hesabın var mı? giriş yap

  • sabah 6 kapi calinir . izbandut gibi iki polis kapida ..

    uyku sersemi - gunaydin ?

    polis - gunaydin .. calinan arabanizi bulduk adresi verelim gidin alin ..

    uyku sersemi - arabam calinmadi ki ..

    polis - eminmisin ?

    uyku sersemi - eminim .. emin miyim ? ( boynunu uzatip bakar arabayi park ettigi yere )

    uyku sersemi - aaaa araba gitmis .. arabam gitmis .. arabami calmislaaar ..

    polis - bingooo

  • ''bir şey almayacaksan dükkanın önünü kapatma, müşteri gelmiyor senin yüzünden'' demek ile eşdeğer isyan cümlesi.

  • bir insana yapılabilecek en berbat şeylerden biridir koşulsuz sevgi.

    koşulsuz sevgi benmerkezcildir. koşul gözetmeyen duygu, karşısındaki kişiyi önemsemeyen duygudur. kime, hangi şartlarda verildiği önemsizdir. aslolan tek şey sevginin varlığı ve sevgiyi icra eden kişiye ne hissettirdiği, nasıl sevdiğidir. sevilenin bu sevgiyle ne hissettiği dikkate alınmaz.

    koşulsuz seven insanın aslında sevdiği insana gerçek bir saygısı da yoktur. o sevgisinin odağıdır sadece. sevgisi o kadar büyük ve o kadar koşulsuzdur ki, başka hiçbir şeye gerek kalmaz. gerekirse sevdiği insan için - sevdiği insan dahil - her şeyi ihlal edebilir. kendini verdiği sevgi ve ilgiyle tanımlayan, fakat bunu kime verdiğiyle ilgilenmeyen insan koşulsuz sever.

    eskaza bu sevgi, sevilen kişiye iyi gelmezse, seven kişi bu durumdan hakarete, ihanete uğramış gibi etkilenir. sırf mutlak sevgisi sebebiyle hoş görülmelidir, ayrı bir kredisi vardır. kalbi kırılmamalıdır ve iyiliği göz önünde bulundurulmalıdır.

    koşulsuz sevgi, karşısındaki istiyor mu sormadan kucağının ortasında bırakılmış, ödenemeyen dev bir borçtur. bu borcu ve beraberinde gelen sorumluluğu istemediğini dile getirmek ise en büyük kötülük, değer bilmezlik, bencillik, sertlik, kırıcılık olur.

    gerçek iletişimi imkansız hale getirir, çünkü koşulsuz seven için tek bir argüman vardır, o da “ama ben seni çok seviyorum” olur.

    sonsuz seven kadınlar, “ya benimsin ya toprağın” adamları, oğluna vampir gibi yapışmış anneler ve onlarla aşk-nefret ilişkisi yaşayan man-babyler hep koşulsuz sevginin ürünleridir.

    koşulsuz sevgi, sevilenin zıvanadan çıkmasına davetiye çıkarır. koşulsuz sevgi mutlak bir güçtür ve mutlak güç mutlaka yozlaştırır. koşulsuz seven insan kırılır ama içine atar, sineye çeker, acısını göstermez. koşulsuz sevilen kişinin bu yüzden kaybedecek hiçbir şeyi yoktur. ne risk, ne yaptırım vardır.

    koşulsuz sevgi ilişki dinamiğinin gerçekliğini yok eder. sebep-sonuç, diyalog kurma ortadan silinir. seven insanın sevgisi o kadar mutlak ve koruyucudur ki, karşısından gelen tüm eleştiriler, tüm talepler, tüm isyanlar sevgi duvarına çarpıp düşer. tüm tartışmalar, tüm kavgalar dönüp dolaşıp sevgiye gelir.

    alınan tek cevap “ama ben seni ne olursa olsun çok seviyorum” olduğunda da işte, bu sevgi artık bırak kötü gelmeyi, yalnızca delirtici hale gelir. koşulsuz seven kişi bunların farkında bile değildir. o sineye çekmiş ve sakinleşmenizi bekliyordur. çünkü siz eskisi gibi davranırsanız o da sizi sevmeye hazır şekilde beklemektedir. “konuşma işte” demektedir, “yüzüme vurma yahu sevgim neyine yetmiyor” demektedir.

    sevgisiyle o kadar meşguldür ki, sevdiği insanın çaresizliğinin farkına bile varmaz.

    koşulsuz sevgi seveni de, sevileni de inkar eder.

  • aslinda avukat muvekkil diyaloglari na girmistim bu entryyi, istek uzerine buraya da giriyorum.

    (daha muvekkil olmamis bir musteriyle gecen bir diyalogdur aslinda, aradim mamafih daha uygun bir baslik bulamadim.)
    avukat kardesimin basindan geciyor, gecen sene
    yer: rize
    mekan: kardesin ofisi

    m: avukat hanim, ben aileme dava acmak istiyorum
    k: konu nedir?
    m: evlatlik oldugumu ve bunu benden gizlediklerini dusunuyorum.
    k: bunu ailenizle paylastiniz mi?
    m: evet soyledim
    k: ne dediler?
    m: oglum gerizekali misin? 5 cocuktan sonra neden seni evlatlik alalim?

  • 15. yüzyıldan beri lüks olmaktan çıkmış peynirin lüks olması durumudur.

    önceden paramız yoksa peynir ekmek yerdik, çerez parası derdik artık bok yiyip beton kemiririz.

    emeği geçen başta aktroll olmak üzere herkes belasını bulsun.

  • yerli malı diyorsunuz da bizim çocukluğumuz yerli malı haftaları ile geçti.

    türkiye'de bizim nesillerde, ister köyde olsun ister şehirde, yerli malının önemini bilmeden büyüyen bir tane çocuk bulamazsınız.

    bilin bakalım bu uygulamayı kim kaldırdı ? güya milli eğitimi ab seviyesine getireceklerdi.

    şimdi yırtınıyorlar yerli ve milli diye.

    israil protestosu başka konu ama bunu yerli malına bağlayacak en son kişi bunlar.