ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
27 mart 2024 ali koç açıklamaları
-
''sponsorlarımızla görüştük ve yazılı onaylarını aldık. biz neredeysek onlar da orada olacaklar."
başkanım kendinden yazılı onay almış ahaha
20 kasım 2021 büşra dede'nin beyin yakan videosu
-
(bkz: dava için cepte bokla gezmek)
barda tanışılan kızın askerliği yaptın mı demesi
-
askerliği yaptıysanız sevinç verici, yapmadıysanız yürek dağlayan derecede hüzün verici bir durum. başıma geldiğinde yapmamıştım askerliğimi ama kız gerçekten bunu mu ima etti emin değilim. laf sokmuş da olabilir, biraz serseri manyak bir tipi vardı zaten kızın. daha sonra mekanın badigartının platonik kız arkadaşı olduğunu öğrendim. platonik diyorum çünkü çocuk buna hiç açılmamış. o gün beni hırpalarken anlamış kız, çocuğun buna hisleri olduğunu. evlendilerse de hakkımı helal etmiyorum. benim katkım büyük oldu ilişkiye ama bir nikah şekerini çok gördüler. hiç unutmam beni kenara çekip kapıyı göstermişti aşık badigart. yani öyle kibarca "sizden mekanı terk etmenizi istemek zorundayım bayım. buyrun lütfen" şeklinde değil... "şu kapıyı görüyor musun arkadaşım?" dedi. "görüyorum abi" dedim. "seni o kapı gibi dümdüz yaparım" dedi. "kapı düz değil ki" diyerek büyük bir bok yedim. lan zaten bu badigartların "arkadaşım" demesinden korkacaksın, "arkadaşım" dedi mi bil ki kötü bir şey olacak, ya mekana almaz, ya mekandan atar. gel birlikte dans edelim arkadaşım, damın olmasa da gir tabi arkadaşım yok. "alamıyoruz arkadaşım." e nerde kaldı arkadaşlık o zaman? alamıyorsan hani arkadaşlık? hani arkadaşındım? arkadaşlık nerde? nerde dostluk? hani arkadaşlık?
atatürk'ün ceddimiz balıktır biz maymunuz demesi
-
atamın, binlerce kitabı boşuna okumadığını, günümüz siyasileri ile bir tartışmaya girse hepsini bilgisi ile döveceğini gösteren sözleridir.
türkiye'nin en güzel enstrümantal parçası
-
gerçekten birçok güzel parça var, yazılan birçok örneğe katılamadan edemedim. zira enstrümantal müzik pop(üler) kültürün güdümünde olmadığı için, ne idüğü belirsiz piyasa tipler enstrümantala bulaşmıyor, biz de böylece, gerçekten müzik yapma derdinde olan müzisyenlerden çıkan eserleri dinleyebiliyoruz.
yalnız yine de "kendi adıma" şunu diyebilirim. ne yavuz çetin'den dünya, ne melih kibar'dan sucu çocuk, ne mercan dede'den huxi, ne erkan oğur'dan ağırlama, ne ezginin günlüğü'den bahçedeki sandal, ne tuluyhan uğurlu'dan istanbul, ne fahir atakoğlu'dan denizlere', ne gevende'den nem, ne serdar öztop'tan sükut, ne incesaz'dan hisar, ne metin kemal kahraman'dan ferfecir, ne yansımalar'dan sonbahar, ne yeni türkü'den açıl doğu açıl, ne cahit berkay'dan devlerin aşkı, ne efkan şeşen'den çarşambayı sel aldı, ne taksim trio'dan belalım, ne de şu an aklıma gelmeyen diğerleri. bunların hepsi birbirinden başarılı olsa da, bence türkiye'nin en güzel, en bize has enstrümantal müziğini yapmış olan adam barış manço'dur:
40. yıl
selçuk inan
-
halı sahadaki ben. top bana gelmesin, top bir an önce benden çıksın, benden huzurlusu yok.
beni nerede izledi bilmiyorum ama yanlış adamı rol model aldığı kesin.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
hazırlık sınıfı ingilizce dersinde aynen yaşanmıştır.
sınıfta uğultulu bir ortam vardır. hoca, yanındakiyle konuşan ve dersten bihaber olan arkadaşı kızgın bir şekilde kaldırarak başlar sormaya
+ bla bla blaa... good idea or not ?
- ..... ? ? ?
+ ( hoca daha bi' sinirle tekrar sorar parçayla ilgili sorusunu ) bla bla bla... ok or not ?
- ...? ... ?
+ ( hoca dişlerini sıkarak ve tane tane ) okey ... or ... not ... ??
- (ve arkadaş bir cevap vermesinin zorunluluğunu dibine kadar hissederek o tarihi cevabı verir ) or.
kabızlık problemine bilimsel çözümler
-
taşa oturun, soğuk çeksin. yeterince oturursanız ruhunuzu bile sıçabilirsiniz.
cihangir social
-
tam aksine gidilip, hatta zirve düzenleyip hayvanlar gibi yiyip içtikten sonra, "biz yediklerimizi beğenmedik" denip beş kuruş para vermeden çıkılması gereken mekandır.
en kısa sürede batasıcalar.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
arkadaşın ablası hamile ve bebeğin erkek olacağı belli olmuş, isim düşünülüyor. ailenin aklında modern isimler var ama abla olacak olan 3 buçuk yaşındaki kızlarına da fikrini soruyorlar:
+ berencim ne olsun kardeşinin adı?
- bilo olsun
+ başka bir şey mi olsa acaba?
- erkek bilo olsun o zaman
günlerce gülünmüş eğlenilmiş ama... bebeğin doğmasına günler var şimdi. arkadaş ablasıyla telefonda konuşurken bilo nasıl diyor, annesi bebek eşyası alırken bilo'ya aldım diyor vs. sanırım çocuğun adını kaan falan koyup aile içinde bilo diye çağıracaklar. pardon erkek bilo.