hesabın var mı? giriş yap

  • 15 yıl önce soruları çalanlar şu an hakim, savcı, adli tıp uzmanı, emniyet amiri, kaymakam ve devletin kilit noktalarında bürokrat. bunların verdikleri raporlara ve kararlara şaşırmamak lazım. tek bir talimatla istenen karar çıkıyor, istenen kişi ceza alıyor ya da beraat ediyor, istenen festival iptal ediliyor, istenen kişi gözaltına alınıyor.

  • yaklaşık olarak 11 yıldır fotoğraf çekiyorum, sokak fotoğrafçılığı ile başladım, son 3-4 yılda ise kuş fotoğrafçılığı ve kuş gözlemi yapıyorum. kuş gözlemi yaptıgımı ögrenen insanlardan, arkadaşlarımdan vs sürekli sorular geliyor ve farkettim ki gelen soruların çoğu aynı şeyler. bu sorulara bir de buradan cevap vereyim kendi açımdan.

    -kuş gözlemciliği nedir, yani ne yapıyorsunuz?
    -kuşları izliyoruz, doğayı izliyoruz, hangi kuşu nerede gördük, ne zaman gördük bunları kayıt altına alıyoruz. doğanın içindeyiz, doğayı, hayvanları ve fotoğrafçılığı seviyoruz. hepsinin birleşimi sonucunda kuş gözlemi ortaya çıkıyor. ben eskiden de doğayı, hayvanları izlerdim, kuşlar hep ilgimi çekmişti, uçmak hep ilgimi çekmişti. zamanla kuşlarla ilgili internetten bilgiler edindikçe ve kitaplar aldıkça daha çok bilgilendim ve sanılandan çok daha karmaşık canlılar olduklarını, çok daha zeki olduklarını, bazı kuşların çok ciddi sosyal ortamlarının olduğunu öğrendim. bunları öğrendikçe daha çok bu hobiye tutuldum.

    -sıkılmıyor musunuz?
    -genel olarak hayır. ilk bakışta durağan bir hobi olarak geliyor fakat, bu hobinin içinde, gezi, muhabbet, doğadaki canlıları izleme, çok ilginç olaylarla karşılaşma gibi durumlar içiçe. tabii ki bazı zamanlarda çok az kuş gözlemleyebiliyoruz, aracımız batıyor, sıkıntılar yaşıyoruz ama genelde çok güzel anılarla dönüyoruz eve. ayrıca çektiğin güzel bir fotoğrafı izlemek de çok keyifli.
    insan şu fotoğrafa bakıp da keyif almaz mı?
    guş
    bir kuş sizden korkmadığını anladıgında, size yaklaştıgında onunla bir bağ kurarsınız. işte bu bağ benim kuş gözleminde en sevdiğim şeydir. ama kuşların türkiyede insana güvenmesi çok zor, bu kadar çok av baskısının, doğa düşmanının olduğu bir yerde kuşların rahat olması çok zor.
    ayrıca, ufak da olsa kuş gözlemcileri kendi içlerinde yarışırlar. ne kadar çok kuş göreceklerine dair bir yarış vardır. her gördükleri yeni bir kuş onların tabiriyle yeni bir "kertik"tir. bu da tatlı bir çekişmeyi ve daha çok gözlem yapmayı teşvik eder. bu olay da ayrı keyif verir.
    big year denen de bir olay var, bir yıl içinde en fazla kaç kuş göreceğinize dair bir yarışmadır. hatta filmi bile çekildi ve keyifli bir filmdir.
    (bkz: big year)

    -fotoğraf makinesi şart mı?
    -hayır değil hatta hiç fotoğraf da çekmeyebilirsiniz gözlem sırasında, ben gördüğüm kuşları kayıt altına almak, daha sonra baktıgımda nerede ne görmüşüm diye incelemek ve güzel bir kare bulursam da onu çekmek için kullanıyorum. ama sadece dürbünle hatta dürbün bile olmadan sadece gözlerinizle gözlem yapabilirsiniz, yaptıgınız gözlemi ufak bir deftere, kağıda not alabilirsiniz.

    -para kazanıyor musun?
    -hayır, yani şu ana kadar hiç bir kuş fotoğrafım satılmadı. satabilen kişi sayısı da çok değildir sanırım. ama kuş gözlemi rehberliği yapan ve kuşlar konusunda çok bilgili arkadaşlarım var, onlar bu işi profesyonel olarak yapıyor ve para kazanıyorlar.

    -biz de yapabilir miyiz, nerelerde yapabiliriz?
    -her yerde, parklarda, bahçelerde, gittiğiniz bir mesire yerinde, bir ormanda, deniz kenarında, gölde hatta çölde ve dağda gözlem yapabilirsiniz.

    istanbul için özel olarak kuşların bol olduğu bir kaç yer şunlar olabilir;
    -büyükçekmece gölü ve çevresi; su kuşları ve yırtıcılar. kış aylarında ördek ve su kuşları, yaz ortası sumrular.
    -riva çayırları; her tür kuş karşınıza çıkabilir. özellikle bahar aylarında, göçün yoğun oldugu dönemler güzeldir.
    -terkos havzası, karaburun ve karadeniz sahil kesimi; deniz kuşları, ördek ve ötücüler
    -belgrad ormanı; piknik alanında ötücüler, ağaçkakanlar vs
    -çamlıca tepesi ve toygartepe (itfaiye gözlem alanı); eylül ekim aylarında yırtıcı göçü (yüzlerce kartalı bir arada görmek nefis)
    -sarıyer kuş gözlem kulesi; nisan mayıs aylarında yırtıcı göçü
    -boğaz; martılar, karabataklar, yelkovanlar, su kuşları vs. her zaman sürprize açık.
    -marmara ve karadenize kıyısı olan her yer
    -validebağ korusu
    ilk aklıma gelenler bunlar.

    -yaşadığınız zorluklar?
    -avcılara bile laf söylenmeyen yerlerde kuş gözlemcilerinin tepkiyle karşılaşması. makineyi gören yerel halk tarafından zaman zaman jandarmaya şikayet edilmek. güzel fotoğraf için saatlerce kamuflaj içinde sabit durmak. soğuk kış aylarında rüzgara, soğuğa, yazın da sıcağa katlanmak. ama bunların hepsi bu güzel uğraş için değer.

    bunların yanı sıra, gönüllü olarak kuş halkalama istasyonlarında çalışabilirsiniz. kuşlara halka takıp bilimsel çalışmalara yardımcı olabilirsiniz.
    kuş sayımlarına katılıp milli parklara yardımcı olabilirsiniz. bu sayımlar kuş ve yaban hayatı için çok önemli. kuş sayısının yıldan yıla nasıl değiştiğini ve dolaylı olarak doğal hayatın seyrini takip edebilir ve bu konuda yetkili birimlere katkıda bulunabilirsiniz. bireysel olarak da gözlem yapıp bu değerli gözlemlerinizi uluslararası internet sitelerinde paylaşabilirsiniz.

    türkiye kuş gözlemi açısından çok güzel bir yer. dünyadaki göç rotalarından en önemlilerinden bir kaç tanesi türkiye üzerinden geçiyor. istanbul boğazı, hatay ve artvin çok önemli merkezler. ayrıca anadoludaki bir çok göl kuşlar için çok önemli dinlenme ve üreme alanları. bu alanlarda da gözlemler rahatlıkla yapılabilir (daha geniş bir zamanda sadece gözlem alanlarını içeren detaylı bir entry girmeyi planlıyorum)

    bu hobiye giriş yapmak isteyenler için bir kaç kaynak bırakayım;
    trakus kuşlar hakkında türkiyedeki en iyi site diyebilirim.
    ebird uluslararası bir site. tüm dünyadan kuş gözlem kayıtları giriliyor. hangi kuş nerede gözlenmiş, izleyebiliyorsunuz.

    collins bird guide en iyi kuş kitaplarından birisi. (ingilizcede kuş kitapları, "field guide" olarak geçer, ingilizce kuş kitabı aramak isterseniz bu tabir size yardımcı olacaktır)
    kuş gözlemcisinin cep kitabı türkçe ve ufak boyutuyla iyi bir kaynak.

    bu da bonus olsun, sadece kuş fotoğraflarımı paylaştığım instagram hesabım;
    kuş

  • biraz once denk geldigim haklı serzenistir.

    kaynak

    edit: uye olmayanlar icin ekran alintisi

    --- spoiler ---

    teklifimdir. bütün yeni mezunlar vatandaşlıktan dahi atılsın. gönderilsin yurt dışına. onların ülkede ne işi var ki. belki bişeyler öğrenir gelirler. çünkü onlar daha konuşmasını bile bilmezler. onlar senelerce eğitim almamıştır çünkü. hep yan gelip yatmışlardır. hatta dövün yeni mezunları ! neden yeni mezunsun diye. gördüğünüz yerde ihbar edin yaşamasın onlar, ne de olsa her gittikleri yerde istenmeyen insanlar onlar. hatta bu yeni sistemde suç sayılsın "yeni mezun olmak" . bir de bunların kardeşi var "tecrübesizler " etnik grubu. bunlar daha tehlikelidir. artık yüzsüzleşmişlerdir. kovulsada gitmezler. bunlarıda içeri atmak lazım üç beş sene. belki tecrübe ! kazanırlar. bunu okuyan sevgili işe alımcı beyefendi ve hanımefendi ler . çok merak konusu bu biz istenmeyen grupların içinde; acaba sizler hangi gezegenden geldiniz? orda da eğitim öğretim 16 sene mi? ışınlanmayı buldunuz mu? dünyamıza nasıl alıştınız? siz yazın ben size dönerim. !

    --- spoiler ---

  • ilaçla falan alakası yok. zenginlerin kendileri ile ilgilenmek için zamanları var.

    sabah 8'den akşam 6'ya kadar iş yerinde sömürülen bir canlı, üstüne gidip nasıl spor yapabilir, kendine bakabilir? zaten zenginleri zengin yapan şey, sahip oldukları zaman, ve onu istedikleri gibi planlamaları. para değil.

  • yazmayın. yazılmış bir dolu kitap var zaten, sanki hepsi okundu da gidip bir de sen yazacaksın. okursam da siksinler.

  • sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen

    o kadar tembelsin ki yukarıdaki 'sen' kelimelerinin hiç birisini okumadın !

    bu yüzden aralarından birinin 'ben' olduğunu fark etmedin.

    şimdi aradaki 'ben' kelimesini arıyorsun ve hepsinin 'sen' olduğunu yeni anladın.

    sen zaten hiçbir zaman beni anlamadın :("

    bizim ev çok kalabalık ne olur uygun bi' yer söyleyin gidip kendimi dövecem.

  • 2 gündür ne işe ne uykuya izin veren lanet kas sorunudur.

    sıcak be soğuk kompresleri, ağrı kesicilinkss gevşeticileri denememe rağmen 2 gündür sopa gibi hareketsizim.

    herkes gibi internette omuz tutulması diye aradım ancak kocakarı bilgilerinden fazlasını bulamadım.
    bunun yerine internette "stiff neck" olarak arama yapınca muazzam bilgilere ulaştım. ne varsa yabancılarda var gerçekten.

    her yolu deneyip sonuç anlamayanlar şu videoyu izleyebilir.
    athlean-x
    tek gereken bir havlu ve az biraz ingilizce bilgisi.

    özeyle videodaki gibi havluyu boynumuza geçiriyoruz ve boynumuzu havlu ile nazikçe çeviriyoruz. bunu ara ara yaparak kasların hareket etmesini ve daha hızlı iyileşmesini sağlıyoruz.
    youtube'a stiff neck aramasını girerek benzer hareketleri bulabilirsiniz.

    geçmiş olsun.

  • allah çirkin şansı versin derler; tipsizliğimin en avuntu duyduğum yanı da bu sözdür. hatta züğürt tesellisi olarak kullanırdım ama gördüm ki hem tipsiz hem şanssızım arkadaş.

    pisuvarda çişimi yapıyorum çok afedersiniz. içerde dayanılmaz bir koku var; ki tarifi mümkün değil. bi baktım finans müdürü çıktı içeriden, valla ben öyle sıçsam insanlığımdan utanırdım. ama herif hiç bir şey olmamış gibi ellerini yıkadı, çıkarken de göz kırptı.
    pisuvarda işim bitti tam ellerimi yıkamaya gidiyorum, genel müdür girdi içeriye. göz göze geldik. bu arada dışarının temiz havasından sonra tuvaletin havasını soluyunca rengi falan değişti:
    - hay maşalllaaah... ahmetcim neden bu kadar zayıf olduğunu anlamış olduk böylece.
    - efendim maamut bey? (ihale bana kalıyor yavaş yavaş)
    - düşük yapmışsın diyorum, geçmiş olsun iyi misin?
    - ehehe iyiyim, sağolun.

    aradan 1 hafta geçer, tuvalet kapısında yolumuz kesişir. genel müdür geçen hafta burnunun direklerini sızım sızım sızlatan kokuyu anımsamış olacak ki; iç çekerek "neyse" der, arkasını dönüp ofise doğru yürümeye devam eder.
    bense arkadan melül melül bakarak;
    - "ben yapmadım miki yaptı" diyip, işemeye giderim.

    hiç gereği yok ama editi: 850 kişinin çalıştığı bir japon fabrikasında, genel müdürle aynı tuvaleti pisleyebilirsiniz.
    hatta hatta bu firmanın japonya'dan gelen ceo'su ile yan yana çişini yapan arkadaşım var* :)