hesabın var mı? giriş yap

  • daryl okuyla her zombi öldürüşünde, okunu zombinin kafasında unutup gidecek diye gerim gerim gerildiğim dizi.

    çok dert ettim bu konuyu.

  • bir yanda 17 aylık kızım bacağımı çekiştirip kucak istiyor, diğer yanda kedim mama için miyavlayarak bacağıma tırmanıyor.
    kaba mama koyup, kızımın önüne koydum, kediyi kucağıma aldım dalgınlıkla.
    işin kötüsü, kedimi yere koyup, kızımı kucağıma alana kadar geçen o bir saniyede kızım mamadan yiyiverdi.
    neyse, ikisi de sustu en nihayetinde.

  • bendim bu ama siz böyle yazınca utandım. bundan sonra reklam tabelası gibi gezmek için gap yazılı sarı, abercrombie'den at kadar büyük geyikli pembe tişört alıcam.

  • şöyle bir ilk sayfası var ki okuyası gelir insanın

    ragle gumm dünyadaki en önemli kişiydi- fakat bunu öğrenmesine asla izin veremezlerdi.

    ragle kurtulması gerektiğini biliyordu. ama.. bindiği taksi şehrin sınırlarını geçemiyordu... her nasılsa otobüs bileti kuruğu hiç azalmıyordu.. ve aslında acaba gerçekten otobüs var mıydı?

    umutsuz bir hareketle kasabadan ayrılmış ve yabancı bir eve sığınmıştı. belki burada, bir anda muazzam bir entrikanın öznesi haline gelmiş olduğu yanılsamasını alt edebilirdi...

    sonra televizyonu açtı. bir eğitim filmi vardı -ragle gumm'un teşhis edilebileceği hakkındaydı.

  • mazhar alanson'a hak verenler olaya bardak yönünden bakmış. çocuk anladığım kadarıyla onları çiziyor yani süblimasyon bir baskı yapmıyor. özetle stüdyodan kovulan bardakçı genç değil ressam bir çocuk. tuvalinin bardak olması yaptığı sanatı niye alaşağı etsin ki?

    öte yandan şakayla karışık çocuğun kovulması oradaki izleyicilerde gülümseme ve alkışa neden oluyor hatta sunucu da kahkahayı patlatıyor. işin burası daha da enteresan bence. kovandan çok kovmasına izin verenlere kızdım ben. yazık.