hesabın var mı? giriş yap

  • “ - senin kollarından birini koparacağım pollyanna!!!
    - olsun. bir tane daha var. :))”

    yukarıdaki diyalog ile özetlenebilecek kavramdır. toksik iyimserlik olarak da çevrilebilir türkçeye.

    psikolojiden bihaber kişisel gelişimcilerin “olumlu düşün, olumlu olsun” dayatmalarını bilirsiniz. “evren’e pozitif enerji gönder!” çat, “kötüyü çağırma!” çut. insanların kafasına vura vura onları mutlu etmeye çalışırlar. çevrenizde “senden daha kötülerini yaşayanlar var, şükret biraz!” diyen öğütçü tipler vardır mesela. esasında fayda sağlamaktan çok sizi daha büyük karamsarlıklara sevk ettiklerini bilmezler. veya günümüz sosyal medyasını ele alalım. herrrrrkes mutlu. hepsi güne sabah sporlarını yaparak başlamış, kahvelerine krema değil serotonin katılmış adeta, başaracaklarına inandıkları için her şeyi başarmışlar falan. hayır, bunların çoğu sahte mutluluklar. ve siz tüm bunlar yüzünden içinizdeki olumsuz duyguları bastırmak, güçlü görünmek zorunda değilsiniz. onlar gibi mutlu olamadığınız için zayıf hiç değilsiniz.

    psikolojide duygular iyi veya kötü diye bir ayrıma tabi tutulmazlar. hepsinin bizim için bir işlevi vardır. sağlıklı olan onların farkında olmaktır. mutluluk kadar üzüntüyü, öfkeyi, tiksintiyi vs. kabullenmek, size anlatmaya çalıştığı şeyleri fark etmek gereklidir. duyguları bastırmak, yok saymak, olmadığınız bir ruh halini yansıtmaya çalışmak ise depresyon başta olmak üzere birçok psikolojik rahatsızlığa davetiye çıkarmak demektir. çünkü siz yok saydığınızda o duygu yok olmaz. içinizde bir yerlerde kalır, siz bastırdıkça üstüne eklenir ve giderek büyür. ve bir gün çok daha güçlenmiş bir şekilde açığa çıkar.

    holokost mağduru bir psikiyatrist olan viktor frankl’ın geliştirdiği trajik iyimserlik diye bir kavram var. acının, kaybın, üzüntünün vs. farkında olmak ve onları kabullenip içselleştirerek anlamlı hale getirmek olarak açıklayabiliriz bu kavramı. toksik iyimserlikten ayrıldıkları nokta tam da acıya karşı aldıkları tavırda yatıyor. toksik iyimserlik acıyı yok sayıp etrafından dolaşmaya çalışırken trajik iyimserlik acının tam ortasından geçiyor. ve ondan öğrendiklerini kişinin benlik gelişiminde bir araç olarak kullanıyor. ölmek üzere olan bir insanın yanında durup elini tutan kişi örneğinin temelinde bu anlayış yatıyor. kurtaramasa dahi onun son nefesinde yalnız kalmamasını sağlamak, acısını görmek ve bunu paylaşmak, sonra da o acıyı kendi öğretisinin bir parçası yapıp yoluna devam etmek yaşanan travmayı daha anlamlı hale getiriyor. beraberinde de acıya rağmen umudu sürdürme çabasını kuvvetlendiriyor.

    sonuç olarak acıya, üzüntüye, kayıplara karşı dayanıklı olmanın yolu bunlardan kaçmak, bunları inkar etmek ve sürekli olumlu şeylere odaklanmaktan geçmiyor. tam aksine, olumsuzluğu bilmek, kabullenmek ve onunla yüzleşip dersini alarak yoluna devam etmekten geçiyor. bunun için de önce duygularınıza kulak vermelisiniz. üzüntünüzü, korkunuzu, endişenizi hissetmek için kendinize izin verin, size anlatacakları çok şey var.

  • adama, kişilere, gruplara, cemaatlere ,vakıflara, derneklere hizmet işinin bitmesiyle bir çok şey güzel oldu, olmaya da devam ediyor.

    çatlayın amk

  • lagavulin kışlık parfümse bu da yazlık versiyonu olabilir. oldukça lezzetli ve ekonomik.

    benim gibi islay severlerin elinin altında bulunması gerek. hem fiyat olarak da bütçe kısıtlı olduğu zamanlarda lagavulin yerine tercih edilebilir.

    edit: diğer viski yorumlarım için (bkz: #60703155)

  • başlık: moskovadayım az önce diskodan geldim soruları

    1.alayım piçler

    8.hangi moskovadaydın ? spartak ? cska ? dinamo ? torpedo ? fc ?

  • “çok işkence gördüm, çok çektirdiler hiçbirine yanmam da atatürk rozeti vardı yakamda onu aldılar ona yanarım” diyen ebulfez elçibey nerede 10 kasım tarihini zafer günü ilan eden aliyev nerede.

  • yoldan geçerken uğrayacak olanlara nereye gittiklerini bilmeleri açısından not düşelim.

    180 yıldır faaliyet gösteren esnaf lokantasıdır.

    yalnızca kuzu tandır, kaymaklı ekmek kadayıfı ve kuru soğan servisi vardır. kadayıfın kaymağı gerçek afyon kaymağıdır ki bir çoğunuz afyon kaymağı diye yediğiniz şeyin bu kaymakla alakası yoktur.
    bayram tatillerinde kapılar kapalıymış. her sabah 11 gibi açılan kapılar öğleden sonra 16:00 gibi kapanıyor çünkü yemek o saatlerde bitmiş oluyor.

    yaklaşık 5 nesildir ailecek işletildiği için isimler de gelenekselleşmiştir. kadir oğlu ahmet, ahmet oğlu kadir şeklinde.

    son nesilin temsilcisi olan kadir moleküler biyoloji ve genetik eğitimini yurtdışında tamamlamış, sonra aile mirasını devam ettirmek için mesleği eline almış. babasıyla birlikte çalışmakta. bir organizasyonda gözlemleme fırsatım oldu. aldığı sorumluluğu bilen ve sektörde nadir bulunan efendi gençlerden biri olduğunu gördüm. umarım böyle devam eder.

    ezcümle buraya kuzu tatmak için değil, havasını solumak için gitmelisiniz ve tabiki kendinizi buranın kendine has kültürüne teslim etmelisiniz. mekan kendi kültürünü yaşatmak için faaliyetini sürdürüyor. daha çok yemek satmak gibi bir dertleri yok. günlük üretim miktarı standart.
    diğer yandan selam vermek buranın kültürünün bir parçası. içeri girdiğinizde göz ile de olsa mutlaka selam verin. öyle hemen masaya oturup bön bön bakmayın.

    ne yazık ki ülkemizde eski ile pis sözcükleri karıştırılıyor. oturacağınız masalardan üçü 1800 ortalarından kalmadır. mermerdir. diğer üçü de 1938'den beridir mekanda ve bunlar da akdeniz sediridir. tezgah ve parkelerle birlikte iç vitrinlerde yine 1938'den kalmadır. günlük rutin temizlikleri yapılmakta. kişisel kaprislerinizi kapıda bırakarak mekanı deneyimleyin. mutfak kültürümüz için çok kıymetli bir mekandır. kıymetini bilelim.

  • pendik-eskişehir eskişehir-ankara hattıdır. yandaş firmanın tünel açarken tünelinin çökmesi ve milyon dolarlık tünel kazma makinesinin içinde kalması sonucu, yol dağın etrafından dolandırılmış, avrupa ayarında hızlı trenlerle 2 saatte gidilebilecek yol üç buçuk saate çıkmıştır. o da istanbula gelmiyor zaten, bursa-istanbul arasında biyerde bırakıyor.

    japonya, avrupa gibi yerlerde tren hızları 500 km'sa'ya dayanırken biz istanbul-ankara'yı 3.5 saatte gidebildiğimiz için seviniyoruz.

    üstüne bizim vergilerimizle yapılan yere de, sanki adamlar cebinden vermiş de yapmış gibi dilenmemizi bekliyorlar. düzgün yapılmamasına rağmen.

    he canım he.

  • facebook listemde bulunan halis muhlis kezbanların (kezban lafına kıl kapıyorum ama bunları tarif edecek başka kelime yok) birbirine "cnm peçeteni hazırla da git" diyerek tarif ettiği film.

    erkekler acaba birbirlerine herhangi bir film için "kardeş peçeteni hazırla öyle git" dese neler olur? veya o film nasıl bir filmdir?

  • 21. yuzyilda, ab'ye uye sozde dunya gucu turkiye'de kuduzdan insan oluyor. bu ulkede 90'larda kuduzdan insan oldugunde ortalik ayaga kalkmisti.

    sirada ne var veba mi?