ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
trafoya çatal sokup patlatan çocuk
-
a.koydumun eğitimsiz primatları
edit: 4 yaşında çocuğu öylece sokağa salan ebeveynlere ve olaydan sonra eşini döven sperm israfı babaya söylüyorum.
hayatı özet geçen cümleler
-
binlerce yıldır söylenegeldiği gibi ve son olarak neil gaiman'ın da ifadesiyle:
"hayatın bir oyun olduğuna, hayatın zalim bir şaka olduğuna, hayatın sen yaşarken olanlar olduğuna, bu yüzden arkana yaslanıp zevkini çıkarman gerektiğine inanıyorum."
emekli maaşları derhal yarıya indirilsin
-
şu anda "emekli" olan kişi, çalışmaya başladığı tarihte devletle bir anlaşma yapar. her ay maaşının belli bir kısmı kesilerek devlet hazinesine aktarılır. işveren de devletin hazinesine işçi adına olacak şekilde bir pay daha yatırır. neticede bu insan adına her ay "iki" pay devlete verilir. bu 25 yıl boyunca (en az) devam eder.
devlette, "sen bana bunu veriyorsun ya ben de sana 25 yıl-5400 iş günü - 65 yaş olunca şimdi aldığından az ama sonuçta bir maaş bağlayacağım der ve anlaşma devreye girer.
bu verilen maaş, devletin bana verdiği bir sadaka değildir. en az 25 yıl çayır çatır maaşımın bir kısmını devlete vermişimdir.
bu maaş devleti yönetme iddiasındaki kişilerin bana bahşettiği bir armağan değildir. 25 yıl ben bunun karşılığını fazla fazla ödemişimdir.
ben ölünceye kadar bu maaşı yaptığımız anlaşma gereği bana ödemek zorundadır. her yıl bu maaşa kendi sebep olduğu enflasyon kadar zam yapmak zorundadır.
bu sürede bana ücretsiz sağlık hizmeti vermek zorundadır ki bu da anlaşma gereğidir.
işin daha da ilginç tarafı fikir yürütmekten bile aciz üç yüz küsür yazarda bu başlığın saçma olan ilk mesajını favlamıştır.
yazıktır.
edit : @cakura adlı yazar arkadaşın bir mesajı üzerine, "devletle yapılan anlaşma" diyoruz ama, aslında bu devletin zorunlu tuttuğu bir anlaşma. anlaşma yapmazsan sen ve işveren bir de ceza yiyorsun. yani emekli aldığı maaşı kuruşuna kadar hak ediyor. üstelik ödediğinden eksik bir miktarı. hakikaten bir "söğüşleme" söz konusu burada, bir yazık da devlete.
yurtdışı çıkış harç pulunun 300 tl olması
-
başlığı açan arkadaşın yorumuna katılmıyorum.
bu millet kesinlikle bunu hak ediyor.
surata bir şamar gibi inen acı gerçekler
-
gecenin karanlığında karşı apartmanda beliren komşu kızının, onca soğuğa, zatürre tehlikesine rağmen saatlerce "bir kez olsun kıpırdamayışı" bile bir kuşkuya mahal bırakmadan kesilmesi. hem de en tarz, en kasıntı pozlarla. annenin "oğlum kafayı mı yedin? donacaksın orda gir içeri" çağrılarına karşılık vermeyeşin ardından sabah karşı balkonda duran şeyin kova içine ters dikilmiş vileda sopası olduğunu farketmek. (bkz: miyop) (bkz: karanlık)
pazar gecesi depresyonu
-
az evvel; eti'ye, bisküvileriyle ilgili önerilerimi dile getiren bir mail atmama sebebiyet vermiş işsizliktir.
fenerbahçe'nin 5 yıldızlı tişört çıkarması
-
(bkz: 5 yıldız oldu tanklar gelecek) *
ben yandım bari siz yanmayın tavsiyeleri
-
cami dibinden ev tutmayın hele de tövbe satın almayın olarak verilebilecek tavsiyedir.
kariyer.net'teki fantastik yazılımcı ilanı
-
istenen özelliklerde sadece servis güzergahını tutturabildiğim ilan.
ne güzel lan; sabah gider, akşam dönerim. gezinti olur benim için. evet.