hesabın var mı? giriş yap

  • dedesini ve babasını kanserden kaybetmiş biri olarak hiç ama hiç üzülmediğim durum. ne üzüleyim lan? adam ın elinde kaç kişinin kanı var.

    sırf babamla aynı hastalığa sahip diye bir sürü gencin ölüm emirini veren birine üzülmem. sırf bu nedenle üzülen de gerizekalının önde gidenidir. ülke olarak neye empati duymamız gerektiğini bir türlü öğrenemedik.

  • ulan çıkmadı ki karşıma şöyle bir aile basayım oğullarına nikahı.
    sonra sabahtan akşama kadar müge anlı senin ibs benim takılırdım anasını satiyim.

    aradığım ailedir.
    tanıyan bilen varsa oğullarına talibim.

    zorunlu edit: arkadaşlar amme hizmeti yapıyor ve ibs' nin açılımını yazıyorum; işte benim stilim aq hiç mi gündüz kuşağı izlemediniz?

  • defalarca söylendiği gibi gerçekten müthiş bir kahve demleme ekipmanı. inverted method (başaşağı olacak şekilde) ile demleyerek denediğim bir karışımı da paylaşayım tam olsun:

    - medium-fine arası çekilmiş 8 gram kenya muthuaini ve 24 gram dark roast espresso kahve hazırlayın.

    - 440 ml su (sıcaklığı 80 derece celcius civarı olsun).

    - tüm kahveyi aeropress haznesine koyduktan sonra yavaşça suyu ekleyin (kalem gibi incecik dökerek ve gezdirerek ekleyin, önemli bu pouring kısmı). yaklaşık 220 ml su alacaktır hazne; suyu ekledikten sonra kendi aparatıyla kahve su karışımını nazikçe karıştırın. çay bardağında şeker eritir gibi değil de doğu-batı, kuzey-güney olacak gibi yön vererek 8-10 sn hafifçe karıştırın, soğutmayın kahveyi.

    - filtresini kapatıp 90 sn demlenmesini bekleyin (kağıt filtreyi yuvasına koyduktan sonra sıcak su ile ıslatmayı unutmayın).

    - ters çevirip 30 sn sürecek şekilde press işlemini gerçekleştirin.

    - demlediğiniz kahveye elinizde kalan 220 ml suyu da ekleyerek 2 kişilik miktara çıkartın (kahveye sonradan su eklemek çok önerilmez fakat deneyince pişman olmayacaksınız. tabii ki tüm malzemeleri yarı oranında azaltarak tek kişilik de hazırlayabilirsiniz).

    umarım beğenirsiniz.

  • askerliğini bitirip memleketi istanbula giden bir gencin feryadı. buyrun;

    "istanbul'a gelişimin ilk dakikalarında beni ilk kucaklayanlar metrobüs halkı oldu:/ şu an tutunmadan gidiyorum, handsfree yolculuk konforu var bu şehirde..."

  • her kitabında okuyucuyu yerden yere, zamandan zamana savuran pratik bilgilerin öncüsü yazar. ilk kitabı olan görünmez canavarlar, yazarın dünyaya karşı olan tüm tepkisini içinde barındırıyor tahminimce. dünya, toplum, düzen, güzellik, cinsiyet, aile ve daha birçok konuyu yerle bir edebiliyor bu adam. onu okuduktan sonra okuyacağınız diğer olay örgüsü romanlarından da bir hayli sıkılmanıza sebep olacaktır.

    yeni bir kitapla geliyormuş, reklamın içine batmış diyorlar ama hiç sorun değil. yazarların çok para kazandığı bir dünya kimsenin zoruna gitmemeli bence.

  • kedi mırlamasının nedeni henüz açıkça belirlenememiştir. kedi sahipleri, kedilerinin mutluluklarını paylaşmak için mırladıklarını iddia etse de araştırmalar bu sakinleştirici titreşimlerin bizi psikolojik olarak manipüle etmek de dahil olmak üzere çeşitli sebeplerle gerçekleşebileceğini ortaya çıkarmıştır.

    kediler nasıl mırlar?
    cevaplaması kolay bir soru gibi görünse de, kedilerin kedi olması işleri biraz zorlaştırmaktadır. karmaşık biyolojileri bilim insanları arasında farklı teoriler üzerine tartışmalara yol açmıştır. önceleri, mırıltıya sebep olanın, kedilerin kalbinin sağ tarafına bağlanan inferior vena cava adlı büyük bir damardan akan kan olduğu düşünülmüştür.

    bu "çalkantılı kan teorisi", mırıltının, kedinin gırtlağından kaynaklandığını öne süren araştırmalar ile çöp olmuştur. kedigiller, gırtlaklarının ses tellerine temas eden kısımlarını daraltabilmektedir. bu da her nefes alışverişlerinde titreşime neden olur. bilim insanlarının vardıkları sonuca göre bu titreşimleri bizler mırıltı olarak duyuyoruz.

    kediler neden mırıldar?
    şuan için buna dair kesin bir kanı bulunmamaktadır.

    bilim insanları mırıldamanın arkasındaki biyolojik süreci harekete geçiren belirli bir beyin dalgasını tanımlayabilmişlerdir ancak bunu neyin tetiklediği açık değildir. gözlemlere dayalı çalışmalar ise kedilerin farklı nedenlerle mırlayabileceğini öne sürmektedir.

    örneğin, sussex üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma, kedinizin belirli bir ihtiyaca bağlı olarak değişik mırıltılar çıkarabileceğini bulmuştur.

    nottingham trent üniversitesi'nden kedi davranış uzmanı olan dr. lauren finka, araştırmanın, kedilerin sahiplerinden yiyecek istemeye çalışırken yaydıkları mırıltılar ile huzurlu olduklarında veya sevildikleri zaman çıkardıkları mırıltıların akustik kalitesi arasında belirgin bir fark olduğunu gösterdiğini belirtiyor.

    araştırmada ilginç bir şekilde, yemek isteme amaçlı çıkarılan mırıltılar insanlar tarafından daha acil olarak algılandığı ve daha az sevimli görüldüğü kaydedildi. bu mırlama türünün, insan bebeklerinin ağlarken ürettiği yüksek frekanslı ses bileşenlerinden içerdiği, bu mırıltıların, aç bebeklerin ağlarken çıkardıkları seslerle ortak işitsel imzalar paylaştığı görüldü.

    bu mırlama ile evcil kediler, bizlerin kendi yavrularımızı besleme içgüdülerimizi kullandığı görülüyor. "beni besle" çığlıklarının mırıltı gibi kulağa hoş gelebilecek bir içerisine gizlenmesi, evcil kedilerimizin, birçok kedi sahibinin şüphelendiği gibi şeytani zekaya sahip minik birer şeytan olduğunun kanıtıdır.

    bununla birlikte kedi mırıldanmasının yaralanma ya da stres sonucunda çıktığı, mutlu olma durumunun tam tersini de ifade edebileceği teorisi mevcuttur.

    kedilerin, sakinleşmek ya da ağrılarını hafifletmek için mırladıkları da gözlemlenmektedir. bu durumda bizden tıpkı acıktıklarında olduğu gibi yardım istedikleri anlamına gelebileceği gibi genellikle bu durumlarda vücut dilleri yalnız kalmak ve dokunulmamak istediklerini düşündürmektedir.

    kediler, etrafta insanlar olmadığında da mırlayabilirler. bu nedenle de mırlamanın çeşitli işlevlerinin ve anlamının anlaşılması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

    mırlamanın, kedilerde iyileştirici bir etki yarattığını gösteren bazı kanıtlar da bulunur. new zealand veterinary journal'da yayınlanan bir araştırma, kedi mırıltılarının (20 hz ile 150 hz arasında değişen) oluşturduğu titreşiminin kemik büyümesini teşvik edebileceğini ve yumuşak dokuyu iyileştirebileceğini gösterdi.

    sonuçlar henüz kediler üzerinde tekrarlanmasa da farelerin yaralarını iyileştirmede düşük yoğunlujlu titreşimlerin etkisi incelenmiştir. titreşimlerin neden iyileşmeye yol açtığı anlaşılamasa da bilim insanları bunların, yaralı alan çevresinde bağ dokusu ve mikroskobik damarların büyümesini desteklediği görüldü.

    kedi mırlamasının insan yaraları üzerindeki etkisini araştıran büyük ölçekli bir çalışma ise yoktur. bu yüzden, doktorunuzun açık yaranıza kedi tutmanızı önermesi pek olası değildir. şimdilik... (=^.^=)

    kaynak: science focus

  • otel olarak turizm bakanlığına başvursunlar.. onlar 5 yıldıza müsaade ediyor...

    kafayı yediler 5 yıldız diye... otel misiniz olm siz?