hesabın var mı? giriş yap

  • insan ömrü sonsuza kadar sürmüyor. an itibariyle türkiye'de ortalama ömür 75 yıl.

    üniversite mezunu, evlenmek ve çocuk doğurmak isteyen bir kadın da genelde 25 ila 30 yaşları arasında evleniyor zaten. yani evlenmek için toplam 5 yılı var.

    e bu kadın senden ayrıldıktan kısa süre sonra evlenmesin de ne yapsın? ah bizim ilişkimiz süperdi, o yüzden en az 1 yıl başkasına bakmadan, 2 yıl da evlenmeden bekleyeyim mi desin?

    son 10 yılda, evlenmek isteyen kadını aşağılamaya doyamadı millet. hırsız, katil bu kadar sıkça yerilmiyor muhtemelen.

    - ay duydun mu, aynur mehmet'i evlenmeye zorluyormuş.

    lan aynur dediğin 15 değil 28 yaşında, işi gücü olan hatun. evlenmek, aile kurmak istiyor. bunun için de çok zamanı kalmamış zaten. o dönemde yanında olan erkek arkadaşıyla evlenmeyi istemeyecek de görücü usulüyle mi evlenecek? o mehmet denen hıyar, sevgilisinin evlenmek istediğini bilmiyor mu? n'oluyoruz lan?

    dangalaklar sizi.

  • o zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. oyuncu bir de. mavi boncuk filmini çekiyoruz. bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz. ben laleli’de oturuyorum, kemal benden önce çıktı. herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden de gitti. ben baktım ki kemal yürüyerek gidiyor. üç kilometre var gideceği yere. her gün yürüyerek gidip geliyor, merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye.
    uzun süre yürüdü. sonra bir bankta bir adam yatıyordu, kaldırdı adamı bir şeyler konuştular. cebinden para çıkarıp verdi. şaşırmıştım, sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi. bir şey yemeden çıktı. oraya da para verdiğini görmüştüm...
    bıraktım takibi. banktaki adama yaklaştım, "tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?" dedim. "adını bilmem, sormam da her gün para verir bana..."dedi. teşekkür ettim. daha sonra az ilerideki lokantaya gittim, "az önce gelen beyin borcu mu var size?" dedim. tanımadılar beni. "kemal abi’nin mi? yok hayır, bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağ olsun onların yemek masrafını öder." dedi.
    ertesi gün kemal’in yanına gittim.
    "sen ne güzel bir adamsın ya..." dedim. ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım... "ölme sen benden önce." dedim.
    dinletemedim...

    emel sayın.

  • resmi şarkısı ve logosu en güzel olan dünya kupası. sscb, ingiltere ve yunanistan’ın arasından sıyrılan italya, meksika’nın ardından dünya kupasına ikinci kez ev sahipliği yapan ikinci ülke oldu.

    brezilya ilk kez finallerin dışında kalma tehlikesi yaşadı. brezilya ile şili arasında oynanan eleme grubu son maçında şilili futbolcular tribünden gelen yanıcı bir maddenin kalecilerinin yaralanmasına neden olduğunu öne sürerek maçtan çekildiler ve itirazda bulundular. fifa şili’yi galip ilan etseydi brezilya tarihinde ilk kez bir dünya kupasına katılamayacaktı, ancak fifa yanıcı maddenin kaleciye temas etmediğini tespit etti ve maçı kesildiğindeki skor olan 2-0'la tescil etti ve şili’yi de 1994 dünya kupası elemelerine katılmamakla cezalandırdı.

    turnuvaya ilk kez katılan ekipler kosta rika, irlanda cumhuriyeti ve birleşik arap emirlikleri'ydi. bu takımlardan b.a.e. hiç puan alamazken, kosta rika grubunda isveç ve iskoçya’yı mağlup edip brezilya’nın ardından ikinci olarak son 16 takım arasına kalmayı başardı ancak 2. turda çekoslovakya’ya 4-1’le boyun eğdi. irlanda ise elde ettiği 3 beraberlikle grubundan çıktı ve ikinci turda gheorghe hagi’li romanya’yı daha sonra samsunspor'da oynayacak olan daniel timofte'nin kaçırdığı penaltıyla eledi. ilk kez katıldığı finallerde hiç maç kazanmadan çeyrek finale çıkan irlanda, ev sahibi italya’ya 1-0 yenilerek turnuvaya veda etti.

    açılış maçında son şampiyon arjantin’i yenen, s.s.c.b.’ye 4-0 yenilmesine rağmen grubunu lider tamamlayıp, kupa tarihinde eksi averajla grubunu lider bitiren ilk takım olan kamerun turnuvanın sürpriz takımı olmuştu. ikinci turda da kolombiya’yı eleyip kupa tarihinde çeyrek finale yükselen ilk afrika ekibi oldular ve çeyrek finalde turnuvanın en zevkli maçlarından birinde ingiltere’ye karşı 2-1 öndeydiler. ancak gary lineker’in 2 penaltı golü skoru 3-2’ye taşıdı ve kamerun turnuvaya veda etti. kamerun’un bu performansı fifa’nın, afrika’nın kontenjanını 2’den 3’e çıkarmasında etkili oldu.

    arjantin ise turnuvaya kamerun yenilgisiyle başlayıp grubundan güçlükle çıkabilmesine rağmen ikinci turda brezilya’yı 1-0 yenip, çeyrek finalde de yugoslavya’yı penaltılarla eleyerek yarı finalde ev sahibi italya’nın rakibi oldu. ev sahibi italya, yarı finale gelene kadar oynadığı 5 maçı da kazanmış ve attığı 7 gole karşın kalesinde 1 gol bile görmemişti. iki takım diego armando maradona’nın futbol hayatını sürdürdüğü napoli’de karşı karşıya geldi. bazı napoli taraftarlarının kendi milli takımlarını değil de napoli’yi şampiyonluğa taşıyan maradona’nın takımı arjantin’i desteklemesi ise kupanın ilginç yanlarından biriydi. italya, turnuvaya sadece 1 kez milli olmuş bir futbolcu olarak gelen ve kariyeri boyunca milli formayla attığı 7 golünün 6’sını bu turnuvada atarak hem gol kralı hem de en değerli oyuncu olan salvatore schilacci’nin golüyle 1-0 öne geçti. ilk yarının sonu ise ilginç bir olaya sahne oldu. hakem michael vautrot zamanı unutunca yanlışlıkla ilk yarının sonuna 8 dakika eklemiş oldu. ikinci yarıda ise arjantinli claudio caniggia, daha sonra teknik direktör olarak ülkemizde gaziantepspor’u da çalıştıracak olan walter zenga'nın 517 dakikalık dünya kupaları tarihinin en uzun süre gol yememe rekoruna son verdi. italyanlar’ın turnuva boyunca yedikleri bu tek gol, penaltılarla arjantin’e elenmelerine neden oldu.

    diğer yarı finalde ise, çeyrek finalde kamerun’u eleyen ingiltere, son avrupa şampiyonu hollanda ile çekoslovakya’yı eleyerek yarı finale gelen almanya’ya rakip oluyordu. normal süresi 1-1 biten maçta almanya penaltılarla ingiltere’yi eleyip kupa tarihinde üst üste üçüncü kez finale çıkan ilk takım olmayı başardı. her iki yarı finalin de penaltılarla sonuçlandığı ilk dünya kupası’nda finalin adı tıpkı 4 yıl önce olduğu gibi yine almanya – arjantin oluyordu.

    arjantinli pedro monzon, ikinci yarının ortalarında gördüğü kırmızı kartla dünya kupası finalinde kırmızı kart gören ilk oyuncu oldu. sayı avantajını yakalayan almanya son dakikalara doğru andreas brehme’nin ayağından bulduğu penaltı golüyle maçı 1-0 kazandı ve 6. finalinde üçüncü şampiyonluğunu elde ederek kupa tarihinin en başarılı takımı oldu. ancak bu ünvanı yalnızca 4 yıl koruyabildiler. maçı 9 kişiyle tamamlayan arjantin ise dünya kupası finalinde gol atamayan ilk takım oldu. şampiyon almanya’nın teknik direktörü franz beckenbauer, mario zagallo’dan sonra kupayı hem futbolcu hem de antrenör olarak kazanan ikinci isim oldu. bununla birlikte hem takım kaptanı hem de antrenör olarak kazanan da ilk isim oluyordu.

    16 kırmızı kartla önceki iki dünya kupasının toplamından daha fazla kırmızı kart gösterilen turnuva 2.21 gol ortalaması ile en az gol atılan dünya kupası olmuştu. bu durum fifa’nın bir sonraki turnuvadan itibaren 3 puanlı sisteme geçmesine neden oldu.

    bütün bu hikayenin içerisinde benim kupaya dair en canlı anılarım üzerinde italya 90 logosu bulunan cırt cırtlı spor ayakkabılarım ve mahalle maçlarında schilacci ben olacağım diye kavga eden çocuklar.

    (bkz: 2002 kore japonya dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1998 fransa dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1994 abd dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1986 meksika dünya kupası/@laff a lympics)
    (bkz: 1982 ispanya dünya kupası/@laff a lympics)

  • tecavüze direndiği için başı taşla ezilen bir çocuğun geldiği haldir. allah ailesine sabır versin.

    bir takım foncu gazetecilerin mahallesine bu tecavüzcüler giremeyeceği için onlar rahattır.

  • 36 saat nöbet tutarken tüm dikkatini hastalarına vermesi gerekiyordu, bir anlık bir hata başkalarının hayatına mal olabilirdi.
    nöbet bitimindeki hata ise kendi hayatına mal oldu.
    doktorların bu şekilde çalışması ne insani ne de yararlı.

    edit: kaza değil cinayet

  • geziye katılan onurlu insanları unutmamak için bir liste gerekliydi. yayın hayatı boyunca en faydalı işe imza atmıştır.

    teşekkürler akit.