ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
e-sigara
-
günde 3 paket kırmızı uzun marlboro (yooo tırcı değil babam) içen babamla hayatında tek dal sigara içmemiş sporcu kişilik kardeşimin arasında geçen konuşmanın öznesi olmuş sigara.
- baba elektronik sigara alayım sana ondan iç bari.
- zararlıymış kanser yapıyomuş onlar!
- %+&/()()?? nasıl ya?
- sanane ulan. canım elektrik içmek istese gider trafo yalarım. sanane.
hangi cevabına gülsem bilemedim. aahhahaajhfa.
günseli kato'nun kolyesi
-
günseli kato'nun katıldığı bir televizyon programında taktığı, biraz dikkatli bakıldığında kolaylıkla görülebilen kolyedir.
http://i.imgur.com/nmvgcxx.jpg
bu da videosu
edit: link uçmuş. düzeltildi.
yeni akit'in israil yardım ekibi haberi
-
iğrenç pislikler, saf kötülükler adamlar kalkıp ülkene gelmiş vatandaşını enkazdan çıkartmış yardım etmiş teşekkür edeceğine dediği şeye bak yaratıkların. bunların cenazesine kefen dikeni de su vereni de arkalarından bir gram iyi şey diyeninde , bu tuvalet kağıdıyla kıçını silenin de yüzü gülmesin.
yaran fıkralar
-
tel sesi.....
-alo buyrun?
-emel hanim?
-evet efem buyrun.
-emel karakas di mi??
-evet efem.
-hanfendi, burasi ... laboratuvari. esinizin test sonucu geldi ancak ayni isimde bir beyin daha sonucu var elimde ve acik konusmak gerekirse hangisi daha kotu bilemiyorum!!!
-ne demek istiyorsunuz?
-valla biri alzaymer digeri eyds!
-bi daha yaptirsak testi?
-hanfendi biliyorsunuz bunlar pahalli testler,sigorta odemez ikinci testi!
-n'apcaz o zaman?
-bakin biz burada dusunduk soyle bi fikir geldi aklimiza:
kocanizi bindirin arabaya, sehrin ortasinda biyerde birakin...
evi bulursa sakin bi daha onla yatmayin!!
pınar tremblay
-
son zamanlarda denk geldiğim en cringe işlerden birine imza atan kadın. vedat milor ile olan tartışmasını nasıl erkek egemen topluma bağladı anlamadım. kafayı yemiş sanırım.
what ali wore
-
zevk sahibi bir türk erkeği'nin her yaşta ne kadar şık olunabileceğini gösterdiği fotoğraf çalışması. arada uçmuş birkaç kombin var ama çok görmüyoruz ali amca'ya.
favorilerim:
http://alioutfit.tumblr.com/image/35395323473
http://alioutfit.tumblr.com/image/33706286002
http://alioutfit.tumblr.com/image/32061844049
http://alioutfit.tumblr.com/image/32055677134
yaran okul müdürü sözleri
dolmabahçe sarayındaki altın vazoların kaybolması
-
yazar burada başlığı ''kaybolması'' şeklinde açarak kendisine açılabilecek davaları ustaca bertaraf etmiş, tebrix. eee türkiye'de yaşamak için adapte olmak şart.
saate 50 bin tl vermek
-
soru hatali.
"saate bu kadar para verilir mi?" diye değil,
"ben bu saate bu kadar para verebilir miyim?" diye soracaksın. onu da buradaki aç köpeklere değil, kendine soracaksın..
merhaba poğaçacı
-
bu hafta twitter'da sıkça paylaşılan bir belgesel mizansenidir. gerçekten de orhan pamuk bu şekilde seslenirken aklınıza gelen şeyler şunlar oluyor; ilk kez mi sokaktan poğaça alıyor, bu basit kültürü ne kadar biliyor, orhan pamuk bir robot mu? kendisinin günlük dile hakimiyeti de sorgulanabilir tabi ki, ancak dikkat edilirse farklı poğaçaları farklı kağıtlara sarmasını istiyor esnaftan, adam da şaşırıyor tabi, sarmaya başladığı sırada da orhan elindeki poğaçanın zaten yarısını yiyor. bu sırada bir cut var, orhan bunlar sizin üretiminiz mi tarzı bir şey de soruyor muhtemelen; arkadan konuşan narragator da "even a dirty vender" gibisinden bir şeyler geveliyor. ciddi bir anlamsızlıklar ve komedi silsilesi mevcut bu olayda.
farklı poğaçaları farklı kağıtlara sardırıp (adeta bir pastane, restoran mantığıyla) poğaçaları seyyar satıcının kendisinin ürettiğini düşünen bir yazar barındıran videodur. böyle bir durumda da sessiz ev, masumiyet müzesi gibi halkın da bir şekilde yer bulduğu romanları orhan pamuk cidden uzaktan sırf kitap için mi gözlemleyip aktardı acaba diye sorduruyor insana..
ali ağaoğlu'nun hürriyet gazetesine verdiği ilan
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı
-
istanbul'da öğrenci evindeyiz, her nasılsa annem de bize gelmiş, kız arkadaşım da var. hep beraber izlemiş, sonrasında sokaklara dökülmüştük. maça dair birçok detayı unutmuşum... demin biraz nostalji yapayım dedim, uzun özetini izledim.
adams denen şerefsiz, uzatmalarda 3 defa hagi'nin yüzüne dirsek atıyor, hagi de sinirlenip dirseğiyle adams'ın sırtına vuruyor. sonuç; adams sarı, hagi kırmızı görüyor. adams'ın yaptıklarına çok sinirlendim. resmen tekme tokat dövmüş hagi'yi...
bu adaletsizlik sonucu 10 kişi kalmamıza rağmen kupayı kazanmak çok güzel bir kapak olmuş hakeme.
bütün arsenal savunması ofsayt diye durduğunda arif ve hakan kaleciyle başbaşa kalıyorlar, arif belki de pozisyon ofsayt sandığı için ciddiyetsiz bir şekilde topu auta vuruyor. aradan 15 sene geçmesine rağmen hayıflandım lan.
hakan şükür çok güzel top oynuyor. alıyor basıyor top dağıtıyor koşuyor. şimdi burak'ı düşündüm de... neyse o konuyu geçelim.
capone yağ gibi akıyor. nasıl ve nerden bulmuşuz lan bu adamı...
fatih terim henüz italya görmemiş, o yüzden biraz daha türk gibi. saçları kıvır kıvır, ceketi bol geliyor, gömleği çıkmış filan...
ümit davala canavar gibi...
arsenal'in kadrosu da efsane..
bizimkilerin 10 kişi kalmışken bile yaldır yaldır oynayıp pres yapması, arsenal'in boş kaleye top yollayamaması, son dakikada armut kafalı thierry henry'in kafa topunu taffarel'in doksandan çıkarması , bülent korkmaz'ın omzundan sakatlanıp saha ortasında kolunu bedenine sardırması, hakemin bu işlem esnasında bülent'i saha dışına göndermek istemesi, bülent'in son dakikalarda bir kolu bedenine yapışık oynaması, yine son dakikada kullandığımız frikik topunda ümit davala'nın "ya hak" deyip 80 metreden kaleye abanması, kalecinin topu tutmasıyla son düdüğün çalması ve maçın penaltılara gitmesi.
bizim çocukların penaltıları şiir gibi kullanması, özellikle hakan'ın 90'a takması. arsenal'in topu direğe nişanlaması, ve en sonunda "haydi popescu haydi oğlum" nidalarıyla gelen zafer... herkesin gözyaşlarına boğulması. her şey kusursuz, her şey mükemmel..
istanbul'da serçe kalmaması
-
kendilerine istanbul sokaklarını dar eden başta kediler, kargalar ve martılar yüzünden daha tenha bölgelere çekildikleri için yaşanan durum.
tabii bunun asıl sorumlusu da her köşe başına kediler için yiyecek bırakan hayvan severler. (serçeleri sevmiyorlar ama?!)
bol yiyecek bulan kediler, üredikçe ürüyor. onların yiyip bitiremediği mamaları kargalar ve martılar yiyor. onlar da çoğalıyor. ufacık boylarıyla serçelerin bunlarla baş etmesi olanaksız.
o yüzden gece 3'te o sivrisineğin vızıldamasıyla uykundan uyanıyorsun.
tropik bölge sineklerinin çoğalmasıyla bu sorunu daha da derinden hissedeceğiz.