hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: basliklarini engelle)

    öncelikle ekşi’de cübbeli ahmet hoca’yı temiz bir din adamı olarak ciddiye alan çok insan bulunduğunu sanmıyorum. ayrıca 31 mart seçimindeki şaibe ve skandallar silsilelerini lütfen açıkla trol yavrusu, ysk gerekçesinde bunlara pek değinmemiş de!

  • zamanında phil jackson lakers'ın başındayken açıklık getirdiği bir versus.

    kobe'nin oyunundan memnun olmayan jakcson, molada sinirle kobe'ye ne yapması gerektiğini söyleyecekken ''ben jordan'a hiçbir zaman ne yapması gerektiğini söylemedim ama sana söylüyorum'' dediği bilinir.

  • eminönü, kadıköy, bağdat caddesi gibi yerlerde 3 bin lira kirayla büfe işletenleri ortaya çıkarmış olay.

    bugüne kadar bu millete ne kadar kayıp yaşattıklarını siz hesap edin.

  • kadın-erkek ilişkilerine dair kafamda son zamanlarda bir soru işareti var. kadınlar neden ilişkide bekleyen taraf oluyor? sürpriz bekler, hediye bekler, ilgi bekler vs. erkek ne kadar verirse versin hep "az yapıyor" oluyorken kadın 1-2 kez yapsa "çok sürprizli" olabiliyor. bunun mantığını bilen, anlayan beri gelsin.

  • yaptığım iş turizm üzerine olunca pandemide durmak zorunda kaldık. düzeldi, düzelecek derken 800 bin tl alacağımı tahsil edemeden 7 ay içinde battım. sağolsun bankalarda borç borç deyince evi arabayı sattım borçları ödedim üzerimde sadece 4 bin tl para kaldı :)) bu parayla ne yapılır derken zaten yok zaten yok hep hevesim olan ahşapla uğraşayim dedim. ufak bir kaç malzeme aldıktan sonra ya şunu da alayım bunu da alayım diye diye eldeki bütün parayıda gerekli malzemeler için harcadım ve bir arkadaşımın boş olan dükkanında öyle kendi halimde takılıp askılık, lambader derken evime ve arkadaşlarıma ufak tefek ahşap ürünler yapmaya başladim. bir ay sonra evine askılık yaptığım bir arkadaşım arayıp "nogi, bir arkadaşım var iç mimar senin yaptığın ürünleri gösterdim çok beğendi birkaç ürün istiyor yapabilir misin? diye sordu. uzatmayayım onun istediği ürünleri yaptıktan sonra bir arkadaşı daha arayıp bizede böyle bir ürün lazım yapabilir misiniz acaba ? diye aradı. bunu da yapayım bunu da yapabilirim derken ufak ufak iş yapmaya başladım.bir kaç aya kalmadı işi baya baya profesyonelliğe döktüm. hayat o kadar garip ki tam bittim dediğin anda karşına yeniden mücadele etmen için bir olay çıkarıyor. sanırım orada pes etmeden tekrar başlayabilmek önemli ve bende öyle yaptım. bir matkap bir ufak testere ile başladığım bu işte 120 m2 bir atölye açtım. içimdeki duygu o kadar acayip ki anlatamam. e bundan bize ne derseniz haklı olarak sadece paylaşmak istedim. olur da yolunuz düşerse bir kahveye beklerim ve sosyal medyadan anlayan arkadaşlar varsa beraber çalışmayı çok isterim :) umarım hayat her insanın karşısına vazgeçtim dediği anda yeni güzel şeylerle çıkar... hepinize teşekkür ederim imla hatalarımdan dolayı özür dilerim bütün fularlı ekşi sözlük yazarlarından... birkaç örnek için

    1
    https://www.hizliresim.com/mw9qh8h
    3
    4
    5
    6
    7
    8
    9

  • canlılara ''can'' ı ya da ''iradesi'' ya da ''ruhu'' olan varlıklar olarak değil fonksiyonlarını yerine getiren makinelermiş gibi bakarak yaşamaktır.

    ben ve benim gibi insanlar kimseyi suçlamaz. bir makinenin suçlu olduğunu söylemek ne kadar absürd ise bir insanın suçlu olduğunu söylemek de o kadar absürddür.

    bize göre insanlar içinde bulundukları çevreye kıyasla uyumsuzdur olsa olsa. ancak bunu kesinlikle ''suçluluk'' olarak tanımlamayız.

    suçluluk, özgür iradeye inanan insanlar tarafından kullanılan bir kavramdır.

    peki özgür bir iradeye inanmıyorsak nasıl karar alıyoruz biz?

    genlerimizde nasıl bir algoritma varsa ona göre karar alıyoruz. aldığımız bir karardaki çevresel değişkenler aynı olduğu taktirde biz o kararı almak zorundayız. aksi düşünülemez.

    bize göre karar alma süreci bir toplama işlemi gibidir.

    a + b + c + d + e + f + g+ h + ... + x + y + z = aldığımız karar

    bu toplama işlemindeki harfler o anki çevresel şartları, belleğimizdeki verileri, genlerimizdeki bazı yatkınlıkları, karar verme mekanizmanızı etkileyebilecek aklınıza gelebilecek her türlü sebebi barındırabilir. bu sebepler elbette yine materyel bir temeldedir.

    irade kavramına ve dünyaya böyle bakan insanlar dediğim gibi, her şeye bir makineymiş gibi yaklaşırlar.

    öte yandan insanların ruh ve özgür irade sahibi olduğunu düşünen insanlar çok daha fazladır. basit bir olay karşısında bu iki farklı insan tipi oldukça farklı davranacaktır.

    biz genellikle kötü durumda olan insanlara acırken özgür iradeye ya da ruha sahip olduğumuzu düşünen insanlar için bizim acıma duygusu hissettiğimiz insanların hiçbir önemi yoktur. çünkü onların dünya algısına göre onlar bunu hak etmiştir. onlara seçim hakkı verilmiştir.

    oysa onlar bize göre çevresiyle yeterince uyumlu ya da başarılı olamamış acınası makinelerden başka bir şey değiller.