hesabın var mı? giriş yap

  • çölüne dön !

    böyleleri bulundukları yeri ortadoğu bataklığına çevirmek isterler ama sefa sürüp insan gibi yaşamak istediklerinde ilk adresleri batı olur!

  • şimdi televizyonda avrupa basının yorumlarını, özellikle ingiliz basının kendisine yüklenmesini seyrediyorum da her şey bir yana şunlar geliyor aklıma; "lan biz senelerce kıt kanaat kupalara katılıp sikilip, sokulduk afedersin. hakemlerden çektik, ezdiler büzdüler. hakan ünsal'a rivaldo yüzünden tereddütsüz gösterirken kartı ya da ne bileyim avrupa şampiyonalarında oynatacak adam bulamazken iyiydi di mi. roma'da sopa yiyip bile geldi türk takımı. finalde hagi'ye kartı zart diye gösterirken adams'a bi sikim göstermemişlerdi falan. yanisi senelerce bize soktular çıkardılar şimdi sıra bizde lan. bunu da cüneyt çakır sağladı. sağolsun varolsun."

    diye anlık düşünmedim değil yani.

  • hatırladığım en son gökçekli kapışma kılıçdaroğlu'na karşıydı. kılıçdar adam gibi belgeli destekli konuşurken, gökçek car car konuşup, sürekli lafa dalıp karşı tarafı konuşturmadan ortalığı sulandırmaya çalışmıştı. en son başkanlık tartışmalarında trump buna benzer şekilde olayı abartınca bir sonraki tartışmada mikrofonu kesilmişti. gökçekli her tartışmada bunun yapılması lazım. söz onda değilken, mikrofonu kesilecek. yoksa cidden zeytinyağlının dibine vuruyor.

  • diyelim ki siyasi mesaj iceriyor, ne var bunda?
    ulan konusmak suc, twit atmak suc, sokakta hak aramak suc, insanca derdi dile getirmek suc..birakin da sarkilar serbest olsun..
    yeter aq..
    üstüne alinan alinsin, bir bok yapamazsiniz!

  • 559c numaralı iett otobüsünde yanına oturduğum güzel kızın, kulaklarımızda kulaklık olmasından mütevellit, telefonunun notlar kısmına "beşiktaşa yaklaşık kaç dakikada varırız sizce" yazıp beni dürterek bana okutması ve benim de karşılık olarak, cevabı buğulu cama yazmış olmam.

  • şehir hayatından uzak, araba gürültüsünün olmadığı ve tam anlamı ile huzurun bulunduğu olangiethoorn, eski evleri, kanalları ve doğası ile hollanda'nın rüya kasabası olarak biliniyor.

    giethoorn'da kanalları ister tekneler, isterseniz ise adacıkları birbirine bağlayan ahşap köprüler ile gezebilirsiniz. tüm dünyadan ziyaretçilerin akın ettiği bu kasabada fazlasıyla yürüyüş parkuru ve bisiklet yolları bulunuyor.

    1958 yılında hollandalı yönetmen bert haanstra'nın burada çektiği fanfare filminden sonra tanınan kasaba, bu film sonrasında cazibe merkezi haline geldi.

    giethoorn'da ulaşım aracı ise teknelerdir. çok sayıda sanatsal etkinlik ve aktivitenin de olduğu kasabada tüm kış boyunca buz pateni yapabilirsiniz. kanallarda ise tekneleri kullanma imkanına sahip olabilirsiniz. giethoorn'da evlerin çoğu minik adaların üzerinde inşa edilmiş.

    tekneler ile kasabayı gezmek istemezseniz bisiklet kiralayarak ya da yürüyerek kasabadaki ahşap köprüler üzerinde gezebilirsiniz.amsterdam'a yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta olan giethoorn, rotterdam ve lahey'e ise 110 kilometre. giethoorn, hollanda'nın orta kesiminde yer alıyor.

    hollanda'nın rüya kasabası giethoorn'un en dikkat çeken özelliği; yerli halk ve turistler arabalarını kasabanın dışında bırakarak, yollarına yürüyerek devam ediyor.

  • çocuk öldüren bir kadının idamıdır.
    öyle fazla duyar kasmaya gerek yok.

    not: idam konusu tartışılır ama olaylar dönemine göre değerlendirilmelidir.

  • "âmâların kendi dünyaları vardır, kendine has dünyaları. siz bilmezsiniz. bu dünyayı görsem nolur, görmesem nolur...o bir pencere. sen bakıp geçtin ablacım, ben bakmadan geçtim."

    6 aylıkken cehalet sonucu gözlerini kaybeden sivaslı turan dedenin müthiş sabır ve tevekkül öyküsünün bizleri hüngür şakır ağlattığı program olmuştur bu akşam.

    acaba gözleri gerçekten görmeyen kim?

  • bugün tekte geçerek, direksiyon: 100 şeklinde bir mesaj alarak münasebetimi bitirdiğim sınav.

    geçmenin temel koşulu tabii ki sinyaller ve parklar. fakat benim söylemek istediğim arabanın birinci viteste doğru kullanımının ne kadar önemli olduğu. benim güzergahımda eğitimimde ve sınavda üçüncü vitese atılmadı. bir, iki ve geri viteste kullandık hep. sürücü adayının kavşaklara girerken çok yavaşlayacağını hissederse 1. vitese düşürmesi, daha da yavaşlarsa stop etmemek için debriyaja basması, ardından tekrar hızlanacağı zaman sanki sıfırdan kalkış yapıyormuş gibi debriyajı sakin sakin çekmesi çok önemli teknikler. burada gaz, fren, debriyaj ve vites dörtlüsünün dengesini tutturunca başarı da arkadan geliyor.

    ana yol tali giriş ve çıkışlarında alan kontrolü yapan alex'e dönüşmek, öndeki araçla takip mesafesini korumayı ihmal etmemek, yaya geçitlerinde hızı düşürmek gibi kavramlar da unutulmamalı.

    bir de sürücü kursuna gitmeden önce "benzinli ve yokuş kalkış desteği bulunmayan" bir araçla debriyaj mantığını, yokuşta aracı kaydırmamayı öğrenin. kurstaki eğitiminizi sinyallere ve parkuru ezberlemeye ayırın.

    aracı sürmenin yarısı aracı problemsiz bir şekilde kaldırabilmektir. bu tür araçlarla çalıştıktan sonra kurs arabası ile kalkış yapmanız size eşekten inip ata binme hissini verecektir.