hesabın var mı? giriş yap

  • kemal doğulu: özlem sen ilk bölümlerde sessiz sakin biriydin, sonradan değiştin.
    yarışmacı özlem özden: evet ilk başlarda burada tozdan ışıktan lenslerimle sorun yaşıyordum, kendimi ifade edemiyordum... vs... vs... vs... (uzun açıklamalar)
    kemal doğulu: bütün bunların sebebi lens mi yani, lense mi bağlıyoruz? ne dedin tam anlamadım ben? ne dedi?
    nur yerlitaş: evet ne diyor bu?
    öykü serter: özlem lensmiş.

  • beni değerlendirme dışı bırakmış olan karakter tahlili şeysi. hemen kendimi dahil edeyim:

    granül kahve - kahve makinesi olmayan bir fakirsiniz. damak tadınızın da peki iyi olduğu söylenemez. bir gün birinin size kahve makinesi hediye edeceğini hayal ediyor ve her şeye rağmen hayata umutla bakıyorsunuz. boş vakitlerinizde kahve makinesi çeşitlerini inceliyor, gözünüzü karartıp almaya niyet ediyor sonra da dur biraz daha bekliyim, hissediyorum hediye etçekler bunu bana deyip vazgeçiyorsunuz. ananızın gözü de olabilirsiniz biraz.

  • istanbul sinirilarinda nerdeyse yuz metreyi para istenmeden tamamlamak imkansiz hale geldi .ne zaman bi yerde dursam hemen biri yanasir ve cesitli gerekcelerle para ister.
    dilencilik ,insanlardan dogrudan para isteme , sigara isteme ,karnim ac adi altinda yemek parasi isteme , hayvanlari seviyor musunuz diyerek para isteme , trafikte aynanin kirilmamasi icin para isteme vb . istanbul insani devamli bir para istenmesi ile karsi karisya ve bu inanilmaz rahatsiz edici bir durum. tum bunlar o kadar kaniksanmis ki kimse ya sokakta herkes neden para istiyor demeyi birakmis

  • metrobüs-zincirlikuyu

    -ablacım sıraya geçsen ayıp etmesen.
    +ne sırası yaa?
    -medeniyet sırası...

    nitekim kadın utandı ve kalabalığa karıştı bu laftan sonra cuk diye ses getirdim.

  • sabahin 4unde, taksimde soguktan buz tutmak uzere evine yuruyen seyyar cayci amcaya yardim amacli seslenip "amca 2 cay" dendikten sonra gozleri yorgunluktan cokmus amcanin cay termosunu gostererek ve utanarak "..ama cay soguk" demesi.. o seref ve o onur isitir o cayi amca.. ver de icelim

  • günümüzde hapisteki insanların genellikle askerler, gazeteciler ve üniversite öğrencilerinden oluştuğunu, tecavüzcü ve şişçilerin dışarıda dolaştığını düşünürsek çok da doğru olmayan önermedir.

  • 1898'de tesla, küçük bir sallanan cihaz yaptığını ve bu cihazı ofisine yerleştirip çalıştırdığında, binayı ve etrafındaki her şeyi sarstığını iddia etti. yani başka bir deyişle, cihaz depremleri simüle edebiliyordu. tesla böyle bir şeyin meydana getirebileceği korkunç şeylerin farkına vardığı cihazı etkisiz hale getirmek için eline bir çekiç aldığını ve çalışanlarına, sarsıntı ile ilgili soru sorulduğu takdirde haberleri olmadığını söylemeleri yönünde talimat verdiğini söyledi. bazı teorisyenler, abd hükümetinin tesla'nın bu çalışmasını devam ettirdiğini düşünüyor.

    osilatör kaynak

    bugünler de yapmaya çalıştıkları şeyin yani deprem algısını insanların bilinç altlarına empoze edip normalleştirmeye çalışmaları bu buluşun ortaya çıkmasındaki andan itibaren en başlı sebep olarak sayılır.

    ki; bu süreçte bu sistemi kullanıyor olmaları da korkunç bir durum.

    (bkz: büyük istanbul depremi)

    tesla bunu fark etmiş olmalı ki, insanlar bu buluşu kötü amaçlı kullanabilir.

  • - yaşınız?
    - 14
    - hmm. peki bu aşırı kilolar nereden?
    - ne bulursam yerim, evde bulamazsam apartmana sıvışır çöpleri deşerim
    - annadım. bizim evi tercih sebebiniz nedir?
    - emeklilik günlerimi geçirecek bir yer arıyordum, bu sokakta en enayi siz göründünüz gözüme.
    - başka bir kedi daha alsak.. yavru bir tekir mesela, beraber çalışmanız mümkün olur mu acaba?
    - hayır. gördüğüm yerde basarım tırmığı.
    - biz sizi sevebiliyo muyuz?
    - deneyin bakalım. bana da heyecan olur hem.
    - peki. eee, biz biraz düşünelim, sizi geri arayalım. telefo...
    - eeeh be! amma konuştunuz ulen. çekilin kenara. şu karıya da söyle kalksın koltuktan. orası benim yerim artık!
    - tısss!