ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
en çirkin kadın kıyafeti
-
çarşaf amk çarşaf. ninja gibi sokaklarda gezmek zorunda bırakılan, ezilen kadınların en çirkin kıyafeti.
sonra burka amk iyice rezalet iyice beter, bunu kadına giymek zorunda bırakan tüm erkeklerin allah bin belasını versin.
ayrıca kafaları alien kafası haline getiren o iğrenç türban bağlama şekli seni de unutmadım, senin de amk.
efsane reklamlar
ezgi's iphone
-
iphone'da cihaza isim verilirken kullanilan default parametrenin "isim's iphone" oldugunu bilmeyen, kisisel erisim noktasi kullanilarak wi-fi yayini yapilabileceginden haberi olmayan mal beyanati.
müge anlı ile tatlı sert
-
şu müge anlı’nın, ailesi tarafından terkedilen çocuklari 20-30 sene sonra bulup, bir de zorla, onları terkedenlerle buluşturmaya kalkması resmen bir zulümdür.
bugün yine aynısı yaşandı. 18 sene önce ailesi, 6 çocuğundan birini, zengin bir aileye vermiş veya satmış. bir de sözümona şart koşmuşlar “ayda 1 bize çocuğu gösterin” diye… ben o ailenin yerinde olsam “az yiyin de bakıcı tutun kendinize” derdim. neyse, aile göstermemiş tabii, aradan da 18 sene geçmiş. kızın adı sanı belli olmasına rağmen, aile “dur bir instagram’da araştırayayım” vs demeden, direkt cümbür cemaat müge anlı’ya çıkmışlar.
kız da dogal olarak, “olmaz olsun böyle aile” diyip, konuşmak istemediğini, üniversite sınavlarına gireceğini, bunlarla uğraşmak istemediğini söylüyor. ama müge bırakır mı? “yok anneni boşver ama kardeş çok değerli, yok sen bir daha düşün…” böyle böyle yarım saat dil döktü.
sevgili müge, insanların hayatlarına bu şekilde burnunu sokmaya ne hakkın var? tamam, kızı buldun, neden “hayır” cevabını kabul etmiyorsun? şimdi birisi tv’ye çıkıp, “müge, senin annen benim, anne dediğin kadın annen değil” dese, o aileyi bağrına basar mısın?
valla izlerken sinirim bozuldu. sevgili tuğba, duruşunu hiç bozma. müge anlı’nın da gazına gelme. seni bulmak isteyen, sen 5 yaşındayken, 10 yaşındayken bulurdu, 18’ini beklemezdi. o kardeş edebiyatlarına da inanma. kardeşin, kan bağın olan değil, birlikte büyüdüğün kişidir. 18 sene sonra ortaya çıkan aile de kardeş de olmaz olsun.
the ring
-
ilk izlediğim de anlamakta zorlandığım korku filmi. tabi ikinci izleyişim de tek olmamın da avantajını kullanarak olayları daha iyi anlamış oldum. film gerçekten altıma sıçırtmaya yetti de arttı. teşekkürler hollywood yıllardır korku filmlerini komedi filmi izleyerek seyretmiş biri olarak bir ilki başardın. o gün bugündür samarayı sayen de aklıma kazıdım. ne zaman bir açık kalmış static tv, su çekilen kuyu ve sessizlikte çalan telefon görsem aklıma hep beni altıma sıçırtan samara geliyor.
bülent kayabaş
-
bülent kayabaş'ın anılarından...
'pendik tiyatrosu' adlı bir girişimde bulunmuştuk genç arkadaşlarla beraber. 1967'de, kemal'le ilk kez orada tanışıp samimi olduk.
paramız yoktu beş kuruşsuz dönemlerimizdi. geceleri yemek yedikten sonra, parasızlıktan çay bahçesine filan da gidemiyoruz. sabahı bekliyoruz fırınlar açılsın diye. fırından ekmek alıyoruz. o zamanlar ortalık o kadar sakin ki; manav domatesini biberini yerinde bırakıp gidiyor geceleri. biz de o domateslerden alıp tuza banarak yiyoruz. öyle geçiyor günler.
provalar oldu, oyunlar başladı derken biz hâlâ, devamlı domates alıyoruz aynı tezgâhtan; ama bayağı alıyoruz yani. "alıyoruz" dediğim, düpedüz çalıyoruz! yıllar sonra o kemal sunal, ben bülent kayabaş olduktan sonra, bu anıyı anlattık birbirimize. çok güldük, hüzünlendik, derken düştük kemal'le pendik yollarına, domateslerini çaldığımız o adamı bulmaya. bulduk da. tabii bu arada bayağı ünlü olmuşuz artık.
"vaaay!" dedi adam, "ne arıyorsunuz siz burada?"
"yahu mehmet amca" dedik, "biz böyle böyle, aşağı yukarı iki günde bir senin kasalarından domatesleri çalar, tuza banar yerdik."
adam durdu durdu, bir ağlamaya başladı ki sorma. "ne oldu amca?" dedik. "siz," dedi. "nasıl bana söylemezsiniz? siz bana neden gelmezsiniz? ben size ne domatesi, her gün yemek verirdim!" diye ağlıyor. biz ağlıyoruz, adam ağlıyor.
o zamanki insanların değeri, havanın, suyun, deniz kenarının tadı, her şey bir başkaydı. beş kuruşsuz da olsak, başka hiçbir sorun aklımızda yer etmezdi o dönemlerde.
sevgilisi türbanlı diye boğazda mekana alınmamak
smooth criminal
-
sarkinin sozleri kemalettin tugcu tarafindan turkceye de cevrilmistir.. ustadin 'hunhar suclu' adli eserinden aynen aktariyorum:
pencereye yanastigi vakit
bir de ne gorsundu
cresendoya kesmisti ortalik
kizcagizin evine girmis
halida kan lekeleri falan
anlatilir gibi degil yani
yavrucak masanin altina saklanmis
caresiz bir haldeymis
usuyormus ayaciklari
oradan yatakodasina seyirtmis
sonu gelmismis minik yavrunun
ayse iyi misin evladim
ayse iyi misin
iyi misin ayse
ayse iyi misin
evladim iyi misin
iyi misin ayse
ayse iyi misin
iyi misin ayse
sana diyorum ayse
iyi misin
ayse iyi misin
iyi misin ayse
ayse iyi misin
ayse konusur musun lutfen
bir isaret var pencerede
bagirttirmis seni herhalde
ayseeee!
kizcagizin evine girmis
halida kan lekeleri falan
anlatilir gibi degil yani
seyirtmissin yatakodasina
ne fayda
vaden yetmis aysecik
ayse iyi misin
cocugum iyi misin
ayse iyi misin
iyi misin
hunhar bir suclunun
saldirisina ugradin
avluya gelmisler
gunlerden pazarmis
ne kara bir gun, yazik
suni teneffus mu dersin
usuldan kalp atislari mi
kar etmemis
ahh ayse ah
ayse iyi misin
evladim ayse iyi misin
iyi misin ayse
ayse iyi misin
ayse konusur musun lutfen
iyi misin
ayse iyi misin
cocugum iyi misin
iyi misin ayse
ayse iyi misin
iyi misin ayse
hunhar suclu
vurdu seni
tamam, tantana yaratmayin
toplanmayin lan dagilin
iyi misin aysecik
gulec yuzlu cocuk
iyi misin
ayse iyi misin
middle east technical university
-
murat kosova: evet sevgili nba stüdyo izleyicileri. programımızı amerika’dan da izleyenler var. middle east technical university’den gürkan bir mail göndermiş.
kaan kural: abi orası orta doğu teknik üniversitesi.
bartın üniversitesi tanıtım videosu
-
boklayın boklayın, durmayın efendiler.
ben destekliyorum, hele ingilizce çekmelerini de alkışlıyorum.
insanları, aksanlı konuşuyolar diye aşağılaya aşağılaya ingilizce konuşmaktan korkutuyorsunuz, cesaretlerini kırıyorsunuz.
herkes native speaker gibi konuşmuyor sonuç itibariyle; gidin hindistandaki bir üniversitenin rektörüne bu videoyu çektirin, bildiğin aynı anlaşılırlıkta bir konuşma olacaktır.
daha güzel çekilebilirdi evet, ama saçma sapan fetva videosu çeken rektörlerden bin kat daha iyidir.
okutulan siğilin iyileşmesi
-
ahahahaha immun sistem diye bi şey vardır arkadaşlar ama siz anlamazsın haa. immun bu yaa öyle kolay mı. mesela bağışklık sistemi deseydim hemen bilirdiniz ama şimdi bilemezsiniz, neden, immun dedim çünkü!
izmirli kız
-
tarih: 06.04.2013 cumartesi
yer: hamurabi istiklal caddesi şubesi
izmirli kız: boyoz var mı?
kasiyer: evet var hanımefendi.
izmirli kız: ne'li var?
kasiyer: ıspanak ve peynirli
izmirli kız: boyoz sade olur bir kere! (çekip gider)
aga boyoz sade olur madem, neden "ne'li var?" diye soruyorsun, izmir' den buraya kadar laf sokmak için mi geldin?
sge: ama güzeller, haklarını vermek gerek.