ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevgilinin eski sevgilisinin evinde kalması
-
uyurken üstlerini açıp üşütmezler inşallah. havaya güven olmuyor malum.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"düğün videomuzu tersten oynattıkça sevinçten uçuyorum. yüzükler çıkıyor karım salondan çıkıp arabaya binip gözden kayboluyor."
motor parçalarının ismindeki muazzam tatlılık
-
beni ziyadesiyle mutlu eden naif bir olay. mesela parçalara bakıyorum birinin ismi emme manifoldu diğerinin ismi endüksiyon bobini ne bileyim eksantrik mil var triger kayışı var, acayip güzel isimler, insan olduğu halde böyle güzel isme sahip olamayan canlılar var şu hayatta şaşırmamak elde değil, böyle bir gerçek varken motor parçalarının ismindeki bu tatlılık gerçekten tebessüm ettiriyor. evet.
little caesars'ın bir karışlık büyük boy pizzası
-
ulan sırf bunu söylemesinler diye sol eli koydum bide.
kokusuyla tadı arasında müthiş fark olan şeyler
-
(bkz: yanmış kibrit)
sırrı süreyya önder
-
kemal kılıçdaroğlu'nun tırnağı olamayacak siyasetçi. samimiyetsiz adam.
die knickerbocker bande
-
bildiklerimin (ki az şey bilmiyorum şimdi doğruya doğru (bkz: ukala olduğunu belli etme yolları)) abartısız aşağı yukarı %15'ini öğrendiğim müthiş kaynak (bkz: sallamaya inanmamak). en büyük eksisi gerçekten de alındıktan 70, bilemediniz 80 dakika sonra kitapların bitmesiydi. bu yüzden her kitabı 3-4 kere okudum, gizemin ilk okumada çözülmüş olmasını hiç umursamadım. her bölüm başka bir ülkede geçiyordu, o ülkeyle/bölgeyle ilgili bir yığın bilgi içerirdi (ünlü binalar, ünlü şahsiyetler, tarih vs vs). her kitabın sonunda o bölgenin haritası da vardı üstelik, akıllara durgunluk verecek coğrafya bilgime büyük katkıları olmuştur (ama ne yaptı milli eğitim coğrafya derslerinde? dedi mi yavrucuğum bana tirol bölgesini anlat, sordu mu luksor nerdedir ne yapar, çin'in limanlarını sordu mu ha.. hayır. zaten coğrafya kitabımı çok değil bir kere aynı heyecanla okusaydım böyle olmazdı). bir de itiraf etmeliyim ki yaklaşık 20 bölüm boyunca şu lilo'yla aksel büyüsünler de olaya yeni heyecanlar katılsın diye bekledim, boşuna...
gonca vuslateri'den gülse birsel'e fatura tepkisi
-
beğenmediği rakamlara o dizide oynamasaydı, şimdi gonca vuslateriyi kim tanıyor olacaktı?
zamanında verilmesi gereken tepkiyi vermemiş, ihtiyacı olduğu için yada onun da işine geldiği için devam etmiş herkesin, yıllar sonra gösterdikleri tepkilere hak veremiyorum. parayı az buluyorsa oynamayabilirdi, kaldı ki dizinin yapımcısı da gülse değil.
torture
-
the jacksons'a ait olanın zamanına göre çok da ilginç bir video klibi vardır. ghosts'taki gibi yine iskelet dans eder bir yerlerinde ama bu sefer 5 tane tabii. bu arada jackson'ların kıyafetleri de akla ziyandır yine. michael ile jermaine'in farkı da bariz şekilde meydandadır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"fox'taki lale devri hala devam ediyor amk. osmanlı'da bile bu kadar uzun sürmedi"
delonte west
-
bipolar oldugu icin tum parasini harcamis ve twitter'dan soyledigine gore home depot(tr'nin koctas'i) ya is basvurusu yapmis. arkadas ne kadar bipolar olacaksan ol 14milyon maasini nasil oldun da bitirdin. ayrica silah tasima suclari yuzunden yabanci ulkelere gidip basketbol da oynayamiyormus. sanirim tutuklandiginda motosiklet ustunde gitar kutusunda silahla yakalandigi icinmis.
http://espn.go.com/…te-west-says-applied-home-depot
zengin olunca yapılacak ufak şımarıklıklar
-
sabah işe giderken bir kuş sütü eksik olan kahvaltı masasından sadece bir yudum portakal suyu içip aceleyle çıkmak.
anksiyete bozukluğu
-
boşlukta kalındığı dönemlerde iyiden iyiye hayatı mahvetmeye başlayan hastalık. şöyle ki; düşünecek, kaygılanacak onca şey varken kişi sanki cımbızla çekercesine en önemsiz sorunları bulup üzerine gitmeye başlıyor. bu önemsiz sorunlar öylesine büyüyor, öylesine can sıkmaya başlıyor ki sonunda kişi hayatı için gerçekten önemli olayları takmamaya başlıyor.
metro'da kızın biri tarafından boyundan öpülmek
-
(bkz: toplu taşımada uyumak)