hesabın var mı? giriş yap

  • 1971 yılında annesini, eşini ve üç çocuğunu öldürüp 19 yıl boyunca sırra kadem basan new jerseyli katil.

    işi oldukça planlı tertip etmiş. önce annesini ve eşini öldürüyor, sonra iki çocuğu evden gelince onları öldürüyor. sonra öğlen yemeğini yiyip büyük oğlunun okuluna gidip futbol maçını izliyor, sonra onu eve getirip onu da öldürüyor. sonra çıkıp kendisi ve ailesi üzerine olan banka hesaplarını kapatıyor, eve dönüp kendisinin bulunduğu tüm fotoğrafları deforme ediyor. tüm ışıkları yakıp, radyoyu açarak evden çıkıyor. tam 19 yıl sonra america's most wanted programı vesilesiyle virginia'da farklı bir kimliğe bürünmüş bir şekilde bulunup yakalanıyor.

    cinayetleri dünyanın yozlaşmışlığından ailesinin ruhlarını kurtarmak için işlediğini beyan etmiş. ayrıca keyser söze karakterine de esin kaynağı olmuştur.

  • kafi derecede oyuncağı olmadığı için hayal kuran çocukların iki hedefi vardır. ilk hedef, ünlü bir sporcu, şarkıcı ya da süper kahraman olmaktır. bütün çocuklar ister ama bazıları hedefe ulaşır. ikinci hedefe ulaşmak ise daha zordur. babalarına bakarlar ve ben çocuğuma karşı böyle olmayacağım diye kendilerine söz verirler, baba olduktan sonra ise babaları gibi olduklarını farkedip üzülürler. michael jackson iki hedefine birden ulaşan bir çocuk, yıldız, baba. bir çocuğun hayal bile edemeyeceği yerlere geldi. bir baba olarak çocuklarına babası gibi davranmamayı başarabildi. kızı ağlarken, dünya; bir yıldızın, ikonun, üzerinden para kazanılmaya çalışılan bir çocuğun, bütün sevdikleri tarafından sömürülen bir adamın değil kızı için her şeyi yapan bir babanın öldüğünü anladı. para pul için çocuklarının fotoğraflarını satmadı, paparazzilerle anlaşıp üzerlerinden para kazanmadı, sahneye sürmedi, kendi çocukluğuna verdiği sözü tutabildi, aşkolsun.

  • (1860-1911) öğrenimini viyana'da yapmış besteci. ayrıca besteci ve orkestra şefi olarak 1897-1907 yılları arasında kassel, prag, leipzig, budapeşte, hamburg, viyana (saray operası direktörü olarak) ve 1909'dan sonra da new york'ta ( metropolitan operası şefi olarak) yaşamıştır. mahler 9 senfoni " das lied von der erde" adlı bir orkestra ve koro eseri ile birçok liedler yazmıştır. viyana flarmonik orkestrası şefliği yapmıştır.
    (bkz: das lied von der erde)
    edit: ayrıca 8. senfonisi ne mutlu ki yorumlama şansını bulduğum, hatta akm de verdiğim ilk konserdir...

  • rok: cemil turan efsane değildir.

    len nasıl değildir ya?

    - ingiltere kralı, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci mıyer, nadya komanaçi, bricit bardo, fenerbahçeli cemil !!!

    efsane lan işte.

  • öğrencilik hayatım boyunca, bilinçaltıma hep "kötü" anılar işlemiş öğretmen tipi, zâlım.

    eveeeeeet çocuklar, hadi birbirimizi tanıyalım. önce ben kendimi tanıtayım. adım alfa, soyadım beta. gama yıldır bu mesleği sürdürmekteyim. önümüzdeki bu bir yıl boyunca sizlerin epsilon bilgisi dersine gireceğim. umarım güzel bir eğitim-öğretim yılı olur.

    ben kendimi tanıttım, şimdi sıra sizde. ehi.* isim-soyad ve anne-baba mesleğini söyleyin. sağ baştan başla canım. (gözlüğün üzerinden bakmak sûretiyle parmağı ile kendisine göre sınıfın sol yanını işaret eder.)

    küçükken tabi insan anlamıyor, bu anne-baba mesleği söyletme merasiminin nedenini. sorunun altında yatan psikoloji, "öğrenciyi tanımaya çalışma çabası" olarak görülebiliyor ufağıken. fakat bu amatör eylemin sonuçları, öğrencilerde derin izler bırakıyor.

    +adım delta, soyadım zeta. babam çiftçi, annem ev hanımı.
    -evet çocuğum sen devam et.
    +adım ita, soyadım teta. babam mali müşavir, annem öğretmen.
    -aa, ne öğretmeni, nerede çalışıyor?
    +yota ilk öğretim okulunda, kappa bilgisi öğretmeni, örtmenim.
    -tamam yavrum sen devam et.
    +adım lamda, soyadım omikron. babam vefat etti, annem ev hanımı...

    bu muhtemel diyalogtan sonra, sınıf sessizliğe bürünür. "muhtemel"dir çünkü, her sınıfta anne veya babası vefa etmiş bir çocuğun olma ihtimali vardır. olaya sadece ölüm sertliği ile bakmayalım. her sınıfta, toplum normları tarafından "utanılcak" algısı oluşturan bir mesleği olan anne veya babaya sahip öğrenci olabilir. çocuk yaşta alın teri ile kazanılan paranın önemli olduğu, mesleğin çağrıştırdığı imgenin önemli olmadığını başkalarına anlatamayabilirsin. gerçi bunu başkalarına anlatmaya çalışmaya gerek yoktur fakat bu idrake varabilmek çocukken gerçekleşmeyebilir.

    yeni öğretmen ya da hocayla tanışılcak her sene başı zulümdür bu çocuklara. yetmezmiş gibi o gün ilk dersine giren tüm öğretmenler, sınıftaki öğrencilere anne-baba mesleklerini söyletir. bu yetim-öksüz çocuklara bu acıyı neden yaşatır bu öğretmenler?

    acaba, sınıfta "arkası" güçlü öğrenci var mı diye kontrol etme çabası mıdır bu? yoksa veliler toplantısında mesleğini bildiğiniz ebeveyne, usulüne göre hareket edebilme ön hazırlığı mıdır bu?

    iyi niyetli yaklaşayım bir de. sınıfta durumu iyi olmayan öğrencileri bulup onlara yardım edebilme ya da ona göre davranabilmek için yapılan bir tarama mıdır bu? eğer öyleyse, neden bu fecaat tüm sınıfın gözleri önünde gerçekleştirilmektedir?

    bu sorunun, çocuk ve sınıf psikolojisi üzerine etkileri detaylıca düşülümelidir. fosilleşmiş öğretmenlere belki durumun izhanı tebliğ edemeyiz fakat daha yetiştireceği yüzlerce-binlerce öğrenci olan genç öğretmenlerimiz, bu tehlikeyi idrak etmeliler.

  • u17'deki hakemlerin bile satılmış olduğunu gösteren fauldür. o harekete nasıl sadece sarı kart veriyorsun lan sen haysiyetsiz herif!?