hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: 10 aralık 2016 beşiktaş patlaması) sırasında gazi olan, arkadaşlarının ölümüne tanık olmuş polisin tweetleridir. kendisi şuan hastanede ve durumu iyiymiş. ayrıca bu gazi olan polis memurumuz, daha sonra bu yazdıklarını "kızgınlık ile yazdığını, pişman olduğunu" belirten başka tweetler atarak hesabını kapatmış. tamamen yorum yapmadan, sadece bilgilendirme amaçlı olarak aşağıda yazdığı entryler var. ayrıca link olarak yazdıklarını yayınlıyorum aşağıda.

    tweetler şu şekilde;

    istanbul kadrosunda bizi bombalı aracın geçtiği yolun etrafına toplayacak kadar yüksek rütbeli bir hain var

    hiçbir zaman o stadda oraya toplanmadık , öyle bir tedbir çevik kuvvet için yok

    biri müdürlerimizi dahi sattı , kimsen seni de bulacağız

    içerden bu teröristlere bilgi veren var net , açıklayacağım

    valla biliyolardı birileri adım kadar eminim , rakip taraftar gitti yarım saat o aracı bekledik sanki... hastaneden yazıyorum

    gazimizin twitter adresi

    edit: http://hizliresim.com/moppn6
    http://hizliresim.com/kgb1v7
    http://hizliresim.com/ad3ykr
    http://hizliresim.com/o03ybo

    edit2: sevgili modlar, başlık yanlış yazılmış. düzeltirseniz sevinirim.

  • hakkında "pazar sabahı olması büyük şans, daha işlek bir saatte de olabilirdi," gibisinden yorumlar yapılan saldırı.

    sizin kafanız mı güzel, yoksa ortada olanı dile getirmekten mi çekiniyorsunuz?

    bu bir gözdağıdır. olabilecek en tenha saatlerden birinde, planlı olarak yapılmıştır bu saldırı. felaket ya da kaza değildir, "şans eseri pazar sabahı patladı" gibi saçma saçma şeyler söylensin.

    açıktan açığa gözdağı veriyorlar. "bak, en işlek saatte de patlatabilirdik, ama yapmadık, akıllı olun," mesajı veriyorlar.

    millet de kalkmış, iyi ki bu zamanda oldu, yoksa zarar çok daha fazla olabilirdi, filan diyor.

    trafik kazası, sel baskını mı lan bu?

    her şeyiyle planlı programlı bir terörist saldırıdır. hem de taksim'de, istanbul'un göbeğinde. şans eseri pazar sabahı yapılmamıştır bu saldırı, kasıtlı olarak pazar sabahı yapılmıştır, korkutmak için, "ya başka bir saatte olsaydı," diye düşündürmek için yapılmıştır.

    ayık olun biraz.

  • 20 milyon euro'nun nasıl bir meblağ olduğundan bihaber kişilerin hakkında "20 daha koyar draxler'i ne bileyim reus'u alırlar" dediği futbolcu. 20 tl ile karıştırıyor herhalde. "20 tl'ye lcw t-shirt alacağıma üzerine 20 daha koyar collins alırım" der gibi.

  • çekirdeğinde yakacak hidrojeni kalmamış ve artık daha önce hidrojen yakarak elde ettiği helyumları yakarak karbon ve oksijene çeviren yıldız. bu aşamada yıldız yakıtını çok daha hızlı tüketmeye başlar ve mevcut helyumlarını da tüketir, yanılmıyorsam betelgeuse şu anda bu aşamada, yani helyum yakıyor; helyum bittikten sonra yıldızın o anki basınç ve sıcaklığıyla daha fazla enerji üretemeyecek hale gelecek ve karbon ve oksijeni yakmaya başlayabileceği bir seviyeye kadar içine çökecek, gittikçe sıcaklık ve basıncı artan yıldız belli bir küçülmeden sonra sonra bu sefer oksijen ve karbon yakacak basınca ve sıcaklığa ulaşır, bu aşamada yıldız bir önceki seviyede ürettiği karbondan, magnezyum, neon, sodyum ve alüminyum üretmeye başlar. her aşama bir öncekinden çok daha hızlı ve çok daha sıcaktır, ayrıca büyüyüp küçülmeleri de bir dalga gibi düşünürsek önce küçülüp basınç artıyor sonra bir sonraki nükleer evreye geçip muazzam bir güç oluşturuyor ve yer çekiminin tersine bir itme kuvveti oluşturup yıldızı şişiriyor, işte bu küçülüp büyümeleri bir deniz dalgası gibi düşünürsek mesela, dalganın git gel boyutları da artmaya başlıyor her evrede. bu böyle aşama aşama devam eder, taa ki demir üretilen aşamaya gelene kadar. (bir bilgi kırıntısı daha sıkıştırayım buraya, bu bahsettiğim evreler arasındaki geçiş bıçak gibi keskin değil "yıldızın içerisindeki bütün hidrojen tüketildikten sonra helyum'a geçiyoruz, tabakta hiç hidrojen kalmayacak!!" gibi bir durum yok) en son aşama sadece bir kaç gün gibi kısa bir sürede gerçekleşir ve bu aşamadan sonra yıldızın artık yakacak birşeyi kalmadığından, çekirdeğin üzerindeki muazzam kütleyi dışarıya itebilecek bir güç kalmamış olur. yıldız birkaç saniye içinde içine çöker ve çekirdeği 100milyar dereceye kadar ısınıp tüm kütle muazzam bir patlamayla evrene yayılır. (bkz: supernova) bu patlama sırasında demirden daha ağır olan altın, bakır, gümüş, platin, uranyum gibi ağır elementler de üretilmiş olur. ayrıca muazzam bir ışık ortaya çıkar. öyle ki, betelgeuse uzaklığı itibariyle yakın sayılabilecek bir yıldız ve bu patlama gerçekleştiğinde gündüzleri bile görülebilecek kadar parlak olacak ve geceleri parlak bir dolunay kadar ışık gönderecek dünyaya. aslında gecemizi gündüze çevirecek denebilir :), yaklaşık 1 ay boyunca gözlemlenebilecek, gittikçe ışığını kaybederek.

    dünyadan gözlemlenebilen son süpernova 1604 yılında meydana gelmiş. bunu o zamanlara ait kayıtlarda dünyanın bir çok yerinde yazılmış benzer şeylerden anlayabiliyoruz, bir anda ortaya çıkan cok parlak bir yıldızın geceyi aydınlattığına dair japonya'dan avrupa'ya kadar birçok coğrafyada kayıtlar var.

    keşfedilen süper nova adayları arasında en çok umut vaadeden bu yıldızın bize dünya gözüyle süpernova izletmesini ummaktan başka yapacak birşeyimiz yok.

    detaylı bilgi için (bkz: supernova)

    edit: hidrojeni yakmaktan kastım oksijenle yakmak değil, nükleer bir reaksiyon gerçekleşiyor yoksa bildiğiniz gibi. halkın seviyesine inebilmek adına kullandığım "yakma" ifadesinden dolayı okurken içi gıdıklanan var ise bilgilerinize efenim.

  • dün itibariyle, eve gelen 895 liralık elektrik faturasına itiraz etmek için elektrik idaresine gittiğimde, "895 liranın az olduğunun ben de farkındayım, biz onu 1.895 yapalım, konuyu komple kapatalım" noktasına geleceğimi hiç düşünmezdim.

    fatura itiraz bölümüne çıktığımda görevli arkadaşa tesisat numarasını verdim ve kendisi ekrandan bilgileri kontrol etmeye başladı,

    - bu fatura haricinde yeni faturanız da çıkmış. (hafiften gülüyor)
    - o ne kadar?
    - 106.000 lira, ahahahaaa.
    - ne, 106.000 mi? ahahahah.
    - evet, 106.000, puahahahah.
    - ahahahahhah.

    manyak gibi güldük böyle karşılıklı, benim niye delirdiğim belliydi de, memur arkadaşın durumu daha karmaşıktı. iş stresinden ziyade facebook'taki "eğlenerek para kazanmak artık çok kolay" reklamlarından buralara düşmüş gibiydi, memurluğu da hobi olarak yapıyordu belli ki. ama ne olursa olsun dışarıdan bakıldığında mutlu bir çifttik biz.

    eve dönerken, bu duruma neyin sebep olabileceğini uzun uzun düşündüm, aklıma elektrik mühendisliğinden yeni mezun olmuş arkadaşı aramak geldi, aradım ve durumu anlattım, biraz düşündükten sonra "100'lük ampul çok yakıyor olabilir abi" dedi, akabinde ikimiz de sustuk karşılıklı, uzun bir sessizlikten sonra sesi titreyerek "abi okulda bir şey öğretmiyorlar bize" dedi, eğitim sistemine lanet ederek kapattım telefonu. temizlikçi kadın, mutfaktaki prizde elektrik kaçağı var dediğinde, tüm şehrin elektriği tünel kazıp benim evdeki prizden kaçıp gitmiş olabilir miydi? aklımı kaçırmak üzereydim.

    nihayetinde 106.000 lira ödenecek bir para değildi ama eve döndüğümde son bir umut, kışlık montların ceplerini karıştırırken buldum kendimi, sonuç hüsrandı. görünen o ki şartlar beni en istemediğim sona doğru itiyordu, elektriği iade etmek...

    napıyoduk lan, saçı kazağa mı sürtüyoduk?

    http://t1308.hizliresim.com/1d/j/rk45p.jpg

  • e ne yapalim? yillarca kaymagini yerken sesiniz cikmadi da simdi ayni sefaya devam edin diye halk olarak bir de sizin zararinizimi karsilayalim? ne guzel dunya oh valla. ticaret yap, kar ederken ses çıkarma ama zarar edince bindir halkin sırtına.

  • başlığı okuduğumda italyan koca bulunca din değiştiren manken zannettim.

    baya bildiğimiz sucukmuş anasını satayım.

  • adam 5000 tl kredi karti limitini yüksek bir limitmis gibi anlatmis. yazik la, troll de olsa o da insan lan. fakir diye yüklenmeyin fazla.