hesabın var mı? giriş yap

  • bir erkek bir anda mesajlaşmayı bırakmışsa, mesajlaşmaya başlarkenki niyet ya da amacının gerçekleşmeyeceğini fark etmiştir. fark ettiği anda film kopar. enerjisini başka seçenekler için harcamak ister, yeni amaçlar oluşturup yoluna devam edecektir.
    biz kadınlar gevezeyiz, o kadar çabuk bitiremiyoruz diyaloglarımızı. neyin yolunda gitmediğini görüp ders çıkartmadan bitirmeyiz hiç bir şeyi.

  • bazıları güldürürken düşündürür:

    "ateistlerin dindarlara, doğanın, ağacın önemini kuran ayetleriyle anlatmaya çalıştığı paranormal bir ülke burası"

  • kaçırılan nokta satışın yapılmış olması, yani adamlar yüzde 40 artmış bir borsada blok satış yapmışlar, alıcı bulmuşlar. bu negatif olarak yorumlanamaz, aksine pozitif bir gelişmedir.

    alan adamlar 600milyon doları heba etmek için almadı heralde bu hisseleri? ucuz olduğunu düşündükleri için aldılar. eğer satmak isteyipte alıcı çıkmasa idi işte o zaman sorun var denirdi.

  • corona virüsü türkiye'ye yayıldığında yapılması olası açıklamalardır. ben birkaç örnek vereyim, gerisini değerli yazar arkadaşlar getirecektir.

    rte: müslüman olarak teslimiyetin en güzel örneklerini verdik.
    kızılay: 10 tl ateşleyin bakayım.
    bahçeli: zillet ittifakından yayılmış bir virüs.
    imamoğlu: benim tatilim geldi.
    kılıçdar: böyle bir virüs olabilir mi?
    prof dr. zındık murtazaoğlu: müslümanlıktan uzaklaşıldığı için yaşanan bir vaka.
    diyanet: coronadan ölen şehit sayılır.
    fox tv: virüs değil yoksulluk öldürüyor.
    a haber: virüs ömrü uzatıyor.
    takvim: emekliye corona müjdesi.
    habertürk: virüsün siyasi ayağı kim?

    edit: madde ekleme

  • son zamanlarda bu kadar mantıklı söz pek duymamıştım. 3 katlı binaları üniversite , 3+1 daireleri fakülte veya sınıf ilan eden eğitim pazarlamacılar inşallah bir an evvel defolup giderler.

  • bu olay kadınlara default olarak geliyor sanırım. nasıl bir erkek olursanız olun bir kadın, karşısındaki erkeği çıldırtmayı çok iyi biliyor. siz çileden çıkıp böyle aşkın ızdırabını demeye başladığınız anda da yapıştırıyor cevabı işte gerçek yüzün. tamamen ince düşünen ve detaycı oluşunuzdan mütevellit bir şey söylersiniz ama onlar bunu evirir çevirir öyle çok başka yerlere getirirki allahta benim belamı versin dersiniz (bkz: ben bir turizm katiliyim allah benim belamı versin). kısacası ne söylerseniz söyleyin yada ne yaparsanız yapın karşınızda resmen çileden çıkarmaya programlanmış biri olduğunu unutmayın.

    kadın : canım çok beklettim mi?
    erkek : önemli değil aşkım, ben de gazetemi okudum.
    kadın : merak etmedin mi?
    erkek : neyi?
    kadın : tam bir saat geç kaldım ve sen beni merak etmedin öyle mi?
    erkek : aslında merak ettim, hem de çok.
    kadın : o yüzden mi oturup gazeteni okudun? ölüm ilanımı falan mı görmeyi umuyordun?
    erkek : ne yapsaydım, seni beklerken tırnaklarımı mı yiyecektim?
    kadın : tabii. bir telefon etmek aklına gelmedi değil mi? öldüm mü, kaldım mi, tinerciler mi saldırdı?
    erkek : tinerciler falan saldırmamış işte.
    kadın : pek bir kinayeli söyledin. keşke saldırsalarmış der gibi.
    erkek : şimdi benim anlamadığım, geç kalan sensin ama suçlu nasıl ben olabildim?
    kadın : şöyle ki; sen beni merak etmedin, arayıp sormadın. aynen böyle oldu.
    erkek : benim bildiğim geç kalacak olan arar, haber verir.
    kadın : ıyi ki de aramamışım. beyefendinin gazete keyfini bölecekmişim baksana.
    erkek : gazete okumasaydım ne saçmalayacaktın merak ettim şimdi.
    kadın : o zaman kesin arardım.
    erkek : yuh! iyice saçma sapan konuşmaya başladın sen.
    kadın : işinne gelmedi galiba.
    erkek : bak garson geliyor, ne içersin?
    kadın : canım bir şey istemiyor.
    erkek : çay?
    kadın : istemiyorum.
    erkek : ıhlamur?
    kadın : istemiyorum dedim ya.
    erkek : kök?
    kadın : ne kökü?
    erkek : zıkkımın kökü.

    edit: taze naftalin geldi uyardı. bu dialog yılmaz erdoğanın "haybeden gerçeküstü konuşmalar" kitabından bir alıntıdır.

  • camus tamam da, sartre çekilmez. hep ayak bacak yapar o ibne. camus delikanlıdır hacı, bulaşık bırakmaz en azından.

  • kaynak kodları da yayınlanmıştır.

    // türkiye - ab ilişkileri
    // yılmaz özdil

    #include <iostream>
    using namespace std;

    int main()
    {
    int yil;
    cout << "1 ocak" << endl << endl<< endl;
    cout << "1 ocak 1958, ab kuruldu." << endl << endl;
    cout << "1959, türkiye başvurdu." << endl;

    for (yil=1960; yil<2011; yil++)
    {
    cout << yil << endl;
    }

    cout << "1 ocak 2011..." << endl;
    return 0;
    }