hesabın var mı? giriş yap

  • banka calisani gozune degil, kameraya guvenerek dogru olani yapmistir.

    bu olay gercek olabilir, ancak yarin cikip annesi, "o ben degildim, haberim bile yoktu ne para cekmesi" dese bankanin elinde somut kanit yok. tum olay bankacinin ustune yikilir ve isinden de olurdu.

    1/10

  • yani bizim en iyi okullarımız olan fen liselerinin seviyesi bile japonya ve estonya'nın ortalama okullarının gerisinde kalıyor olarak da okunabilecek talihsiz açıklama.

    evet, ben bir kötü niyetli alt metin avcısıyım.

  • mehmet günsur'un 5 milyonuncu kez aynı karaktere hayat vereceği dizi.

    yakışıklı, kültürlü, sanat seviyor, çok güzel aşık oluyor ve postmodern. adamı öyle kazıdılar ki aklımıza mesela oynadığı karakterleri sıçarken falan düşünemiyorsun.

  • vatan sevgisi, başarı, emek herşeyin içinde olduğu gözyaşlarıdır.

    tanım: avrupa şampiyonu olup en tepeye çıkardığı bayrağımız yükselirken okunan istiklal marşı esnasında ebrar karakurt’un gururdan ağlamasıdır.

  • anladım ki bunca sene söylenenler yetmemiş.
    onu da geçtim, aklı başında bir allah'ın kulu üçüncü köprü'nün, üçüncü havalimanı'nın nereye yapıldığına bile bakmamış hala atıp tutuyorlar.

    hakkında olumlu bir tane bile bilimsel rapor/kanı/yorum bulunmayan, aksi yöndekilere çokça rastlayabileceğiniz, çok temel coğrafya bilgisi ve akıl yürütmeyle bile anlaşılabilen gerçeklerden bahsediyoruz-çed raporlarının geçersiz kılındığını da bilmezsiniz siz- hala gelmişler 'çevreciler şöyle böyle, üç beş ağaç şöyle böyle'

    la hangi akıl, gidip de o coğrafyanın en engebeli ve en rüzgarlı(tayakadın'a giderseniz sıra sıra rüzgar jeneratörlerini görmeniz boşuna değildir)-fırtınalı-sisli bölgesine havalimanı yapar, ilkönce bunu açıklayın.

    sonra, zaten istanbul içinde kemirile kemirile azıcık kalmış, taaa kafkasya'dan karpatlara kadar devam eden ekolojik yeşil bandın ortasından-ki yerleşime en uzak yer de demek bu- köprü geçirip bir de su havza alanlarını 'iki yeni kent' diye pazarlamanın mantığını bi anlatın.

    ekonomik olarak seçilen konumlarından ötürü ne kadar zararlı olduğu da ortadayken:
    yav he he, 2. köprü çok tıkalı..
    tüp tünel denilen şey çok mu zor(ki yapılıyor), çorlu'ya havalimanı yapmak çok mu zor?

    tüm bunlar ışığında hem maddi hem de ekolojik açıdan cinayetin önde gidenidir. 20 sene sonra 30 milyonluk doğal kaynaklarını tüketmiş istanbul'a bakıp 'ya üçüncü köprünün trafiği ömerli'den başlıyor' dersiniz. ben torunlarıma 'gerizekalılarla uğraşamadık böyle oldu, en azından direnmiştik' diyerek yüzümü ak çıkartmayı planlıyorum.

  • oyunu neredeyse bitirdim, spoiler vermek istemiyorum ancak son savaştayım diyeyim. bu akşam evil playthroughmu bitirip paladinle iyi oynamaya başlayacağım umarım. girişi yaptıktan sonra tek tek notlara geçelim.

    -oyun muhteşem olmuş, özellikle benim gibi 80 -90 arası doğumlulara "bitmiş oyunun" nasıl olması gerektiğini hatırlattığı için üzünsem mi sevinsem mi bilemedim. artık bütün büyük oyun şirketlerinin corporate kafasıyla kar daha çok kar modelinde yönetilmesi yüzünden adam gibi oyun oynayamaz olmuştuk, taze bir soluk oldu bizler için. z kuşağı kardeşlerimiz de umarım iyi oyunun nasıl olması gerektiğine dair beklentilerini biraz yükseltirler de her sene geçen senenin kopyası olan ac veya benzeri serileri almaktan vazgeçerler firmalar adam gibi oyun yapar.

    -bana göre en imba party 2 melee 1 sorc ve 1 cleric. nette bulabilirsiniz, 2h melee buildları inanılmaz güçlü, baldurs gateteki 2 taşşaklı bossu tek meleem olmasına rağmen stundan çıkarmadan 2 turda kestim. sorceroru zaten anlatmaya gerek yok, cleric hem ofansif hem defansif olarak çok güçlü. ben sevdiğim için astarionla oynadım ama easy mode istiyorsanız astarionu sallayıp 2. meleeyi alın kesinlikle. roguelar maalesef end gamede hiç scale etmiyor, sneak atak damagei bg2'ye göre yok gibi bir şey, nerede o eski buildlar :)

    -ben chaotic evil kafasıyla oynadım ortalık birbirine girdi :d oyunu en az 3 kere bitirmenin gerekli olduğunu düşünüyorum, çünkü gerçekten çok emek var, sadece 1 kere bitirirseniz bir çok olayı kaçırırsınız.

    -diyaloglar muhteşem, adamlar hiç üşenmemiş race ve classa göre bile farklı diyalog seçenekleri eklemişler.

    -yukarıdakş entryimde yazdığım gibi oyunda bir çok ufak tefek trick var bunları kesinlikle öğrenin ve uygulayın, çok eğlenceli. misal silahınızın takım arkadaşınızın ateşli silahına değdirerek bile fire dmg vermesini sağlayabiliyorsunuz. diyorum ya adamlar psikopat gibi herşeyi düşünmüş.

    -githyanki jump efsane bir özellik, küçümsemeyin. oyunda jump, fly, misty step vs çok çok önemli. bu özellikleri veren aksesuarları sakın atmayın ne zaman lazım olacağı belli olmaz

    -oyunu öve öve bitiremem ama gelelim ufak tefek de olsa eleştirilere.

    -inventory yönetimi çok vakit alıyor, çeşitlilik yapalım derken bence biraz boku çıkmış, oturup yarım saat inventory düzenlemek beni artık bayıyor ama bundan zevk olanlar da olacaktır ondan gerçek bir eleştiri diyemem

    - düşmanlar bence fazla "ranged" odaklı, melee takılan düşmanlarda zorlayan yok gibi bir şey. insan şöyle bg1 deki sarevok gibi kodu mu oturtan düşman özlüyor. bunun yerine 10 tane farklı adamdan ufak tefek hasarlarla uğraşıyor olmak bence epiclik seviyesine biraz zarar veriyor. az ama taşşaklı 4-5 düşmanla uğraşmayı tercih ederim.

    -bazı classlar maalesef çok zayıf kalmış. thief çok sevdiğim bir classtır, bg2'nin de en güzel classlarından biridir ama bu oyunda ancak kapı, sandık açıyoruz. wizardda maalesef sorcerora göre çok daha zayıf. paladin, barbar, figther benzer seviyede hepsi zikertiyor :)

    -en sona en büyük eleştirimi sakladım. oyun bence fazla lineer. tabii ki itiraz edenler olacaktır ama özellikle bg2'deki ordan oraya gezme hissini hiç verememişler. çok büyük haritalarda aynı act içinde görevleri yapıyorsunuz. örneğin bg2'de firkraagla ilk savaşımı hala hatırlarım. levelim çok düşük geldiği için 4-5 level sonra dönüp kesmiştim. maalesef burada actlere geri dönme şansı olmadığı için öyle bir durum yok. levelları buna göre ayarlamışlar ama işte hep benzer güçlükte savaşlar yapıyorsunuz. çok kolay ya da çok çok zor savaşlar hiç yok. rpg oynarken bazen insan geriye dönüp tek büyüde bazı savaşları (abu dalzhims vs :d ) bitirmek istiyor. ayrıca baldurs gatein sadece 2 kısmını gezebiliyorsunuz. evet bu 2 kısım çok büyük ama benim gibi 1 ve 2 yi oynadıysanız insan 6-7 kısım bekliyor. özetle özgürlük hissi bana az geldi.

    şimdilik yorumlarım bu kadar, takılan olursa her türlü konuda yardımcı olmaya çalışırım. dediğim gibi evil oynadığım için bazı questleri komple atlamak zorunda kaldım şimdilik ama onları da en kısa sürede yapacağım.

    herkese iyi oyunlar, yılın oyununun tadını çıkarın!

  • şimdi sabah haberlerinde bir kaç gündür gözüme çarpıyor bu teyzeler, amcalar farklı versiyonlarla:

    bir adam "torununa 1 lira harçlık veremediğinden" yakınıyor, bir kadın "torununun muz istediğinden ama alamadığından"...

    ben fena kazanmıyorum, yani ortalama bir standardım var, hatta bazen çok bile kazanıyorum çeviri vs. ile. biraz da steril yaşıyorum; köyden kente, evden işe... böyle bir başınıza takılırsanız gözünüze gözünüze giremeyebiliyor gerçekler.

    bugün c sınıfı bir pazara gittim. (len pazarın da sınıfı mı olur demeyin. var: misal antalya'da altınkum pazarı bambaşka, altınyaka daha başka, sosyete pazarı ekstra başkadır.) iki üç çeşit meyve dışındakiler girmez o sınıf pazara mesela. ben bugün çakırlar pazarındaydım. balıkçıya durdum ve klasik deniz mi, çiftlik mi sorusundan sonra bir tane -bir tane- tekrar yazıyorum bir tane çupra tarttırdım: 20 lira dedi. yuh dedim. yuh deyince kenardaki küçük -adını şimdi anımsayamadığım balığı gösterdi. len dedim, ev geçindiren bir ebeveyni düşünsene, geliyor, bir balık yedirmek istiyor çocuklarına adam gibi, kenara attığı balıkları gösteriyor satıcı. içi acır lan insanın. benim evlatlarım evlat değil mi lan, der. der yani. ben olsam derdim.

    almadım, içeriye doğru uzadım. patates 3.5 lira (dün markette 5 liraydı, sinirlenip almadıydım), fasulye 7 lira, havuç 3 lira, patlıcan 3,5, bakla 7, pancar 4 tanesi 3 lira, marul 1,5, 4 tane yeşil soğandan müteşekkil bağ 1 lira... hangi sebzenin mevsimi dedim kabağı, havucu gösterdi, baklayı sonra, patates, soğan...

    çilek de 6 liraydı ha. eriği hiç saymıyorum.

    şimdi tv'de "insanlık onuru" diyor başbakan.
    insanlık onuru mu kalmış lan? verdiğiniz 900 lira maaş ile bir dede/nine torununa pazarda gördüğü meyveyi, balığı, sebzeyi alamıyor, hangi onurdan bahsediyorsunuz lan?

    yazık, vallahi yazık.

    dilerim ki bahsettiğiniz o insanlık onuru sizi ve sizin gibi çiğleri gün gelecek yiyecek!
    insanlık onuru, yalandan, hitabetten beslenen pezeveng herifleri yenecek.

    ha, muzdu di mi? muz göremedim pazarda.

  • abd'nin en çok ziyaret edilen sitelerinden birinde, çocuk ismi vererek açık açık insan ticareti yapıldığına inanan birikimsizlerin, pedofil olduğuna kanaat getirdiği büyük aktör.

    bu abd'deki ünlü pedofiller o kadar mal ki, gizli bir teşkilat kuracak milyar dolarlık servetleri varken, 8-10 milyon takipçili açık instagram hesaplarını kullanıyorlar bu iş için.

    buna inanacak zeka seviyesine sahip olup da, bakkaldan ekmek almayı başarabilmeniz akademik tezlere konu olmalı.

    insanı yaşadığı medeniyete küstürürsünüz siz.

  • bence aynı mantıkla olaya bakarsak kayınçona vurdurduğunda da eşini aldatmış sayılmazsın. oda eşinin canından kanından biri. onun için bir sonraki sefere kayinçonu öneriyorum.

  • tek soruluk muhteşem test.

    faşist misiniz?
    a-) hayır
    b-) evet

    b'ler çoğunluktaysa faşistsiniz.