hesabın var mı? giriş yap

  • bir çok kez başıma geldi. zaman aşımları falan oldu, sicilim temizlendi sonra tekrar yakalandım.. en sonuncuda ehliyeti geri alabilmek için zorunlu olarak bir ay süren "sürücü davranışları geliştirme eğitimi" aldım.. bu eğitimdeki bir kaç şey hiç aklımdan çıkmıyor. bunlardan iki tanesini paylaşayım;

    -eğitimde psikolog hoca bize "diyelim ki sizin çocuğunuza 0,51 promil alkollü olan bi sürücü çarptı ve çocuğunuzu öldürdü. o adam için aman canım 0,01 promil geçmiş sadece, zaten adam 10 tane de içse çok dikkatli kullanacak birine benziyor" şeklinde düşünebilir miydiniz diye sormuştu.

    -başka bir gün ki eğitimde de trafik polisi eğitmen alkol nedenli bir çok kazanın resmini gösterdi. içimiz kalkmıştı. polisin sözleri hala aklımda. "keşke bu kazalardan önce trafik kontrolüne yakalansalardı da, ehliyetlerini alsaydık. şu an ehliyetsiz de olsa en azından hayatta olurlardı"

    öyle işte.. anlayana!

  • ablanın sana pamuk şeker aldım deyip normal bir pamuk parçasını kardeşine vermesi, kardeşin sevinip pamuğu ağzına atması ve hemen ardından yaşadığı hayal kırıklığı sebebi ile ağlamaya başlaması.

    bu hikayedeki saf kardeş benim evet.

  • başlık: ulan hiç unutmuyorum sırf forma alamıyorum diye

    1. atletimi forma yapmıştım o zamanlar 8 yaşında filandım mahallede maç yapacağız beni oynatmıyorlar neymiş formam yokmuş o zamanlar fakiriz tabi amk gittim atletimi çıkardım arkasına "10" bi de "hagi" yazdım. önüne de "marshall" yazdım. ne gülmüştü o. çocukları... neyse yıllar geçti hala fakirim amk bir şey değişmedi her şey aynı... bu da böyle bir anımdı.

  • hocanın ilayda'nın başarısına çalışın, ordan sorucam demesine rağmen, şeyma'nın rüyasından sorup hepimizi sıçırttığı dersin kitabıdır.

  • asıl adı şerif cırık olan, 1940-2002 tarihlerinde yaşamış, toplumsal, siyasi konuları ele alıp; bir yandan geleneksel halk şiirini devam ettirirken diğer yandan da protest şiirlerle halkın sorunlarını dile getirmiş bu asrın en değerli halk ozanı, taşlama şairi, pir sultanı.

    kendisinin aşık veysel tarafından ayakta karşılanan tek kişi olduğu söylenir.

    60'da toplumculuğa ve halk edebiyatına gönül verdiği ve alevi olduğu için ordudan ihraç edilir.

    71'de darbe sonucu kurulan nihat erim başkanlığındaki hükümetin, üç fidanı (deniz gezmiş, hüseyin inan ve yusuf aslan) idam etmesi üzerine yazdığı erim erim eriyesintürküsü nedeniyle tutuklanır. nihat erim “bir halk ozanı başbakanı sevmek zorunda değildir” diye ifade verip şikâyetçi olmayınca dört yıl yerine 10 ay hapis yatıp tahliye olur.

    72'de evi kundaklanır.

    73'de halkı suça teşvik etmekten yargılanır, hüküm giyer, işkence görür.

    70’li yıllarda 8 yıl sahnelere çıkması ve yurtdışına gitmesi yasaklanır. geçimini ufak bir dükkânda plak satarak sağlamaya çalışır. bu dönemde ersen ve dadaşlar, edip akbayram, cem karaca, selda bağcan gibi başka sanatçılar eserlerini okumaya başlar.

    62 - 88 yılları arasında defalarca saldırıya uğrar, evi yakılır, tutuklanır, hapse atılır, dövülür, dişleri sökülür.

    98'de dünyanın yaşayan üç büyük ozanı arasında birinci sırayı alır.

    2001'de ''kızılbaşım ve laikim. ben değil yedi sülalem kızılbaştır. bir suç varsa dedemdedir!" dediği için, kendisine dgm tarafından dava açılır.

    17 mayıs 2002 tarihinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak almanya’da yaşamını yitirir.

    halk şiirine ve türkülerine ömrünü veren âşık mahzuni, bektaşi kültürünün ve anadolu ezgilerinin dünyaya tanıtılmasında önemli bir rol üstlenmiştir. 62 yıllık ömrüne; 453 plak, 58 kaset ve yayınlanmış 8 kitap sığdırmıştır. ayrıca adına hazırlanmış iki belgesel vardır.

  • “bir gün iki berduş kasaba meydanında avare avare dolaşırken bir kalabalığa rastlamış. bakınırlarken bir tane güvercin uçup gelip berduşlardan birinin omzuna konmuş.
    herkes berduşun yanında toplanmış ve :
    – işte padişahımızı bulduk. sen padişahımız olacaksın, padişahım çok yaşa. demişler.
    berduş:
    – olmaz öyle şey...
    diye ısrar etse de, inatçı kasabalılara yenik düşmüş. padişahlığı kabul edip arkadaşını da sadrazam yapmış. aynı gün de başlamış zulme, boyun vurmaya, vergi salmaya. bunlara dayanamayan arkadaşı:
    – yapma, halk kızacak ... demiş.
    çiçeği burnunda padişah da ona:
    – güvercin uçurup padişah seçen halka böylesi az bile.” diye cevap vermiş.

    not: bu fıkrayı 1982 anayasası referanduma sunulup sonucunda anayasa’nın kabulüyle birlikte kenan evren'in cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, süleyman demirel'in bu durumdan rahatsızlığını belirtmek için anlattığı söyleniyor.