ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
https://eksiup.com/p/wb35276f8qk6 karşılaşılıyor böyle şeylerle.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"aslında milkshake müslümandır. asıl adı milk şeyhdir yani sütçü imamdır."
ilköğretimde el yazısı öğretilmesi
-
uzun yıllardır var olmayan sistemdir. eskiden normal yazı ile yazar, ayrıyeten güzel yazı yazma dersi diye bir derste el yazısı yazmayı öğrenirdik. birkaç senedir direkt o güzel yazı denen garip yazıyla yazmayı öğretiyorlar ve öğrenciler de bok gibi yazıyor doğal olarak.
özel okul trafik terörü
-
çocuğunu özel okula veren her ana baba ama özellikle anneler sanki bir tek kendi çocuğu özel, okul ve trafik sadece onlar için yapılmış gibi davranıyor. avrupa'da amerika'da yasalar ve pek tabii medeniyet çerçevesinde asla yapmayacakları şekilde kuralsızca ve pek tabii saygısızca ana arterin ortasında arabası ile duruyor, park ediyor, aracı çalışır halde bırakır dörtlüleri yakıyor vs. napıyorsunuz efendim diye sorarsanız yüzünüze boş bakıyor, bazısı hak ve gururla çocuğumu bekliyorum diyor. istanbul'da net bir şekilde sabah ve akşam okul trafiği diye bir şey var ve sebebi de çocuklarını özel araçları ile okula bırakan ve okuldan alan veliler. yürüyerek kırk dakikada geçilecek yollar araba ile kırkbeş dakikada geçiliyorsa mutlaka etrafında bir özel okul vardır. buna cumartesi günleri kurs - etüt - bale - yüzme gibi türlü aktiviteleri de ekleyebilirsiniz. ülkenin eğitimsizlik ve bilinçsizlik seviyesi arşa ulaşınca pozitif ayrımcılığı hak gören ebeveynlerin davranışları gerçekten göz yaşartıcı.
eskiden sadece trafik tıkanırdı, şimdi artık can ve mal kayıpları da yaşanıyor. araç ve yaya kazaları yaşanıyor. bu konuyu iletişimle çözemediğinizde pek tabii okul yönetimine, belediyeye, emniyet müdürlüğüne, hatta cimer'e ilettiğinizde aldığınız cevaplar yaşadıklarınızdan çok farklı değil.
sevgili veliler, sadece sizin çocuğunuz okula gitmiyor ve trafik dediğin şey bu kadar sorumsuzca hareket edebileceğiniz bir şey değil.
ülke her anlamda içten içe çürüyor, kanunsuzluk ve kuralsızlık kol geziyor onu geçtim insanların kendine ve birbirine saygısı yok ama sorarsan çocuğunu özel okula gönderiyor. kusura bakmayın da bu kafayla siz nesiniz ki çocuğunuz nasıl bir eğitim alıp ne olacak?
oedipus kompleksi
-
herkesin belirli yas araliklarinda yasamis oldugu bir ruhsal buhran. erkeklerin hayatinin belirli bir doneminde de bu buhrandan izler tasidigi acikca rastlanabilir bir durum. erkek annesine benzemeyen bir kadına asık olur, fakat annesine benzeyen bir kadinla evlenir. bosanmanin esigine geldiginde ise annesine olan nefreti ortaya koyar.
türkiye'nin en abartılmış sanatçısı
-
(bkz: ferhat göçer)
gelmiş geçmiş en iyi istanbul belediye başkanı
-
(bkz: justinianus)
çoğunuz yaş itibariyle tanımaz ama istanbul'un en iyi belediye başkanı justinianus'tur.hiçbir şey olmasa adamın ayasofya'yı yaptırması bile yeter.ah azizim ahh !
bir ilişkiyi bozmak için yeterli laflar
-
star wars teklifini reddeden sevgilinin bu hareketinin ilişkiyi bozacağını iddia edenlerin büyük ihtimalle bir ilişkisi yoktur. eğer varsa sevgilileri bu teklifi reddetmemiştir veya reddetme potansiyeline sahip değildir. öyle bir filmle bozulmaz bu işler. bozulur da, üçüncü sınıf ergen sitcomlarında falan olur öyle sahneler. sanırım geyik olsun diye yazılıyor bunların çoğu veya star wars sevdiğini belli etmek için de olabilir bak.
hoşlanılan erkeğe açılmak
-
benim de yapmış olduğum eylem. diyalogun gelişimi şöyle olmuştur:
b: ben
h: hoşlandığım erkek.
olayın gerçekleşme biçimi: telefon görüşmesi.
b: bak h'cim, sana söylemem gereken bir şey var.
h: söyle bakalım.
b: birçok yönden oldukça iyi anlaştığımıza inanıyorum. bir süredir sana olan hislerimi de tartıyorum ve sana senden hoşlandığımı, seni sevdiğimi söylemek istiyorum.
h: kendimle gurur duydum.
b: (iç ses) (ulan duya duya gurur mu duydun? başka cevabın yok mu?)
h: bunu yüz yüze konuşalım ama mutlu olduğumu bilmeni isterim.
sonuç: şimdi evli ve mutluyuz.
kendisi burayı okuyorsa selam ederim.
türk sinema tarihinin en iyi erkek oyuncusu
-
şüphesiz sadri alışık, kemal sunal, haluk bilginer vb. diyenler çıkacaktır ama benim için kesinlikle:
(bkz: şener şen)
komediyse komedi, dramsa dram. her rolünün hakkını fazlasıyla veren büyük bir ustadır.
susuz yaz
-
(bkz: #35871587) nolu entry'de de bahsedildiği üzere kanun çıkarttıran filmdir. şükran kuyucak esen'in "türk sinemasının kilometre taşları" kitabında filmden bahsettiği bölümde kaynak olarak; "erksan, metin, "türkiye'de entelijansiya yok", ve sinema, kitap 1, istanbul, hil yayınları, 1985, sf. 28"i göstererek alıntıladığı bir paragraf:
--- spoiler ---
"metin erksan, filmdeki sorunun kalıcı bir çözüme kavuşmasında filminin etkisi olduğunu savunmakta, bunu şöyle dile getirmektedir:
"susuz yaz'ı çektik, film bitti. ne zaman? 1964 yılında. 1969 yılında hükümet kanun çıkardı, bu da es geçilmiştir. " türkiye'de kimin tapulu mülkünden kaynak çıkıyorsa, o kamunundur" dendi. ancak, devlet, arazi sahibine ilk kullanma hakkı tanıdı. peki benim susuz yaz'ın mülkiyet sisteminin içinde aşamalar gösteren, bu büyük kanunun çıkmasına hiç mi etkisi olmadı? burası üzerinde hiç durmadılar. o kanun belki çıkacaktı günün birinde, ancak o tarihlerde çıktıysa buna susuz yaz ve ben neden oldum"."
--- spoiler ---
bizi burak'ın ve bebeğimin melekleri korudu
-
böyle açıklamalara sinir oluyorum çünkü satır aralarında bu şekilde ölmüş veya yaralanmış herkesi suçlamış oluyorlar.
siz beş hafta önce "korunmadığınız" için değil, aracınız sağlam olduğu için kurtuldunuz.