ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
date yerine history yazan sığır havuz çalışanı
-
(bkz: beşiktaş eats a goal)
internet cafe'lerde cs oynanan karanlık dönem
-
güzel zamanlardı. güzel dostluklar, arkadaşlıklar edinildi. evde asosyal gibi takılmıyorduk en azından
7 ocak 2016 iran suudi arabistan savaşı
nurgül yeşilçay'ın son hali
-
size hoş görünmek için bu yaşta acilen yemeden içmeden kesilmesi gereken ünlü.
çünkü siz çok şeysiniz.
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
bir çocukluk aktivitesi. anne bir yandan yatakları sererken, çocuk orada balıklama atlar diğer yatakların ve yorganların üstüne. kardeş de varsa süper güreş yapılır ve boğuşulur orada.
ne yapıyorum lan ben burada hissi
-
(bkz: halay çekerken düşünülenler)
futbol ile ilgili unutulmaz aforizmalar
-
eski fenerbahçe ve galatasaraylı israil'li oyuncu haim revivo'dan geliyor;
"the only thing true in the turkish newspapers is the date."
yani diyor ki; "türk gazetelerindeki tek doğru şey, günün tarihidir."
çakal uzi sefo ezhel murda mero
-
kandil dağ kadrosu sandığım liste.
karısına hanım diyen tip
-
babam diyor.
bunun neresi itici? 60 küsür yaşındaki adam, 50 küsür yaşındaki karısına "hanım" diyor. sanki anasına avradına küfrediyor da iticiymiş. dayak atan adamlar çekici çünkü.
boğaziçi'nde yemek fiyatlarının yüzde 60 artması
-
eğer bugün öğrenciye verilen yemek 15-20 lira değilse, zamanında 1.5 lira da para mı lan demeyip tepki gösteren öğrenciler sayesindedir.
bugün 2.5 lira para mı denir.
yarın 5 lira olur, o da para değildir.
öbür sene 7.5 lira olur, olsun gene de dışarıdan ucuzdur.
diğer sene 10 lira olur, dışarıda da 10 liralık yemek satan yerler vardır ama ne idüğü belli değildir.
diğer sene 15 lira olur, 15 lirası olmayana adam mı denir denir.
öteki sene 25 lira olur beğenmeyen yemesin denir.
ucunu sokturursan kökünü de sokarlar hacu, en baştan hiç sokturmamak lazım.
otobüste yaşanan dumur olaylar
-
dershaneye yeni başladığım dönem, her gün aynı saatte 8:10 geçe otobüse biniyorum. bir gün sabah otobüs duraktan hareket etmiş gidiyor, ıslıkla durdurabildim, sonra da bindim.
ertesi gün 2. kez gene bizim sokağın başında ıslıkla durdurdum. 3, 4, 5, derken, şoför alıştı. artık otobüse binmek için, durağa kadar yürümüyorum, otobüs geliyor, sokağın başından alıyor.
bir gün gene sokağın başındayım ve artık otobüse yalnız da binmiyorum, yanımda aynı otobüsü bekleyen insanlar var. tam otobüs karşıdan geliyorken, bir kitabımı evde unuttuğumu fark ettim ve eve döndüm. evden döndüğümde otobüsün hala beni beklediğini gördüm. şaşkınlıkla otobüse bindim.
şoför : bak, burada bu kadar insan sen okula geç kalma diye bekliyor. bir özür dile herkesten.
ben : özür dilerim, kitabımı almayı unutmuşum. otobüsün bekleyeceğini sanmıyordum.
teyze : olsun evladım, sen ders çalışmana bak!
şoför : ama bak bir daha olmasın, tamam mı?
ben : tamam, abi.
sonrasında geçen zamanda şoförle sohbeti koyulaştırdık. karışık kaset hazırladım ona, bir sene boyunca otobüste dinledik. en dumur edici olan da, benim dershane bittikten sonra, benim otobüse bindiğim yer otobüs durağı oldu.
şoför de benim dershane bittikten sonra, efsanevi bir şekilde kayboldu. şimdi kimbilir nerede, ne yapıyordur?