hesabın var mı? giriş yap

  • tarih, haziran 2012. yer, istanbul veliefendi hipodromu...

    dalamar kişisi arkadaşları ile 86. gazi koşusunu izlemek için yollara düşmüş, bülteni elinde, kuponu cebinde, hayalleri aklının bir köşesinde hipodroma varmıştır. güneşin altında uzun bir yürüyüşten sonra tribünün önüne gelmiş ve basamakları artık nefes nefese çıkmaktadır. o sırada telefonu çalar, arayan babadır. diyalog şu şekilde gelişir:

    dalamar: alo?
    baba:...
    d: baba?
    b: oğlum? nerdesin sen? arkadan gelen o sesler ne?
    d: hipodromdayım baba, kalabalık burası.
    b: kaçıncı oldun?
    d: efendim?
    b: ne bileyim lan, nefes nefese açtın telefonu, seni koşturdular sandım.
    d: ...

    böyle bir adamdır kendisi...

  • evinize alın!
    gelinlik kızınız varsa verin, bekar oğlunuz varsa everin
    kendi içinizde çözün. bizi karıştırmayın.

  • tam hali "içinde içki olduğu anlaşılmasın diye verilen siyah poşet"tir.

    içki görünmesin diye siyah poşet verilir, siyah poşet görülünce de içinde içki olduğu anlaşılır. böyle de bi paradokstur.

    bu ikilemi on dakika kadar düşününce insanın kafasında, en az o poşet kadar kara bir delik açılabilir.

  • 2008 yılında abd'deydim. çinli bir arkadaşa 5 lira gösterdim. kaç dolar ettiğini sordu ben de aşağı yukarı 4 dolar ediyor dedim. adam hayranlıkla vay be bizde 1 dolar 50 bin yuan ediyor demişti.

    edit: 1 dolar o zamanlar 7 yuan falandı diye yazanlar olmuş. baktım cidden öyleymiş. olayı çok net hatırlamama rağmen hangi para birimininden bahsediyordu tam hatırlayamıyorum. eleman çinliydi ama hong kong veya tayvandan gelmiş de olabilir.

  • cam diyorum. kumu, soda ve kireçle karıştırıp, 1000 dereceden daha yüksek bir sıcaklıkta eriterek bir karışım elde ediyorsun. sen nasıl bir kralsın arkadaş.

    limited edition : debe listesine 1.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • -seni kimseyle aldattım mı, hırsızlık mı yaptım, ayyaşlık mı ettim?
    +hayır asla
    -sahneye çıkıp komiklik yaptım diye mi beni boşadın?

    +hayır sadece o değil, oyunda teknik aksaklıklar da vardı.

  • tuzlama işleminin bebeği 2 kilo billur tuz'a bandırmak olduğunu sananların hezeyanı.

    ben geçmiş deneyimlere inanırım. bebeği doktorlara danışarak büyütmek son 20 yılın olayı. milyonlarca yıldır kadınlar çocuk doğuruyor ve çocuk bakımında genellikle en eski yöntemler işe yarıyor.

    bebek tuzlama olayı işlem görmemiş doğal okyanus tuzunun bir miktar memba suyuna karıştırılmasıyla yapılır. bir miktar tuz bir miktar suyla karıştırılır, bebeğin kokması olası yerlerine sürülür, azıcık beklenir ve yıkanır.

    ben sadece adet yerini bulsun diye yapmıştım ancak bir yaz bebeği olan kızımın bebeklere özgü (aslında çok da sevimli bir koku) oluşan ter kokusunu anında kesti. anlatsalar inanmam.

    su, bebeğe içirilmediği için dehidratasyondan ölme durumu yoktur. ha dediğim gibi sen bebeği 2 kilo tuzun içine yatıracak kadar gerizekalıysan onu bilemem.

  • en sevdiğim kutu oyunudur, hastasıyım. bu vesileyle brass'a yeni başlayacaklar için bir şeyler yazmak istedim çünkü oyun başlarda göz korkutucu olabiliyor ve ilk birkaç oyunda yapılan acemi hataları insanı oyundan soğutabiliyor. işte yabancı board game sitelerinden çevirdiğim ve kendimce eklemeler yaptığım bir yazı, buyrun...

    brass: birmingham, selefi brass: lancashire'a göre daha az cezalandırıcı. daha fazla endüstri ve daha geniş seçenek yelpazesi sayesinde, erkenden takılıp kalmanız veya ölümcül bir hata yapmanız pek olası değil. ancak bu daha yumuşak yaklaşım aynı zamanda neyi yanlış yaptığımızı bilmemizi de zorlaştırıyor.

    çok fazla kömür madeni inşa etmek, daha düşük seviyeli sanayileri develop etmemek ve birayı önemsememek yeni başlayanların en sık yaptığı hatalardan bazıları. bunların neden yaygın olarak yapılan yanlış adımlar olduğunu ve bunlardan nasıl kaçınılabileceğini açıklıyorum.

    çok fazla kömür

    belki kaynak kübü yerleştirmenin çekiciliğinden veya anlaşılması kolay olmasından kaynaklanıyor olabilir, ancak yeni başlayanlar çok fazla kömür madeni inşa ediyor. kömür, erkenden alınan borçların telafisinde faydalı olabilecek güçlü bir gelir artışı (income) sağlıyor, evet ancak puan getirisi az ve dominant strateji olarak ona güvenemezsiniz.

    kömür en fazla bir destek endüstrisi olarak mantıklı... ucuz, demiryolu çapında (rail era) demiryolu döşemek için gerekli ve pamuk fabrikalarının maliyetini düşürmenin iyi bir yolu, kabul... ama haritaya kömür madeni inşa edince onu diğer oyuncuların kullanımına da sunacağınızı unutmayın. bu hareket, onların sizin kömürlerinizi kullanarak kendi endüstrilerini daha rahat kurması ihtimalini yükseltiyor; bu da onlara sizin madeninizden daha fazla puan kazandıracaktır.

    yeni başlayanlar, demiryolu çağında diğer oyunculara kömür sağlama konusunda da dikkatli olmalı. kömür madeni pullarının ters çevrilmesinden elde edilen ekstra gelir çoğunlukla önemsiz, ucuz kömür ise ray döşemek için kritik öneme sahip. başkalarının demiryolu baronu olmak için ihtiyaç duyduğu kömürü sağlama tuzağına düşmeyin. ikinci çağda kömür inşa etmenin temel faydası, kömür marketinin boş olması halinde nakitteki büyük artıştır. (çünkü kurduğunuz kömür madeni, markete bağlıysa kurar kurmaz satmak zorundasınız, biliyorsunuz.)

    son olarak, ilk madeninizi redditch'e kurmayın. bu şehir aslında birmingham'a kanalla bağlı değil, yani kanal çağında biri buraya kanal yolu kurarak ulaşamaz. her iki tarafta da şehir yerine bir market var, dolayısıyla kimsenin sizin kömürünüzü harcaması pek mümkün değil. oyunun ilk döneminde şehir başına yalnızca bir endüstri inşa edebileceğinizi, dolayısıyla redditch'e hem kömür madeni hem de demir fabrikasını inşa edemeyeceğinizi unutmayın.

    bira yeterli değil

    oyuna yeni başlayanlar biraya olması gerektiği kadar değer verme eğiliminde değiller. bira fabrikaları oyundaki en önemli endüstrilerden biri. satabilmek için bira isteyen fabrika pullarını (pamuk, manifatura ve çömlek) çevirmek ve tek bir hareketle iki demiryolu inşa etmek için gerekli bir endüstri tipi. bu yeterli değilse bile kendi başlarına son derece verimliler yine de.

    maliyetlerini ve değerlerini diğer endüstrilerle karşılaştırın: neredeyse aynı puanı veriyorlar ancak çok daha ucuzlar, kömür yerine demir gerektirirler (yani demire yolla bağlı olmak zorunda değilsiniz) ve ters çevrilmesi için bir satış işlemi gerektirmiyorlar. bunları kullanmak için bira fabrikalarınıza bağlı olmanıza bile gerek yok... biranızı uçurabiliyorsunuz neticede!

    rakiplerinizden mümkün olduğunca çok bira almaya çalışın. evet, onlara yardım ediyorsunuz ama siz almazsanız başkası alacak. oyun boyunca sınırlı miktarda bira var ve her zaman daha fazlasını kullanabilirsiniz. benzer şekilde, bira fıçısı kullanabilecek gibiyseniz eğer, o zaman kendi bira fabrikalarınızı kurmaya mutlaka çalışın.

    yine de diğer sektörlere yatırım yapmayı unutmamak lazım tabi. tüm oyuncular pastadan payına düşeni aldığında, tek başına bira konusunda üstünlük sağlamak zor olacaktır. ve iyi demiryolu bağlantıları kuruduğunda, pamuk fabrikaları, manifaturalar ve çömlekler, biranızı tüketmenin en iyi yolu olacak. unutmayın, tüccar pulu kullanırsanız bu pulların verdiği bedava biralar, size bonus veriyor. fırsatı boşa harcamayın.

    development (geliştirme)

    development, brass'ta en az önemsenen eylemdir. özellikle oyunun ne kadar aksiyon dolu olduğu göz önüne alındığında, düşük dereceli endüstrileri kaldırmanın neden faydalı olacağı hemen belli değil. oyunun çeşitli noktalarında endüstrileri develop etmenin özellikle önemli iki nedeni olduğuna inanıyorum.

    birincisi develop, kanal çağında daha üst seviye fabrikaları kurmanıza olanak sağlıyor. demiryolu çağında çömlek harici 1. seviye fabrikaları kuramayacağınız için onlardan erkenden kurtulmak, 2. seviye veya daha yüksek bir fabrikaların iki kat puan vermesini sağlar. çünkü 2. ve daha üst seviye bir fabrikanın puanını hem kanal çağında hem de demiryolu çağında alırsınız. her pamuk veya bira fabrikasından duble puan almak güçlü bir aksiyon ve aynı zamanda onların yüksek bağlantı değerlerinden bir kez daha yararlanmış olacaksınız...

    develop'un ikinci nedeni, daha yüksek seviyeli endüstrilerin eylem başına daha verimli olmasıdır. diğer oyunların aksine, brass'taki ana sınırlama para ya da kartlar değil, tüm planlarımızı gerçekleştirmek için yeterli zamana sahip olmak. maliyetteki artış gözle görülür olsa da, uzun vadeli verimlilik masrafa değer.

    develop'un dezavantajı ise demir tüketmek. diğer oyunculara iyi bir çelik fabrikası inşa etme ve öne çıkma fırsatını vermemek zor. yine de endüstrileri erkenden geliştirmezseniz pişman olacaksınız: demiryolu çağında belirli endüstrilerin inşa edilememesi kısıtlayıcı olabiliyor, onları geç vakitte develop etmeye uğraşmak size zaman kaybettirecektir...

    demiryolları

    bir demiryolu bağlantısının değeri nadiren 4 puanın altındadır ve çoğu zaman 8 puana kadar çıkabilir. double railroad (çift demiryolu) hareketi yaparsak genellikle, oyuncu sıralamasında bir sonraki tur geri düşsek veya kredi almak zorunda kalsak bile, çılgın miktarda verimlilik elde ederiz. uttoxetter, worcester ve birmingham özellikle güçlü noktalar. demiryollarının gücünün, çok daha düşük puan aralığına sahip olan kanalları kapsamadığını unutmayın.

    brass lancashire'da double railroad hareketi biraz fazla güçlüydü. hatta o oyunda yapabileceğiniz en güçlü hamleydi ve hala b. birmingham'daki en iyi hamlelerden de biri. biranın ek maliyeti bile bu verimliliğin gücünü azaltmıyor pek...

    pastadan bir parça almaktan korkmayın. haritadan bira alın veya kendinizinkini yerleştirin ve duble yol yapın. daha sonra eğer yapabiliyorsanız bir sonraki turda bunu tekrar yapın. tahtanın kilit alanlarına erişim sağlamak önemlidir, eninde sonunda iyi bağlantılar kaybolacak ve oyuncuların dikkatlerini sektörlere çevirmeleri gerekecek. tabii bunu yaparken boş kalma ihtimali yüksek şehirlerin etrafın yapmayın, yoksa bağlantı puanı alamazsınız.

    demiryolları inşa etmek o kadar önemli ki bu kadar sık kazanmamın ana sebebinin bu olduğuna inanıyorum. kanallara ve ilk endüstrilere rastlasanız bile, sıcak bir noktada yalnız kalmak veya diğer oyuncuların birasından yararlanmak kazanmak için yeterli olabilir. diğer oyuncularla rekabet etmeye çalışın ve maliyetleri abartı artana kadar raylar inşa etmeye devam edin.

    kaynak

    edit: bazı düzeltmeler

  • check in genellikle 1 saat önce kapanır çünkü:
    yolcu sayısı ve bagaj sayısı sabit hale getirilip, bagajların uçağın kargo bölümlerine nasıl yükleneceği hesaplanır. bu hesaplamalar, uçağın ağırlık merkezinin uygun limitlerde çıkması için gereklidir ve her uçuştan önce yapılması gereken legal işlemdir. uçak tam dolu değil ise yolcuların check in yaptıkları koltukları dahi değiştirmek durumunda kalabilirler ki ağırlık merkezini korumak adına dağılım düzgün yapılsın.

    bu hesaplamalar en son kaptan tarafından kontrol edilir ve gerekirse müdahale edilerek düzeltilir.

    bunların tamamı için zamana ihtiyaç vardır. çünkü bagajların yüklenmesi, gerekirse farklı kargo bölümüne alınması zaman alan bir işlemdir.

    geniş gövdeli yani çift koridorlu büyük uçaklarda yolcu sayısı daha fazla olduğu için ve boarding daha fazla vakit alacağı için boarding'in bir saat önceden başladığı bile olur. böyle durumlarda check in daha önceden kapatılabilir.

    dolayısıyla "uçak orada duruyor, daha kalkmadı ama beni almadılar." tamamen cahilce bir önermedir.

    sözlük yazarlarına saygılarımla...