ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1. köprüye hala boğaziçi demek
-
benim için her zaman boğaziçi olarak kalacaktır.
etek giyen avukata tepki gösteren imamlar
-
imam değil sapıklardır.
sayın avukat çocuk yaşta evliliklerin önüne geçilmesi yönünde bildiri ve konuşma yaptığı icin muhtemelen çocuklara göz koyamayacak olmalarindan rahatsız olmuşlar, eteği bahane etmişlerdir.
yıl olmuş 2022,modern ve laik türkiye cumhuriyetinde etek giymekten rahatsiz olan insan lütfen bu ülkeden gitsin ve daha fazla ne varlığıyla ne de zihniyetiyle kirletmesin ülkemizi,zira yeterince kirlettiniz zaten.
18 eylül 1932 ilk türkçe ezanın okunması
-
tanrı uludur = allahü ekber.
hah arapça öğren illa anlamlı ibadet etmek istiyorsan diyebilirsin ama olmuyor öyle işte.
mesela god is great derken de anlamını biliyorum ama “tanrı uludur” derken ki gibi olmuyor. çok basit bi sebebi var aq çünkü türk'üm ben, anadilim türkçe. ha “allahü ekber” demişim ha “god is great” demişim ikisi de uzak ve duygusuz gelir bana.
maliki yevmid din ne mesela. insan ibadet ederken anlamlı ibadet etmek istemez mi, robot musun sen ezbere iş yapacaksın.
bi gün yine bu topraklarda türkçe ezanlar okunması dileğiyle.
edit: ayet düzeltildi.
oğluma recep tayyip adını vermiştim pişmanım
-
süper demeç. içim soğuyor böyle şeyler gördükçe.
memurlara da aşk olsun. tayinimiz çıkar, sürülürüz diye korkuyorlar. abi zaten çankırı’dasın lan. sürül belki ufkun açılır amk.
hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz
-
"konuştuğun zaman sadece bildiklerini tekrar edersin ama dinlersen yeni şeyler öğrenebilirsin."
demiş dalai lama. ne güzel demiş.
sıcak banyo sonrası ömer baba'ya dönüşmek
-
kendimde gözlemlediğim korkunç bir dönüşüm. en tıfıl, en beybi çağlarımda bile deli gibi sıcak suyla banyo yapardım. hala da öyle... şimdi şöyle bir durum var: insan sıcak suyla banyo yaptıktan sonra hayata bakışı değişiyor aslında. daha bir sakin, daha bir mülayim oluyor. misal sıcak banyo öncesi kapıma aidat artışını haber vermek için kapıcı (aka apartman görevlisi) geldi... ne oluyor? üzülüyorum, geriliyorum, neyin zammı lan bu şimdi diyorum, içim içimi yiyor, sinirden titreme geliyor. oysa aynı adam, ben sıcak bir duş aldıktan sonra karşıma geldiğinde ona kurtlar vadisi'ndeki ömer baba gibi davranıyorum:
- abi iyi akşamlar, yönetim kurulu karar aldı... aidatlara 50 ytl zam yapıldı.
- olur evladım...
- bu ay bir de bakım masrafı var 50 ytl... yönetici "kat maliklerinden ikisini birden tahsil edin" dedi...
- hay hay... yönetici oğluma da çok selam söyle... ona de ki zamanında bir derviş ormanda gezerken yaralı bir ceylan görmüş... ceylanı acı çekmesin diye öldürmüş... o gece rüyasında ceylan dile gelmiş, demiş ki...
- benim işim var, başka katlara gidecem... eyi akşamlar...
- hayırlı akşamlar evladım... güle güle git...
bu adamdan zarar gelmez denilen adam olmak
-
- aa cenk nabıyosun? aysun mu o?
- evet.. sen zararsızsın dedi.. kafasına vazoyla vurup bayılttım ırzına geçiyorum şimdi...
- aheuahe ilahi cenk.. söyle aysun'a cafe de zartzurt'a gidiyoz biz, oyalanmasın gelsin..
- ühühühüh ibneler...
reza zarrab amerika'nın ajanıydı
-
daha bir kaç gün önce " amerika'nın zorla alıkoyup, itiraflara zorladığı türk vatandaşı" idi.
nasıl bir dere ki bu, sular çılgınca akıp gidiyor?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"mahallede uyuşturucuya hayır yürüyüşü yapıyorlar, en önde yürüyen torbacı amk."
eski kadınlar o kadar işi nasıl yapıyordu
-
1. dere kenarında çamaşır vs yıkamak tek başına yapılan bir eylem değildi. kızlar küçük yaşlardan itibaren çalıştırılırdı.
2. erkekler tarlalara giderdi yine küçük yaştan itibaren.
3. çocuk yetiştirmek öyle çok da önemli bir şey değildi. o nedenle 8-10 çocuk yapılırdı zaten. önemli olan gerekli iş gücüydü.
4. bu çocuklar verilen bu işler dışında genellikle orada burada rahat bir şekilde takılarak büyürdü. karakterlerine göre yönelimleri olurdu. kötüyse kötü, iyiyse iyi. özellikle erkek çocuklara aile gece nerede kaldın demezdi.
5. eski insanların karnını doyurmaktan başka derdi yoktu. şimdiki insanlar yani bizler kapitalist sistemlerin kölesiyiz. her şeye sahip olmak istiyoruz. o nedenle çok yorgunuz. eski insanların bildiği tek şey kendi köyleriydi ötesini pek bilmezlerdi.
alt geçitte deniz yatağıyla yüzen adam
şeyma subaşı
-
tamam onu eleştiren herkes kıskançlıktan ölüyor anladık da, utanmadan plaza köpeği yazacak kadar seytanın avukatlığını yapanlara ne demeli.
insan ilişkilerinden çıkarılmış en önemli ders
-
kendinize saygı duymak istiyorsanız, size yapılan hiç bir saygısızlığı affetmeyin.. insanlar her saygısızlık sonrası daha da cesaretlenir size karşı, saygı sizin kişiliğinizdir, çizgilerinizdir. çizgileri olmayan insanlar saygı görmezler.
ego hep bize kötü bir şey gibi sunuluyor, oysa ki kararında ve yönetilebilir bir ego her insan için olmalıdır.
ayrıca, dozunda kötülük her insan için gereklidir..
debe editi: çok fazla soru geldi, dozunda kötülük nasıl oluyor diye,
bir insana kızmanız gerekiyorsa kızacaksınız, ayrılmanız gerekiyorsa ayrılacaksınız, siz bunları yapmazsanız bu enerji karşı tarafa geçer ve onlar hadsiz bir şekilde bunu yapar.
zorunlu edit: bu entrynin debeye girmesi çok şaşırttı beni, çok fazla insan mesaj attı ve cevap veremedim.
size zamanı olmayanın mutlaka başka birine zamanı vardır, size saygı duymayanın başka birine saygısı vardır.
net olun ve size saygısı olmayan insanları şutlayın hayatınızdan, pollyanna olmayın.
ve unutmayın herkes her şeyi bilerek ve isteyerek yapıyor, cezasız bırakırsanız yaptığının doğru olduğunu düşünür ve tekrar tekrar yapar..