ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
6 şubat 2024 acun ılıcalı'nın delirmesi
-
acun reyting istiyormuş. reyting verelim acun beye. (bkz: orta yaş krizi) tamam en önemli şey sensin bu ülkede. 2 hafta reytingten düştü çıldırdı.
karın komşunun kocasıyla tatile gidebilir mi
-
gidebilir, boşandıktan sonra.
istanbul sözleşmesine laf atmaya çalışmış başlığı açan kıt akıllı yazar, olmayan aklı sıra. sözleşme olmasa ne yapacaksın, kafasına mı sıkacaksın yoksa zincirle mi bağlayacaksın? çıkar içindeki teröristi de hepimiz görelim. kıvırma dansöz gibi.
edit : başlık başa kalmış, konuyu açan [(bkz: gulerken dusunen adam)gulerken dusunen adam] tüm sözlük ahalisinden lafı yedikten sonra mesajını silmiş, korkup kaçmış.
ıstakoz
-
ingilizce konusulan diyarlarda lobster olarak bilinen, kabuklu siparis edildiginde yemesi epey zahmetli olan (bence), 19 yuzyilda en cok yakalandigi kesimler olan kuzeydogu amerikada fakir yiyeceginden ote, hapisanlerde mauhkumlara cikarilan, fazlaca yakalandiginda direk cope atilan bir yiyecek olan ama artik pahali sinifidan bir yiyecek sayilan deniz mahsulu...
yanilmiyorsam hala kuzeydogu ameriakda mahkumlara haftda 2 ya da 3 seferden cok istakoz cikmasini yasak eden bir kanun da bulunmakta...
ailenin komik kısa mesajları
-
tayland'da deprem olmuş.eve gel.baban.
jakoben kemalizm tekrar uyanabilir
-
her boku ye ye, hesabının sorulmasına jakoben kemalizm de. iyi yere dükkan açmış bu.
çalışma hayatının tek cümlelik özeti
hayata dair gülümseten detaylar
-
dün metrodayım, kulağımda müzik, dışarıdan hiçbir ses duymuyorum, kaşlarımı çatmışım ve bir yerlere dalıp çıkamamışım. yanımda dokuz, on yaşlarında bir kız çocuğu, onun yanında da annesi var. bir ara küçük kızla bakışıyoruz, daha doğrusu bana baktığını hissediyorum. sonra kafamı yine önüme çeviriyorum. bu sefer bana doğru eğilip, bir şeyler söylüyor. kulaklıklarımı çıkarıp, "efendim? duyamadım?" diyorum, "kirpiğin düşmüş de" diyor ve birden uzanıp yanağımdan kirpiğimi alıyor, iki parmağının arasında tutuyor. bu oyunu hemen hatırlıyorum. hala oynandığını unutmuşum, oynamayı da çok zaman önce bırakmışım. küçük kız ise heyecanla oyuna devam ediyor, "bir dilek tut" diyor. gözlerimi sıkı sıkı kapatıp, bir dilek tutuyorum. "dileğin uzunmuş" diyor gülümseyerek, "peki, alt mı üst mü?". ben de gülümseyerek, "alt" diyorum. sabırsızlıkla oyunun sonucuna bakıyoruz beraber. kirpiğim alt parmağının üstünde duruyor, "dileğin tutacak" diyor sevinçle. "tutacak" diyorum sevinçle. hafifçe üflüyor kirpiğimi sonra. müziği olduğu yerde bırakıyorum ve yolculuğun sonuna kadar, küçük kızla birbirimize gülümsüyoruz.
maddi manevi laylaylaylaylaaaaay oooooo türkiye
-
o değil de basketbolcularla beraber laylalooooooo diye sıçrayan ntv spikeri* bir şey alamayacak. yazık lan.
finlandiya cumhurbaşkanının tarifeli uçağa binmesi
-
finlandiya'da ortalama gelirli bir kişi rahatlıkla business class uçabilecekken, cumhurbaşkanının economy class uçtuğunu gösteren olay.
bizde ise nüfusun %95'i uçağa 1 sene önceden promosyonlu bilet alarak zor biniyor ama cumhurbaşkanının 300 milyon dolarlık, 60 metre uzunluğunda, 250 kişilik uçağı var.
edit: adamın bileti business'mış ama arada ekonomiye geçip, gazetecilerle oturmuş. bu çok ekonomide uçmaktan çok farklı bir olay değil de yine de yazalım. önemli olan şey, cumhurbaşkanının devletin özel uçakları yerine tarifeli uçak kullanması. zira business biletler de özel jet kaldırmaktan daha pahalı değil.
kendinle aran nasıl
-
gerekmedikçe konuşmuyoruz.
bilim adamlarının 1927 yılında çektirdiği fotoğraf
-
bir bilal erdoğan eksik.
sabah işe gitmeden önce koşmak
-
insanı daha mutlu eden bir şey yoktur sanırım. iki haftadır haftada 3-4 kez koşuyorum. hormonlardan mıdır nedir böyle deli sikmiş gibi mutluyum arkadaş. ne bir stres ne bir anksiyete kaldı. güne mis gibi başlıyorum. bir de bu yeme içme işini düzene soksam kimse tutamaz lan beni artık. sigarayı zaten bırakmıştım.
yıllar sonra gelen edit: hala koşuyorum ve koşmaya da devam edeceğim. şehir değişti, çocuk doğdu bu süre zarflarında bir süre ara muhakkak verildi fakat özlendi. koşmaya devam. yeme içme de düzene girdi. sigaraya da bulaşılmadı. siz bir başlayın gerisi geliyor. huzur ve mutluluk sizinle olsun.
daha da yıllar sonra gelen edit: ikinci çocuk doğdu, ilki 5 yaşını bitirdi. bir yurt dışına göçüp geri de geldim ama haftada 1 kez de olsa koşmaya devam. şu hayatta değiştirebileceğiniz tek şey kendiniz!