ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fettah can'ın boş bardağı caner'e uzatması
-
öyle bir espri ki anlayabilmek için pek çok farklı konuya hakim olmalısınız.
bilmeniz gerekenler;
fettah can diye bir şarkıcı olduğunu bilmek.
onun boş bardak adında bir şarkısı olduğunu bilmek.
caner diye bir adam olduğunu bilmek.
canerin kafasında bardak kırmak gibi bir hobisi olduğunu bilmek.
meleklere iman.
ahirete iman.
burada gülüyoruz.
edit:
başlığın başa kalması.
4 yıl sonra gelen edit:
bu entrynin sırrı nedir çözemedim. üzerinen kaç bahar geçti hala oyluyorsunuz. sürekli hayatımda sizin yüzünüzden bu yazı. sözlük açıldığında ana sayfada mı karşılıyor sizi nereden buluyorsunuz da oyluyorsunuz. başlığı açan kişi bile kaçıp gitti ben burada sırık gibi dikiliyorum. mazide kötü bir şaka olarak kalsın rica ediyorum artık bu konu.
6 yıl sonra editi:
ülkede mizah anlayışı değişti, kıtalar kaydı hala oyluyorsunuz. her şeyden önce ayıp, ayrıca komik de değil. buna gülen beni msn'den silsin.
yaran fıkralar
-
adamin biri sinemaya gider. tam sinemada film baslarken önüne saçini kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin kafasina vurur... arkasindaki adam bir turlu filmi izleyemez. adam içinden "sunun ensesine bi tane yapistirayim" der sonra "oglum adam iri yari... ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanina temel oturur..
adam temel'e donup "su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane vur sana 5 milyon verecem" der.
temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane yapistirir ve devam eder "ulan hasan sen burada miydin" der. adam donup ;
"ne hasani kardesim" der
temel de "pardon kardesim karistirdim" der ve adam onune donunce 5 milyonunu alir.
adam dayanamaz ve temel'e donup "kardes bi tane daha yapistir sana 10 milyon verecem" der.
temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave eder "hasan sensin be yeme beni"
adam donup "hasan degilim kardesim be " diyip on koltuklardan birine oturur. temel'in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami aramaya baslar ve bulur hemen temel'e donup "bak kardesim iste oraya oturmus. git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayi verecem" der.
temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip ensesine bi tane yapistirip
"ulan hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki adami sen sanip ensesine vuruyorum"
çocuğunu yuvaya bırakmaya çalışan baba
-
-neden ağlıyorsun şimdi?
-annem bıraksın beni
-saçmalıyorsun!
-böaaaa (ağlama şiddetinde artış)
-bak şimdi, inan seni tanıyamıyorum emrecan!
bu diyalog daha bu sabah bir çocuk ile onu yuvaya bırakmaya çalışan babası arasında geçmiştir. sanırsın baba 4 yaşındaki emrecan ile değil de şirketin satın alma müdürü ile konuşmaktadır. babaların sorunu bu işte, mantıklı konuştuklarında çocukların anlayacağını sanıyorlar. hemen "oysa ne güzel izah ettim, neden anlamamakta ısrar ediyorsun" türünden bir yaklaşım içine giriyorlar.
annelerin öğretmen, hemşire, vb. devlet memuru olduğu ve babadan daha erken bir saatte iş başı yapması gereken ailelerde çocuklar yuvaya baba tarafından bırakılıyor ve yuvaların önünde sabah saatlerinde resmen bir mantık silsilesi yaşanıyor. “bu hareketine anlam veremiyorum” diyen mi ararsın, “kendine bir bak yakışıyor mu bu hareketler hiç sana” diyen mi ararsın “bunu akşam detaylıca konuşacağız” diye gözdağı vermeye çalışan mı arasın “ağlamak sana hiçbir şey kazandırmayacak” diye tavır koyan mı ararsın.
oysa anne geliyor çocuğu bırakıyor çocuk ağlarsa, ayrılmak istemezse “ben hemen şuradayım, korkma rahat rahat oyununu oyna sen” deyip çocuğu rahatlatıyor kocaman bir öpücükle işine gidiyor. baba geliyor çocuğu bırakıyor çocuk ağlarsa, ayrılmak istemezse “çok değiştin sen beren!” diye bir tartışmanın içine giriyor. sanıyor ki bunu dersem çocuk kendisiyle yüzleşip hatalarını anlayacak ve benden özür dileyecek. babalar çok saf, çocuk dilinden zerrece anlamıyorlar.
ben de onlardan biriyim, daha bu sabah iki saat konuşarak ikna ettiğim çocuk yine yuvanın önünde benden ayrılmak istemedi, benim verdiğim cevap ise “bunu seninle daha önce konuşmuştuk” oldu. çocuk gözyaşlarını silip “haklısın baba, bir an kendimi kaybettim kusura bakma” dedi… yani dese tam olacaktı ama ben annemi isterim diye tutturdu. tam annesinin iş hayatında yaşadığı zorluklardan bahsedecektim ki öğretmeni imdadımıza yetişti ve gel bak bugün tiyatro yapıcaz diyerek sabiyi kurtardı.
oysa çalışma hayatında yaşadığımız zorluklar 4 yaşındaki evladımın çok ilgisini çekebilirdi!
nostaljik uzay fotoğrafları
-
güneş'in ilk fotoğrafı, 2 nisan 1845
orion nebula'nın ilk fotoğrafı, 1880, henry draper
orion'un yıldızlarının görülebildiği ilk fotoğraf, 1883, andrew ainslie common
andromeda'nın ilk fotoğrafı, 29 aralık 1888, isaac roberts
dünya'nın uzaydan çekilen ilk fotoğrafı, 24 ekim 1946, v-2
dünya'nın ay'dan çekilen ilk fotoğrafı, 23 ağustos 1966, orbiter 1
dünya'nın ilk renkli fotoğrafı, 24 aralık 1968, apollo 8
ay'daki ilk ayak izi, buzz aldrin'e ait, 20 temmuz 1969, apollo 11
dünya'nın ilk tam fotoğrafı, 7 aralık 1972'de, apollo 17
başka bir gezegen yüzeyinin ilk fotoğrafı, venüs, ocak 1975, üstteki venera 9'un, alttaki venera 10'un fotoğrafı
mars'ın ilk panoramik fotoğrafı, 20 temmuz 1976, viking 1
mars'ın ilk yüzey fotoğrafı, 20 temmuz 1976, viking 1
mars'ın ilk renkli fotoğrafı, viking 1
ay ve dünya'nın birlikte ilk fotoğrafı, 18 eylül 1977, voyager 1
venüs yüzeyinin ilk renkli fotoğrafı, 1 mart 1982, venera 13, 482 santigrat derecede çekilmiş
dünya'nın mars'tan çekilen ilk fotoğrafı, 8 mayıs 2003, mars orbiter camera
titan'ın ilk yüzey fotoğrafı, 14 ocak 2005, cassini
güneş sistemi dışındaki ilk gezegen fotoğrafı, 30 nisan 2005, kahverengi cüce 2m1207b ve gezegeni, vlt yepun
***
debe edit'i: ay'ın ilk detaylı fotoğrafı, 1840, aynı zamanda kayda geçmiş ilk astrofotoğraf, john william draper
bu john william draper denilen adam, orion nebula'yı ilk kez fotoğraflayan henry draper'ın babasıymış. bunlar babadan oğula nesil herhalde.*
üst soy bilgisinde rastlanan tuhaf isimler
-
1871’de doğan nenemin ismi (bkz: ece). ece nenemin anne babasındaki vizyona hayran kaldım.
sahibinden'deki tasarımı ile çığır açan daire
-
mermer ocağının eve çevrilmesi olan yer.
iran kedisi için isim önerileri
-
(bkz: minnoşullah)
ağrı'da kurtlar tarafından parçalanmış insan
-
kurtlar sınırlarını devletten daha iyi korumuş, öldürülen 11 kurt üzdü.
telefon görüşmesini bitirme isteği belirten sözler
-
(bkz: burdan var mı bir isteğin)
(bkz: canının sağlığı kardeşim)
(bkz: senin var mi bir isteğin)
(bkz: canının sağlığı kardesim benim)
amerika'da çekilen lise klibi
-
bütün amerikan filmi klişelerini gördüğümüz klip.
cheerleaderlar, nerdler, jessicalar, jasonlar, yakışıklı oyun kurucular, kimya laboratuarları, geyik hocalar, bando takımları, okula camaro ile gelmeler.
hani filmdi lan bunlar. bizim dizilerde de tüm ülke yalıda yaşıyor, onlarda öyle gösteriyorlar ama gerçekte öyle değil diye düşünüp üzülmüyorduk, öyleymiş. can sıktı
şimdi bunlar kocaman bahçeli, şişe süt ve gazete dağıtılan müstakil evlerde yaşayıp sabah kahvaltısında mısır gevreği de yiyorlardır allah bilir.