ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anneler yazar olsa alacakları olası nick'ler
-
(bkz: evlendiğimde 48 kiloydum)
şanışer
-
“10 yıl kadar önce genç bir cihangir solcusu olarak atatürk’ün yaptıklarını faşistçe bulduğum, biraz da küçümsediğim bir dönem olmuştu, bütün samimiyetimle çok özür dilerim ya… ne büyük adammışsın atam sen.” şeklinde bir mesaj paylaşmış bugün twitter üzerinden.
bu ülkede kendini entelektüel zanneden insanların bile atatürk’ün kıymetini anlamları için, taliban’ın afganistan’ı ele geçirmesi; insanların şeriattan kaçmak için uçakların motorlarına sığınıp kaçabileceklerini sanacak kadar cahil kalıp yüksekten yere çakılıp ölmelerini görmeleri gerekiyormuş demek.
10 km uzaktan selektör yapan bmw'li
-
araç hızının göreceli bir durum olduğunu belirten fikir varoşlarını ortaya çıkarmıştır. altındaki bmw'ye göre 140 normal bir hızmış, 80 gibi geliyormuş. trafik kuralları belli, hız sınırı belli. nesi subjektifmiş trafikteki hızın. bu varoşlar işte doğduğun büyüdüğün şehrine, boğazına, sahiline geliyor mütahitlik felan türlü türlü cinliklerle kısa zamanda zengin olup üst kimlik kazandığını sanıp senin huzurunu kaçırıyor. geçen gün caddebostan'da son model bmw'sinin camını açıp kola kutusunu fırlatan gördüm. memleket olarak görmüyor ki burayı, gelip fethettiğini sandığı bir yer sanıyor, umarsızca pisliyor. trafik kurallarını bozuyor. kültüründen yaşadığı ezikliği parasıyla kapatıp başkalarına uyguluyor.
alkol ve sigara kullanmayan insan
-
benim gibi sağlık takıntısı olan bir insandır. şimdi tadında alırsan faydası var muhabbetine hiç girmeyelim. alkol alınan hoş muhabbet ırtamına da girmeyelim. bizler alkol sigara almadan en net en pürüzsüz en güzel halimizle her şeyi sonuna kadar hissedip yaşayan insanlarız.
alkol sigara almayan genelde yalnızdır. kendimden örnek vereyim. şimdi bilirsiniz böyle bir insan bulmak zor, ya sporcudur ya sağlığına çok takıntılıdır ya da inançlarına ters düşüyordur gibi nedenler mevcut. üniversitede, gittiğiniz bir kursta ya da iş yerinde sigara kullanan insanlar bir bağ kuruyor. mesela ben sigara kullanmadığım için üniversitede sigara içilen ortamdan da uzak durmaya çalıştım rahatsız olduğum maruz kalmak istemediğim için. ders araları olurdu herkes sigara içmeye çıkardı, ben de boş boş yanlarında dikilmemek ben pasif içici olmamak için gitmezdim, fakülte önüne vs çıkanlar da hep sigara içenlerle ahbap olurdu. bu yüzden hep yalnız kalırdım, bu gittiğim bütün ortamlarda böyle oldu. sigara alışverişi, ateşin var mı felan derken sevgili olan bile oldu. sigara içerken boş boş beklerken bulunulan ortamda bir sohbet gelişebiliyor. bazı yakın arkadaşlıklar da böyle başladı.
sigara kullanan insanlar arasında bir bağ oluşuyor aynı eylemi paylaşmaktan dolayı.
başka bir noktaya değinecek olursa bunları kullanmayan insan kullanana göre daha hassastır. örneğin; kullanan insan yanları açık bir kafede istediği yerde oturtabilirken kullanmayan insan biraz gerginlikle sürekli duman geliş yönüne göre yerini ayarlamakta, yer de yoksa o dumana maruz kalıyorsanız zaten gerginlik oluşuyor ya da mekân müşteri kaybediyor.
kötü kokudan rahatsız olan insandır. arkadaşlarına ve yakın insanına yaklaşırken temiz olmak ister, o yüzden karşısındaki insanın kokusundan da etkileneceği için istemez sigara içen insanla yakın temas kurmak.
tadını sevmediği şeyi kafası ya da ortamı için reddeder. onun için en önemli şey kendisidir. kendinden başka bir şey için taviz vermez. arkadaş ortamında içilir uyum sağlayayım gibi düşüncelere kapılmaz.
bu insan bir şeye bağlı olmayı, kendini bir nebze de olsa teslim olmayı reddeden bir insandır. kötü alışkanlıkları yoktur, antitez üreteceğinize koruyun ve sevin bu çok az kalan insanları.
yardım ettiği yolcu tarafından vurulan taksici
-
ben bu o.ç'nun paralarımla vergilerimizle beslenmesini bakılmasını istemiyorum. bunu ya kurşuna dizin ya asın gerekirse acı çeksin önemli değil.
keşke izlemeseydim bu nedir ya? idam referandumu vs gelse ben artık onay veririm.
türkiye'de yılan zehri panzehiri olmaması
-
acil servisi olan her hastanenin eczanesine belirli stoklarla yılan serumu gönderilir. eksilirse yenisi gönderilir. bu serum türkiye'de bulunan tüm yılanların zehirlerinin panzehirlerini içermektedir. daha nadir durumlar için de (örümcek ve böcek zehirlenmeleri vs.) panzehirler mevcuttur ancak her hastaneye gönderilmez. gerekli olduğu durumda hasta bu panzehirlerin gerekli olduğu kuruma sevk edilir ya da ilaç acilen getirtilir. aref'in ünlü olduğu için yurt dışına sevk edildiği de doğru değildir. bu standart uygulamadır. türkiye'de mevcut olmayan panzehirler anlaşmalı uluslarası ortak dağıtım noktalarından stoklarında mevcutsa istenir. eğer stoklarında bu panzehirler mevcut değilse hasta acilen bu tedaviyi uygulayabilecek bir sağlık kuruluşuna sevk edilir. tek eksiğimiz bürokrasinin ve bu işlemlerin uzun sürmesidir.
bugatti veyron'un tipsiz bir araba olması
-
(bkz: verse binmez misin)
ülkeye gelen turistin bıraktığı otel odası
-
iyi olmuş. turist boku temizleyeceğiz diye 40 takla atıyorlar. otele türkleri almak istemiyorlar.
turistlere hayatımda bu aralar olduğum kadar kıl olmadım. bunlara hizmet edeceğiz diye bizleri bildiğin aşıları tam olan küpeli davar gibi görenlere de kapak olsun bu video.
edit: ülke kaynaklarının turizm yerine sanayiinin gelişmesi için kullanılmasını istiyorum. turizm ne yahu? dünyada refah olacak ki adamlar artan para ile tatile gidip harcayacak ve buraya para bırakacak.. ana ihtiyaçlar dışındaki artan para.. ölme eşeğim ölme..
görüldüğü gibi en ufak sıkıntıda turizm bitiyor. oysa sanayii öyle mi? insanlar her halükarda kullanmak zorunda. savas da çıksa o teknolojik aletleri seve seve kullanacaksın. kullanmama şansın yok.
onca otele milyar dolar yatıracağına otur çip yap, otur akıllı telefon yap.. öyle para kazan.
cia'den erdoğana seni gezi parkına gömeriz tehdidi
-
allah'tan arada "öncelikle, türk insanı gerçekten de farkındalığı yüksek bir kitledir. " cümlesine rastladım hızlıca geçerken. yoksa bütün yazıyı okumak zorunda kalacaktım.
irem derici'nin üniversitelilere attığı tweet
-
biçimsel açıdan saçma olsa da, içeriği haksız değildir.
kadın 2.5 yıldır bu işi yaptığını ve "en iyi çıkış yapan" ödülünün kendisine verilmesinin saçma olduğunu söylemiş.
bunu haksız bulamayız ki.
blues dinleyen taksici
-
bu gece tanıştığım taksicidir efendim. arka koltuğa oturdum, ağlak bir gitar tınısı geliyor radyodan, kulak kabarttım bb. king eric clapton düetlerinden thrill is gone çalıyor. şaşırdım biraz, fekat şarkı çok piyasa olduğu için pek de dikkat etmedim. ardından muddy waters mississippi delta blues çalınca duramadım, 'hep mi blues dinlersiniz' dedim, 'azer de var usb'de, ludacris de, ama şu an kölelikten kurtulma mücadelesi veren insanların hüzünlü ve yanık tonlarını hissetmek istiyorum' dedi. 40lı yaşlarda bir herif. 4 adet kitap okuyormuş aynı anda. hayatın durağanlığını hazmedemiyormuş, her şey olabildiğince hızlı akmalıymış, sabit kalan her şey canını acıtıyormuş, bu sebepten ötürü sürücülük yapıyormuş. yolda olmak onun ilacı imiş. ben araçtan inerken sonny boy - bye bye bird çalıyordu. düşünsenize. bir daha ne zaman yaşarım böylesini hiç bilmiyorum.
süper karikatürler
-
ortacagda bir medrese, egitim veriliyo..
- evladim söyle bakiym istanbul ne zaman fethedildi ?
- geçen hafta hocam
- aferin otur
(bkz: selcuk erdem)
ikea'yı ikea okuyan insan
-
bunu elestirenlerin agzina o reklamda "ikea evinizin herseyi" diye bagiran abla sicsa zerre uzulmem.