hesabın var mı? giriş yap

  • haşmet babaoğlu okuma yazması olan hiç kimseyi çıldırtamaz...

    haşmet babaoğlu gizli gizli elindeki şarap kadehini yudumlarken bu salak kelimeleri bir araya getirdiği için sözüm ona muhafazakar avantasıyla kafasını güzel yapar.

    helalinden kazanan, eğilip bükülmeyen, yaşamak istediği hayatı dilediği gibi yaşayan kimseler anca bu deli saçması şeylere yazık sırıtmasıyla bakar. ve asla okumaz. okuyacak değeri vermez.

  • siz çok neşeli, çok üzgün ve beş parasızken nasıl davrandığına bakmaktır.
    neşeli olduğunuzda gıcık olup, üzgün olduğunuzda normale dönüyorsa sizi çekemiyordur.
    dertlerle boğuşurken uzaklaşıyorsa, dost demek çok ayıp, iyi gün organizmasıdır.
    beş parasızken ilişkiyi maslahatgüzarlık seviyesine indiriyorsa beş para etmezdir.
    insanlara "sizi daha uzaktan tanımak istiyorum" demek en temizidir.

  • alın evinizde besleyin çok meraklıysanız yettiniz artık.

    sikiğin teki de güya bana laf sokmuş amk andavalı cahreyn kekosu siksin seni kendini bir bok sanan dangalak.

  • varlığını duyduğum fakat hiç izleyemediğim şu videoda seulden ayrılırken oyuncuları tarafından uğurlanışı var şenol hocanın. 2009 yılında oradan ayrılıp trabzonsporun başına geçeceği dönem.hatta videoda da "yarın antremana çıkıcam" diyor. videoyu izleyince başkası adına gururlanmak ne demek ilk defa hissettim. 11 saatlik uçuş mesafesinde,bambaşka bir kültürde,hiç bir kelimesini anlayamadığın bir dilde tamamen takım çalışması ve doğal olarak insan odaklı bir iş yapmaya gitmişsin. geçirdiğin sürede iz bırakmış olmalısın ki futbolcuların sana saygı ve sevgisinden uğurlamaya gelmiş havaalanına. aynı dilde tek kelime diyalog kuramamış insanların üzerinde büyük bir etki bırakmış şenol hoca. onlar bile sizden çok şey öğrendik hocam diyorlar. o anda bile şenol güneş birşeyler anlatmaya,birşeyler öğretmeye çalışıyor ve bence bu sezon beşiktaş soyunma odasında da çokça çınlayacak bir cümle kuruyor; "kendinize güvenin,korkmayın.korku aklın katilidir."

    hocayı izledikçe köy enstitüleri mezunu idealist bir öğretmeni izliyormuş gibi hissediyorum. ego yok,hayatının her anını bir kelime daha öğretmeye adamak var. abartı yok,sadelik var. yaptığı işi en doğru şekilde yapmaya çalışmak var.şov yapmak yok,akıl yürütmek var. şan,şöhret yok,bilimsellik ve akılcılık var. ben yok, biz var.

    şenol güneşe saygı duymamak mümkün değil. ülkemiz için tecrübelerinden faydalanabileceğimiz renkler ve takımlar üstü bir konumda olması gerekirken ligde hala şampiyonluğu var mı yok mu diye boş tartışmalar içerisindeyiz. çok yazık.

  • guzel bir restoranda yenen romantik bir aksam yemeginin ertesi günü isyerinde cüzdani karistirirken restoranin fisini bulmak. fise söyle bir göz attiktan sonra 8-10 parcaya bölüp masanin yanindaki cöp kutusuna atmak. sonra "allah allah bu yemek bu kadar az mi tutmustu ya?" diye düsünmek. üsenmeyip cöp kutusundan fisin parcalarini toplamak, birlestirip bantlamak ve fisi tekrar incelemek. icilen sarabin hesaba yazilmadigini farketmek (ki dikkatli bir okur yazimin basinda yemegin "romantik" oldugu belirtmemden sarabin fiyati hakkinda az bucuk fikir edinmis olmak). is cikisi her ne kadar evin ters yönünde teee anasinin terekesinde de olsa restorana gitmek, bize servis yapan garsonu bulup durumu aciklamak ve bu sarabin parasini ödemek istedigini söylemek. garsonun minnet bakislari arasinda durumu müdüre anlatmasi ve müdürün hassasiyetim icin tesekkür ederek sarabi ikram kabul etmemi istemesi. tam o sirada garsonun "bir dakika, bu gözlük sizin mi?" diyerek cekmeceden bir günes gözlügü cikarmasi. meger yepyeni gözlügü restoranda unutmus oldugumu farketmek. garsonla sarilip (evet sarildik) hayretler icinde oradan ayrilmak. bu olaydan sonra karma'ya inanmak.

    ben bilmiyor neden bu olayi böyle geronimo türkcesi'yle anlatmak.

  • her sözün söylenmesi gereken doğru yer vardır. otobüste ağlayan bebek için söylenmez "bakamayacaksan doğurmayacaksın" diye. diyen halt yemiş.

    ama karın tokluğuna yaşayıp hala dördüncü beşinci çocuğu zorlayan, sonra da aç kalınca yardım dilenen yarım akıllılara denir. "bakamayacağın çocuğu niye doğuruyorsun biz bilmiyor muyuz çocuk yapmayı" da denir.

    ibareleri doğru kullanmak önemlidir.