hesabın var mı? giriş yap

  • bugun bir kebapcıdan duydugum soz. yolsuzluk bu kadar sefilce ve salakca savunulamaz herhalde.
    sonra devam ediyor:" demirel, ozal, mesut yılmaz, ciller... hepsi yediler sanki onlar yemedi mi abi?"

    iyi de onları da siz sectiniz zaten be abim...

    ecevit yedi diyebiliyor musun??

  • sabahin 4unde, taksimde soguktan buz tutmak uzere evine yuruyen seyyar cayci amcaya yardim amacli seslenip "amca 2 cay" dendikten sonra gozleri yorgunluktan cokmus amcanin cay termosunu gostererek ve utanarak "..ama cay soguk" demesi.. o seref ve o onur isitir o cayi amca.. ver de icelim

  • mission : impossible (türkçe gösterim adıyla 'görevimiz tehlike'), istanbul'u fetheden ve 380 yıl boyunca imparatorluğun idare merkezi ve padişahların resmi ikametgahı olacak olan topkapı sarayı'nı 1478 yılında inşa ettirmiş olan osmanlı padişahı 'fatih sultan mehmed'in dolaylı katkılarıyla, önce televizyon ekranlarında dizi olarak, sonrasında da beyazperdede film olarak karşımıza çıkmış ve çıkmaya devam eden görsel seridir görsel .. 'kardeşim olur mu öyle şey, ne alakası var' diyor olabilirsiniz .. siz de haklısınız elbette ama şakayı bir kenara bıraksak bile, yabana atılmayacak bir 'alaka' için lütfen aşağıya buyrun :

    amerikan televizyon dünyası, 1978 mayıs'ında, santa barbara (california) açıklarında düşen bir cessna 337 skymaster uçağının enkazında hayatını kaybeden 2 yapımcının haberiyle çalkalanır .. ölenler 'bruce geller' ve 'stephen gentry'dir .. görsel ..

    konu, 'bruce geller' ile alakalı olduğu üzere bir miktar kendisinden bahsetmekte fayda var görsel : 1930 doğumlu 'geller', psikoloji ve sosyoloji eğitimi gördüğü 'yale' üniversitesi'nden 1952 yılında mezun olur ve 1953'ten itibaren de çeşitli şov ve dizilere senaryo yazmak suretiyle televizyon endüstrisine, arka planda, ismi pek duyulmadan hizmet eder .. ta ki tv dünyasındaki şöhretine ulaşacağı 1966 yılına kadar ..

    hani bir film izlersiniz ve dünyanız değişir ya .. gerçekten de 'bruce geller', 1964 yılında, dünyasını tamamiyle değiştirecek bir film izler ve filmin konusundan ilham almak suretiyle bir dizi senaryosu yazmaya başlar .. izlemiş olduğu film, eskiden bir saray olan bir müzede yapılacak olan bir soygun ve soygunu gerçekleştirecek olan profesyonel mücevher hırsızı bir çift ve bu çiftin bir araya getirdiği bir alarm uzmanı, bir sirk akrobatı ve hasbelkader bu gruba dahil olmuş olan basit bir dolandırıcının hikayesini anlatmaktadır .. fazla uzatmadan sadede gelirsek film, 1964 yılı yapımı, yönetmenliğini 'jules dassin'in yaptığı ve 'en iyi yardımcı erkek oyuncu' dalında 'peter ustinov'a oscar kazandıran 'topkapı'dır görsel ..

    bruce geller'ın, filmden ilham alarak oluşturmaya başladığı dizi senaryosu için ilk başlarda düşündüğü isim 'briggs squad' (briggs'in takımı) .. emekli bir yarbay ve onun komutasında, her birinin farklı yeteneği olan eski özel harekat askerlerinden oluşan bir görev gücünü konu alıyor öncül taslak .. fakat yapımcı şirketle konuyu istişare ettiği süreçte senaryo, geçmişleri belli olmayan ama ana konunun, devlet yararına yapacakları işlere odaklanmış ama eğer kimlikleri ortaya çıkarsa devlet tarafından tanınmadıkları ilan edilecek olan ve bünyesinde dişi unsurlar da barındıran bir grubun hikayesine evriliyor ve sonuçta yapımın ismi canlanıyor : mission : impossible .. 1966-1973 yılları arasında yayınlanmış olan dizinin, efsane bir lalo schifrin bestesi olan intro müziğinin başlangıcında kibriti ateşleyen eller, dizinin yaratıcısı bruce geller'a ait görsel .. 1969 - mission impossible intro

    yıllar yıllar sonra, yapım haklarını satın alarak, senaryoyu bir film serisine dönüştüren tom cruise, ilham kaynağı olan 'topkapı' filmini hiç anmıyor mu ? elbette anıyor .. brian de palma yönetmenliğinde çekilen, serinin ilk filminde, tom cruise'un cia merkezinden ajan listesini çaldığı sahne, aslına bakarsanız 'topkapı' filminin son 20 dakikasında topkapı sarayı'nda yapılan soyguna bir saygı duruşu görsel görsel ..

    mission : impossible haricinde birçok filme ('ocean's eleven' da dahil olmak üzere) ilham kaynağı olan ve 1960'lardan mükemmel istanbul manzaraları içeren 'topkapı' filmini türkçe altyazılı izlemek istiyorsanız : topkapı - türkçe altyazılı

    kaynak : nytimes, imdb, en.wikipedia, youtube, mercuire.blogspot, newspapers.com, filmaffinity, spymovienavigator .. türkçe kaynak kullanılmadı ..

  • anneleri tarafından yatağı batırması engellenmiş, sidikli sözlükçülerdir. umarım yalnız değilimdir.

  • vefat etmeden önceki son röportajı sanki buruk bir veda gibi:

    "şu an albüm yapmamı gerektirecek bir neden görmüyorum. türkiye'nin içinde bulunduğu ortam benim bir daha albüm yapmamı gerektirmiyor. türk halkı var olduğu bugüne kadar, dört bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz, tarihinin en kavgalı, en uzlaşmaz, en gürültülü patırtılı dönemini yaşıyor. ben bu karmaşa içinde bir daha albüm yapmayı düşünmüyorum.
    ben insanlara hayatım boyunca doğrulukları anlattım. geldiğimiz konum dolayısıyla bu doğrulukları anlatmanın pek fazla işe yaramadığını görüyorum. bir üzüntü var tabii ki. bir hüzün var itiraf edeyim ki. ama yapmam da lazım. bunu bırakıyorum. bundan sonra bu işi de bırakıyorum...

    hayranlarım bir tepki gösterirseler ben duyarım onları. çok sanmıyorum. sonuçta güzel bir albüm çıkartıyorum işte. zaman zaman televizyon programları yapmaya devam edebilirim. konser de veririm belki. yani onlar başka şeyler. ama türkiye'nin içinde bulunduğu şu günler, bu kadar uzlaşmaz, bu kadar kavgacı, bu kadar çözümsüzlüğü arayan bir yaşam felsefesini benimsemiş bir ortamda benim şarkılarıma insanların ihtiyaçları yok. kişisel düşüncem..

    o zaman daha huzurlu bir ortamda yani ben de daha huzurlu ortam istiyorum o zaman. evet buna hakkım var. bunca sene konuşmuş, ettiği laflar dinlenmemiş bir insan olarak huzurlu, kavga edilmeyen bir ortam istiyorum yani...."

    o günden bugüne iyiye giden bir şey olmadı barış abi.. daha uzlaşmaz daha kavgacı daha gürültülü olduk. en son bıraktığın gibi bu dünya. kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok. ve daha da kötüsü, içi boş insanlar bu dünyada çok fazla yer kaplıyor artık.

  • 3 haziran 2013 rte'nin havaalanı konuşmasında erdoğan'a mükemmel yanıt veren kadın gazeteci. reuters'te görev yapmaktadır.

    --- spoiler ---

    gencecik insanlar var sokakta, üniversite öğrencileri var. ev kadınları var. onlar neden ayaklandı?
    --- spoiler ---

  • kıza zerre acımadım o erkek arkadaş denilen süprüntüden gelecek her şeye gözünü kapatmış zaten.

    babaya içim yandı, onun kalbi kim bilir nasıl yandı.

  • benim. çayı şekersiz içmekten sonra ikinci gurur kaynağımdır*, hayatımda bir kez bile sigara içmedim.

    sigara bağımlısı olan, sigarasız yaşayamayan, sigaradan uzak kaldıkça agresifleşen, yolculukta-derste sigara molası isteyen, sigara kokan, balgam çıkaran bir insan olmadığım için şanslıyım.

  • kendisi hakkında cia resmi sitesinde nüfusa ve çeşitli dağılımlara yönelik detaylı bilgiler verilmiştir.

    uyruk:

    ad olarak : liechtensteiner(s)
    sıfat olarak: liechtenstein

    etnik gruplar:

    lihtenştaynlı 65.6%, diğer 34.4% (2000 genel nüfus sayımına göre)

    diller:

    almanca (resmi), almanca lehçe

    din:

    katolik (resmi) 76.2%, protestan 7%, belirsiz 10.6%, diğer 6.2% (haziran 2002)

    nüfus:

    37,009 (temmuz 2013 tahmini değer)

    dünyadaki ülke sıralaması : 213

    yaş dağılımı:

    0-14 yaş: 15.9% (erkek 3,101/kadın 2,785)
    15-24 yaş: 11.7% (erkek 2,183/kadın 2,149)
    25-54 yaş: 43.6% (erkek 8,026/kadın 8,110)
    55-64 yaş: 13.4% (erkek 2,466/kadın 2,478)
    65 yaş ve üzeri: 15.4% (erkek 2,570/kadın 3,141) (2013 tahmini değerler)

    ülke yaş ortalaması:

    toplam ortalama: 42.1 yaş
    erkek: 41.1 yaş
    kadın: 43.1 yaş (2013 tahmini değerler)

    nüfus büyüme oranı:

    0.81% (2013 tahmini değerler)

    diğer ülkelere göre nüfus büyüme hızı sıralaması: 134

    doğum oranı:

    10.67 doğum/1,000 kişide (2013 tahmini değerler)

    diğer ülkelere göre nüfus büyüme sırası: 182

    ölüm oranı:

    6.89 ölüm/1,000 kişide (2013 tahmini değerler)

    diğer ülkelere göre nüfus azalma sırası: 135

    net göç alımı:

    4.35 göçmen/1,000 kişide (2013 tahmini değerler)

    dünyadaki göç alan ülke sırası: 25

    şehirleşme oranı:

    şehirli kesim: tüm nüfusun %14'ü (2010)
    şehirleşme hızı: yılda 0.9% (2010-15 tahmini)

    önemli şehirler ve nüfusları:

    vaduz (başkent) 5,000 (2009)

    cinsiyet dağılımı:

    doğmakta olan: 1.26 erkek(ler)/kız
    0-14 yaş: 1.09 erkek(ler)/kadın
    15-24 yaş: 1.04 erkek(ler)/kadın
    25-54 yaş: 0.99 erkek(ler)/kadın
    55-64 yaş: 1 erkek(ler)/kadın
    65 yaş ve üzeri: 0.81 erkek(ler)/kadın
    genel dağılım: 0.98 erkek(ler)/kadın (2013 tahmini)

    ölü doğum oranları:

    toplam: 4.36 ölüm/1,000 canlı doğum

    bu ölümlerin dünya ülke sıralaması: 192

    erkek: 4.64 ölüm/1,000 canlı doğum
    kız: 4 ölüm/1,000 canlı doğum (2013 tahmini)

    ülkede ortalama insan ömrü:

    genel ortalama: 81.59 yaş

    dünya insan ömrü sıralaması: 12

    erkek ömrü: 79.45 yaş
    kadın ömrü: 84.29 yaş (2013 tahmini)

    doğurganlık oranı:

    1.69 çocuk kadın başına (2013 tahmini)

    dünya doğurganlık ülke sıralaması: 171

    hiv/aids - yetişkinlerdeki yaygınlık: bulunmuyor

    hiv/aids taşıyan vatandaş: bulunmuyor

    hiv/aids'ten dolayı ölüm: yok

    eğitime ayrılan gelir:

    milli gelirin %2.1'i (2008)

    eğitim gideri dünya sıralaması: 165

    okur-yazarlık:

    tanım: 10 yaş üzeri kimseler yazıp okuyabiliyor
    okur-yazar oranı: %100
    erkek: %100
    kadın: %100

    mecburi eğitim süresi ortalaması (ilk ve orta öğretim):

    genel ortalama: 12 yıl
    erkek: 13 yıl
    kadın: 12 yıl (2008)

    eveeet sevgili minikler lihtenştayn'ı cia amcamızın katkılarıyla daha yakından tanımış olduk.*

  • belli bir yaşa gelmiş ve ailesinden sürekli evlilik baskısı gören kızdan günün birinde duyabileceğiniz bir söz.

    bu ülkede her kadın, 20'li yaşlarında, aile başta olmak üzere tüm çevresinden evlilik konusu ile ilgili baskı görmeye başlar. bu en modern çevreye sahip kadınlar için bile geçerlidir. en okumuş ailelerde bile bu baskı yaratılır. en açık fikirli ordinaryus profesör baba bile, kızının "yalnız ölmesini" istemediği için farkında olmadan bu konuda baskıcı olabilir.

    çünkü bizim kültürümüzde kadın aciz olarak görülür ve korunması gerekmektedir.

    kızın kendisi de evliliğe inanmıyor olabilir. kendini hazır hissetmiyor olabilir. ama çevre onu öyle bir noktaya getirir ki, bunu erkek arkadaşıyla paylaşmak durumunda kalabilir.

    bu durumda sevgili beyler, mallığınızı ve "ben özgür yaşarım" bencilliğini bir süreliğine rafa kaldırıp, bu noktaya neden gelindiğini ve alternatif çözümleri düşünün.

    zira karşınızdaki kız muhtemelen, canı her istediğinde, istediği kadar dışarı çıkamayan; her gittiği yeri ailesine bildirmek zorunda olan, belki bir ilişkisi olması sebebiyle ailesinden baskı gören ya da en azından mahalle baskısı yaşayan biridir.

    amsterdam'da değil türkiye'de yaşıyoruz. bu coğrafyada kadın olmak zor.