hesabın var mı? giriş yap

  • avrupa ülkeleri için konuşuyorum, pasaport dahi göstermeksizin başka ülkeye uçtum

    size yemin ederim italya-fransa yolculuğum, zincirlikuyu-avcılar'dan daha kolaydı

  • sene 2010. kardeşimin ergenlik döneminin nirvana yılları.
    yaşı 15.

    taşınıyoruz. sıra kardeşimin odasında.
    annemle kardeşim halıları kıyafetleri falan toplarken, babamla ben de yatak ve dolap gibi ağır şeyleri alıyoruz.

    yatağı kaldırdığımız zaman bir de ne görelim!!
    yatağın altı peçete dolu. *

    annemi dışarı çıkartıp, kardeşimi çağırıyoruz. babam peçeteleri gösteriyor ve yıllar sonra hâla gülmemizi sağlayan o soruyu soruyor.

    " bu ne lan aile mezarlığı gibi? "

  • bir kişinin de çıkıp hikayesini anlatmadığı adadır. ben anlatayım:

    ev vestmann adaları'ndan biri olan ellidaey adası adasında bulunur.

    son yıllarda ada ve gizemli evin sahibi, spekülasyonları körükleyen sayısız rapor ve makalede yer almıştır.

    en popüler iddia the independent'da yayınlanan ve adanın izlanda hükümeti tarafından björk'e hediye edilmiş olmasıdır.

    gazetenin haberine göre björk kendine bir ev ve kayıt stüdyosu inşa etmek için izlanda hükümeti ile görüşmüş ve ada kendisine hediye edilmiştir.

    gerçekte, björk böyle bir talepte bulunmamıştır ve söylenti hızla çürütülmüştür. avustralya haber ağı news.com.au'ya göre björk, 2000'li yılların başında başka bir ada hakkında izlanda hükümeti ile kısa bir görüşme yapmış, ancak olumsuz tepkilerin ardından bu fikirden vazgeçmiştir. ellidaey adası ile bağlantısı yoktur.

    diğer popüler iddialar ise şu şekildedir:

    1) ev, zombi saldırısı sırasında kullanılmak üzere gizemli bir milyarder tarafından yaptırılmıştır.
    2) ev, fanatik dindar bir keşişin sığınağı olarak yaptırılmıştır.
    3) ev aslında yoktur ve fotoğraflara photoshop ile eklenmiştir.

    yine news.com.au'ya göre ev hakkındaki gerçek, bu söylentilerdeki kadar heyecan verici değildir:

    adada 18. yüzyıldan itibaren bir avuç ailenin yaşadığı bilinmektedir ancak ada 1930'lardan beri tamamen ıssızdır.

    18. ve 19. yüzyıllarda buradaki şartlara göğüs geren az sayıdaki insan için hayat yorucu ve yalnızlıkla doluydu. adanın başlıca besin kaynağı olan balık ve martılarla besleniyorlardı.

    1930'larda adada kalan beş aile, yaşam şartlarının çok daha iyi olacağını düşünerek anakaraya taşınmış ve ada o günden beri boş kalmıştır.

    peki adadaki köşk nereden geldi?

    adada yaşam zor olsa da avcılık için bir avantaj sunuyordu. avlanacak çok sayıda martı bulunması ada sakinlerinin belli periyotlarla adaya uğramasına sebep oluyordu.

    1950'lerde ellidaey adası avcılık derneği bu av ziyaretlerini kolaylaştırmak için adaya bir av köşkü yapmaya karar vermiştir.

    ellidaey adası avcılık derneği, adadaki martı avı gezilerini desteklemek için beyaz sarayı bir av köşkü olarak tutmaya devam etmektedir.

    dışarıdan cennet gibi bir sığınak olarak görünse de evde elektrik, su veya tesisat bulunmamaktadır. ancak yağmur suyu ile beslenen ve uzun av günü ardından bir ihtiyaç olan saunası bulunmaktadır.

    ada gizemli bir milyarderin ya da bir müzik efsanesinin evi olmasa da kuş yaşamı için cennet olmaya devam etmektedir. adada yaşayan birçok martıya ek olarak ada, fırtına kuşları ve diğer deniz kuşları için de önemli bir yuvalama alanıdır.

    kaynak

  • öncelikle feyyaz şive komedisi falan yapmıyor. feyyaz'ın iyi olduğu konu durum komedisi bölümü, deadpan humour ana bilim dalıdır. yani içinde bulunduğu saçmasapan ve absürt bir durum karşısında ciddi yüz ifadesiyle olayları ele alma komedisi. bunun geçmişteki en iyi temsilcisi buster keaton'dır ve eminim feyyaz'ın komedisini de etkilemiştir. ayrıca feyyaz'ı komik yapan diğer bir unsur da sahip olduğu fiziksel tip bence. adamın mizahı, ağzından dökülen kelimeler ve fiziksel özellikleri ile bir bütün oluşturuyor. "ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım" soru cümlesini ilkkan kursa komik olmaz ama işte yılmaz sorunca komik oluyor. feyyaz'ı komik ve absürt yapan şey "bak kutay, bugün sen arı olabil diye çok büyük bedeller ödendi" derken, bunu 6 yaşında bir çocuğa eğilip kararlı gözlerle ve tüm benliğiyle inanarak söylemesinde gizli.