hesabın var mı? giriş yap

  • bakın müptezeller,

    bizim için stres yükü çok yüksek bir maç olmasına rağmen,
    ilk 15 dakikada ads'nin kaptanı 2 defa ve totalde 5-6 dk yattı. hiçbir oyuncumuz gidip kuduz köpek gibi saldırmadı, tam aksine gidip cocukla ilgilendiler, geçmiş olsun dediler.
    ikinci yarı gs kontraya çıkarken balotelli kendini topsuz alanda yere bıraktı diye kaan aldı topu taca attı. oyuncularımız gidip balotelli'yle ilgilendiler.
    hiçbir oyuncumuz adana tribünlerine el kol etmedi, yerde yatan rakip oyuncuyu gidip sarsmadı.

    kimse bizi sevmiyor, diyorsunuz ya, iste biraz sebeplerini bilin, anlayın, idrak edin diye yazıyorum bunları.

  • resmen skandal. tam anlamıyla rezillik. allah'a binlercebin şükürler olsun ki bizim buralarda böyle şeyler yaşanmıyor. bir de çıkmış yetkililer özür dilemiş yüzsüzler... tü sıfatınıza sizin.

  • hayatımı değiştiren insan kendisidir. 1991 yılında gitar çalmaya başladım. ilk gitarım beyaz renkli bir kore yapımı fender stratocaster'dı. o yaz gitar dersleri vs derken ilk seneyi geride bıraktım. 1992'nin yazında yine bodrum'a gittim her yaz olduğu gibi. bu sefer yaş 14 olduğu için ailem gece 1'e kadar bodrum'da arkadaşlarımızla dolanmamıza izin vermişti. o zamanlar bodrum başka bir alemdi bir ara anlatırım. tam merkezde, barların olduğu sokakta şimdinin kule bar'ın yanında beyaz ev vardı. işte onun önünden geçerken hayatımda hiç duymadığım kadar güzel bir ses duydum. yanımdaki arkadaşım da neyse ki benim gibi müzik tutkunu bir çocuktu ve beraberce beyaz ev'in kapısından girdik çekingen şekilde. yavuz vokal yapıyor ve gitar çalıyordu, bir arkadaşı da akustik gitar ve back vokallerle ile eşlik ediyordu. o akşam bize içki almamamız şartıyla konseri izlememize izin verdiler.

    bir ay boyunca yavuz'un çaldığı her akşam babamla ya da yalnız beyaz ev'deydim. neler dinliyor, neler çalışıyor, ne ekipman kullanıyor hepsini birinci elden hatmettim. hayatımda içtiğim ilk birayı da yanlış hatırlamıyorsam yavuz ile beraber içmiştik. ben içememiştim gerçi iki yudumdan sonra. *

    istanbul'daki o kış konserlerine yaş sebebiyle giremedim ama ertesi yaz yani 1993'te yine beyaz ev'in gediklisi olmuştuk. hem bu sefer yavuz da ekibi toplamış ve blue blues band ile çalmaya başlamıştı. biz de sadece iki kişi değil 7-8 kişi gidiyor ve resmen ders niteliğinde izliyorduk yavuz'u. keyifler yerindeydi yani.

    1995'te artık kapıda kimlik sorulmadığında istanbul'da da girebilmeye başlamıştım programlarına. piyasa küçük, gitar çalan az olduğu için yavuz ile sohbet etmeye ve görece tenha olan programlarında uygun olduğu zaman barda beraber bira içmeye de başlamıştık. yavuz, çekingen bir genç adamdı ve her çaldığı akşam modunda olmuyordu. bazen grup arkadaşlarıyla kulise geçiyordu programa ara verdiğinde. bazense barda yalnız takılıyordu. kimseyle muhabbet etmek istemediğini iki cümlede anlayabiliyordunuz. benim şansıma ben genelde keyifli zamanlarına denk gelmiştim. hatta bir defasında "yavuz sana bira ısmarlayabilir miyim" dediğimde, "sen niye ısmarlıyorsun ben zaten burada çalıyorum. ben sana ısmarlıyorum" demişti gülerek. 50'lik şişko bardak bir efes istemişti. o akşam, gördüğüm en keyifli yavuz çetin'di. 5-6 yıl sonra aramızdan ayrılacağını bilsem o bardağı saklardım.

    1996 yılında yavuz çok güzel bir amfi almıştı: daha türkiye'ye yeni gelen bir seriden seçmişti amfisini: peavey classic 30. aynı amfinin daha büyük olanı duman'ın gitarcısı batuhan mutlugil'de de var hatta. yanlış hatırlamıyorsam o seriden ülkemize o sene 5 6 adet gelmişti. biri batu'da, birini yavuz almıştı. amfilerden bir tanesini bir caz gitarcısı almıştı adını hatırlayamadığım. bir de aynı serinin farklı bir versiyonu gelmişti delta isimli. onu da bir başka gitarcı almıştı. o delta modeli amfi de piyasada baya bir barda kullanılmıştı. sürekli denk geliyordum. ama batu ve yavuz'un seçtikleri en güzel iki modeldi.

    yavuz bir süre mojo, jazz stop ve jazz bar'da bu sarı peavey classic 30'u kullanmıştı. hatta blue belgeselinin açılışında amfiyi yavuz'un odasında görebilirsiniz. yanlış hatırlamıyorsam 1997'de yavuz fender twin reverb almak için amfiyi satışa çıkartmıştı. ben de o sene bilgi üniversitesi'nde okumaya başlamıştım ve yavuz'un izinden ben de istanbul barlarında çalmaya başlamıştım. bir yandan da pera jazz okulunda gitar bölümüne gidiyordum haftada 2 gün okul çıkışı. ama düzgün bir amfi bulamıyordum zevkime göre.

    tam da o sırada yavuz'un amfisini satacağını duydum. sarı peavey, benim kadıköy'de zamanında stajerlik yaptığım bir gitar dükkanına (şimdinin bira fabrikası olan dükkan) satılığa çıkmıştı. dükkan sahibi benim gitar hocam olduğu ve yavuz'u çok sevdiğimi bildiği için ilk ve sadece beni aramıştı. o dönem ev telefonu vardı bende sadece. şansıma dükkandan aradıklarında evdeydim ve haberi duyar duymaz resmen uçarak dükkana girdim. yavuz ile dükkanda da karşılaştık. selamlaştık. amfiyi almaya geldiğimi söyledim. o da fender twin aldığını o yüzden mecburen sattığını anlattı vs.

    neyse o gün aldığım peavey classic 30 halen daha yanımda ve aktif şekilde kullanıyorum.
    dile kolay 23 sene olmuş amfiyi alalı. uzun yıllar binden fazla işte kullanmışımdır. zamanla yoruldu ve eskidi bu sarı amfi. düğmeleri döküldü. ısparta'da bir konser sırasında voltajdan dolayı tüm devreleri yandı. normalde çöp olması gereken amfiyi iki amfi parası verip restore ettirdim amerika'dan orijinal parçalarını getirterek.

    uzun uzadıya yazdım. ama işim gereği richie kotzen, slash, joe satriani, andy timmons, steve vai vs kim varsa canlı izleyip tanıştım. hem yurt dışı hem yurt içinde vip workshop'lara vs katıldım. dünyadaki en iyilerin arasındaydı yavuz çetin. eğer yaşasaydı ülkemizin tim pierce'ı olacaktı net şekilde.

    benim için yavuz'u en iyi anlatan kayıtlı performansı, deniz arcak'ın bırakın beni şarkısının sonunda doğaçlama çaldığı solosudur. canlı performansı buradaki kayıtta çaldığı gibi inanılmaz akıcı ve muazzam bir dinamik içerirdi yavuz'un.
    şu karantina günlerinde kendisini anmış oldum. son 4 saattir o amfiyle gitar çalıyordum aklıma geldi. huzur içinde uyusun.

  • biri bugün şöyle bir şey yazmış paylaştığı yazıya "can yücel yine döktürmüs" . şimdi kendisine can yücel in öldügünü söylesem, çektiği acılara yenisini eklemenin vebalini alacağımdan direkt listemden çıkardım. sanırım buna dayanabilir. çünkü o güçlü bi kadın ve bir lafa bakar laf mı diye....

  • mal beyanı. kırpılmış video ile yine algı peşinde aktroller. buyrun burada oturumun tamamını bulabilirsiniz ve kısa açıklamasını bulabilirsiniz.
    entry

    olayı kısaca söylemek gerekirse öğrenciyle veya zamla hiçbir alakası yok. denetim komisyonu üyeleri seçiliyor ve ak parti'nin adayları reddediliyor, chp'nin adayları kabul ediliyor. olay bundan ibaret ama uzun halini her yerden bulabileceğiniz bir videodan bile algı kasmaya çalışan aktrollerin zeka seviyesini gerçekten tebrik ediyorum.

    tanım: tekrardan mal beyanı.
    edit: imla.
    edit1: olayı direkt olarak buradan 1.52'ye ilerleyerek izleyebilirsiniz.
    edit2: haber doğru olmamasına rağmen haberi gerçek sanıp imamoğlunu savunanların da aktrollerden farkı olduğunu sanmıyorum.

  • olay yerine adam öldürme ya da ölüyü yok etme maksatlı değil, bizzat tecavüz amacıyla gittiğine inandığım adam.

    (bkz: suphi altındöken/#49195515) entry'mde de belirttiğim gibi bu adamların ilk tecavüzü değil. fatih gökçe denen adamın hatıralar ve yaşananlar adında toplu tecavüz görüntülerini izlemesi daha önce toplu tecavüz gerçekleştirdiğinin kanıtıdır. burada yaptığı paylaşımda ise gerçekleştirdiği ve hiçbir zaman enselenmediği tecavüzlerin dalgasını geçip, toplu tecavüzlerini gerçekleştirdiği arkadaşlarına facebook üzerinden selam çakmıştır.

    suphi altındöken'in değiştirdiği ifadesinde arkadaşı ve babası kız ölmeden olay yerindedirler. burada avukatın katkısı büyük çünkü gelecek otopsi raporunda kızın ölüm saati netlik kazanacak ve suphi'nin tutarsız ifadesi başını yakacaktı.

    suphi kız henüz sağken ve muhtemelen başına geleceklerden habersizken babasına ve fatih'e toplu tecavüz için yer bildirdi. daha olay yerine varamadan özgecan'la suphi arasında arbede çıktı. kız yaralandı. tecavüz olmadığını iddia ettiklerine göre tecavüzü gerçekleştiremediler. ama olay yerindeyken özgecan sağdı ve bu olaydan onu öldürmeden sıyrılamayacaklarını anladılar. ve tecavüz edemeden kızın ellerini kesip, öldürdüler ve ceseti yaktılar.

    ilk tecavüzleri olmadığına eminim, ve bu ilk cinayetleri olmayabilir.

    civardaki, adamın seyahat ettiği illerdeki bütün kayıplar, bütün tecavüzler, bütün cinayetler incelenmeli, geçmişe dönük araştırmalar yapılmalı, tecavüze uğrayıp da korkudan susan bütün kadınlar ve çocuklar medya yoluyla anlatmaya teşvik edilmeli. bu işin altından çok pis kokular alıyorum. bu adamların bütün arkadaşları da gözaltına alınıp sorgulanmalı.

  • utanç verici olan annesinden utanan cahil insandır.
    anne lan bu! 5 para etmez insanlara yalakalık yaparsınız, anneye gelince tukaka!
    seni doğuracağına taş doğursaymış harbiden.