hesabın var mı? giriş yap

  • olay çok alakasız yerlerde söylemesidir.

    konu açılmamış bilmem ne, bana onun doktor olduğuyla ilgilenmeyeceğim bir konuda telefon açmış. ne mevzunun bir ilgisi var ne de olabilir. benden bir hizmet satın alacak ve alacağı hizmetin de onun doktor olmasıyla hiçbir ilgisi yok. telefon çalıyor, açıyorum. ''merhaba ben doktor bilmem kim'' hoppaa düşünüyorum acaba doktor randevum var mıydı da ben unuttum diye. sonra derdini anlatıyor alakası yok. telefonu kapatınca iş arkadaşımla dalga geçiyoruz doktor bilmem kim diye tanıttı kendini diye. aynı senaryoyu bir çok kez farklı kişilerden yaşadım. mühendis müşterimiz de var, eczacı da, diş hekimi de, subay da avukat da. ben daha hiçbirinden ben avukat bilmem kim, eczacı blabla, diş hekimi bıdıbıdı duymadım. bir de alacağı hizmetle ilgili benzer hizmeti alan biriyle görüşebilir miyim diye sordu. var tabiki sizi görüştürelim mi deyince de hmm yalnız hekim olan başka biri var mıydı? diye sordu. hoppala... gerisini siz yorumlayın.

    örnek 2 :
    fotoğrafçı stüdyosunda bekleme salonunda eşimle düğün fotoğraflarımızı seçiyoruz bastırmak için. bir çift girdi, girer girmez merhaba biz doktoruz da atandık haftaya gidiyoruz fotoğrafları bugün almamız lazım dediler. tamam acelen var, atanmışsın, şehir dışına çıkacaksın da ''biz doktoruz?'' hadi ya?

    örnek3:
    yüksek lisansta ilk dersteyiz, karma bir alan olduğu için her bölümden mezun olan insan gelmiş. hoca içeri girdi merhaba dedi, bu el kaldırıp ''hocam ben doktorum da tezimde şu konuda çalışmak istiyorum olur mu?'' dedi. ulan bi dur bi beş dakika bekle hoca zaten soracak adın ne ne işin yapıyorsun falan tanışacağız. oha bi dur ya.

    örnek4: yüksek lisansta başka bir bölümle aldığımız ortak ders. bizim bölümden olmayan başka bir bölümden başka bir doktor. ben de milleti mail grubuna ekleyip hocadan aldığım slaytları ve duyuruları atan kişi. bu doktor arkadaşa mail gitmiyormuş, bana mail yazdı. en altına otomatik imza olmadığı belli şekilde şöyle yazmış : dr. ayşe tuttufrutti`*. dostum tamam doktorsun da, attığın mailin özeti ''hacı bana mail gelmiyor ekleyiver'' olan bir mesajlaşmaya özellikle neden ekliyorsun?

    doğrusu bir şekilde söylemesi değil, her şekilde söylemesi.

  • mutluluk sebebidir.

    neredeyse otuz yaşıma geldim hala engel olamıyorum bu duyguya. yav yoksulluk anılarımı taşıyan nöronlar arasındaki sinir bağı ne kadar kalınsa artık söküp atamıyorum içimden. çok şükür şimdi istediğim zaman kola içebilecek durumdayım ama yine de kapı girişinde bir eliyle ayakkabılarını çıkarırken diğer elindeki 2.5 litre kolayı uzatan misafiri görünce öpesim geliyor. adam işte bu be! adam adam! diye bağırasım geliyor gardaşım.

  • atatürk havalimanının yıkılması üzerine siz kime sordunuz temalı tweet’lerdir. kaynak

    --- spoiler ---

    1912’de kurulan, osmanlı’dan miras alınan, dünyanın ilk 10 havaalanından birini yıkıyorsunuz. insan babasının malını bile yıkacak olsa kardeşine, akrabasına, eşine, dostuna danışır. siz bu milletin servetini yıkarken kime danıştınız? seçilmiş belediye başkanına sormadınız+++

    siyasetçilerine sormadınız, akademisyenine sormadınız, sivil toplumuna sormadınız. 16 milyona sormadınız. kime sordunuz? ortak akla başvurmadan, millete sormadan bunca büyük bir milli serveti tahrip eden akıl istanbul’un kutsallarını da yıkar. +++

    mehmet akif’in dediği gibi “hadi gel yıkalım şu süleymaniye’yi desen, iki kazma iki kürek, iki de ırgat gerek. ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, bir sinan, bir de süleyman gerek”. covid’i bahane edip pistin üstüne hastane yaptınız, içi bomboş.+++

    atatürk havalimanı’na özel yapılmış metro yatırımını, marmaray’ı boşa çıkardınız. şimdi havalimanını park yapacağım diyorsunuz ama şehrin kuzeyinde tam 136 katı büyüklüğünde bir alanda doğayı, tarımı, ormanı katledip, imara açıyorsunuz. +++

    niyetinizi iyi biliyoruz. iki dozer bir ekskavatörle hayat pahalılığını, işsizliği, geçim derdini unutturmak, milleti tahrik etmek ve kaos yaratmak istiyorsunuz. ama nafile! ne kadar çabalarsanız çabalayın millet bu tahriklere gelmeyecek, hiçbirimiz bu tuzağa düşmeyeceğiz! +++

    hala bir parça vatan, bir parça millet sevginiz, bir parça istanbul aşkınız kaldıysa, durun! kararı aziz millete bırakın.

    --- spoiler ---

    edit: spoiler

  • işin garibi bu gençler hep anne babalarından "biz zamanında şöyle sefildik böyle fakirdik" tarzında teraneler dinleyerek büyüdü. büyük kazık attınız çocuklara.

  • "saatler önce evlilik teklifi aldığım mutlu günümü mahveden onca yazar" diyerek gerekli yerlere göz dağı vermeyi ihmal etmemiştir.

    sevgili alexandra,

    sen sözlüğü şu anki haliyle gördüğün için belki de anlam veremiyorsun olup bitene. “nedir bu tantata bu gereksiz, çocuksu ve %90’ı cahil barındıran site için” diyorsun belki kendi kendine. hep böyle değildi buralar alexandra. kimisi kişiliğini inşa etti burada. filmler izledi, şarkılar dinledi. tartıştı, öğrendi, tanıştı, dertleşti. tabii bunlar yaşanırken sen henüz çocuktun. o güzel şeylerin hepsi vaktiyle yaşandı burada. sonra kanzuk ticari hırsları uğruna hepsini tek tek mahvetti, ama o başka bir günün konusu.

    burası her geçen gün ne kadar yozlaşmaya, kokuşmaya, iğrençleşmeye devam etse de, sırf geçmişin hatrına bile olsa bazı korumacı reflekslerimiz var. gördüğün yazarların yazar olmak için ne kadar beklemesi gerektiğini biliyor musun alexandra? çok. 10 entry girip senelerce bekledi insanlar. sen ise kuyruğun en önüne kaynak yapan kişi oldun. sence bu hareket, tüm o insanlara saygısızlık değil mi alexandra?

    londonphile meselesi gelelim. bu yazar seninle tartıştıktan sonra sebepsiz yere uçuruldu. bu kişi sana hakaret etmedi. senin yazdığın yazıyla ilgili bir yorum yaptı ve sözlük doğasınca bu onun en doğal hakkıydı. “benim haberim yok, ben yapmadım” demenin hakkın olduğunu düşünmüyorum. sence burada ufak da olsa bir sorumluluk kabul edip bunun neden olmuş olabileceğiyle ilgilenmen gerekmiyor mu alexandra? gazeteci ruhun da mu merak etmiyor bu esrarengiz olayı? bu kişi uçuruldu ve tüm entryleri çöpe gitti. belki de senelerce yazdığı yazılar, notlar hepsi gitti. sence bu hareket insanların emeğine saygısızlık değil mi alexandra?

    biz türkiye’nin yorgun insanları, ekonomik olarak batık, psikolojik olarak çökük insanlarıyız. biz neden bu hale geldik biliyor musun alexandra? çünkü bizi bu hale getirenler torpille, adam kayırmayla, elindeki gücü kullanarak başkasını haksız yere ezerek bizi bu hale getirdi. ve siz dün gece bizi bu hale getiren olayların mikro bir örneğini bize sundunuz. bizi 2 ekmeğe muhtaç eden adamlarla aynı karaktere sahip olduğunuzu gösterdiniz.

    edit: sözlük cevap vermiş:
    ---- “yazar kendi tercihiyle hesabındaki entry’leri silip tek entry’sini bırakarak hesabını "yetersiz entry profili" haline getirmiştir. bu doğrultuda, hesabı iddia edildiği üzere kişisel sebeplerle değil yetersiz entry profili ve tarihçe sebebiyle kapatılmıştır. torpille yazar alımı olarak ifade edilen konu ise ekşi sözlük'e emek vermiş kişilerce referans verilen, bilinen ve tanınan kişilerin yazarlığa kabulü 2004 yılından bu yana var olan bir durumdan ibaret.” ----

    siz de ne tesadüf ki “yetersiz entry profili” sebebiyle londonphile’ın hesabını tam o tartışmadan sonra kapattınız. insanlarla dalga geçer gibi cevap veriyorsunuz. yetersiz entry profili olduğunu gece 5’te mi fark edip kapattınız hesabı?

    açıklamaya dair tek tatmin edici şey sözlüğün 2004’ten beri omurgasız olduğunu öğrenmemiz oldu. böyle bir cevap vermek yerine hiç cevap vermeseniz çok daha iyi olurdu.

    bu cevaptan sonra benim gördüğüm, olayda en suçsuz insan alexandra. her şeyi eline yüzüne bulaştıran yönetimin kurbanı olmuş. mini diktatörlüğünüzde size başarılar. ben gidiyorum. unutmadan. ssg sen de ideoloji rolleri kesme kimseye artık. ikinizin de tek efendisi para.

  • latince bilmediğinden kaynaklanır. yahut da eczacilik ilminden pek cakmiyordur. rahmetli dedelerimizi birakalim beyler. osmanlica yerine latinceyi ve eczaciliga yakin bir dersi liselerde zorunlu hale getirmek rahmetli dedelerimizi sevindirir. lutfen duyarli olalim.

  • kadın siyah; simsiyah doğuyor...
    sadece koltuğunun altında 12 yaşında ortaya çıkan bir beyaz leke var.
    bugün 37 yaşında olan kadının rengi artık hem siyah hem beyaz.
    o beyaz leke tüm vücudunu kaplamış.
    kadın vitiligo hastası...
    derimizde pigment üreten, dolayısıyla derimize rengini veren melanosit hücreleri vardır. çeşitli sebeplerden dolayı, bu melanositlerin hasar görmesi sonucu, pigment üretilemez. pigment yetersizliği sonucu deride, dağınık ve yama şeklinde sınırları belli olan beyaz alanlar (leke) oluşur. buna vitiligo denir.
    http://www.dailymail.co.uk/…her-vitiligo-model.html