ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ev kiralarını devlet belirlesin kampanyası
-
siz ne istediğinizin farkında mısınız? yağmurdan kaçarken doluya tutulmak mı istiyorsunuz ? kiradan fazla vergi ödemek istiyorsunuz herhalde.
30 aralık 2014 istanbul'da kar yağışı
-
80 yasindaki annemin yuzune bir tebessum konduran yagis.
perdeyi aralayip, bakip bana dogru geldi.
-kar yagiyor.
dedi.
cocuk gibi...
yagiyor annem yagiyor. bir kar yagisina daha sahit oldun, cok sukur.
uzun süreli yalnızlığın sırrı
-
kendinize güvenmeyin.
mümkünse her koşulda sorgulayıp bir de bunun üzerine dırdır yapın durmaksızın.
hayatınıza yanaşan istisnasız herkesi donuna kadar irdeleyin.
evden dışarı çıkmamak için bahaneler bulun.
%100 çalışıyor, tecrübeyle sabit.
survivor all-star
-
ahmetin midesinde rahatsizlik olduğunu doktordan değil de ada konseyinde acundan öğrendiği program.
yıldırım demirören
-
pkk'nın başına getirilsin, terör biter...
amelia earhart
-
dünya üzerindeki ilk kadınlar arası uçuş yarışmasını kurmuş ve organize etmiştir. yarışmaya 99 adet kadın pilot katılmış ve yarışmıştır. yarışmadan sonra bu 99 kadın bir dernek kurarak kadınların havacılıktaki paylarını arttırmak için çalışmalar yapmışlardır. dernek günümüzde de faaliyet göstererek tüm dünyadan kadın pilot üyeleri vardır. dernek websitesi: [https://www.ninety-nines.org/ https://www.ninety-nines.org/]
kızınıza sahip çıksaydınız
-
sen oğluna insan olmayı öğret de kadınlar sahip çıkılacak noktaya gelmesin.
söyleyenin utanç duyması gereken laf.
madeni paraların yuvarlak olma sebebi
-
ilk madeni paralar kalıplarla değil darp usulü ile üretilirdi. yani erimiş haldeki maden belli bir hacimde ölçülerek bir satıh üzerine damlatılır o eriyik kendi kendine yayıldığında yuvarlak bir şekil alırdı. sonrasında maden halen şekil almaya uygun bir sıcaklıkta iken, bir dişi mühürün üzerine konulur ve üzerine bir başka mühürün darp edilmesi ile şekil alırdı. bu durumda zaten yuvarlağa yakın haldeki maden üzerine gelen darbe ile her yönde genişlerdi. şekiller de paranın tamanında değil sadece ortasında yer alıyordu. tabi bu arada paranın kalınlığı darbe etkisi vb sebeplerle sikke tam bir yuvarlak da olmuyordu. bu teknolojiye bağlı kalındığında darpın parayı her yönde genişletmesinden ötürü yuvarlak dışında bir şekil yapmak oldukça zor olsa gerek.*
bu sistem çok uzun dönemler boyunca korunmuştur. sikkelerin madenlerinin kenarlarından tırtıklanmaması için geliştirilen teknoloji göreceli olarak çok yakın tarihlidir. biraz kulak dolgunluğu ile bu teknolojinin mesela bizim için abdülmecit zamanında mecidiyelerin basımına kadar sürdüğünü belirtelim.
peki neden daha sonraki dönemlerde yuvarlağın yanında farklı şekiller hiç denenmemiştir?
benim aklıma bazıları zorlama olmakla birlikte bazı cevaplar geliyor.
1- köşeler yuvarlatılsa bile çabuk aşınabilir.
2- bütün madeni paraların dar bir silindir şeklinde olması, sadece paranın çapına bakarak paraların birbirinden ayırt edilmesine imkan tanıyor.
3- portreler yuvarlak şekiller için daha uygun.
4- yeni basılan paraların toplumca kabul görmesi çok önemli. o yüzden şekil konusunda muhafazakar davranılıyor.
* bu prosedürü kafamda canlandırdım. ihtimaldir ki madenler ince silindir kalıplara dökülüyor da olabilir. ama o zaman darp edilmeden önce ve halen yumuşak halde iken mühür üzerine taşınması sorun olacaktır. madenin doğrudan mühürün üzerine damlatılması da kenara taşmak, tam ortalanmamak gibi nedenlerde mümkün olmuyordur. dolayısı ile en mantıklı çözüm öncelikle madenin düz bir satıhta soğutulması gibi görünüyor. her durumda mühürler arasındaki maden darp sonucu her yönde genleşecektir bu da ona yuvarlağa yakın bir şekil verir.
2021 gurbetçi istilası
-
%90'ı görgüsüz, varoş olan kesimin istilası. koca koca arabalarla ters yöne girerler, yolun ortasına park ederler, havalı havalı gezerler sonra da almanya'yı kötülerler amk evlatları. almanya'nın tek kötü yanı bu çomarları eğitememiş olması.
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
"gençliğim elinde çürüyor..."
8 sene oldu, hala zihnimdedir.
cem yılmaz
-
kendisinin işine olan saygısını şöyle anlayabilirsiniz; gittiğim çoğu konser veya gösteride belirtilen saatte çıkanını hiç görmedim. saat 9 dedilerse o saat 9:30 olur. hele konser ise saat 10:00'a kadar yolu var hatta geçer.
işte bu adam saat tam 9:00'da sahnede olur. belki de daha erken çıktığı da olmuştur. seyirciler daha yerini almadıysa bile sahneye çıkar gelenler ile sohbet eder. herkes yerini aldıktan sonra perdenin arkasına gider tekrar sahneye çıkar.
çok ünlü şöhretli olabilirsiniz ama işine saygı duymak çok başka bir iş.
istanbul'da 26 eve sahip olmak
-
şu anki ev sahibimin içinde bulunduğu keyif verici durum.
bizim sülale hep artist, okumuş insanlar. kanundan korkarlar, nizama uygun harekette bulunurlar hep. böyle ahlaki, (namuslu) davranarak vatan için, millet için toplum için faydalı bireyler olduklarını düşünürler. beni de maalesef böyle yetiştirdiler. bunların hepsini "medeniyet" çatısı altında yaptılar.
ama ben şu an kimin evine kira veriyorum?
60-70 li yıllarda istanbula gelip, hazine arazisine gecekondu dikip ilk seçimde tapu alan ve şu an bu arsa yüzünden 26 dairesi olan malatyalı ilkokulu bitirmemiş birine. 3000 lira da kiram var. ev sahibimi görseniz gider bir lokantada karnını doyurursunuz.
ben kimim? yüksek lisansını yapmış biri maaşımın yarısı direkt bu insana gidiyor yani. evet bazılarınızın o meşhur vergileriyle aldığım maaş.
peki bu insanın vatana millete ne gibi bir katma dağeri var, ben görmedim. belki gizliden gizliye bir şeyler yapıyordur ama şahit olmadım.
şimdi aileme dönelim, medeniyet çatısı altında vatana millete hayırlı olsun diye yetiştirdikleri çocuk, kirasıdır marketidir yoludur yemeğidir bir tiyatroya bir sinemaya bile ayıracak bütçeye sahip değil. hayatı metroda, metrobüste, tramvayda ayakta yolculuk yaparak geçiyor. çok meraklı olduğu tarih için türkiye dışına dişinden tırnağından arttırarak nadiren çıkabilmiş, vatana millete bir entelektüel olarak dahi katkıda bulunamıyor. fikirleri hiç olmuş öyle solup gidiyor.
bunu kendim için söylemiyorum, burada bu yazıyı okuyan binlerce insan benim gibi. benden çok daha kaliteli insanlar ulan akşam ne yiyeceğim diye düşünüyor. ticari, ekonomik fikirleriyle istihdam yaratacak, ülke ekonomisine katkı sağlayacak pırıl pırıl binlerce genç, beylikdüzünden levent'e metrobüsle geliyor.
her neyse başlığa dönelim.
harika bir olaydır evet.
istanbul'da 26 evim olsa ne olurdu? aylık 80 bin lira kazanç demek. hadi 10bini düşelim aylık 70 bin. kendi açımdan söylüyorum, ben dünyayı gezerdim. sağlığım oldukça da harika bir hayat sürerdim.
bunları neden yapamıyorum. ailem medeni, kanuna saygılı bir aile olduğu için.
hayat mı merhametsiz, biz mi, bilemedim.
herkese, başar sabuncu'nun namuslu filmini önererek entrymi sonlandırıyorum.
ömür gedik'in inanılmaz tespiti
-
süper güç türkiye'nin önde gelen cesur şarkıcılarından, eleştirmenlerinden hatta gazetecilerinden, ömür hanımın yaptığı tespit. bakalım;
--- spoiler ---
farkındalar mıydı bilmiyorum ama en son 1900 yılında doğanlar için böyle kolaylık olmuştu. böylesi 100 yılda 1 yaşanıyor ve şimdi de 2000'lilere aynı şey oluyor.
2000 doğumluların yaş hesaplamasına gerek yok.
2015'te 15 yaşındalar.
2044'de 44.
2057'de 57.
güzelmiş değil mi?
--- spoiler ---
https://twitter.com/…rmus/status/492235397725188096
evet, bu kadın bir gazetede köşe sahibi.
edit: şu tespiti bile sözlükten görmüş, ne desek boş;
(bkz: 2000 doğumluların yaş hesaplamasına gerek olmaması)