ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ev arkadaşının uyutarak sevgiliye tecavüz etmesi
-
"silahımı kutusundan çıkardım."'dan sonrası okumadığım hikaye.
silah kaç ekrandı kardeş? 37?
tavadan tabağa aktarınca azalan menemen lezzeti
-
ya arkadaş ben şunu ömrü hayatım boyuna kimseye anlatamadım. menemen dediğin yapıldığı tavada yenir.sen o menemeni tavadan alıp, tabağa koyarsan, lezzet mezzet kalmaz. tavada real madrid'li mesutken, tabakta arsenal'li mesut oluyor amk.
kışın geldiğinin anlaşıldığı an
-
(bkz: çişten duman çıkması)
aşevi açan kilisenin hacıları mağdur etmesi
-
kilise ve cemevleri imkanlarınca mekanlarını başından bu yana depremzedelere açtı ve insanlara yardım etmeye çalışıyorlar.
video'da konuşan insanların şikayet ettiği ise, bunlar gelenlere insan gibi davranıyor, çevresini temiz tutuyorlar. nasıl bir kültürden geliyorlarsa, böylesi bir şeyi, ancak özel eğitimli insanların yapabilceğini düşünüyorlar. yok, biraz karşındaki insana saygılı davranmayı ögrenirsen yeter, insana insan gibi davranılması gerektiğini umarım ögrenirler.
diyanetin başından itibaren, tüm personalini ve imkanlarını depremzedelerin hizmetine sunması gerekirdi. bir tek camiden depremzede çocuklara ali babanın bir çiftliği var şarkısını okuyan eski imama rastladım, onu bu eleştirilerden ayrı tutarım.
kılıçdaroğlu'nun hekim cinayetini politize etmesi
-
bunu kılıçdaroğlu politize etmemiştir. aksine bu durum baştan sona zaten politiktir. (bkz: giderlerse gitsinler)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : metrobüse koltuk değnekleriyle biniyorum
1. beni görenler yer verme kavgasına giriyorlar resmen. yürüyen sevap gibiyim şerefsizim.
26 eylül 2017 kartal belediyesi'nin paylaşımı
-
istediği yerde istediği küfrü edebileceğini savunanlar tarafından eleştirilen paylaşım.
komiksiniz :))
edit: imla
kadın yazılımcı
-
bakın açık söylüyorum.
doktoram bitti.
ikinci master bitmek üzere.
işime de tapıyorum.
ama hiçbiri beni "kod yazan kadın" olmak kadar havalı yapmıyor.
yeni başladım, keyifle devam ediyorum.
resmen "girl talk"tan sıyrılıp "man talk" olayına giriyorsunuz.
masaya onlarla birlikte oturuyorsunuz.
"man the maker"a kafa tutuyorsunuz.
"solu birleştirecek kodu buldum:
<div style="text-align:left;">"
gibi salak geyikler bile yapabiliyorsunuz.
buradan tüm hemcinslerime sesleniyorum:
yo kızlar bunu hak etmiyoruz!
yo kızlar bunu kabul etmeyelim.
yıllarca "teknolojiyi getiren erkek" miti ile uyutulduk. persil yeşil adam ve mr. muscle bile bu fikri ekti beyinlerimize.
inanın kolay!
inanın salak diziler izlemek, popüler edebiyat okumak yerine buna zaman ayırsanız dünyayı değiştiririz.
avm tipi aile kadını olmayın nolur!
tüketen değil, üreten biz olmalıyız.
hepimize güveniyorum.
edit: hepiniz çok tatlısınız! ayrı ayrı mesaj atacağım akşama.
(bkz: minik ilayda'ya yardım kampanyası)
mutsuzluğun formülü
-
çok okumak, çok sormak, çok düşünmek, cevapları sorgulamak, merak etmektir.
kısacası bilmektir.
cahiller mutludur.
dolar artarken işyerlerinin son durumu
-
endüstriyel soğutmadan bildiriyorum: dolap gövdelerinde ham madde olarak sac kullanıyoruz şuan satın alma departmanı sac bulamıyor işlemek için satmıyorlar, bu da bayramdan önce yetişmesi gereken siparişlerin terminini etkileyecek ve ödeme alamayacağız. planlamada 1 hafta önce yıllık izine çıkan arkadaşın stok takibi yapmamasının sonucu bu, herkes topu birbirine atıyor.
sabahta patronlar finansal danışman eşliğinde yaklaşık 2-3 saatlik bir toplantı gerçekleştirdiler.
rte'nin danışmanının bbc sunucusuyla tartışması
-
eğer ''kadın haklı'' temalı entry girenler ak troll değilse gerçekten büyük bir sorun var.
kimse ''seni gazetecilik yaptıgın için hapse atıyoruz'' demez. o kişiyi önce terörist, hain, ajan vs ilan eder ve daha sonra içeri atar.
ece sevim öztürk sadece 15 temmuz dosyasını incelediği için içeri atıldı, ceza yedi ve 6 ay tutukluluktan sonra daha birkaç gün önce serbest kaldı. ancak şunu farkettim, siz böyle gazetecileri zerre haketmiyorsunuz.
yürüyen merdivenin sol tarafında dikilen insanlar
-
bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.
dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.
yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.
flash belleğe kuran yükleyip boyna asmak
-
flash belleklerin dine hizmeti...
kuran.pdf yüklenmiş, düşük hafızalı ve bir ucundan asılabilen flash belleklerin seri üretimini yapan bir firma olsa diyorum. tutar diyorum.
capri-sun
-
aradan yillar gecmesine ragmen adini soylediginizde insanlarin hala reklam muzigini soyleyebildigi en basarili reklam muziklerinden birisine sahip cocuklugumun en sevilen iceceklerinden biri. safarisini cok severdim, multivitamine bayilirdim vs. gecen gun markette onlu kutusuna rastlayip direk aldim. kardesimle evde "kaaapriii, kapri saaan, kapri kapri kapri saaan" diye dolaniyoruz artik. bi de evet ise, okula vs. giderken tasinmasi en mantikli iceceklerden birisi. akma derdi yok, patlama derdi yok ve hatta kolay kolay da isinmiyor. bu kadar reklamdan sonra heralde yakinda capri sun ticaret ltd sti bana is teklifi gonderir.