hesabın var mı? giriş yap

  • down sendromlu çocuklarla çalışan birisi olarak down sendromu ile ilgili yapabileceğim en iyi tanımlama şudur: insanın iyi olma hali. evet bazı zihinsel süreçlerde zorluk yaşıyorlar, evet iletişim becerileri ileri düzeyde değil; amma her zaman karşısındaki insana hiçbir art niyet, çıkar gözetmeksizin sevgiyle yaklaşmayı becerebiliyorlar. kendilerine ne kadar kötü davranılırsa davranılsın efendiliğini korumayı başarabiliyorlar her ne kadar kalpleri kırılsa da. beklentileri kendileriyle ilgilenilmesi, insanların onlardan korkup kaçmaması, geri zekalılıkla etiketlendirilmemek. bir gün down sendromlu biriyle karşılaştığınızda, hiç çekinmeden muhabbet edin ne kadar mükemmel insan olduklarını göreceksiniz. haa bu arada down sendromu bir hastalık değildir.

  • çiftleşme mevsimi geldiği zaman, kendisine acilen bir eş bulmak için elalemin herifiyle uğraşmak zorunda kalmak.

    -alo. meraba. ilanınızı gördüm. eş arıyormuşsunuz?
    -ben aramıyorum beyfendi. kedim arıyor. ama yardımcı oluyoruz tabi biz kendisine.
    -eheheha. çok şakacısınız.
    -öyleyim galiba.
    -şimdi bende bi ankara kırması var. tüyler böyle uzun uzun.
    -çok şirin. fakat ben ilanda siyam aradığımızı belirtmiştim.
    -eeeaa! olsun.
    -olmaz beyfendi, cins kediler böyle. başka cinsleri kabul etmiyorlar.
    -olsun. biz bi görüşelim.
    -hoşçakalın beyfendi! (hırrrr)*

  • lan arkadaş millet iş görüşmesi için geldiği şehirde direkt sanat camiyasıyla temasa geçiyor, kavga ediyor, saman ye doymazsan beni ye tarzı tartışmalara giriyor. bize de düşe düşe saat satan zenciler düşüyor. oğlum bu hayata bir sıfır yenik başlamışız ötesi yok.

  • afganistan'da bir adam rüyasında hz. hüseyin’in "kendine 3 el ateş et, sana bir şey olmayacak" dediğini söyleyerek tüfekle kendini vurup ölmeyeceğini kalabalığa ispatlamaya çalışıyor.

    ama nedense ölüyor. çok ilginç

    kaynak

  • 47 yaşındayım, emekliyim, kadınım; baharda ehliyet aldım, 2 ay önce de araba. araba kullanırken camları açıyorum, full bass vererek son ses müzik dinliyorum, ciğerlerim titriyor.
    bahçeşehir/gölet - akbatı arasında zangır zangır gidip gelen maganda benim. ayılığın bağrından kopup geldim ve bundan zevk alıyorum.
    çelik jant da taktırmayı düşünüyorum.

  • herşey güzel giderken hiçbir sıkıntımız olmazken ,sene 2000 türkiye nin mali kriz geçirdiği, doların alıp başını gittiği, esnafın kepenk kapatmaya başladığı bir dönemdeyiz. babamda dolarla bir araba almış dolar birden artış gösterince de onu ödeyemez hale gelmişti işler iyi gitmemişti. ben o sıralar öğrenciyim daha yeni gelmişim eskişehir e yurtta kalıyorum işte derslere gidip geliyoruz okuyoruz ediyoruzz . ben tabi yeni bir şehre gelmişim ortama daha yeni alışmışım kendimi yalnız hissediyorum sevdiklerimi özlüyorum böyle bir bocalama devresindeyim falan herşey ilk başlarda güzel giderken babam yurt parasını ödemekte ve bana harçlık göndermekte zorlanmaya başlıyor. öğrencilikte idare ediyosun bi şekilde sadece yumurtayla beslen, sadece makarnayla beslen farketmiyor. ama zamanı gelince yurt sorumlusu ödemenin geciktiğini her ay tekrarlayınca sende de motive kalmıyor . sonra bir gün telefonla konuşurken anneyle eve haciz geldiğini öğreniyosun başka problemlerin olduğunu öğreniyosun. kalkıp memlekete gittiğin bir gün yine haciz memurlarıyla karşılaşıyosun hatta aynı gün babam kredi alacak bankadan, eve de exper gelecek annem haciz memurunu exper zannedip buyrun buyrun diye içeri davet etmişti (sonradan buna çok güldük) baktım olmuyor 1 sene sonra ben okuldan ayrıldım. toparlanmak zorundaydık o sene annem emekli oldu mecburen çünki emeklilik parsını borçlara vermek zorundaydık. sağlık problemlerimiz çıkmıştı ortaya ve de üstüne üstlük 5 senelik sevgilim benden ayrılmıştı kısacası hayatın dibinde olduğumuz bir dönemdeydim.markete gittiğimizde elimizde hesap makinasıyla alışveriş yapardık sadece temel ihitiyaçlar alınırdı. öyle her beğendiğimizi sepete atamazdık artık. bu süreci geçirmek uzun zaman aldı herşeyi düzene sokabilmek, tabi bu ailemizin birliği beraberlği sayesinde oldu. sonra ben tekrar başka bir üniversiteye girip okudum hayatıma yeni bir yön verdim işlerimizde düzeldi çok şükür şimdi eskiisnden de daha iyiyiz. ama şunları öğrendim paralı da parasız da nasıl yaşanabildiğini, dipten nasıl çıkılabildiğini, beraber olmanın güç kazandırdığını en önemlisi sabretmeyi ve savaşmayı öğrendim.

  • süper olay.

    ekran görüntüsüne gerek yok, twitter'da #receptayyiperdoğan yazıp aratırsanız nadide örneklerine tanıklık edebilirsiniz.