hesabın var mı? giriş yap

  • aslında ''investigation discovery'deki inanılmaz gerçekçi seslendirme'' olacaktı fakat karakter sınırına takıldım.

    über inandırıcı, müthiş inandırıcı, gerek tonlama gerekse diksiyonu ile yılın ilişikli ödüllerini toplaması işten bile olmayan seslendirmedir.
    bizzat mahrum kalmayın diye ellerimle çekip yükledim.
    izlediğinizde ''gerçek'' seslendirme nedir öğrenecek ve bana teşekkür edeceksiniz.

    buyurun:
    https://www.youtube.com/…niuwpuzyk&feature=youtu.be

    sagdhafdgasfjdsadkja...
    yaa biri şunun caps'ini alıp bana yollasın nolur...
    adam şiir okur gibi hakaret etmiş lan.

    edit:
    üşendiğim için devamını yüklememiştim ama şu kadar insanın gülümsemesine vesile olmak beni çok mutlu ettiğinden buyurun efendim skandalın 2. perdesi...

    ilkini aratmıyor.
    https://www.youtube.com/…ex63kw5pw&feature=youtu.be

  • 1790'lı yıllarda polonya( lehistan ) parçalanıp rusya, prusya ve avusturya tarafından pay edilir.
    bu durumu ise o zaman dünya üzerinde bulunan devletlerden sadece osmanlı imparatorluğu kabul etmez.
    lâkin tabii ki bu üç devletle savaşıp polonya'yı kurtarabilecek gücü de yoktur. fakat osmanlı imparatorluğu sağlam bir tavır sergileyerek o tarihten sonra tam 120 yıl boyunca polonya'nın dağılışını protesto eder ve bu yok edilişi tanımadığını ilan eder.

    bunu da şu şekilde gerçekleştirmektedir:

    osmanlı padişahları senede bir gün ülkesine gelen tüm yabancı sefirleri aynı anda ağırlamakta, merasim düzenlenmektedir. işte her sene bu merasimlerde sanki polonya hâlâ varmışçasına sıra bu devletin sefirini anmaya geldiğinde " lehistan sefiriiii! " diye bağırılır ve bir osmanlı askeri " lehistan sefiri yoldadır! " şeklinde bağırarak cevap verir.
    bu, osmanlı imparatorluğu'nun oradaki tüm yabancı sefirlere " biz hâlâ polonya'nın işgalini tanımıyoruz! " şeklinde bir notasıdır aslında.
    bu durum polonya'nın tekrar bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etmiştir.

    hatta yıllar önce avrupa birliği'ne üye ve üye olmaya çalışan ülkelerin topkapı sarayı'nda düzenlenen toplantısında polonya cumhurbaşkanı kürsüye çıkar çıkmaz ilk sözü " polonya elçisi geldi! " olmuştur.

    pek tabii bizim devlet erkânından kimse bu sözün ne anlama geldiğini anlamamıştır.

    lafa gelince hepsi osmanlı torunu...

  • doğu perinçek ntv'de yayınlanan bir programa konuk olur ve olaylar gelişir:

    spiker: sayın perinçek en ti vi olarak soruyoruz, siz iktidara gelirseniz neler değişecek?
    doğu perinçek: en ti vi diyemeyeceksiniz artık mesela, ne te ve diyeceksiniz.
    spiker: ...

  • açılın arkadaşlar ben geldim.

    ortam çok komik. bizim sözlükçüler olayı gezi direnişine çevirmiş resmen bir taraf direnişçiler, diğer taraf çomarlar. birisi yazmış '10 milyon tether basıldı, 1-2 güne piyasaya girecek. hold durun bitcoin yükselecek '.
    taksimdeyken 'kadıköyden 50bin kişi yola çıkmış geliyor' geyikleri vardı, ona benzettim.
    bir başkası da 'cme vadeli fonlarının bitişine 2 gün kaldı bıdı bıdı' yazmış. cme 3 gün dirensin hükümet düşecek hehe

    öbür taraf daha fena 'geberin eylemciler. biz evimizde uslu uslu otururken siz burnunuzdan büyük işlere kalkıştınız. ne işiniz var sokakta. sürünün pis eko. teröristler' diyor.
    herneyse.

    arkadaşlar bu bitcoinin büyük hızla yükselmesi değil miydi herkesi endişelendiren? lale balonu grafikleri değil miydi bunun patlayacağına dair olan argümanınız? ben daha önce de bitcoinin düşmesinin, büyük düzeltmelerinin iyi olduğunu ve bunu istediğimi, korkmadığımı yazmıştım. (bkz: #72960992)

    siz de rahat olun. her üç ayda bir olan bir kriz bu. her seferinde farklı biçimlerde oluyor ama bir şekilde aşırı şişen piyasa, bir dönem bunalıma giriyor. bunalıma girsin, hacim azalsın ki tekrar şişsin.
    dünyanın, iktisatın, finansın doğası bu, kuralı bu.
    herkesin bildiği gibi cryptocurrency piyasası daha volatil. aynı şekilde dünya ekonomilerinde 7-10 yılda bir krizler olurken; crypto piyasasında 2-3 ayda bir oluyor.

    bana dünyanın 200 yıllık kapitalist sisteminde kriz olmayan aralıksız bir 20 yılını gösterebilir misiniz peki? 10 yıllık crypto piyasasında neden aralıksız 5-10 ay kazanç bekliyorsunuz?

    en kötü senaryoda 6000 - 6500 dolar desteğine düşer. bu süreçte dip noktasını tahmin edebilecek babayiğit varsa elindeki satsın, dipten geri alsın. ben o kadar yetenekli biri değilim. benim gibi olanlar, elindekini tutsun yoksa satarsanız ya tekrar yükselişi kaçırırsınız ya da sattığınız koin yükselmeye başladığı anda kaçırma korkusuyla biraz daha yüksekten alır, düşmeye devam ederse bu sefer iki kere zarar etmiş olursunuz.

    bazı altcoinler maksimum 2-3 ayda eski seviyesine gelecektir. bazıları 1 yılı bulacaktır.

    şu an tamamen 15 eylülün benzerini yaşıyoruz.
    -öncesinde (temmuz-agustos) btc hızlı yükselip 15.000tl'de tıkanmış bunalıma girmiş, o süreçte birçok altcoin uçuşa geçmişti. btc'nin bunalımından sonra 15 eylülde önce çin'den gelen haberlerin (her krizde fixtir bu) ve bir de jp morgan etkisiyle btc ve tüm altcoinler 2 günde %33 civarı değer kaybı yaşamıştı.

    -ardından (kasım-aralık) bitcoinin fork haberleriyle bitcoin 2 aylık yükselişe geçmiş. sonrasında altcoinler yine çoşmuştu. sonrasında (aralık son yarısı ve ocagın ilk yarısı) bitcoin yine bunalıma girmiş, bu süreçte bir çok altcoinin yükselişiyle devam etmiş. ardında btc'nin bunalımı (çin'den ve kore'den gelen haberlerin etkisiyle) yine krize dönmüş.

    aaa hep aynı şey olmuş lan?

  • john wyndham'ın bizde yayımlanan 5. romanı. bu 5 romandan istila temalı olan ikinci roman bu. diğeri midwich'in guguk kuşları'ydı. triffidlerin günü de bir çeşit istila romanı olsa da midwich ve kraken daha fazla ortak yöne sahip. bir soğuk savaş dönemi yazarı olan wyndham çağdaşlarının aksine uzaylı istilasını bir komünizm ya da kapitalizm alegorisi olarak sunmaz. tam tersine uzaylılar dünyayı istila etmişse bundan batı dünyası da zarar görür rusya ve uyduları da. her iki kutup da istilanın boyutu ve önemi karşısında aynı ölçüde beceriksiz ve uzlaşmadan uzaktır. wyndham, romanlarında dünyanın bu denli kutuplaşmış olmasının küresel ölçüde büyük bir tehdit haline geldiğinin uyarısını yapar. kraken uyanıyor'da dünyaya inip okyanusların derin çukurlarına yerleşen iletişimsiz uzaylılar önce gemileri batırarak istilaya başlar ve milletler bu sorunla bir an evvel uğraşmak yerine birbirini suçlamaya girişir.

    wyndham için uzaylıların ne olduğunun, nasıl olduğunun, niye istilaya kalkıştıklarının hiçbir önemi yoktur. onun için önemli olan insanların savunma hatlarıdır ve bu hatların bilimsellikten uzak olmasını ve çıkar çatışmalarına boğulmasını anlatır. hikayenin baş karakterleri olan gazeteci çift -özellikle de phyllis- sağduyuyu temsil etse de fikirler çoğunluğun tahakkümünde ezilmekten kurtulabilecek midir? romandaki uzaylı istilasını bugün kıta, bölge ayırmaksızın her milletin başına bela olan corona virüsleriyle özdeşleştirebilirsiniz. tıpkı romandaki gibi insanlığın ortak bir programda eşgüdüm sağlayamadığı ve her koyunun kendi bacağından asıldığı bir dönemi yaşıyoruz.

    romanın içeriği wyndham'ın aydın bakışını mükemmelen yansıtsa da işleyişte diğer romanlarından zayıf kalan bir yanı var. okuru bir türlü içine alamayan ve istilayı okura hissettiremeyen bir biçimciliğe sahip. bu zorluğu ancak finalde aşabiliyor wyndham. bu yüzden romanın en çarpıcı kısmı son 30 sayfası diyebiliriz. temposu düşük ve konunun felsefi yanını daha fazla ön plana çıkaran dengesiz bir anlatıma sahip olan kraken uyanıyor, diğer wyndham ürünlerinden birazcık geride kalsa da yine de mutlaka okunması gereken bir istila bilimkurgusu.

  • 80 tl'lik aylık ücreti bu ekonomide 50 tl'ye indiren adama karşı yaptıkları protesto. belediye akp'deyken yapabilirler miydi peki?

    ülkede sol en az sağ kadar kanser.

  • harvard üniversitesinin istatistik bölümünün kurucusu olan matematikçi frederick mosteller'ın olasılık kitabında geçen ve ingilizcesi unfair subway olan, türkçeye adaletsiz metro olarak çevirdiğim olasılık sorusudur.

    soru basitçe şu şekildedir:

    mahmut her gün işten saat 3-5 aralığında rastgele bir zamanda çıkıyor ve metro istasyonuna gidiyor. metro istasyonunda iki farklı yöne giden iki farklı metro seferi var ve biri annesinin evinin olduğu yöne giderken diğeri sevgilisinin evinin olduğu yöne gidiyor.

    mahmut işten çıkınca metro istasyonuna gittiğinde ilk hangi yöne doğru giden metro gelirse ona binip o yönde oturan kişinin evine gidiyor ve o kişiyle akşam yemeği yiyor.

    bu metro istasyonunda iki yöne de eşit sayıda sefer düzenleniyor. yani mesela bir günde saat 3-5 aralığında mahmut'un sevgilisinin evinin olduğu yöne giden 10 metro seferi oluyorsa aynı şekilde annesinin evinin olduğu yöne de 10 metro seferi oluyor.

    annesi mahmut'a onunla hiç yemek yemediğinden şikayet ediyor ama mahmut annesine iki yöne de aynı sayıda sefer olduğu için %50 şansı olduğunu düşündüğünü söylüyor.

    mahmut son 20 günde annesiyle 2 kere akşam yemeği yedi.

    neden?

    ---

    bu soruyu çözebilmek için bir hesap makinesi gibi değil bir matematikçi gibi düşünmemiz ve olaylara geniş perspektiften bakmayı denememiz gerekiyor. çünkü soru bize ihtimalin gerçekten %50 olduğunu değil mahmut'un buna inandığını söylüyor ve mahmut matematik bilmediği için hesabı yanlış yapıyor olabilir.

    şimdi eğer bir matematikçi gibi düşünürsek bu soruya iki farklı şekilde yaklaşma imkanımız oluyor.

    1- mahmut haklı ve ihtimal gerçekten 1/2

    2- mahmut bir hesap hatası yaptı ve ihtimal aslında 1/2 değil 1/10

    sorunun gerçek cevabı 2. seçenek olmasına rağmen ben iki türlü yaklaşımı da değerlendireceğim. bu sebepten eğer 1. yaklaşım üzerine bilgi edinmek istemiyor ve direkt olarak cevaba geçmek istiyorsanız yazının --- işaretiyle ayırdığım yerden sonrasına atlayabilirsiniz.

    ---

    bu soru aslında oldukça basit çözümü olan bir soru olmasına rağmen eğer kafamızı kağıtlardan ve işlemlerden kaldırıp gerçek dünya üzerine biraz düşünmeyi denemezsek çözüme ulaşmak oldukça zorlaşıyor.

    eğer gerçekten mahmut'un annesine söylediği %50'lik ihtimal argümanına inanırsak bu durumda bu olayın gerçekleşme ihtimalini, yani mahmut'un her seferinde %50 şansı varken annesinin evine 20 denemede 2 kere gittiği durumun ihtimalini hesaplamamız gerekiyor.

    bunu şu şekilde de düşünebiliriz.

    hilesiz bir para var ve bu parayla 20 kere yazı tura atıyoruz.

    bu durumda bu parayla attığımız tüm yazı turalardan 18 tanesinin yazı 2 tanesinin tura gelme ihtimali nedir?

    bu hesabı yapmak aslında çok da kolay değildir. bunun için 20 kere yazı tura atıldığında ortaya çıkan tüm durumlar içerisinden rastgele 18 tanesinin yazı 2 tanesinin tura geldiği tüm durumları ayıklamamız gerekiyor.

    yazı tura işleminde iki farklı ihtimal olduğu için toplam deneme sayısında ortaya çıkabilecek sonuçların hesabını 2^n ile yaparız. yani mesela 3 kere yazı tura atarsak 2^3 işlemi bize olabilecek bütün ihtimalleri gösterir.

    bu durumda parayı 20 kere atmak 2^20 ihtimal, yani 1048576 ihtimal doğurur ve bizim bu 1048576 ihtimal içinden bizim işimize yarayacak olanların tüm durumlara oranını bulmak ve mahmut'un yaşadığı durumun ihtimalini hesaplamak için yabancıların probability inference dedikleri ileri düzey olasılık tekniklerini kullanmamız gerekir.

    bu şekilde hesap yaparsak bu olayın yaşanma olasılığını (190)x(0.5)^2x(0.5)^18 işleminden 0.00018119812 buluruz.

    bu hesabın nasıl yapıldığını gerçekten anlaşılacak şekilde basitçe anlatmam oldukça zor ve açıkçası benim bunu basitçe açıklama ihtimalim olduğunu düşünmüyorum.

    bu sebepten probability inference denilen şeyin ne olduğunu merak edenler için bir stanford linki bırakıp aynı mantığa uygulanabilecek ikinci bir yöntemden daha bahsedeceğim.

    probability inference

    probleme ikinci bir yaklaşımı da sözlükteki yazılımcılar için vereyim.

    bu yaklaşım simülasyon yaklaşımıdır ve brilliant kullananlar olasılık derslerinden bileceklerdir ki simülasyonlar bazen olasılık hesaplarını oldukça kolaylaştıran şeylerdir.

    bunun için yapmamız gereken şey basitçe yazı tura atılan bir kod yazmak.

    yazdığımız kod şu şekilde çalışacak:

    yazı tura at. yazı da gelse tura da gelse atmaya devam et. eğer 3. kez tura gelirse dur ve bunu başarısız bir deneme olarak kaydet ve tekrar dene. eğer 19 kere yazı gelirse yine dur ve bunu da başarısız bir deneme olarak kaydederek denemeye devam et. eğer toplamda 18 yazı ve 2 tura gelirse bunu bir başarılı deneme olarak kaydet ve devam et.

    ilk başarılı denemede dur ve 1/başarısız deneme sayısını kaydet.

    daha sonra tekrar aynı işlemi yap ve tekrar 1/başarısız deneme sayısını kaydet.

    bir müddet bu işleme devam et ve tüm 1/başarısız deneme oranlarının ortalamasını al.

    bu programı ne kadar uzun çalıştırırsak 0.00018119812 sayısına daha çok yaklaşırız ve hiç değilse ihtimal üzerine bir fikir edinmiş oluruz

    ---

    ikinci yaklaşım ise çok daha basit ve ince düşünülmüş bir yaklaşımdır. bunun için biraz gerçek hayata odaklanıp metro seferlerinin nasıl düzenlendikleri üzerine düşüneceğiz.

    bir metro istasyonunda metro seferleri rastgele mi yapılır?

    hayır.

    her gün bir yöne doğru olan metro seferinin kalkış saatleri belirli ve düzenli aralıkta olur. mesela bir durakta a noktasından b noktasına giden sefer saatleri 13:00 - 13:30 - 12:00 - 12:30 benzeri aralıklarda düzenlenir.

    şimdi diyelim ki mahmut'un sevgilisinin yaşadığı yöne doğru giden metro seferlerin saatleri 15:00 - 15:10 - 15:20 - 15:30 şeklinde düzenlendi. yani mahmut eğer istasyona 15:00 gibi bir saatte gelirse zaten 15:00'da yola çıkan metroyu kaçırmış olur.

    mahmut'un annesinin evine giden metro seferlerin saatleri de 15:01 - 15:11 - 15:21 - 15:31 şeklinde düzenlendi. yani mahmut istasyona 15:01 gibi bir saatte gelirse zaten tam o saatte yola çıkmış olan metroyu kaçırmış olur.

    peki bu durumda ne olur?

    eğer mahmut istasyona 15:01 - 15:02 - 15:03 - 15:04 - 15:05 - 15:06 - 15:07 - 15:08 veya 15:09 saatlerinden birinde gelirse kesin olarak sevgilisinin evine doğru giden sefere biner çünkü eğer mesela 15:08 saatinde gelse bile ilk gelecek olan seferi bekleyip ona bineceği için 15:10'da kalkan ve sevgilisinin evine giden sefere biner.

    ancak eğer mahmut istasyona 15:00 saatinde gelirse bu sefer 15:01 saatinde kalkan ve annesinin evine doğru giden sefere biner.

    bu durumda mahmut 15:00 ile 15:10 saatleri arasındaki 10 ihtimalden yalnızca birinde annesine giden metroya binerken, dokuz tanesinde sevgilisine giden metroya gider.

    bu durumda mahmut'un annesinin evine gitme ihtimali her gün 1/2 değil 1/10 olur.

    eğer 1/10 sayısını 2/2 sayısıyla, yani aslında 1 ile çarparsak 2/20 sonucuna varırız. yani mahmut her 20 denemede 2 defa annesinin evine gider.

    özetle mahmut'un annesinin evine 2 kere giderken sevgilisinin evine 18 kere gitmiş olmasının sebebi farklı yönlere giden sefer saatleri arasında 1 dakikalık fark olması ve annesinin yönüne giden seferin sevgilisinin yönüne giden seferden sonra geliyor olması.

    ileri okuma için: sorunun tartışıldığı bir matematik forumu