hesabın var mı? giriş yap

  • cerrahpaşa' daki öğrenci evimde 3 gün suların kesik kalması sonucu üst katımdaki hafif problemli anaokulu öğretmeni delirmiş, saçı başı yağlanmış, ayağında sünük pijama ile sokağa fırlayıp "uleeeynnn ben bu cerrahpaşanınnn daaaa, sular idaresiiininnn deee, bi buldurun laaan suyuuuu, kokuştuuukk ulaaağğnn evdeeeee, anasınııııı ...tiklerrriiiiimmmm" şeklinde bağırmıştı.
    asıl trajik olan, karşı apartmandan ve yan apartmandan birileri çıkmış "aaa bizim kesik değil ayol? sadece sizin apartmanı mı kesti bunlar" demişti.
    apartmanca yaptığımız keşif sonucu, dellenen komşumuzun bir vesile tamirat için ana vanayı kapayıp, açmayı unuttuğunu keşfetmiştik.

    sonra tabii apartmanca; uleeeeynnn biz senin gibi öğretmeniii, sana iş vereen okuluuuu, o okulunn müdürünüüü, elinin ayarınıı, aklınınn kenarını...

  • araya milletvekili sokmuşlar da öyle süleyman soylu'ya ulaşıp sorunu çözmüşler.

    yani buradan araya vekil sokamayan, bakana ulaşamayan işletmelere rahatça çöküleceği anlamı çıkmaz mı sayın bakanım? arada bakan, vekil olmadan hukuk devreye girmiyor mu?

  • bu başlık altında oluşan ve oluşabilecek gündelik hayat teorileri yanında konuyu bilimsel olarak incelemiş olan insanlar da bir iki şey söylemiş, onları aktaralım dilimiz döndüğünce. önce ne olmadığına bakarsak: telefonla konuşurken oraya buraya yürümek, insanın kendisine meşgul süsü vermesi ya da zihin ve beden arasındaki bağlantının kopması sonucu olarak ortaya çıkmaz. hiperaktif insanlarda değil, insanların çoğunda görülen ortak bir davranış.

    şu örnek üzerinden adım adım gidelim ki kolay anlaşılsın: masaya birini oturtuyor, hemen önüne oyuncaklar koyuyorsunuz, farklı renkleri şekilleri olsun. insanlara bunlar hakkında konuşun diyorsunuz, konuşmaya başlıyorlar. bunlar yapılmış bilimsel deneyler. bu deneylerin görüntü kayıtlarını incelerseniz insanların el kol hareketi yapmadan konuştuğunu görürsünüz. bu arkadaşa parasını verip güle güle dedikten sonra ikinci kişiyi çağırıyorsunuz ancak oyuncaklar 50 cm. kadar uzakta bu sefer, yine masanın üzerinde. bu arkadaş konuşurken arada gösteriyor oyuncakları. bu arkadaşa da güle güle dedikten sonra diğer arkadaşı çağırıyor, masanın öteki ucundaki oyuncaklar hakkında konuşmasını istiyorsunuz, el kol hareketleri coşuyor. son arkadaşa masadaki oyuncakları bir süre gösterip başka bir salona alıyorsunuz, burada az önce gördüğü oyuncaklar hakkında konuşmasını istiyorsunuz, el kol hareketleri ziyadesiyle sapıtmış durumda, ama farkında değil. bundan sonra telefonla yapılan deneyleri hayal ediverin artık, uzamasın.

    bu tür davranışlar, yani aşırı el kol beden hareketleri, yürüme vb. insanlar görmediği şeyler hakkında konuşurken ortaya çıkıyor. özellikle soyut kavramlarla uğraşan insanlarda görülmesi de tesadüf değil, zira aristo felsefesi peripatetizm adıyla da bilinir. biraz internette dolaşıp felsefecilerin ders kayıtlarını seyrederseniz bu yürüme hareketlerinden bolca görürsünüz. telefonda konuşurken oraya buraya yürümenin nedeni de bu davranışın özel bir biçimi oluyor.

    bugünkü masalımız da burada bitiyor sevgili sözlük. tüm yazarcanların gözlerinden öperim.

  • hollandadan bildiryorum, tvde spiker soruyor wijnalduma hakem etkiledi mi maci diye, wijnaldum diyor ki hakemle alakasi yok, kotu oynadik ondan kaybettik.

    spiker de ligte soruyor 3. golde hakanin onundeki bos alan kimin sorumluluguydu diye, de ligt ben kapatabilirdim arkaya forvet kaciyor sanip basmadim, bir daha izlicem diyor

    bunlari konusan adamlar sonraki mac hatalarindan ogrenir gelistirir kendini abi, bizim turkiye ligindeki teknik direktorlere futbolculara nasip olsun