hesabın var mı? giriş yap

  • bebekler hepimizin kıymetlisi fakat olay fazlasıyla mantıksız ilerlediği için ilk paragraftan sonrasını okumadım. içi dolu bir bezin yayacağı kokuyu düşünmeden, diğer insanlar rahatsız olur mu diye düşünmeden yolcu koltuğunda değiştirmeyi teklif edip red yiyince de gelip buraya yazan kişiye de denecek bir şey yok sanki.

  • ekmeğin arasına cips koyanı gördüm, muz koyanı gördüm, ekmeğin arasına ekmek koyanı gördüm ama asıl bombayı annem patlatıp hayatımın keşfini yaptı.

    ilkokuldayız. köyden taşımalı geldiğimiz için beslenme çantamız var. yumurta, peynir allah ne verdiyse yufka ekmeğin içine dürülüp konuluyo işte. bir gün öğretmenin oğlu evleri uzak olduğu için bizimle yemeye başladı öğle yemeğini. mis gibi bakkal ekmeğinin içine sürmüş annesi çikolatayı. yarısını bana verdi. lan o nasıl bir lezzet. aklım başımdan gitti. köylü çocuğuyuz böyle şeyler görmedik. neyse eve gidince anneme dedim babama söyle de bize çikolata alsın ekmeğime koy. babam almış garibim. aldığının ertesi beslenme çantamda çikolatalı ekmeğim okula gittim. öğleyi iple çekiyorum. neyse öğlen geldi. yufka ekmek nasıl dolgun, bir de ok gibi dimdik duruyo. dedim ki canım annem ne kadar sürdüyse ekmek zor almış. bi ısırdım çatırt diye bir ses. ama ağzıma çikolata tadı geliyo bir daha ısırdım yine çatırt diye bir ses. meğer babam çikolatalı gofret almış. annem de garibim ekmeğin arasına onu koymuş. deneyin güzel oluyo.

  • cumartesi sabahı erken bir saate "hadi moonstruck'a gidek" diye gittiğimiz, moonstruck'ın kapanıp yerine buranın açıldığını görünce üzülüp "e kahve içek bari" diye oturduğumuz yer..

    sabah erken bir saat olduğu için bizden başka kimse yoktu. siparişimi verdim "iki latte, bi kek, bi çiizkeyk.." adımı sordu. ukala ekşici bir piç olduğum için "bi kişi var zaten" dedim. neyin peşindesin mına koyim?

    siparişimi alıp masaya oturunca kasadaki çocuğun içime sokup çevirdiğini anladım:

    http://i.imgur.com/u7czz.jpg

    herif incici piç çıktı.

    inşallah bir gün bütün starbucks senin olur. ışığın hiç sönmezin, yıldızın parlasın.

  • zengin ile fakir'in en küçük ortak böleni coca cola , en büyük ortak böleni ıphone

  • marketlerde satılan şu 32'lik falan kocaman paketli tuvalet kağıtları var, onları satın alamıyorum. sanki her gören "oha lan, o nasıl bir sıçmak öyle" diye düşünecekmiş gibime geliyor, utanıyorum. ikililerden alıp çıkıyorum.

  • universiteden edindigi "ilk hafta yoklama olmuyor oglum, zaten hocalar da ders yapmiyor, ne gidicem okula yatarim evde oglene kadar." aliskanligindan kurtulamamis (zaten kolay da degil kurtulmasi en az 8 en fazla 14-15 egitim donemin ilk haftasini asmistir bu sekilde) yeni mezun arkadas dogal olarak "ilk hafta" olgusunu is yerleri icin de uygulayabilir. ama bu kisiler bilmez ki is hayatinin acimasiz dunyasinda "sen yeni basladin ise, ilk hafta gelmesen de olur, yoklama almiyoruz zaten" diye bir guzellik yoktur. is hayatinin acimasiz dunyasinda gunde 3'ten fazla tuvalete gitmek bile yoktur * benim guzel arkadasim.

  • tam da chp ve hdp zihniyetinin seçim beyannamelerini açıkladığı, chp'nin iyi bir rüzgar yakaladığı ve hatta koalisyonların gündeme geldiği bir dönemde başlaması ilginç operasyon. ha yok oranın adı uludere, yok bokdere diye tartışmak güzelse siz oradan devam edin ağalar.

  • telefonunu yer atması gözlerden kaçmamıştır.

    nice insanlar tanıyorum ki ; ekranı çizildi diye depresyona girip psikolağa giden, telefon yere düşerken onunla beraber uçuruma atlayan ve belki de telefonu için canını veren...

    helal olsun diyoruz...