hesabın var mı? giriş yap

  • yolsuzluktan istifa edilir mi be? milli iradeye saygisizlik yapmislar o millet sizi yolsuzluk yapin, hem calin hem calisin diye oraya getirdi!

    edit: yolsuzluk degilmis yeni versiyonu ekliyorum.

    sucsuz insanlar cezalandirildi diye istifa edilir me be? milli iradeye saygisizlik yapmislar. o millet sizi istedginiz gibi at kosturun, istediginizi cezalandirin, istediginize terorist muamelesi yapin diye oraya getirdi!

  • ulan 'bir alkış alabilir miyim?' dediğinde bilgisayar başında alkışladım. yazık günah. akşamüzeri akşamüzeri üzmüş adamdır.

  • ya yazmayayım yazmayayım diyorum da ...

    ulan, ''anadolu'nun kızı'' diye tekrar edip duruyor şarkıda, fotoğraflara bakıyorum ankara'nın ötesinde çekilmiş bir tane fotoğraf yok. çanakkale'de, anıtkabir'de vs. hepsi.

    hayır, emine ülker tarhan'ı anadolu kızı olmamakla suçlamıyorum, çünkü şu yüzyılda anadolu kızı olabilmesi için evvela ataerkil düzene boyun eğmiş, törelere adetlere biat ederek hayatını sürdüren evinin kadını çocuklarının anası olmaktan öte toplumsal bir rolü olmayan bir kadın olması gerekir.

    ama neydi sayın tarhan'ın chp'ye karşı argümanı, ''değerlerden vazgeçtiniz, cumhuriyet'e ihanet ettiniz, altı ok bu değil''.

    ee ablam ? ne ayak ? anadolu'yu düşürmüyorsun ağzından ama ? parti kurunca mı anladın, türkiye'nin 'her kesiminden' ve büyük çoğunluğu olan 'anadolu'dan oy alman gerektiğini.

    cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında partinin çalışmalarını baltalarken de aklına gelseydi keşke bunlar.

  • uzun vade üzerine bir argümandır.

    küresel ısınmanın insanlık için oldukça faydalı bir şey olduğunu düşünüyorum. evrimsel olarak bakıldığında türler kendilerini tehdit edecek çevresel faktörlere maruz kalmadıkça gelişim ve değişimleri gereksizdir. türlerin çevreye adapte olma veya çevreyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etme zorunluluğu yalnızca çevresel faktörlerin değişimi ile mümkündür.

    eğer çevre şartları uzunca bir süre değişmezse insanlar değişen şartlar sebebiyle çevreyi manipüle etmeyi öğrenmek zorunda kalmazlar. böylelikle oldukları yerde sayarlar ve ani bir çevresel değişiklikte topluca yok olurlar.

    örneğin dinozorlar milyonlarca yıl boyunca çevreye en adapte tür olarak yaşadılar ancak insanların aksine dinozorlar doğal şartlar tarafından çevreyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle edebilecek şekilde evrimleştirilmedikleri için aniden yaşanan bir çevresel değişiklikte neredeyse yok oldular. insanları çevreyi günümüzde olduğundan daha iyi manipüle etmeye zorlayacak çevresel değişimler yaşanmadığı müddetçe durum insanlar için de de konusu.

    eğer yüz yıl önceki petrol ve enerji tüketim istatistiklerince yapılan tahminlerine bakarsanız o zamanlar insanlık mevcut petrol kaynaklarının 2000 yılına varmadan tükeneceğini öngördüklerini görürsünüz.

    ancak bu denli önemli bir enerji kaynağının tükenmesi riski insanları böyle bir ihtimale karşı önlem alma zorunluluğu ile karşı karşıya getirmiş ve bilimsel çalışmalar desteklenerek petrol kullanımının çok daha verimli bir hale getirmesi bu riski atlatmamızı sağlamıştır.

    bugünkü küresel ısınma tehlikesi de o yıllardaki gibi zorluklarla beraber bu zorluklara çözüm bulma arayışını beraberinde getirdiği için insanlık bu alanda araştırma ve geliştirme yapmak ve ilerleme kat etmek zorundadır.

    küresel ısınmanın çözümü için kimya, fizik, coğrafya, meteoroloji ve jeomühendislik gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmalar bu bilim kollarının araştırma yaptıkları alanlarda normalden çok daha hızlı ilerleme kaydetmelerini sağlar. ancak küresel ısınma hiç ortaya çıkmasa bu konuda hiçbir sorunla karşılaşılmadığı için çözüm uğraşı da ortaya çıkmaz.

    bu noktada " tamam da küresel ısınma olmasın biz de yavaş yavaş gelişelim işte ne olacak" diyenler olacaktır.

    insanlığın yavaş yavaş gelişmesi gibi bir seçenek yok arkadaşlar. böyle bir seçenek yok çünkü başımıza ne iş geleceğini bilmiyoruz. şimdiye dek yaşam tarihinde meydana gelmiş 5 büyük toplu yok oluş vardır ->görsel

    haritada görebileceğiniz gibi bu toplu yok oluşlar ani atmosfer değişimi, volkan patlaması ve asteroid çarpması gibi görünürde hiçbir şey yokken meydana gelmiş ve yaşama çok ağır darbeler indirmiş olaylardır. şu videonun 5:40 sonrasını izlerseniz mesela şu an dünya üzerinde patlaması mümkün ve yakın olan, ne zaman patlayacağını bilmediğimiz ve patladığında küresel ısınmayı devede kulak bırakacak derecede felaketle sonuçlanacak süper volkanlar olduğunu görürsünüz.

    şimdi bir katilin sizi 7 gün içerisinde öldürmeye çalışacağını bildiğinizi, ancak hangi gün öldüreceği konusunda bilgi sahibi olmadığınızı varsayın. mantıklı olan ilk günden kendinizi savunabilmek için gerekli tedbirler almaya başlamak mıdır yoksa 7. günü bekleyip 7. güne gelindiğinde bir şeyler yapmaya çalışmak mıdır?

    bu senaryoda küresel ısınmayı size katile karşı kendinizi koruyabilmeniz için "oğlum bak kendine gel senin kendini korumayı öğrenmen lazım yoksa öleceksin " diyen arkadaşınız olarak hayal edebilirsiniz.

    daha iyi anlaşılabilmesi için görsel -> görsel

    bu arkadaşa örnek olarak, şu videoda özetlenen araştırmaların ve bilgilerin ortaya çıkışlarının sebebinin başlı başına küresel ısınma olduğunu ve eğer küresel ısınma olmasaydı hiçbiri ile meşgul olma ihtiyacı duymayacağımızı tahmin edebilirsiniz. bu alanlarda araştırma yapılması ve araştırmaların başarılı olması durumunda atmosfer ve kimyası hakkında çok daha geniş bilgi ve eylem kapasitesine sahip olacağımızdan, yok olma ihtimalimizi uzun soluklu süreçte azaltmış ve belki de çok daha tehlikeli felaketlere karşı hazırlanma imkanı bulmuş olacağız.

    sonuç olarak küresel ısınmayı önleme çabamız sayesinde edindiğimiz teknolojiler ve bilgiler ile bu duruma karşı hazırlanma olanağımız da artar.

    hayatta kalabilmek için zorlukları yok etmek mantığı tutarsızdır, çünkü hayatta kalmak için zorluklar elzemdir. zorlukları önlemek veya yok etmek değil, onların üstesinden gelmek için çabalamak gelişime ön ayak olur.

    yani küresel ısınma problemini çözmek isteyenler " ne yapmazsak küresel ısınma olmaz" düşünce biçimini bir kenara bırakıp "ne yaparsak küresel ısınma bize zarar veremez" düşünce biçimini benimsemelidir.

  • yeni bir twitter hashtagi.

    akp partizanı.. checked
    twitter kapanmasına onay veriyor.. checked
    twitter kullanıyor.. checked

  • ya ilkokul çağındaydım, ya da öncesinde.. o sıralar işte, tv'de bir çizgi film vardı. hiçbir şeyini hatırlamıyorum çizgi filmin, bir sahnesi hariç. bir yerinde küçük bir çocuk, koalalardan bahsediyordu, artık koala mı görmüştü neydi bilmiyorum, onu dinleyen yetişkinler de şey diyordu "ama küçük hanım, koalaların nesli yıllar önce tükendi".

    bu sahneyi hatırlıyor olmamın sebebi, tahmin edersiniz ki aslında koalaların neslinin tükenmemiş olması. tv'de ilk defa koala gördüğümde şaşırmış, "koalaların nesli tükenmemiş miydi ya" demiştim. hatta büyük olasılıkla ilk gördüğüm anda kafamda yer etmiş bu "nesli tükendi" bilgisi galip gelmiş, kanlı canlı bir koalayı görmüş olmama rağmen koalaların artık yaşamıyor olduğunu düşünmeye devam etmiştim.

    daha sonra yine gördüğümde yine şaşırmıştım. seyrettiğim çizgi filmin gelecekte geçen bir hikayeyi anlattığı, ve o hayali gelecekte koalaların neslinin tükenmiş olduğunu sonradan çözdüm tabi ama koala gördükçe şaşırmaya devam ettim sürekli. peki bu şaşırmam ne kadar sürdü dersiniz..

    şu an 39 yaşıma geldim, hala her koala gördüğüm, her koala lafı duyduğumda aklıma hep o çizgi film ve o sayede edindiğim "nesilleri tükendi" bilgisi gelir. otuz sene geçti aradan ve hala taaaaaaaaaa o gün aklıma girmiş bilgiyi tamamen silemedim. ilk yıllarda daha şiddetliydi bu, sanki reddedersem bütün kabullerimin sarsılacağı bir bilgiydi bu ve beynim direnç gösteriyordu bu yeni bilgiye.

    koalaların yaşayıp yaşamadığı bilgisi dini inanç değil, ideoloji değil, hayatını şekillendirmek için temel aldığın ve onun üstüne kat çıktığın bir bilgi değil.. ama otuz sene önce tek bir sahne, hepi topu birkaç saniye sürmüş bir çizgi film anısı beni otuz senedir kovalar durur. bunu bağlayacağım yere gelelim şimdi..

    birkaç saniye, ya da tek bir sahneyle değil, çocukken sürekli olarak, defalarca, tekrar tekrar kafanıza kakılmış bilgileri düşünün. dini inançlarınızı, ilkokul tarih/türkçe/sosyal bilgiler kitaplarınızda her sayfada sizi, sizden kabul ettikleriniz dışında sayılan bütün insanlara düşman etmeye şartlayan, dört başı mamur bir ırkçı yaratmaya çalışan fikirleri düşünün. duyduğunuz ezanların sayısını, kafirleri öbür dünyada nelerin beklediğini, milli kahraman/önderlerinizin ne kadar muhteşem insanlar olup, her şeyinizi onlara borçlu olduğunuzu, bayrağınızı bayrak yapanın kan olduğunun kaç defa tekrar edildiğini ve bilumum ırkçı/dinci hezeyanları.

    bazen rastlıyorum, bugün savunduğunuz fikirleri "evet tamam küçükken empoze etmiş olabilirler ama zaten doğru fikirler bunlar, şu an gelişmiş zihnimle tekrar değerlendirdiğimde iyi ki öğretmişler diyorum" diyenler çıkıyor. o zaman soruyorum işte,

    otuz sene önce bir çizgi filmde "koalaların nesli tükendi" lafını duydum diye yıllarca, defalarca tersinin kanıtı önüme çıktığı halde bu yeni bilgiyi kabul etmeye zorlandı benim zihnim, siz gerçekten bugünkü aklınızın saf ve bozulmamış olduğuna emin misiniz.. yıllarca beyninize enjekte edilmiş bütün o hezeyanların, tersine dair kanıtları gözünüze sunulduğunda ağzınızdan çıkan "sütü bozuk, vatan haini, terörist vs" laflarının altında gerçekten de böyle dediklerinizin böyle olması mı yatıyor, yoksa aslında sadece beyniniz yeni bilgiye karşı direnç mi gösteriyor.

    insan vücudundaki kusurlara girer mi bu bilmiyorum. sonuçta bilgiyi depolama şeklimiz de fizyolojimiz dahilinde olduğuna göre girer diyelim. çocukken öğretilen (ki ona beyin yıkama deniyor) bilgileri yıllarca inkar edemeyen, yanlış olsa bile sıkı sıkı sarılan basit bir canlıyız biz.

    ve bunları yazdığım yer artık sadece bu insanlarla dolu. hepimiz child abuse kurbanlarıyız aslında. n'apalım.. bunu mümkün kılan bir türüz biz.