hesabın var mı? giriş yap

  • 2. dünya savaşı esnasında alman saflarında bombardıman uçak pilotu olarak savaşmış savaşçı.

    20 yaşında alman hava kuvvetlerine girmiş ve iki sene sonra kıdemli bir askeri öğrenci olarak zorlu yeni teknikler öğrenmiştir. oldukça başarılı kabul edilen rudel, eğitim amacıyla başka bir okula nakledilmiş ve eğitimine orada devam etmiştir. bu sırada eğitim sürecinde üçüncü senesini tamamladığında teğmen rütbesine atanmıştır.

    2. dünya savaşı sırasında ise polonya seferlerine gözlemci olarak katılmış ve bu sırada 2. sınıf demir haç madalyası kazanmıştır. bunu üzerine üstteğmen olarak britanya savaşına geçmiştir.

    rudel, sovyetlerin almanya'yı işgal ettiği sırada, sovyetlere karşı gösterdiği üstün zaferler 1. sınıf haç madalyasını da kazanmıştır. işgal esnasında sovyetlere karşı gösterdiği en önemli başarılardan biriyse 1000 kg'lık mermi ile sovyet savaş gemisini batırması diyebiliriz.

    savaş esnasında defalarca yaralanmasına rağmen asla savaşmak vazgeçmemiş, sürekli uçuşa devam etmiştir. savaş hayatı boyunca gördüğü en ciddi tehlike ise 40 mm'lik kabuk parçasının uçağına çarpmasıyla sağ ayağından yaralanmış ve zorunlu olarak alman hatlarına inmiştir. birlikte uçtuğu arkadaşı tarafından kanaması durdurulmuş ve ölümden bir kez daha kurtulmuştur. tabii bu sırada bir bacağını kaybettiğini de belirtmek lazım.

    bu kadar başarı ve hayatını almanya için tehlike atması hitler'in gözünden kaçmamış. kendisine savaşmaktan vazgeçmesini ve diğer insanlara örnek olması için hoca olarak ders vermesini söylemesine rağmen rudler savaşmaktan vazgeçmemiş ve yine uçuşlara devam etmiştir.

    savaş esnasında 2530 kere yapmış olduğu uçuşla düşman saflarında yaratmış olduğu zararı somutlaştırmak gerekirse:

    - 519 rus tankı,
    - 1 savaş gemisi,
    - 1 destroyeri,
    - 70 bot,
    - 800'den fazla motorlu araç,
    - 7 savaş uçağı,
    - rus sabit hedeflerine ağır hasar,
    - 150'den fazla topu imha etmiştir.

    stalin tarafından kendisi için 100.000 ruble ödül konulan rudel, savaş bittiğinde sovyetlerin eline düşmemek için 1945 senesinde abd'ye teslim olmuş ve 11 ay esir olarak tutulmuş. esaret süreci bittiğinde ise arjantine taşınmış.

    savaştan sonra hayatı ise şöyle seyretmiş:

    bir bacağı olmamasına rağmen kayak, tenis gibi birçok sporla ilgilenmiş. hatta ve hatta amerika'daki en yüksek tepe olan aconcagua'ya tırmanmıştır. kitap çıkaran, siyasetle aktif olarak ilgilenen rudler, ölmeden önce almanya'ya dönmüş ve başarılı bir iş adamı olmuştur.

    1982 tarihinde ise vefat eden rudler'in cenazesine katılanlar nazi selamı vererek kendisini uğurlamıştır.

    kaynak: https://tr.0wikipedia.org/…vsgfucy1vbhjpy2hfunvkzww

  • mesela 21. dogumgununde onsuz gecirilen her dogumgunu icin toplam 20 ayri hediye almak. bir kac ornek vermek gerekirse 1. yasa emzik, 7. yasa abakus, 12. yasa cicili bicili tokalar gibi. aradaki tutkulu bir asksa, yapiliyor boyle seyler.

  • var böyle bir şey. tüyler ürpertici. tekrar kavga başlatıcı.

    mesela bugün tanık olduğum bir olaydan yola çıkayım;

    banka kuyruğunda bekleyenler var diyelim ya da hastanede doktorun odasının önünde bekleyen kalabalık da olabilir. sıra oluşundan mütevellit ortam zaten azıcık gergindir. aniden bi itiş kakış; ''sıra bendeydi'' gerginliği çıkıyor. atışma başlıyor taraflar arasında. ''arkadaşım bi müsaade et'', ''önce ben geldim lan'' lafları tansiyonu yükseltiyor yavaştan. sonra taraflardan biri yumuşuyor, ''can sıkacak bi durum yok, güzel abim gel sen geç benim sırama'' diyor.. ortam yatışıyor hafiften, tam mırıl mırıl eden kalabalık susacakken tartışmanın taraflarından diğeri, asabi olan patlatıyor bombayı

    - hah işte böyle susarsın, adam ol. !!
    ya da
    - illa uyaralım mı yola gelmen için !!11
    ya da
    - ha şöyle aferim!

    ulan napıyorsun yaa :((( niye kışkırtıyosun adamı? sonra kesin büyük bir kavga çıkıyor, daha bugün gördüm. sus işte adam hazır alttan almış.
    o son anda edilen laf var ya laf! kanın beyne sıçradığı andır. arada susmak lazımdır.

  • katilin, tetiği çeken kişi olmadığı saldırı. doktora, eğitimli vatandaşa karşı halkı bu kadar kışkırtanlar asıl sorumlular.

  • aslında düşmek değil de devrilmek desem daha doğru olur. çünkü çocuk öyle sıkı sarmalanmış ki eğilip bükülmüyor. düşeceği zaman sürahi gibi devriliyor. çocuk derken baya küçük çocuktan bahsediyorum. daha yeni koşmaya başlayan çocuklar. fıtı fıtı diye koşuyorlar ya minik minik onlardan bahsediyorum. genelde kafalarında şapka, boyunlarında kaşkol sarılı ve michelin adamı gibi şişkin gocuk giyerler. boyları 45-50 cm aralığındadır. işte bu çocukların düşüşüne bayılıyorum ben. çok komik devriliyorlar lan gülmekten ölüyorum. kaldıran eden olmasa imkanı yok kalkamazlar. çocuk doğrulamıyor ki. bi de ebeveyn kolundan asılınca 45 derecelik açıyla toparlayıp kalkmaya çalışıyorlar ya, o görüntüye de çok gülüyorum. keşke hep böyle sevimli düşsek di mi? hemen doğrultup öperler adamı.