hesabın var mı? giriş yap

  • her köşe başından kanlı bir cesedin çıkmayacağını,tavanlardan kan damlacıklarıyla beraber sarkan ölü dişilerin olmayacağını,ikide bir hen hen hen hen(bkz: korku filmi muzigi) diye bir melodinin ardından bıçaklı bir herifin hiyaa diye ortalığa atlamayacağını bildiğimden huzur içinde izleyip mutlu mutlu tırsmamı sağlamış film.

  • askerliğini izmir'de yapmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki göstermelik bir hadise değildir.
    çarşı izinlerim sırasında otobüse bindiğimde yerinden kalkan amcalar gördüm ben izmir'de
    manavın önünden geçerken meyve ikram edenler gördüm
    içtiğimiz çayın parasını almayan insanlar gördüm

    izmirin insanı askerini sever.
    izmirin insanı sıcakkanlıdır.
    vicdanlıdır.

  • hayatımda ilk kez bir tabela üniversitesinde bir dersin hakkıyla notlandırıldığını görüyorum. hocaya burdan tebriklerimi yolluyorum.

  • -iyi günler turkcell musteri hizmetleri ben hede nasil yardimci olabilirim?
    -iyi gunler hanfendi. burda bir turkcell vericisi var..
    -evet?
    -size girsin hehehoheoeh
    -size daha yakinmis beyefendi, bence size girsin
    -oeeh?

    bu diyalogu yapan bayan arkadasim hic istifini bozmadan diger cagrisini almistir.

  • tabii tüm bu tartışmaları yaparken tıp doktorunun 6 senede, 'herhangi bir bölümden doktorası olan adamın' ise minimum 10 senede doktor olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. tıp doktoru akademik doktordan daha alt bir ünvandır entelektüel emek ve seviye bakımından. ancak devam eder ve bilimsel çalışma yaparsa akademik doktor olabilir. yani bir akademik doktor kendini tıp doktoru olarak lanse etmeye çalışıyorsa (ki böyle bir dallamalık hiç duymadım) değerini aşağı çekiyordur. hatta bu yüzden tıp doktorunun tıp doktoruyum ya da hekimim ifadesini kullanması daha yerindedir. akademide doktor phd yapana denir.

  • öğretmen, öğrencisine;

    -fatih senin yaşındayken istanbul'u fethetti. peki sen ne yapıyorsun ? hala çocuk gibi şımarıp, oyun oynuyorsun.
    öğrenci: ama hocam, onun da hocası akşemseddin'di, der.

    bu kısa ve özlü hikayeden bihaber olan insan beyanatıdır.

  • bir gıdım empati duygusu olanın yapmayacağı bir eylemdir. seviyorsan, seviyorsa ilişkisini bitirsin, kimsenin söz verdiği birisini aldatmaya hakkı olamaz. bir kumru, bir saksağan kadar olamayacaksanız insanız demeyin...

  • covid19’a yakalanmış ve atlatmış biri olarak anlatıyorum. öncelikle amcamın yakalandığı haberini aldık, bu bizi oldukça sarstı. kendisi berber olduğu için mesleğini icra ederken kapmış olduğunu düşünüyorum. ardından amcamın eşi ve kayınvalidesi pozitif çıktı. bu sürece kadar zaten şahsi olarak hiçbir temasta bulunmamıştım ancak diğer amcam ve ailesi pozitif haberi alınmadan önce temasta bulunmuştular. velhasıl, diğer amcam ve eşi de pozitif çıkınca ben ve ailem de test yaptırdık ve negatif çıktı. ancak ertesi günlerde aynı çatı altında bulunduğumuz abim ve ailesi pozitif çıktı. ardından ablam ve ailesi de.. ancak ben ve annem babamda ağır bir belirti yoktu, yalnızca babamda öksürük vardı. ailede yeni pozitif sonuçlar arttıkça biz de tekrar test yaptırdık ve pozitif çıktı.

    sonraki süreçte evde karantina başladı, ilaç verilmedi. babamın öksürüğü devam etti, annemin bir gece ağır vücut ağrısı oldu, bende ise hiçbirşey olmadı. zaman geçtikçe babamın öksürüğü bitti, annem ile benim ise koku ve tat alma duygularımız sıfırlandı. yaklaşık on gün boyunca hiçbir şekilde koku ve tat alamadık. ateşimiz hiçbir zaman yükselmedi. zaman geçtikte annemle babamın aksine bende bir nefes darlığı oldu. ardından kalp çarpıntılarım ve nefes aldıkça bıçak saplanırcasına bir akciğer ağrısı başladı. yaşım 22 ve sigara hiçbir zaman kullanmadım, ancak covid19 bende bu tür bir etki bırakarak vücudumu terk etti. yavaş yavaş tat ve koku duygum geri geldi, şuan tamamen normale dönmüş durumda. ancak kalp çarpıntılarım ve akciğerimdeki hissettiğim rahatsızlık devam ediyor ve bunun için ayrıca doktora gideceğim. bu süreçte hiçbir şekilde ilaç kullanmadık, tek yaptığımız evde oturup karantina süresinin geçmesini beklemek oldu. tüm sülalemizde covid19’u geçirmeyen çok az kişi kaldı ve herbiri çok farklı şekilde yaşadı bu süreci. hastanede yatan da oldu, bizim gibi evde geçiren de. demem o ki şuan covid19 pozitif olup farkında dahi olmayabilirsiniz çünkü gerçekten günlük yaşantımızdaki ufak aksaklıklara bağlayabileceğimiz şeyler belirti olabiliyor aslında. düşünün ki mahallemizdeki 90 yaşında teyze bile bunu geçirdi ve atlattı. umarım herkesin birgün yaşayacağı bu süreci hafif atlatanlardan olursunuz :)

  • otelciydim.

    türkiye'de iptal edilemez geri iade edilmez olarak yaptırdığınız rezervasyonları kullanmazsanız (bkz: no show) ve rezervasyon yapılan otel kredi kartından ödeme almışsa kredi kartının ait olduğu bankaya kullanım itirazı yapıp paranızı geri alabilirsiniz.

    bu tür durumlarda bankalar otellerden konaklama esnasında doldurulan kayıt formunu isterler kullanım olmadığı için de parayı iade ederler. promosyon, iptal edilemez rezervasyon, indirim dinlemezler.

    edit: 12 yıldır sözlükte yazarım, evveliyatında da sağlam bir okurdum ama en fazla reaksiyon aldığım entry bu oldu, gelen sorularla kendimden bile şüphe ettim ve gelen mesajlar için genel bir açıklama yapayım dedim:

    1-kredi kartınızdan ödemenin direkt olarak otel tarafından alınması gerek, ödeme olarak bazı online acentalar müşterilerinden ödemeyi alıp, komisyonu düşülecek şekilde otele bir virtual kredi kartı tanımlarlar ya da cari olarak çalışıp ödemeyi sonra yaparlar. bu tür durumlarda muhatap acente olduğundan bu konu ile ilgili bir acentacıdan bilgi almak doğru olur. yine de ödeme direkt otel tarafından alınmışsa prosedür entrydeki gibidir. en azından kasım 2019'a kadar.
    2-uçak biletleriyle ilgili bilgim yok.

  • "toyota, otomobil sektöründe önemli bir karara imza atarak togg, tesla ve mercedes'in ardından bayilik sistemini iptal edip online satışa yönelme kararı aldı."

    onursuz, ahlaksız güruhun fırsat kapılarının şiddetle kapanış sesini duyuyor musunuz siz de sevgili yazarlar...