hesabın var mı? giriş yap

  • içki içmiyorum, hiçbir zaman da içmedim çok şükür; fakat içmek isteyenin özgürlüğünün en başta ben savunurum.

    virüs yasakları ile ne alakası olabilir içki satışının ..?

    bakın bu sarı inekdir, bugün bunu verirseniz yarın ağlamaya hakkınız olmayacaktır.

    dünyanın hangi ülkesinde virüs kısıtlamalarında içki satışı yasaklanmış?

    zorunlu edit: ben bu entryi gece sahura kalktığımda, başlıktaki ilk entryi okuduktan sonra girdim. yasak var mı , yok mu ben hala anlamadım. eğer yasak yoksa araştırmadan yazdığım için hatalıyım. yasak varsa görüşlerim aynıdır.

    yeni edit :
    andy warhol abimizin bir zamanlar " herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak " demesi gibi , günümüzde insanlar değilse de bazı konular bir günlüğüne gündem oluyor ve sonra da unutuluyor. bu alkol yasağı mevzusu da aynen bu şekilde oldu ve şu anda kimsenin umurunda değil , çoktan unutuldu bile . . .
    benzer şekilde sol framde gündem olan , fırtınalar koparan her konu bir gün sonra unutulup gidiyor.
    sağolsunlar birçok arkadaş mesaj göndermiş hepsine teşekkür ederim ; avrupada alkol yasağı yokmuş , sadece akşam belirli bir saatten sonra ( bu saat her ülkede farklı ) alkollü içki satışı varmış. bazı ülkeler cafe vb. yerlerde içki içilmesini bir süreliğine yasaklamış , ama evde içmek serbestmiş.
    bir tek rusya 11 günlüğüne bizdeki gibi içki yasağı koymuş ; bunun sebebi olarak da millet ayık kalsın ki , onlara aşı yapabilelim diyeymiş :)

  • insanoğlu evriminin nerelere ulaştığına haşmet ve görkemle şahit olmamızı sağlayan edebiyat türü. ben de şöyle bir katkı yapayım buna:

    "bilim kurgu denilince akla gelen ilk kitap" veya "ilk dizi" gibi cümlelere aşinayız ama müzik kısmına şahsen pek şahit olmadım. o nedenle çeşitli kaynaklardan ve kendi arşivimden yararlanarak insana güzel bir bilim kurgu romanı okuyormuş hissi veren şarkıları derledim. şahsen güzel bir asimov öyküsünü, okurken değil de (kitap ve müziği aynı anda tüketemiyorum, kafam karışıyor), o öykünün can alıcı kısımlarını kendi kendime hatırlatarak dinleyince çok şahane oluyor. buyrunuz:

    1) a space oddity, david bowie
    2) the battle of evermore, led zeppelin
    3) ’39, queen
    4) come sail away, styx
    5) flash’s theme, queen
    6) still alive, jonathan coulton
    7) ıron man, black sabbath
    8) 2112, rush
    9) mr. roboto, styx
    10) astronomy domine, pink floyd
    11) yoshimi battles the pink robots pt. 1, the flaming lips
    12) rapture, blondie
    13) rocket man, elton john
    14) wintersun, brendan perry
    15) the humans are dead, flight of the conchords
    16) space girl, the ımagined village (folk soundu ile uzay havası vermeyi başarmışlar, helal)
    17) moonage daydream, david bowie
    18) space song, beach house (çoğu şarkıları bu kategoriye girebilir gerçi)
    19) tranquility base hotel & casino, arctic monkeys
    20) space to bakersfield, black mountain (favorim, uzayda salınmak istiyorsanız buyrun)

    kaynak 1
    kaynak 2

  • 35 yaşındayım ve şimdiye kadar güneş gözlüğü bile kullanmamış bir insan olarak ormanda 10 kaplan gücünde görüyorum. hiç kıskanmaya gerek yok, herkesin bir defosu vardır.

    geçen çarşamba uyandığımda sol kulağım tıkanmıştı, grip olduğumu sandım. perşembe günü tıkanıklığa çınlama ve uğultu eşlik ediyordu, su kaçtı zannedip çıkarmaya uğraştım. cuma günü sol kulağımdan kendi sesimi bile duyamadığımı fark edince hastaneye koştum. ani işitme kaybı adında bir hastalık geçiriyorum. kortizon, hiperbarik oksijen tedavisi, odyometri sonuçları, dengesizlik, halsizlik, baş dönmesi...

    bir günde sağır oldum. düzelir miyim? kimse bilmiyor.

    her gün 15-20 kişi ile beraber denizaltı görünümlü basınçlı bir odada, 2 saat boyunca oksijen maskesiyle oturup kulaklarımdaki basıncı eşitlemeye çalışıyorum. kemik hastaları da var, işitme yerine bir sabah kalkıp gözlerinin görmediğini fark edenler de, beyin tümörü nedeniyle tedaviye girenler de...

    bence gözlük havalı bir şey, işitme cihazı pek o kadar değil.

  • an itibariyle atina'da yasayan biri olarak size halkin genel goruslerini aktarayim:
    tabi oncelikle size bolgenin haritasi ve bolge hakkinda bilgi paylasayim: https://eksiup.com/4c914772074

    -halk aslinda ufak capta isyanda. gorebileceginiz uzere atina merkezine bu kadar yakin bir yere zamaninda mudahale edilemedigi icin. ayrica cipras'in dun aksam kameralar karsisinda reklam yaparcasina itfaiye sefi, ulusal guvenlik danismani ve polis ile yaptigi toplantiya (evet kameralar karisinda toplanti yaptilar.) ve ozellikle toplanti sirasindaki tavirlarina cok sinir olmus durumdalar.
    -bolge atina halkinin haftasonu piknige vs gittikleri bir yer. sehir merkezine, ki akropoli'yi ele aldim burada, yarim saat mesafede. chalandri ve benim yasadigim yer olan marousi gibi yine yogun yerlesim yerlerine daha yakin oldugunu hesap edebilirsiniz.
    -yangin kismen kontrol altina alindi sayilir. yani en azindan ilerlemesi kismen durduruldu diyelim. atina'ya dogru bir ilerlemesi soz konusu degil.
    dun gece saat 2'ye kadar atina'ya baglanan ulusal yollar trafige kapatildi. atina'nin her yerle baglantisi kesildi de diyebiliriz.
    -dun yasanan firtinanin etkisi buyuk tabi ki. ama firtinaya ragmen bugun oglen saatlerine kadar bolgeden gelen sis ve duman tum atina'yi sarmisti. ogleden sonra ancak dagildi.
    -3 farkli soylenti mevcut yanginin sebebiyle alakali. birisi, birilerinin kasten rant icin yakmis olabilecegi ki bu en yaygini. digeri sicak hava ve gunese bagli dogal yangin ama ayni anda pek cok noktada baslamasindan oturu en dusuk ihtimal gozuyle bakilan. son ihtimal ise bu isi son zamanlarda iyi gecinmedikleri ruslarin yapmis olabilecegi. evet, yunan halki komplo teorileri konusunda bizden asagi kalir degiller.
    -yurt disi internet cikislari bile kismen zarar gormus durumda. calistigim sirket tum calisanlara bu konuda bir uyarida bulundu.
    -"madem bizim bu durumla mucadelede yeterli ekipmanimiz yok, neden yardim istemek icin bu zamana kadar bekledik" seklinde isyan edenler de cokca diyebilirim.
    -isin bir diger yani da, atina'nin batisinda yer alan gerania dagindan kallitechnoupoli bolgesinde de henuz kontrol altina alinamamis bir yangin var. kisacasi, atina dort bir yandan alevler icinde.

    bunlarin yani sira cok acayip hikayeler var. arkadaslarimizdan, onlarin akrabalarindan, tanidiklarindan. gercekten buyuk bir trajedi yasaniyor.

    njord athina/marousi'den bildirdi.

  • ayni zamanda bir deneyde de,
    kadinlara yine söz konusu kokulardan en güzel olani seçmeleri istenmis,
    kadinlar en simetrik hatlara sahip olan hastaliksiz erkegin kokusunu seçmis.
    yani demem o ki, asimetrik v hastalikliysaniz irc den bagladiniz bagladiniz, yoksa araya perde koysan kar etmez.

  • hadi simdi sorarim size, hanginiz bu hüznü yasamadiniz?

    otobuste bir kac bos yer vardir, yaniniza biri gelip oturmustur. fakat bir sure sonra gozu baska koltuga kayar, kalkar gider oraya oturur. iciniz o anda ciz eder, "neden ama neden?" seklinde bir anlik dusunursunuz. hatta soyle caktirmadan -arkada baska bir seye bakiyormuscasina- bakarsiniz kalkip giden kisiye ve onun gozlerindeki "aslinda sorun sen degilsin bebegim inan, burasi daha rahat, senin yanini daha fazla hakedecek biri de cikacaktir karsina bir gun" diyen ifadeyi gorursunuz, kabullenirsiniz bu klise iliski cumlesini.. ne de olsa hayatinizda daha once de duymussunuzdur bu lafi, tebessum eder donersiniz tekrar. ama icinizi bir huzun kaplar, hele ki bir baska kisi de yaniniza oturmayip pas gecmisse, bazi seyleri kendinizde aramaya baslarsiniz. hayatinizi sorgularsiniz, neden ben iliskilerde yapamiyorum dersiniz. yan tarafta sizle birlikte isiklarda durmus diger otobusteki birbirini tanimayan ama o yolculuk icin bile olsa sinerji yaratmis ciftleri gorursunuz. gozunuzden bir yas suzulur ve belli belirsiz bir laf dokulur agzinizdan;

    -bir daha kahvaltida pastirma yersem iki olsun!