu. muzik tarihinin avrupa merkezli muzik baglaminda tarihsel etkisi en fazla 12 eserini belirlemeye calissak nasil olur? olur olur guzel olur, dediginizi duyar gibiyim.

    once biraz aciklama: 12 adet, cunku 10'a sigdiramadim ve 12, 10'dan daha mukemmel bir sayi (yersen). tabi ki son tahlilde subjektif bir liste ancak bu 12'nin secimini tarihsel dayanaklara yaslanmak suretiyle yapmaya calistim. bir "best of" veya en populerler listesi degil. daha ziyade muzigin evrimsel gelisimindeki en buyuk ayak izine sahip eserleri dizmeyi hedefliyor: yani kendinden sonraki muzik uzerinde en fazla etki birakan eserler ve bir kulturun doruk noktalari. dinleyiciyi (kendim dahil) cogunlukla gormezden gelmeye calistim. muzik tarihi uzerine okurken eksikligini hissettigim bir listeleme mantigi idi. ihtiyaci olana yardimci olsun, bu konuda dusunmek isteyene zemin hazirlasin. benim muzik bilgim nihai veya tamamen istatistiki bir noktada olmadigi icin bu amaca ulasamadigim varsayilabilir. siralamanin arkasinda da degilim ancak yine de secilen 12'linin mantiginin gecerli olduguna inaniyorum.

    (eserler genellikle iri tabiatta oldugundan sadece ilk bolumlerinin linkini koydum. isteyen diger bolumlere de bakabilir)

    12. rahmaninov piyano konçertosu no. 2 ve rahmaninov piyano konçertosu no. 3, 1901 - 1909
    kendi kayitlari, koncerto 2. moderato ve koncerto 3 allegro ma non tanto

    bu daha cok dinleyici uzerinde etkili olan bir ornek, o nedenle sonda. rahmaninov romantik dönemden sonra geldi, ancak onun gec kalmisligi yillanmis sarap misali gunumuz "romantik" algisini olusturmayi basardi. 2. koncerto icsel anlatimin, 3. koncerto da piyano tekniginin tarihteki doruk noktalarindan.

    11. gregoryen dies irae, 13. yuzyil
    tam melodi

    listedeki devasa captaki eselerin arasinda tek bir basit melodi. yalniz herhangi bir melodi'den bahsetmiyoruz, (katolik) bati kulturu bilincaltinin en temel melodilerinden biri bu. 8 yuzyildir kullanimda. dies irae elbette bu alanda tek basina degil, yine de benzerlerinden daha guclu bir hafiza yaratarak one gecmeyi basariyor. bu listedeki diger eserler icinde bile bu melodinin cilgin kullanimlarina rastlanacak. ne zaman bir besteci "ölum"e dair bir pasaj yazsa aklina ilk o gelecek. yaslanmayan melodi.

    10. don giovanni, wolfgang amadeus mozart, 1787
    ilk bolum
    commendatore sahnesi

    lorenzo da ponte'nin librettosunu, mozart'in da muzigini yazdigi don giovanni, wagner oncesi opera'nin tarihteki en ozel ve derin ornegi olarak parliyor. opera turlerinin arasinda, hatta onlarin ustunde duruyor. komedi ogeleri ile baslayan eser, finaline dogru muzik tarihinin en karanlik noktalarindan birine ulasiyor. commendatore'nin ziyaretinde fakli 3 karakterin ic ice gecen konusmasi hem karmasik, hem de butuncul. iste bu an, mozart'in dehasini en saf sekilde disa vurdugu anlardan biri.

    9. 4.33, john cage, 1952
    piyano

    bes dakika bile surmeyen, muzik tarihinin en tartismali birkac eserinden biri. insanlar bunun muzik olup olmadigi uzerine hararetli tartismalara girdiklerinde, 4.33 coktan muzigin tanimini degistirmisti bile. muzik ses miydi? hayir muzik zaman'di. post modernite'nin muzikteki quintessence'i.

    8. matthaeus-passion, johann sebastian bach, 1727
    tam konser, bir arya

    sadece bach'in vokal muziginin degil, tum protestan dini muzik kulturunun asilamaz zirvesi iste bu 3 saatlik metafizik sesler toplulugudur. eser o kadar saf ve guclu ki, tarihte kendinden once bu alanda bestelenen pasyon ve kantatlara ezerek zarar verdigini bile iddia edebiliriz. dinlerken bach'in neden 5. evangelist kabul edildigini anlayabiliyoruz. ayrica eserin 19.yy daki bach aydinlanmasini da fisekledigini belirtelim (bkz: 11 mart 1829 matthaeus passion konseri) (bkz: #50458447)

    7. symphonie fantastique, hector berlioz, 1830
    ilk bolum

    beethoven her ne kadar programli muzik i icat etmistir desek de fantastik senfoni'ye kadar muzik tarihinde gercek anlamda bir program-enstrumantal muzik birlikteligi goremiyoruz. fantastik senfoni enstrumantal muzigin, bir konu gudumunde gidebilecegi her yere gidiyor, hatta siniri asip saykodelik dunyaya tarihte ilk defa adim atiyor. berlioz'un eksik kalmis muzik egitimini kapatmak icin ugrasilari sirasinda, ozellikle tema gelisimi icin, buldugu onlarca kucuk muzikal icat da eserin buyuklugunu destekleyen ogeler. beethoven'in 9. senfonisi'nden sonra bestelenmis en onemli senfonilerden. bir ihtimal ile en onemlisi. program icin (bkz: #16684307)

    6. der ring des nibelungen, richard wagner 1848-74
    ring'e giris

    opera dortlemesi. wagner'in tiyatro, edebiyat, muzik, mimari ve gorsel sanatlari birlestirdigi evreni. muzik tarihinin, hatta sanat tarihinin en buyuk insaatlarindan. kendinden sonraki muzik uzerindeki devasa etkisi olculebilir duzeyde. sadece muzikten bahsedersek, donemin tum diger bestecilerini kendine gore pozisyon almaya zorluyor, armoni anlayisini degistirerek modernizme zemin hazirliyor.
    dahasi icin (bkz: gesamtkunstwerk)

    5. le sacre du printemps, igor stravinski, 1913
    tam kayit (sahneleme orjinal versiyon degil)

    1913'te stravinski bahar ayini'ni bestelediginde dunya buna hazir degildi. caykovski izinde bir bale bekleyerek galaya gelmis olanlar hayatlarinin en buyuk sokunu yasadilar ve tarihin en onemli konserlerinden biri tam bir fiyasko ile sonuclandi. kavgalar duellolar vs. stravinski bundan o kadar etkilendi ki bir daha bu kadar cesur bir eser yazmadi, yazamadi. olsun varsin bu kadari yeter de artar. bahar ayini'nin dinleyicide yarattigi ilkel duygusal tepki o kadar yuksekti ki, tum yuzyili sardi. basta sinema muzigi olmak uzere 20. yuzyil senfonik muzigini yaratti. hani iddiali laf olacak ama: her bir saniyesi (teknik-bicimsel ve melodik) saf yaraticilik iceren tarihteki tek muzik eseri.

    3 - 4. das wohltemperierte klavier ve beethoven piyano sonatları 1722-42 ve 1795-1822
    bunlara yer yetmez sadece iki ornek bach
    beethoven

    klavye'nin eski ve yeni ahitleri. bunlari hak gecmesin diye yanyana yazinca cok guclu oldu tabi. soyle diyebiliriz; klavye/piyano veya kompozisyon ogrenen bir kisinin bu kitaplarin ikisinin de uzerinden gecmemis olmasi dusunulemez. ikisinden birini bile cekersek muzik tarihi cokebilir. bu kadar fundamental kitaplardaki melodilerin gunumuz populer muzigini dahi etkilemesi ise baska bir guzellik, baska bir katman. beethoven, 19. yuzyilin; bach ise neredeyse tum muzik tarihinin ozlerini, kucuk parcalar halinde onumuze koyuyorlar. iki adet kozmos.

    2. beethoven senfoni no. 9, 1824
    karajan tam kayit

    gerek nicelik gerekse nitelik olarak tum 19. yuzyil romantizmini 9. senfoninin gudumunde kabul etsek herhalde cok abartmis olmayiz. birbiri ile en alakasiz besteciler bile (brahms, wagner, berlioz vs.) en cok bu eserden etkilendiklerini soylediler. dinleyici de sembolik anlamlar yukleyerek eseri en tepeye koymakta gecikmedi. 20. yuzyilda ise hangi kurum kendine evrensel deger atamak istediyse mars olarak final bolumunu kullandi. nazisi de caldi, komunisti de. yine de ici bosaltilamadi. eger muzik tarihini sadece romantik dönem veya toplumsal etki uzerinden okusaydik, suphesiz ki ilk sirayi beethoven'in 9. senfonisi alirdi...

    1. die kunst der fuge, johann sebastian bach 1742-50 (bach'in olumu ile yarim kaldi)
    tam kayit

    ... ancak daha genis okuyunca fug sanati adindaki bireysel ve kulturel olarak insanligin ulastigi uc noktalardan birine tosluyoruz. muzik tarihinin bicimsel olarak en karmasik, icerik olarak en saf eseri. hem kendine kadarki yuzlerce yillik kontrpuan kulturunun dorugunu cizdi, hem de bestelendikten asirlar sonra 20.yuzyila geldigimizde caz'i etkiledi, 12 ton muzigini etkiledi, kubizme ilham oldu, elektronik muzige dokundu ve bu listedeki diger tum eserlerin aksine, etki alani bitmis veya zayiflamis degil. uzerine hala calismalar yapilan, dinleyici ilgisi yuksek olmamasina ragmen muzisyenlerin kesfe cikmaktan kendini alamadigi bir dunya. fug sanati'nin tarihte biraktigi ayakizi gitgide buyuyor ve gelecekte daha da buyuyecek gibi goruluyor.

    edit: linkleri guncelledim. anlatimi da bir iki yerde netlestirdim. ilk yazdigimdan bu yana 11 sene gecmis. secki, bugunku bakisimla fena durmasa da 19.yy'dan 3 senfoni birden koymamak icin bruckner ve mahler'in hakkini catir catir yedigim acik :(

  • -yarışmaya nerden katılıyorsunuz ?
    +odtü'den.
    -kiminle geldiniz?
    +arkadaşlarımla, onlar da odtü'den.

    sonuç: ilk soruda elendi.
    ------------------------------------------------------
    edit: oha debe olmuş. rezil oldun oğlum.

    elendiği soruyu da yazayım tam olsun.

    soru: profilden fotoğraf hangi taraftan çekilir?

    odtü'lünün verdiği cevap: önden (facebook instagramdan etkilendi zaaar)

    cevap: yandan.

  • "yalnız 15 dakkadan önce gelmesin, yeni duştan çıktık da - sinemis, ceren, gamze"

    getiren adama da ayıp oldu ama. adam nefes nefese geldi çaldı kapıyı 4 tane erkek çıktı karşısına...

  • lan şuna inanana acil ve zorunlu olarak matematik dersi verilmesi gerekiyor. 4 milyar sayısının kaç olduğunu bilmiyorlar.

    biri gelir "biz 200 kişiyle saatte 1200 fidan diktik, neden olmasın?" der, öbürü gelir "bizim köye 10 bin tane ağaç dikildi, neden olmasın?" der.

    4 milyar lan 4 milyar. o dediğin 10 bin tane ağaç var ya, onun gibi 400.000 tane daha lazım. 400 bin tane köy var mı oğlum türkiye'de? baktım 18 bin tane köy varmış. 400 bin köyün hepsine de istisnasız 10 bin ağaç dikeceksin. ya da madem 18 bin köyün var, hepsine istisnasız 220.000 ağaç dikeceksin. kafan alıyor mu?
    ( ha bu arada, bence şikayet et belediyeyi. sizin köye olması gerekenin 22'de biri kadar ağaç dikmişler. git belediyeye, "her köye 220 bin ağaç dikmişsiniz, bizim köye niye sadece 10 bin tane?" diye sor bakalım ne diyecekler)

    ya da efendim neymiş 20 kişilik ekipler varmış. evladım 20 kişilik değil 20.000 kişilik ekip gerekiyor o 4 milyar ağacı 15 senede dikebilmek için. hem de başka hiçbir iş yapmayacak bu 20 bin kişi mesaide, sadece hiç durmadan ağaç dikecek. tüm türkiye'deki belediyelerde çalışan toplam işçi sayısı 148 bin bu arada. her 8 işçiden birisi non-stop ağaç dikiyor demek ki. vay bee.

    ayrıca bu lafın ilk edildiği zaman da gezi parkı zamanı, yani 4 sene önce, yani aslında 15 değil 11 seneden bahsediyoruz. 11 senede 4 milyar ağaç dikilmiş, 15 senede yine 4 milyar. sallamasyonun boyutunu ordan anla.

    ondan sonra niye akp iktidar oluyor. ya kim olacaktı çarpma bölmeyi bile bilmeyen bu seçmenle?

  • kime ne sorarsam sorayım mutlaka bir noktada "aynen, aynen" repliği ile karşılaşıyorum.

    neden ve nasıl bu kadar yaygın kullanılıyor gerçekten anlamıyorum. çoğu zaman gereksiz ve bazen de yanlış kullanılıyor.

    üc yıldır her memlekete geldiğimde "aynen" bulduğumdur.

  • mantıksız bir hesaplama.

    300bin tl karşılığında 30 yıl konaklama hizmeti almakla, 300bin tl karşılığında mal sahibi olmak nasıl karşılaştırılıyor anlayamadım. ev senin oluyor, istediğin zaman satarsın birikimin boşa gitmez. hele ki ev sahibine hiç gitmez.

    ev almak ancak şu şekilde mantıksız olabilir. eve vereceğiniz nakit paranız vardır, fakat bu parayı eve yatırmak istemezsiniz. parayı kullanırsınız. paranızla para kazanırsınız. yani ticari zeka işlerine girersiniz. o zaman anlarım.

    lakin; memursan, maaşlı çalışansan ev almak her türlü mantıklıdır efendim. en kötü; al başkan evi kiraya ver, kendi borcunu ödesin.

  • bu kafasızların anlamadığı şey şu ki, sen floransa'nın çakıl taşına kadar her şeyini getirsen bile sivas'a, oranın zihniyetini getirmediğin (dahası o entelektüel birikimi yıllar içinde oluşturamadığın ) sürece bir bok olmaz. sadece sivas mimari açıdan şuan olduğundan daha güzel olur ama turizm merkezi olmaz.

    inşaat ya resulullah zihniyeti anca sizin gibi çomarlara işler.

    debe editi : (bkz: turkcell hatlarımızı iptal ediyoruz kampanyası)

  • büyük resmi görmekte zorlananlar için açılan kurs. kara kalem derslerini ünlü büyük resim üstadı melih gökçek verecek.