hesabın var mı? giriş yap

  • hic itiraf etmeseler de aptal insanların mutluluguna ozenirler.bir turlu tatmin olamazlar hicbirseyden,bu yuzden kendilerinden baska herkese faydaları dokunur.genelde anlashılmadıklarından anlayabilene hemen baglanma egilimindedirler.

  • kendisi bence bir türk firmasına gelmiş geçmiş en başarılı yöneticilerden biri. ilk roportajlarının birini hatırlıyorum, amacının "turkcell'i salt bir cep telefonu operatörü olmaktan çıkarıp, bir servis şirketine dönüştürmek" olduğunu hatırlıyorum. bu o günlerde çok seyrek telaffuz edilen bir olgu idi. "servis" dediğin olay yalnızca büyük şirketlere yapılan kurumsal anlaşmaların yanında sunulan bazı ek detaylardan ibaretti. o dönemki gsm operatörü piyasası kontör, lira ve tarife üzerinde yapılan kampanyalar ile farklılaştırılan marketing operasyonları ile ilerleyen bir market imiş baktığında. ben hala hatırlıyorum 5 dakikası 1 kontör, 10 dakikası bilmemne tarzı olayları. ki telsim - vodafone'da da olay aynı, avea'da da aynı, türk telekom'da da aynı.

    bu herifin vizyonu, operatöre bir "servis şirketi" olma yeteneğini kazandırdı. nedir bu? küçük, büyük işletmelere, öğrenciye, çalışana, patrona, esnafa farklı kombine servis paketleri ile ilerlemek. eskiden turkcell ne yapardı, atıyorum 100 kişi için aylık "500 dk + 5000 sms + 4 gb internet" şeklinde gsm servis sağlayıcısı sözleşmesi yapar çıkardı. adam aldı datacenter'ları kurdu, hosted servisler için gerekli altyapıyı oluşturdu. superonline ile birleşmeyi gerçekleştirip telekom altyapısını yarattı. kurumsal birleşik çözümler için markalarla anlaşma yaptı, danışmanlar işe aldı, güzel takımlar kurdu. sonuç olarak olay "500 dk + 5000 sms"'ten bakın nereye geldi:

    bi kuruma gittin. 200 çalışan için 500 dk + 5000 sms anlaşması yaptın, okey, sonra adsl / vdsl anlaşması da yap. adamın 500 mağazası var her birinin ağ altyapısını sen kur. onun yanında merkeze switching altyapısı lazım olacak, onu al tarifenin içerisine göm, 24 ay taksitle ödesin. yanında kablosuz ağı gerekecek, alalım 500 adet ap her mağazasına ekleyelim. ip telefon altyapısı gerekli herkese artık, telefonlarla birlikte 36 ay taksitle ekleyelim. ip santral de turkcell'in kendi cloud'undan çalışsın. vpn gerekecek her farklı mağazaya, hepsini tarifeye ekleyelim, yine turkcell datacenter'ları üzerinden kiralama modeli ile ilerlesin. şirketin 4 farklı merkezi var, video konferans yapmak isteyecekler, bunu da tarifeye ekleyelim, tcell altyapısı ile çalışsın. ayrıca şirketin istediği farklı spesifik ihtiyaçlar da var fakat kaynak ayırmak istemiyorlar, biz girelim işin içine, %5 vade farklı ile yine tarifenin içine gömüp taksitlendirelim, hiç alakamız olmayan bir konuda bile sadece finansör olarak içeride bulunalım.

    bu strateji o kadar başarılı bir strateji ki, hem vendor lock-in sağlıyorsunuz (yani müşteriyi bi kere bağlamış oluyorsun), hem tek seferde çok ciddi boyutta işlere imza atabiliyorsun (sadece tarifeyi sağlıyorum demek var, tüm it altyapısını ben verdim demek var), hem ciddi danışmanlık ücretleri alabiliyorsun (ek bir gelir kolu oluyor bu sana) hem de vendor'dan bağımsız olarak krallar gibi oyunu kurabiliyorsun. artı olarak sana sadık onlarca alt bayii yaratıyorsun, zira adamlar senin finans gücünü ve ismini kullanıp, normalde giremeyecekleri projelere giriyorlar. artı, üretici firmalarla da kanka oluyorsun, her üreticinin fiyatlarını, özelliklerini biliyorsun. her yönden pazarın patronu oluyorsun özetle.

    ciliv'in kazandırdığı bu beceri daha sonrasında türk telekom - avea ile de birebir aynı şekilde gerçekleştirilmeye başlandı, şimdi yavaş yavaş vodafone da oyuna ısınmaya başladı. her halükarda adamın bu vizyonunu inanılmaz başarılı buluyorum. sadece çalıştığı şirkette değil, sektörde ciddi bir değişime, paradigma kaymasına sebep oldu, ki değişim iyidir, değişim candır. adam başlı başına dev bir sektörü değiştirdi. bu sebepten ülkeden gidişi, bence türkiye it camiası için ciddi bir kayıptır.

    küçükten büyüğe yönetilebilir turkcell servislerini incelemek isteyenlere link: http://www.turkcell.com.tr/kurumsal/bulut

    son bir ekleme olarak şunu da belirtmek isterim, ik tarafında kazandırdığı vizyon nasıldır bilmiyorum ama gerçekten çok başarılı ve vizyoner isimlerle çalışıyorlar. birlikte çalışma imkanı bulduğumuz arkadaşlar hem alanlarında uzman, hem de sektördeki gelişmeleri direkt yakından takip ediyorlar. bir san francisco'da ne oluyorsa, turkcell'de de bu konuşuluyor ve çalışmaları anında başlatılıyor. mesela atıyorum mobil marketing tarafında yapılan ya da planlanan projelere bakıyorum, türkiye'de daha m'si yokken, adamlar bir şeylere başlamış oluyorlar. ha onlar şirket içi bürokrasiyi aşana kadar atı alan üsküdarı geçmiş oluyor ama o ayrı :)

  • %40 indirim kampanyasında 7,90'a sattıkları deodorant migros'ta 7,50 lira. başka sözüm yok.

  • bir twitter kullanıcısı tarafından ortaya çıkarılmış, henüz doğruluğu kanıtlanmamış iddiadır. algida'nın ingiltere ve türkiye'de satışa sunduğu twister isimli dondurmasında içeriklerin tamamen farklı olduğu ifade ediliyor. türkiye'deki twister'da yağsız süt oranı %1 iken bu oran ingiltere'de %13'e tekabül ediyormuş. aynı şekilde meyve püresi oranı türkiye'de %0,4 iken ingiltere'de satışa sunulan üründe %11'miş. twit şurada

    böyle bir farklılık doğruysa, yani algida türkiye'de çok daha sağlıksız formülasyona sahip ürünler piyasaya sürüyorsa büyük rezalet. söz konusu rezalette sadece algida firmasının değil, bu bariz farklılık içeren formülasyona okey veren bizdeki yetkilerin de payı var elbette.

    edit: konu genel hatları itibariyle şununla ilintiliymiş. (bkz: aynı ürünün türkiye'de daha kalitesiz olması) (bkz: türkiye'de ürünlerin kalitelerinin düşmesi)

    edit 2: konuyu gündeme getiren kullanıcı gıdadedektifi'dir. emeğe saygı açısından ismini paylaşmam söylendi. şahsım adına ben de teşekkür ediyorum gösterilen çabalar için.

    algida konuyla ilgili bir açıklama yapmış. onu da paylaşmak boynumuzun borcudur. link

    edit 3: uzman birisinin görüşleri şu şekilde. paylaşmakta fayda gördüm. (bkz: #91287805)

  • alex'in attığı golde spiker "alex, alex, alex, alex, samba, samba, samba" şeklinde bağırdı.

    diğer memleketlerde de böyle midir acaba? o ülkeye göre yabancı olan bir futbolcu gol atınca spiker o futbolcunun yöresel dansını haykırır mı? dert oldu bana.

    ispanya'da nihat gol atınca spiker "halay, halay, halay" diye bağırıyor mu acaba? n'olur bağırsın. :(

  • "kazların kadın şahıslara ait olduğu belirlenmiş, görevlilerinin müdahale etmesi üzerine, kadınlar kazları tekrar yanlarına alarak parktan ayrıldıkları anlaşılmıştır” link

    sözkonusu arap aklamak olunca emniyet teşkilatımızın ne kadar sıkı ve titiz çalıştığını gözler önüne seren bir açıklama olmuş.

  • yaptığı telefon görüşmesi yüzünden, gözaltına alınabileceğini bilen ahmet hakan'ın bir nevi ön açıklama tadında olan yazısı.