hesabın var mı? giriş yap

  • gençler bir avukatla görüşüp şahsa dava açsınlar. uğraşsın biraz. hakaret var, halkı galeyana getirme var, kişinin özgürlüğüne müdahale var. avukat arkadaşlarımız bir ton detay görmüşlerdir. lütfen yardımcı olun çocuklara :)

    kıskançlıktan çatlamış birinin repliği.

    edit: tck 125 diye msjlar gelmiş.

  • hani bir kesim var ya, güdüldükleri adamları çok iyi birer hatip, çok iyi birer konuşmacı olarak betimliyorlar, oysa ki bağırmaktan veya ağlamaktan başka birşey yapmayan adamlar onlar..

    işte o adamlar, rutkay aziz'in altın portakal'da yaptığı konuşmayı, prompter'sız, kağıtsız 10'da biri olacak şekilde yapabilsin, dişimi kırarım..

    içeriğine, goethe'den örneklerine falan hiç girmiyorum bak..

  • darısı niye huawei'nin başına anlayamadım. apple fan olarak korkuyor musunuz la yoksa?

    tanım: telefon piyasasının apple'ın tekelinde olmasını isteyenlerin hayallerini içeren haber.

  • burada ortaya koyduğu iş kadar, sözlük görünümünün değişmesi hakkında söyledikleri de ne kadar vizyonsuz olduğunu ortaya koyuyor. şükür ki sözlüğü eskisi gibi düzenli kullanmıyorum ve bu şahsın yönettiği sitede mesai harcar gibi zaman geçiren insanlara samimiyetle üzülüyorum.

    misal sözlük ile ilgili gelen eleştiriye twitter, facebook gibi yüz milyonlarca kişinin kullandığı siteleri örnek göstermesi açıkça komik. birinin bu sitelerin ekşi'nin dengi olmadığını kendisine anlatabilmesi gerekiyor. etin ne, budun ne diye sorarlar adama? kendini, reelde dengin olmayani alanında dünya devleri ile eşitlemek tam da bizim topluma ait kolpa. bu siteleri senegalli de kullanıyor, kansaslı da, johanesburg'lu da, paris'li de... haliyle ortalama kullanıcı profili dediğin şey ortalama dünya insanına dönüşüyor. halbuki senin kullanıcı sayın yönetilemez değil, beklentileri öğrenilebilir ve yazarlar için, yazarların tercihleri ile, onların kullanımını kolaylaştıracak bir dizayn yapılabilir. ama nerdeeee.. tabi bir türkiye toplumu yöneticisi gibi o, dizayn'ın nasıl olması gerektiğine karar merci olarak, kafasına göre değiştirme yetkisini kendisinde ve kendi gibi burayı yöneten dar klik'te görecek. sözde gelen tepkileri geri bildirim kabul edip, kafasına estiğinde yapacağı bir sonraki değişimde de canı isterse kullanacak. istemezse, kusura bakmayın. size üzerini biraz kazıyınca altından "deal with it" manası çıkacak bi entry döşenecek. bunları yaparken de, değişime direnç normal ya, feedback, sürekli değişim, not alıyoruz gibi iyi yönetici taklidi yapan insanların sıkça kullandığı kelimeleri kullanacak tabii ki.

    halbuki konu çok basit. okuyucuya sunduğun tasarım'a istersen kedi resmini koy, ister reklam al, istersen dürüm koy ama yazarına kendini iyi hissettirecek şekilde istediği görünümde yazabilme imkanını tabii ki her zaman sun. bir de "gece görüşü var" deyişi var ki, maho ağanın "bu mahsülün üçte ikisi benimse, üçte biri sizin kıçınızdan çıkiii.." deyişi gibi, alternatif de sunmuş vizyoner yöneticimiz. biz beğenmemişiz ama.

    değişime tepki gösteren insanlara "değişime direnç göstermek insanın doğasında var." captan obvious'luğuna hiç girmeyeyim o kadar uzatmayayım. eğer sözlük yazarlarının muhafazakarlık sebepleri siz iseniz efendi gibi şuraya yazarlara özgü, eskiden sık kullanılan görünümlerden 20-30 tane koyarsınız. biz de niyetinizin sarihliğini anlarız. eskiden var olan bir özelliği (istediğim skin ile kullanma işte) ortadan kaldırıp, sonra da abuk bi dizayn dayatıp, "değişime direniyorlar" demek de komik işte, değişim değil ki kardeşim bu, bir şeyi dayatıyorsun. marka'n ile o marka'yı var eden, yaşatan kitlenin alanını daraltmanın manası nedir? senin kullanıcının o marka ile gönül bağı kurmasını kolaylaştırman gerekirken, neredeyse kavga ediyorsun. e şimdi bu komik değil mi?

    tamamından kendisi sorumludur diyemem ama bundan yıllar önce sözlükler söz konusu olduğunda ekşi ve diğerleri vardı. burası marka değerine o kadar güvendi, ve bahsettiği gibi yeniliğe, değişime o kadar kapalıydı. asıl sorun çokça başka yerdeydi aslında. kendi hedefleri ile kendini var eden kullanıcılarının taleplerini özdeşleştirmekte o kadar beceriksizdi ki, bugün ekşi sözlük'ün herhangi bir sözlük'ten geçmişten gelen gönüllerdeki karizması hariç hiçbir farkı yok. ve felaket kötü yönetiliyor. kendisine tüm emekleri için teşekkür ederim.

  • en çok güldüğüm ben kitapçılık yaparken başıma gelmişti. sokakta, tezgahta ikinci el kitap satıyoruz. yavaş yavaş gelen bi zabıta arabası önümüzde durdu. sağda oturan zabıta camdan kafasını çıkarıp
    -merhaba, acaba sizde ilyas efendi var mı? diye sordu.
    -yok. zıkkımın kökü var.

    dememle direksiyondaki zabıtanın dellenip arabadan çıkması bir oldu. "ne diyonuz lan siz" diye diye geliyor zebellah. baya gidecekti bizim tezgah ha. şükür ki diğeri muzaffer izgü okumuş. kitabı da biliyor. gülmekten zor durdurdu diğer zabıtayı. kitabın adı için sağolasın muzaffer izgü.