hesabın var mı? giriş yap

  • adres soran iki şaşkının yapılan tariften sonra aralarındaki konuşması:

    -sol dedi.
    +kendine göre sol.
    -evet, kendine göre sol, yani bize göre sağ.
    +bize göre sağ olduğuna göre soldan gidicez.
    -evet, soldan.

    tarif edilen yere ulaşabildiklerinden şüpheliyim.

  • yazmazsam ölürüm.

    bizim bir tanıdık aracıyla çevreyolu diye tabir edilebilecek bir yolda göbeğe yaklaşıyor. 4. vitesle giderken " ne gerek var şimdi frene bas 3. vitese düş sonra tekrar gaza bas 4. vitese çık boşu boşuna yakıt gidecek" deyip göbeğe hız kesmeden giriyor.

    sonuç : araba virajı alamayıp kaldırımın üzerinde yan duruyor. 4000 tl masraf.

  • eskiler hakkinda ne dusunuyordur bilemem ama sirada bekleyen caylaklarin neler dediklerini, neler dusunduklerini az cok tahmin edebiliyorum.

    onay bekleyen caylak 35060...

    simdi usendim aramaya, zamaninda bir moderator su minvalde bir sey demisti; "sozluge pozitif etkisi olacagina inandigimiz, tanidigimiz ve guvendigimiz kisilere taniyabiliyoruz bu onceligi". entryler uzerinden gitmeyeyim ama boyle pozitif katkinin mina koyim. caylaklik entrylerini bile siliyorsa bu torpilli... boyle mi oluyor ulan pozitif katki? bahanelerinize selam olsun sizin.
    ha derseniz ki "can ciger kuzu sarmasiyiz, verdik. sanane ulan?", "caniniz sagolsun"'dan baska ekleyecegim bir sey olmaz. ben ne dersem ayni halti yapmaya devam edeceksiniz cunku.

    karti kim verdi bilmiyorum ama eksi sozlugun en cok da bu kart dagitma hakki olanlarina kilim bu sebepten dolayi (muhtemelen sadece moderatorler ve hatta sadece bazi moderatorler).
    torpil mina koyim bu? sen burada yapiyorsun, sonra baska yerde karsina cikti mi avazin ciktigi kadar bagiriyorsun; "hakkimi yiyorlar", "x partisi tum kadrolari tutuyor", "bu ne bicim devlet" diye. bu ne perhiz be oglum? sayet torpili isteyen yazarsa, onun icinde gecerli soylediklerim.

    ne diyim abicim ben size. illa bir kose tutacagiz! illa bir deligimiz olacak! illa bir babamiz/dayimiz/amcamiz olacak! eeehh eytere be mina koyim.

    dilimin kemigini de kirdiniz, sagolun varolun.

  • dusun artik, faks cekmeyi bile duzgun yapamiyor amip, bir de torpille, hak yiyerek hakim olup adalet dagitacak. boyle at sinegi karakterlilere boyle boktan hakimler mustehak.

  • coyote belkide looney tunes dünyasındaki en bahtsız ve en sevilen karakterlerinden biridir. hatta kendisi için onu sevmeyen ölsün bile denilebilir.

    her bölümde kurnazlığını ve aklını kullanan karakterimiz aynı zamanda da sürekli aç bil aç olarak dolanmaktadır. defalarca road runner'ı yakalamaya çalışır ve bunu başarsa bile tam yemeye çalışırken her zaman bir bahtsızlıkla karşılaşır ve sonuca ulaşamaz.

    genelde hayvansal iç güdüler yerine insansı tavırlara sahip çakalımız akla hayale gelmeyecek, saçma sapan karmaşık mekanizmalar kullanır. temelde acme corporation adı verilen bir şirketten türettiği bir plan üzerinden malzeme satın alır ve her zaman komik bir şekilde geri tepen planının ardından bizi güldürmeyi ve tebessüm ettirmeyi başarır.

    peki komedi ve çizgi film dünyasının bu komik marabası, ilyas salman'ı nasıl ortaya çıktı da hala bizi güldürmeye devam etmektedir.

    ilham garip bir duygudur ve bu duyguyu yeşertmenin bir yolu da başka bir şeyden etkilenmekten geçer. onun için pablo picasso'nun şu sözü iyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar aşırırgenelde bu durum için çok gerçekçi ve acımasız bir öz eleştiri niteliğindedir.

    neyse konumuza geri dönecek olursak coyote'nin yaratıcısına da bu soruları yöneltmişler. chuck jones yaptığı röportajda şöyle bir cevap vermiş.

    --- spoiler ---

    gençliğimden beri her zaman çok okudum ve gençliğimin en büyük şanslarından biri de etrafımda hep kitap olmasıydı. babam özellikle kiraladığımız ve yeni taşındığımız her evde eşyanın ve bir kütüphanenin olmasına dikkat ederdi ve babamda bu durumu her zaman bir kriter haline getirmişti.

    bu durum benim mark twain'i bulmama vesile olmuştu, yine taşındığımız bir evde sadece etrafta dolaşıyordum, muhtemelen yaklaşık beş ya da altı yaşındaydım ve tom sawyer adlı kitapla karşılaştım. o küçük beynim kitaptan o kadar etkilenmişti ki mark twain'in yazdığı her şeyi okumaya devam ettim... ve hepsini sevdim."

    coyote'yi ise yine mark twain'in posta arabasıyla nevada, carson city'ye seyahat etmek hakkında yazdığı bir günlük olan roughing ıt'in dördüncü bölümünde buldum. twain, bu bölümde çakalı,(uzun, ince, hasta ve üzgün görünen bir iskelet ... want'ın yaşayan, nefes alan bir alegorisi) neredeyse herkesin tarif ettiği kadar doğru bir tanımla perçinliyordu. okudukça çakal da gözümün önünde insanlaşıyordu. ve bu benim için yeni bir haberdi. bir çakalın insan gibi olduğunu hissettiğim hiçbir şeye rastlamamıştım.

    bu, çakalın özelliklerini bu şekilde insanlaştırmanın genç zihnim için yeni bir kavramdı. ve daha sonra zihnim sadece çakalları değil, tavşanları, domuzları, ördekleri, tavukları ve çok daha fazlasını insanlaştırdığı için bu düşüncenin onu hayatı boyunca beni nasıl takip ettiğini görebilirsiniz. açıkçası, beş ya da altı yaşındayken fikir aramıyordum ama yine de buldum. ve mark twain bana, animasyon karakterlerinin bizim düşündüğümüz gibi düşünmelerini sağlayan bir anahtar verdi.

    --- spoiler ---

    kaynak:1

  • bu sesten etkilenen ne kadar da çok insan varmış meğer. halbuki benim kendi, öz babamın beni erkek zannedip telefonun diğer ucunda çıldırmışlığı bile mevcuttur.

  • bir program için 20bin lira alıyordu, gözleri doluyordu, ağlıyordu nihat hoca. bu kadar mal insanı bir arada ilk kez görüyordu bu sene de yolunu buluyordu. şeklinde hikayeler anlatacak muhteremin marifeti.