ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
müşteri memnuniyetinin sıfır olduğu şirketler
-
(bkz: ttnet)
(bkz: telekom)
(bkz: turk telekom)
herhangi bir problem olduğunda biri diğerine, öbürü öbürküne, sonra hepsi ttnet'e suç buluyor.
olm siz birlikte değil misiniz? tripli sevgililer gibi dakka başı ayrılıyor musunuz ?
oyun bağımlılığı
-
saatlerce oyun oynamaktan hastanelik olan veya psikolojik hastalıklara yakalanan çocuk haberleri artık sıradanlaştı.
çocuğunuzu korumak için aşağıda belirteceğim hususlara lütfen dikkat edin.
1) altı yaş beyin gelişimi ve bağımlı olmak için kritiktir. bu yaştan önce mümkün olduğunca çocuğu oyunlardan uzak tutun.
2) gerçek dünyada sorun yaşayan çocuk bunları çözmek yerine oyun dünyasına kaçmak ister. çocuk sürekli oyuna kaçıyorsa gerçek dünyada baş edemediği bir sorunu olabilir. konuşun ve gözlemleyin.
3) kendisinden utanan ve beğenmeyen çocuk oyun dünyasında sahte bir kimlik üretir. sahte kimlikle zaman geçirdikçe gerçek kimliğinden uzaklaşır.kişilik sorunları yaşama tehlikesi olabilir. çocuklarınızı eleştirirken dozu kaçırmayın.
4) oyun çocuğa ödüller verir ve alıştırdıktan sonra onları edinmesini zorlaştırır. karşılığında vaktini ve bazen parasını ister. bu ödüllere ulaşamayan çocuk madde bağımlılarına benzer yoksunluk semptomları gösterebilir.
5) oyunun sporu olmaz. e-spor terimi oyun firmaları tarafından üretilmiştir. böylece bağımlılar kendilerini “sporcu” adı altında gizleyebilir.
6) oyun bağımlılığın ilacı sosyalleşmedir. spor, müzik, tiyatro gibi etkinliklere yönlendirin ve çocuğunuzla mutlaka gün içinde kaliteli zaman geçirin.
30 saniyede hastaya teşhis koyan doktor karizması
-
- doktor bey şurama sanki bıçak saplanıyor böyle..
- orana bıçak saplanmış, sıradaki..
- aaa..
umut bulut
-
zamanında "adım umut değil umutinho olsa bambaşka olur" diyen futbolcu. keşke öyle olsaydı da yabancı sınırına takılsaydın amk.
acun ılıcalı'nın parayla mutlu olunmaz demesi
-
bu amk cümlesini nedense hep zenginler kuruyor. sizce de bunda bir tuhaflık yok mu? yorum sizin…
edit: gelen yüzlerce mesaja istinaden, burada beni ikna etme, düşüncemi çürütme ya da anti tez önermeye çalışmayın özelden mesajlar atarak. ne demişim entry sonunda: “yorum sizin”.
ayrıca, madem parayla mutlu olunmaz, o zaman sabah erkenden kalkıp eşek gibi işe gitmeyin kardeşim, oturun mutlu mutlu evlerinizde beş parasız. ne de olsa parayla mutlu olunmuyordu dimi?
para bir amaç değil, araçtır arkadaşlar. mutluluğa açılan en büyük kapıdır. o güzel güzel yiyip içtikleriniz ve paylaştıklarınız, gezdikleriniz ve de gördükleriniz, direksiyonundan yol fotosu çektiğiniz, starbucks vs diğer kahve ve de gold rakılarınız, meşelerde dinlendirilmiş keyif viskileriniz, vs. kısacası, huzur ve mutlu olmanıza vesile olacak her şey para ile satın alınıyorsa… e o zaman..?
son olarak, acun üzerinden gidelim hadi! adam tadılabilecek neredeyse tüm dünyevi şeyleri tatmış, her yeri gezmiş, yaşı kaç olmasına rağmen (toplumda aslında sıradan biri yaptığında ayıplanacak) kızları yaşında kadınlarla takılan, jeti, yatı, katı, özel tv'si, ingiltere ve de iskoçya'da futbol kulübü vs olan bir adam kusura bakmayın da parayla mutlu olunmaz demesin!
bana laf anlatmaya çalışmayın, yazın başlığın altına düşüncenizi, insanları ikna edin de beni favlayacaklarına sizi favlasınlar, kapiş..?
ekstra edit: ve de sonun sonu olarak, parayla mutlu olunmuyor diyip de fakirliğe dönen bi zengin gösterdiğiniz gün ben de bu entry'imi düzeltip özür dileyeceğim! çünkü o güçten, istediğini kolayca elde edebilmekten ve o kadar maldan vaz geçmek hiçbir babayiğidin harcı değildir!
saygılar…
entel çiftlerin ayrılma nedenleri
-
çiftlerden birinin kendine yabancılaşması.
yurt dışında şehit olmak en büyük şereftir
-
yurtdisini yurticini biraktim, "sehit olmak en buyuk sereftir" ne demek yahu. sanki ispanya ic savasindayiz, franco'nun taa 70 sene once cahil cuheyla koyluleri fasist saflarina cekmek icin kullandigi sloganlarla yasiyoruz, viva la muerte.
hala 1920lerde 1930larda yasayan, olmadik savaslar cikarip hayatina anlam bulmaya calisan, dunya gorusu hicbir egitim, ogrenim gerektirmedigi icin kolayca ve herkesce "tuketilebilen" bu sig eksene tikilip kalmislarla, bunlari istismar eden burokrasi saltanatinin komedisi. yurtdisini filan gecelim, vatan icin olmek hakkinda konusalim. kotu birsey mi bu? degil. ama zaten, meziyetlerin ilkinin, sereflerin en buyugunun bu oldugu bir anlayista ve sistemde yasadigimiz icin baska birsekilde degerlenemiyor insan hayati.
neden en buyuk seref nobel odulu kazanmak, durust olup sevdigi isi yapmak, uluslararasi une kavusmus bir sanatci, bir edebiyatci, bir sanayici olmak degil? neden en buyuk seref, ayakta durabilmesi icin illa ugrunda birilerinin olmesinin gerekmedigi, artik tamamen ici bosaltilmis bir politik arac olan kuvayi milliye edebiyatina gerek duymadan da ilerleyebilen bir ulke yaratmak degil?
ne demis ailemizin koyu katolik ayyas yonetmeni mel gibson: every man dies, but not every man really lives. en boktan sistemde dahi herkes vatani icin olerek serefe ulasabilir. ama insanlara yasarken seref kazandiracak bir duzen kurmak zordur. herkesin insan gibi yasayabildigi bir sistemde, burokrasi saltanati da ucuz edebiyatlarla milleti koyun gibi gudemez. allah korusun. viva le muerte, yasasin 30larin fasist sloganlari.
sevgiliyi uyuttuktan sonra yapılanlar
-
osurmak doyasıya, çılgınca, defalarca.
somebody that i used to know
-
gotye'nin de ayni adda bir eseri var. sabahtan beri dinledigim tek sarki. hala dinliyorum. sozleri;
now and then i think of when we were together
like when you said you felt so happy you could die
told myself that you were right for me
but felt so lonely in your company
but that was love and it's an ache i still remember
you can get addicted to a certain kind of sadness
like resignation to the end
always the end
so when we found that we could not make sense
well you said that we would still be friends
but i'll admit that i was glad that it was over
but you didn't have to cut me off
make out like it never happened
and that we were nothing
and i don't even need your love
but you treat me like a stranger
and that feels so rough
you didn't have to stoop so low
have your friends collect your records
and then change your number
i guess that i don't need that though
now you're just somebody that i used to know
now you're just somebody that i used to know
now you're just somebody that i used to know
now and then i think of all the times you screwed me over
but had me believing it was always something that i'd done
but i don't wanna live that way
reading into every word you say
you said that you could let it go
and i wouldn't catch you hung up on somebody that you used to know
but you didn't have to cut me off
make out like it never happened
and that we were nothing
and i don't even need your love
but you treat me like a stranger
and that feels so rough
you didn't have to stoop so low
have your friends collect your records
and then change your number
i guess that i don't need that though
now you're just somebody that i used to know
(somebody)
i used to know
(somebody)
somebody that i used to know
(somebody)
i used to know
(somebody)
now you're just somebody that i used to know
i used to know
that i used to know
i used to know
somebody
--
youtube'den dinliyebiliyorum sarkiyi ve sarkinin altina girilen su yorum insanin suratina bir tebessum getiriyor.
i spent 3 days listening to this song, smoking cigarettes and drinking cheap beer. at 5am this morning i stood up, put on my jacket, cycled to my ex girlfriends house and stood outside for an hour. when she seen me she came out. i walked over to her i said "i love you, i want you back and i am sorry" she said "i love you too". i am tired and off to bed now. thank you gotye i am? in your debt you opened my eyes. she is someone i will always know. zoe i do love you x
elif aslı yıldız tunaoğlu
-
bu kadına neden bu kadar tepki gösteriliyor ben söyleyeyim. çünkü bu kadın hepimizin hayatında bir x kişisi. kimimiz yakından tanıyoruz, kimimiz uzaktan gözlemleyip gıcık oluyoruz.
işte o narsist, haketmediği halde bir yerlere gelen x kişisi ilk defa elimize düştü. bu kadın üzerinden o tanıdığımız kişileri cezalandırıyoruz. bu kadını kötü durumlara düşürünce, o kişilere karşı da hırsımızı almış oluyoruz.
ama işte başkalarına olan kinimizi bu kadın üzerinde dozunu aşan şekilde tatbik etmek haksızlık değil mi?
değil lan! ibreti alem olsun diye silin ki piyasadan, tüm narsistler, üçkağıtçılar kendine pay çıkarsın.
demet şener ibrahim kutluay çiftinin boşanması
-
demet akalın şimdi evde demet akalın dinliyordur.
fransa'dan defolup gidin
-
(bkz: mösyö bize bokmir)