hesabın var mı? giriş yap

  • "cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgur bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumda seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacagını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"

  • finansal konularda sık sık kullandığım eğitim platformu.yıllarca karmaşık eğitim sistemimizden kaynaklanan bir çok konuyu anlamamı sağlamıştır.ısrarla tüketilir.

  • normal bir ülkede olsa hükümet düşürecek cinsten skandaldır. ama biz tabiki muz cumhuriyeti ile yönetilen şahsım devleti olduğumuz için hiçbir şey olmayı bırakın, birkaç bağımsız gazete dışında hiçbir yerde haber olmayacaktır. bağımsız olduğunu iddia eden youtuber gazetecileri de haber yapmayacaktır.

    gelelim skandala... iktidarın “cebimizden kuruş çıkmadan yapıyoruz” diye pazarladığı osmangazi köprüsü’nde geçmeyen araçlar için verilen garantinin yanı sıra "güncel fiyat ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki fark" da devlet tarafından karşılanıyor.

    • osmangazi köprüsünün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı tek yönlü güncellenmiş resmi ücreti kdv dahil 117,90, hariç ise 109,17 tl’dir.

    • sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret ise 247,80 tl’dir. bu durumda katkı payı 138,64 tl’dir. garanti edilen 40.000 araç için her halûkarda 138 tl tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir.

    • ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret de (247,80 tl) işletmeciye ödenmektedir.

    bunun nedeni ise, verilen geçiş garantisinin döviz cinsinden abd tüm kentsel tüketici fiyatları endeksine göre güncellenmesi. şimdi sorum ak yavşaklara: dolar kuru ile ilgili yorum yaptığımızda bu ülkede tl ile iş yapılıyor, dolarla hesap yapıp algı yapıyorsunuz diyorlardı ya; ne oldu lan şimdi? bu ülkenin para birimi tl değil mi? bu ülkede yapılan bir altyapı projesine geçiş garantisi veriyorsunuz, bir de bunu dolar üzerinden bir endekse göre yapıyorsunuz. yani dolar artarken, bir yandan da endeks artıyor. yemin ediyorum türev piyasası şu olayı görse diz çöker tövbe ister!

    haberin devamı

  • geri kalmışlığımızı tekrar tekrar yüzümüze vuran bir fotoğraftır bana göre. herifler 1978 yılında yazılım şirketi kurup program yazıyorlarmış.
    lan 1978 yılında bizim memleketin yarısında elektrik yoktu, bırakın bilgisayarı yazılımı falan, ülkede bir çok insan televizyonun radyonun hatta elektriğin varlığından bihaber yaşıyordu.

  • az önce müge anlı'nın söylediği sözdür. "eşine hediye almazsan komşunun kocası alır." dedi adama.

    bu sözden sonra fark ettim ki kadının aldatması anlamlandırılmaya çalışılıyor. bunu televizyonda kadınların çok izlediği bir programda söylüyor. kadınlara kadınlardan daha fazla zarar veren kimse yok.

    edit: bugün yükledikleri videoda o kısım yok. tam bölüm yüklendiğinde video linki eklenecektir.

    link eklendi

    debe editi: kadınların genelinin pragmatik sevdiğine örnektir. bu görüşü destekleyen kadınlardan sonra, bu fikri daha da kabul ettim.

  • bunlardan bir tanesi de benim.

    hatta bugün kontrol ettim, kaşlarımın bittiği yerle saçımın başladığı yer arasında baya bir boşluk varmış. bence o araya güzel bir reklam alınabilir.

    ulaş bana reis.

  • amacı öncelikle padişaha, hanedan ailesinin erkek cocuklarına ve osmanlı devlet adamlarına saraylı, saltanat terbiyesine uygun hanımlar yetiştirmek olan saray kurumu. anlamı yasaklanmış yer olan harem osmanlı sarayında izinli olmayan erkeklerin hiç bir şekilde içine giremediği, padişahın ailesinin yaşadığı alana verilen isimdir. harem’de padişahın kendisi ile birlikte eşleri, çocukları ve hizmetçilerinin yaşadığı yerdir. padişah haricindekiler harem dairesine rahatça girip çıkmaz, tüm ihtiyaçlarını bu alanda giderirlerdi

    osmanlıların kuruluşundan itibaren harem teşkilatı da şekillenmeye başladıysa da, asıl teşkilatlanma fatih sultan mehmed zamanında gerçekleşmiştir; bu teşkilat devlet yapısındaki genel eğilime uygun bir biçimde devşirme sistemi ile birlikte gelişmiştir. topkapı sarayının harem kısmı sarayın inşası ile birlikte tamamlanmışsa da hareme asıl yatırımı yapan padişah iii. murad olmuştur. onun zamanında saray kısmına bir çok yeni bina inşa edilmiş, buranın sakinlerinin ve görevlilerinin sayısı arttırılmıştır. on yedinci yüzyılla birlikte devlet sistemindeki bozulmalara paralel olarak haremde de bozulmalar görülmüş, padişahların çok küçük yaşta tahta çıkmaları neticesinde haremin devlet idaresindeki nüfuzunda artış görülmüştür.

    bu dönemden sonra rutin bir biçimde devam eden harem hayatında ikinci kırılma lale devri ile birlikte yaşamış, harem yavaş yavaş dışa açılmaya başlamıştır. ii. mahmud döneminden itibaren ise harem kadınları ferace ve çarşaf giyerek bazı mesire yerlerine gitmeye ve kendilerine ayrılan mekânlarda gezintiler yapmaya başlamışlardır. mehmed reşad döneminde ise bir ilk gerçekleşmiş ve haremin de başı olan başkadın efendi mehmed reşad’ın bulgar kral ve kraliçesine vermiş olduğu ziyafette törende hazır bulunmuştur.

    harem’in nüfusu zamanına göre değişiklikler arz etse de genellikle 400-500 kişi arasında olmuştur.harem nüfusu, kabaca şu şekilde ayırabiliriz: hadım ağa olarak anılan muhafızlar, cariye olarak anılan hizmetkârlar ve sultanın ailesi.
    hadım ağalar hareme özel olarak gönderilmiş, daha çok kuzey afrika kökenli saray muhafızlarıdır. kaldıkları yerler ve taşlıkları harem’im cümle kapısından önceki alandır. cümle kapısından öteye kendileri geçmedikleri gibi başkalarını da geçirmezlerdi.
    cariyeler ise fetihler aracılığı ile dünyanın dört bir yanından “esir hukuku”na uygun olarak getirilen kızlara verilen isimdir. saraya 9-11 yaşlarında getirilir. uzun ve disiplinli bir eğitimden geçirilir ki bunun içersine saray adâbı, musikî, okuma-yazma, din dersleri vs. de dahildir ise. saray’daki tüm cariyeler sultan’ın eşi olmadığı gibi saraydaki cariyelik süresini doldurup 30 yaşına basan hizmetçiler halen gözde olarak seçilmemiş yada başka bir görev almamış ise yeterli bir ücretle emekliye ayrılır, şu anda yerinde istanbul üniversitesi’nin olduğu saray-ı atike’ye (eski saray) gönderilirlerdi.

    köle azat etmeyi tavsiye eden islam esir hukuku harem’de kendini göstermiş, buraya gönderilen kız çocukları 9 yıllık bir eğitimden sonra hür kabul edilmişlerdir. cariyeler zamanla güzel, akıllı, becerikli iseler gözde, odalık, ikbal, haseki, kadın efendi, başkadın efendi şeklinde harem’de mertebe edinirlerdi; içlerinden bir tanesi bir gün valide sultan yani harem’in en önemli kadını haline gelebilirdi. çünkü osmanlı sultanları, devlet içerisinde saraya yakın, nüfuzlu başka bir merkez oluşmasına ve kendilerine alternatif olacak bir ailenin vücuda gelmesine mahal vermemek için, saray dışından evlenmezler ve eşlerini haremdeki cariyelerden seçerlerdi.

    topkapı sarayının haremi bu biçimde bir işleyiş üzerine osmanlı devleti’nin yıkılışına dek devam etmiştir. 1856 senesinde resmi saray erkanının ve hanedan mensuplarının dolmabahçe sarayı’na taşınması neticesinde, harem halkı da dolmabahçe’ye taşınmış, topkapı sarayındaki harem eski sultanların harem halkının kullanımına tahsis edilmiştir. cumhuriyetin ilanı ile birlikte haremin eski binalarının bazı kısımları sarayın müze haline getirilmesi neticesinde ziyarete açılmıştır.

  • ilk yurtdışı aynı zamanda amerika uçuşumun aktarması için schipolden bindiğim uçakta yerime yerleşirken tanımadığım birinin (ingilizce) ben ön tarafta oturuyorum, siz arkadaşımın yanındasınız, yer değiştirmek ister misiniz ?" demesi. benim kabul edip eşyalarımı toplayıp yeni yerime tam gitmişken başka bir kişinin "ben üst katta first class tayım (747 di herhalde uçak), arkadaşımla beraber uçmak istiyorum, servisi iyidir, yer değişmek ister misiniz" demesi. sonrasında ilk atlantik uçuşumu kim bilir kaç bin dolarlık biletle uçulan bir koltukta havyar ve ıstakoz eşliğinde gerçeleştirmem. yaşasın arkadaşı bol insanlar !