ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lihtenştayn'da coğrafya öğretmeni olmak
-
örnek bir sınav sorusu şu şekildedir:
fındık en çok hangi bölgemizde yetişir?
a)friedrichlerin bahçede
b)klise'nin yanında
c)otobüs durağında
d)büyük ağacın altında
leonardo dicaprio
-
bu yıl oscar'ı alacak kişi. akademi inat etti amaçları leonardo'yu gaza getirip bu ödülü almaya çalışmasını sağlayacaklardı ve onlarca güzel film çekecekti bu ödülü almak için, genç yaşta oscar alıp kariyerinin zirvesine çıkıp " daha ne 23 yaşında oscar'ı da aldık. " demesin diye bilerek vermemişlerdi ödülü.
bir canavar yaratmak istediler. ve başardılar.
ne bileyim aq başka açıklamam yok şu adama da oscar vermiyorlarsa artık. zindan adası bile yeter ödülü almasına, tek mantıklı açıklamam bu benim.
avrupa yakası'ndan akılda kalanlar
-
cem yilmaz - prensip olarak korsanlari imzalamiyorum ben.
burhan- korsanlar degil bu arog.
alkolden ehliyetin alınması saçmalığı
-
tabi canim ,sen sirf ehliyet aldin diye istedigin herkesi oldurme hakkina her zaman sahip olmak zorundasin.
ne duzeyde sacmaladigini idrak etmekten uzak bir yazari onumuze koyan baslik.
yeni alınan evdeki kiracıyı çıkaramamak
-
elektrik ve su idaresine gidin tapunuz ve noter ihtarmenizle. suyu ve elektriği kestirin.
(varsa gazı da kestirin) nasıl yaşıyorsa yaşasın.
ya da bileği sağlam birisini bulun o sizin yerinize çıkartsın.
saniyelik salaklıklar
-
kitap okumaya dalıp 1 saattir beklenen ucagi kacirmak !
bunun uzerine henuz daha evla bir salaklik duymadim.
not: tam bir entry-nick uyumu vakasi
20 şubat 2018 bayern münih beşiktaş maçı
-
- bayern deplasmanı
- 75 dakika 10 kişi
- 5 golle yakayı kurtarmak
- milyonlarca yürek
- tek bir soru
"siz o maçta 8 tane yemeyi nasıl becerdiniz, allah aşkına!?"
açık bayanlara ceza yazacağız içkiyi imha edeceğiz
-
20 senedir sana yakın bir iktidar var.
eee hadi buyrun yasaklayın alkolü, sigarayı.. buyrun...
esenler otogarı'nın son hali
9672918
-
90'lı yıllar. 8 ya da 9 yaşlarındayım ve sanırım yaz ayları..
eski evimizin bahçesinde oturuyoruz. annem kardeşimi uyutmaya çalışıyor, babam her akşam olduğu gibi rakısını yudumluyor, ben de tetris oynuyorum. biz bizeyiz ve huzurluyuz..
önce babam odasına gidiyor, sonra da kardeşimle annem. benim yaşımdaki bir çocuk için oldukça geç denilebilecek bir saatte bahçede yalnız kalıyorum. fatih'le de o gece tanışıyoruz.
yan komşumuz sevgi teyzeye erzurum'dan misafirliğe gelmişler. yanlış hatırlıyor olabilirim ama sevgi teyze; fatih'in halası oluyor.
neyse..
yan bahçede fatih'i görüyorum. çekingen bakışlarla, elimdeki tetrise bakıyor. benim ona baktığımı farkedince de; utanıp içeri kaçıyor. o gece bir daha görmüyorum..
ertesi akşam aynı saatler. babam rakısını içip uyumaya gitmiş, annem kardeşimi uyutmanın derdinde, ben yine tetrisle oynuyorum. bahçedeyim ve yalnızım.
yan bahçede fatih'i görüyorum. çekingen bakışlarla yine beni izliyor.
- oynar mısın? diyorum,
+ kırılmasın! diyor.
ilk kez o gece konuşuyoruz fatih'le. sabaha kadar sohbet ediyor, tetriste birbirimizin rekorunu geçmeye çalışıyoruz.
ben ona mahallemizin en güçlü çocuğu emre'yi anlatıyorum, o bana geçen yaz yaylada yaptıklarını..
2 ay tekirdağ'da kalacaklarını, babası iş bulursa buradan ev tutacaklarını, bulamazsa erzurum'a döneceklerini anlatıyor.
- 'sen bizde kalırsın' diyorum çocuk aklımla.
+ 'annem izin vermez' diyor..
çok samimi iki arkadaş oluyoruz sonraki günlerde. her sabah dışarı birlikte çıkıyor, akşam eve birlikte dönüyoruz. geceleri de bahçede tetris oynuyoruz..
o bana ağaca tırmanmayı öğretiyor, ben ona yüzmeyi. o bana sapan yapmayı gösteriyor, ben ona misket oynamayı..
oyunlarımız da enteresan..
yüzlerce küçük kâğıt alıyoruz elimize mesela. üzerlerine rastgele talimatlar yazıyoruz tek tek.
- 10 adım sağa
- 3 adım sola
-100 adım ileri
- 80 adım sola gibi..
sonra bu kağıtları rastgele çekip yazılanları yapıyor ve bütün tekirdağ'ı dolaşıyoruz. sırf kağıtta yazılanları yapmak için kaybolduğumuz günü hâla hatırlıyorum. akşam ezanından sonra eve geldik diye; bir araba dayak yemiştik annemizden..
beyaz bir kağıt alıp; üzerine *arapçaya benzeyen ama aslında hiçbir şeye benzemeyen şekiller çiziyoruz. sonra bu kağıtları; yıllar sonra bulunmak üzere en olmadık yerlere gömüyoruz.. insanlığı trolleyip, tarihin seyrini değiştiricez çocuk aklımızla..
"rastgele bir sayı seçelim ve bu sayıyı ömür boyu unutmayalım" diyoruz. ilk unutan, diğerine çikolata alsın. hem de en pahalısından..
hergün birbirimizi deniyoruz ama nafile. ikimizde inatçıyız, asla unutmuyoruz..
çocukluğumun en güzel günlerini, ömrümün en güzel yaz tatilini o sene yaşıyorum. fatih en iyi arkadaşım oluyor..
ve maalesef yaz bitiyor. fatih'in babası iş bulamamış olacak ki; erzurum'a dönmek zorunda kalıyorlar.
- 'sen bizde kal' diyorum çocuk aklımla.
+ 'annem izin vermez' diyor..
önümüzdeki yaz yeniden buluşmak üzere vedalaşıyoruz. ama bu onu son görüşüm oluyor.. önümüzdeki yaz gelmiyorlar, bir sonraki yaz da öyle.. bir iki sene sonra sevgi teyzeler de taşınıp gidince; fatih'i bir daha hiç görmüyorum.
facebook, twitter, instagram.. her yerde fatih'i arayarak geçiyor gençliğim. bulamıyorum..
son çare olarak; ekşi sözlük geliyor aklıma..
yıllar önce ezberlediğimiz o 7 haneli sayıyı; belki bir gün google'a yazar diyorum. sözlükten mesaj atamasa bile; en azından twitter kullanıyordur..
ben unutmadıysam, o da unutmamıştır.
hadi ulan. hadi bee.. çikolataları da ben alırım güzel kardeşim, söz. hem de en pahalısından..